TÜKETİCİ İŞLEMİ KAVRAMI
1-Tüketici İşleminin Tanımı:
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/l maddesinde tüketici işlemi “ Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
2-Tüketici İşleminin Unsurları:
Kanundaki tanımlar doğrultusunda tüketici işleminin şu unsurları içerdiği sonucuna ulaşılmaktadır:
a)Hizmet,mal edinme,kullanma veya yararlanma içerikli bir sözleşme olması,
b)Sözleşmenin bir tarafının ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden bir gerçek veya tüzel kişi olması,
c)Sözleşmenin diğer tarafının tüketici olması,
d)Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi.
3-Tüketici İşlemi Niteliğinin Sonuçları:
a)Bir işlemin tüketici işlemi olması halinde, 6502 sayılı TKHK hükümleri uygulanacaktır. Ancak bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler (TTK,TBK,TMK) uygulanacaktır. (6502 SK. Md 83/1)
Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. (6502 SK. Md 83/2)
b)Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır. Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılır. (6502 SK. Md 4/6)
c)Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir. (6502 SK. Md 4/5)
d)Tüketici sözleşmelerinde anapara faizi ve temerrüt faizi oranları ve bu oranların taraflarca serbestçe kararlaştırıp kararlaştıramayacağına dair düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda Borçlar Kanununun 88. ve 120. maddelerinin uygulanması gerekecektir.
e)Tüketicinin para alacaklısı olduğu hallerde ise 6502 sayılı TKHK’da hüküm bulunmadığından, tüketici TTK. md. 19 uyarınca ticari temerrüt faizi oranı üzerinden talepte bulunabilecektir.
f) Bileşik faiz , faizin anaparaya eklenmesi suretiyle bulunan tutara yeniden faiz yürütülmesi şeklinde işletilen faizdir. Temerrüt hâli de dâhil olmak üzere, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmaz. (6502 SK. Md 4/7)
g) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.
Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. (6502 SK. Md 5/1,2)
h) Tüketici işlemi niteliğindeki sözleşmelerde bulunması gereken özellikler,sözleşmenin nasıl düzenleneceğine dair teknik nitelikler , genel işlem niteliğindeki hükümlerin , haksız şartların başkaca hukuki sonuçları hakkında da 6502 sayılı TKHK.’daki ayrıntılı özel hükümler uygulanacaktır. (6502 SK. Md 4,5,6 ve 7)
i) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda her yıl Ticaret Bakanlığınca belirlenen bir miktara kadar olan uyuşmazlıklar için il ve bazı ilçe merkezlerinde tüketici hakem heyeti görevli olup , bu miktarı aşan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda ise tüketici mahkemeleri görevlidir. (6502 SK. Md 66 ve 73)
j) Tüketici hakem heyetine başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. (6502 SK. Md 68 / 3)
Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir. (6502 SK. Md 73/ 5)
C. YARGI KARARLARINDA VE DOKTRİNDE TÜKETİCİ İŞLEMİ
Serozan , TKHK. eleştirisinde, “Liberalizmin hukuki avadanlığıyla tüketim toplumunun kanayan yaraları sarılıp sağaltılamaz; tüketici etkin bir şekilde korunamaz. Serbest piyasa yanlısı bir yaklaşımla, olsa olsa, salt göstermelik, susmalık ve korkuluk bir ‘hayali koruma yasası’ çıkarılabilir. Pazarla bütünleşmiş önlemlerle değil, ancak pazarı düzeltici önlemlerle korunabilir tüketici.
Bu arada şu gerçek asla unutulmamalıdır: Aynen işçinin ve kiracının korunması sorunu gibi, tüketicinin korunması sorunu da son değerlendirmede ‘bireyin en yüksek kârı elde etmeyi tek amaç bilen sermayeye karşı korunması’ sorunudur. Özünde üretim araçları mülkiyetinin sosyal kaygılarla sınırlanması anlamına gelen bu koruma, ister istemez tüm mülkiyet ve sermaye sınırlamaları gibi, toplumun belirli bir gelişme aşamasında geçerli somut ve siyasal güç dengelerine bağlı olarak saptanır. Tüketiciyi (sözüm ona) aslında ‘Kandırma’ yasası, bu bilimsel gerçeklerin en acı örneğidir.” demektedir.
a) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda tüketici işlemi, eski (4077 SK.) kanun hükmünün aksine genişletilmiştir. Burada Yargıtay’ın daha önce verdiği tüketici hukukuna ilişkin içtihatlarının değiştirilmesi amaçlanmıştır. Kanun koyucunun birçok sözleşme tipini örnek vererek hükmü düzenlemesi, Yargıtay içtihatları ile tüketici işlemi sayılmayan bazı sözleşme tiplerinin tüketici işlemi kapsamına alınması isteğini göstermektedir.
TKHK. 51/9 uyarınca, ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde paket tur hizmetinden faydalanan kişiler de tüketici olarak kabul edilir. Bu hükümle tüketici işleminin kapsamı genişletilmiş olmaktadır. Paket tur sözleşmesinde hizmet alan kişi ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde hareket etmiş olsa bile tüketici olarak kabul edilmiştir.
Doktrinde tüketici işlemi kavramının olması gerekenden fazla genişletildiği (Mustafa Alper GÜMÜŞ) , tüketiciyi koruma derecesinin aşırı derecede abartıldığı ( Tamer İNAL , Yeşim ATAMER) yönünde kanaatler bulunmaktadır.
Uygulamada tartışma daha ziyade ticari iş-tüketici işlemi ve tacirlerin işlemlerinin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı noktasında yoğunlaşmaktadır.
b)Tüketicinin mesleki amaçlarla hareket edip etmediği ticari iş-tüketici işlemi ilişkisi değerlendirmesinin yapılması açısından önem göstermektedir.
Mal ya da hizmet sağlanırken özel ihtiyaçların giderilmesi, ticari amaç ya da kâr güdülmemesi tüketicinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Eşya taşıma sözleşmelerinde gönderen, tacir veya esnaf niteliğinde ise ve ticari malların müşterilerine ulaştırılması için sözleşme yapmış ise, tüketici sayılamayacağı , fakat, arkadaşına hediye göndermek gibi kişisel amaçlarla taşıma sözleşmesi yaptığında, tüketici sayılması gerektiği savunulmaktadır.
İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi’nin 10.05.2005 tarih, 2004/4600 E ve 2005/ 433 K. sayılı kararında, “Bir sözleşmenin tüketici kredisi sözleşmesi olarak kabul edilebilmesi için kredi alanın tüketici olması ve kredinin tüketim amacı ile kullanılması gerekir. Oysa krediyi kullanan şirketin tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira krediyi kullanan şirket ticari amaçla kurulmuş ve tüm faaliyetleri ticari amaçlarının gerçekleşmesine yöneliktir. Yargıtay’ın muhtelif içtihatlarında da ticari şirketlerin tüketici kabul edilemeyeceği açıklanmıştır. Yasada tüketici olarak kabul edilen tüzel kişiler ticari amaçla kurulmayan tüzel kişilerdir. Örneğin ticari amaçla kurulmayan dernek, vakıflar yasada tüketici kabul edilen tüzel kişilerdendir..” denilmiştir.
Tacirlerin yüklü miktarda boya,lastik vb. malları satın almasının ticari işletmesi il TÜKETİCİ İŞLEMİ KAVRAMI
1-Tüketici İşleminin Tanımı:
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/l maddesinde tüketici işlemi “ Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
2-Tüketici İşleminin Unsurları:
Kanundaki tanımlar doğrultusunda tüketici işleminin şu unsurları içerdiği sonucuna ulaşılmaktadır:
a)Hizmet,mal edinme,kullanma veya yararlanma içerikli bir sözleşme olması,
b)Sözleşmenin bir tarafının ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden bir gerçek veya tüzel kişi olması,
c)Sözleşmenin diğer tarafının tüketici olması,
d)Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi.
3-Tüketici İşlemi Niteliğinin Sonuçları:
a)Bir işlemin tüketici işlemi olması halinde, 6502 sayılı TKHK hükümleri uygulanacaktır. Ancak bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler (TTK,TBK,TMK) uygulanacaktır. (6502 SK. Md 83/1)
Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. (6502 SK. Md 83/2)
b)Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır. Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılır. (6502 SK. Md 4/6)
c)Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir. (6502 SK. Md 4/5)
d)Tüketici sözleşmelerinde anapara faizi ve temerrüt faizi oranları ve bu oranların taraflarca serbestçe kararlaştırıp kararlaştıramayacağına dair düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda Borçlar Kanununun 88. ve 120. maddelerinin uygulanması gerekecektir.
e)Tüketicinin para alacaklısı olduğu hallerde ise 6502 sayılı TKHK’da hüküm bulunmadığından, tüketici TTK. md. 19 uyarınca ticari temerrüt faizi oranı üzerinden talepte bulunabilecektir.
f) Bileşik faiz , faizin anaparaya eklenmesi suretiyle bulunan tutara yeniden faiz yürütülmesi şeklinde işletilen faizdir. Temerrüt hâli de dâhil olmak üzere, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmaz. (6502 SK. Md 4/7)
g) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.
Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. (6502 SK. Md 5/1,2)
h) Tüketici işlemi niteliğindeki sözleşmelerde bulunması gereken özellikler,sözleşmenin nasıl düzenleneceğine dair teknik nitelikler , genel işlem niteliğindeki hükümlerin , haksız şartların başkaca hukuki sonuçları hakkında da 6502 sayılı TKHK.’daki ayrıntılı özel hükümler uygulanacaktır. (6502 SK. Md 4,5,6 ve 7)
i) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda her yıl Ticaret Bakanlığınca belirlenen bir miktara kadar olan uyuşmazlıklar için il ve bazı ilçe merkezlerinde tüketici hakem heyeti görevli olup , bu miktarı aşan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda ise tüketici mahkemeleri görevlidir. (6502 SK. Md 66 ve 73)
j) Tüketici hakem heyetine başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. (6502 SK. Md 68 / 3)
Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir. (6502 SK. Md 73/ 5)
C. YARGI KARARLARINDA VE DOKTRİNDE TÜKETİCİ İŞLEMİ
Serozan , TKHK. eleştirisinde, “Liberalizmin hukuki avadanlığıyla tüketim toplumunun kanayan yaraları sarılıp sağaltılamaz; tüketici etkin bir şekilde korunamaz. Serbest piyasa yanlısı bir yaklaşımla, olsa olsa, salt göstermelik, susmalık ve korkuluk bir ‘hayali koruma yasası’ çıkarılabilir. Pazarla bütünleşmiş önlemlerle değil, ancak pazarı düzeltici önlemlerle korunabilir tüketici.
Bu arada şu gerçek asla unutulmamalıdır: Aynen işçinin ve kiracının korunması sorunu gibi, tüketicinin korunması sorunu da son değerlendirmede ‘bireyin en yüksek kârı elde etmeyi tek amaç bilen sermayeye karşı korunması’ sorunudur. Özünde üretim araçları mülkiyetinin sosyal kaygılarla sınırlanması anlamına gelen bu koruma, ister istemez tüm mülkiyet ve sermaye sınırlamaları gibi, toplumun belirli bir gelişme aşamasında geçerli somut ve siyasal güç dengelerine bağlı olarak saptanır. Tüketiciyi (sözüm ona) aslında ‘Kandırma’ yasası, bu bilimsel gerçeklerin en acı örneğidir.” demektedir.
a) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda tüketici işlemi, eski (4077 SK.) kanun hükmünün aksine genişletilmiştir. Burada Yargıtay’ın daha önce verdiği tüketici hukukuna ilişkin içtihatlarının değiştirilmesi amaçlanmıştır. Kanun koyucunun birçok sözleşme tipini örnek vererek hükmü düzenlemesi, Yargıtay içtihatları ile tüketici işlemi sayılmayan bazı sözleşme tiplerinin tüketici işlemi kapsamına alınması isteğini göstermektedir.
TKHK. 51/9 uyarınca, ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde paket tur hizmetinden faydalanan kişiler de tüketici olarak kabul edilir. Bu hükümle tüketici işleminin kapsamı genişletilmiş olmaktadır. Paket tur sözleşmesinde hizmet alan kişi ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde hareket etmiş olsa bile tüketici olarak kabul edilmiştir.
Doktrinde tüketici işlemi kavramının olması gerekenden fazla genişletildiği (Mustafa Alper GÜMÜŞ) , tüketiciyi koruma derecesinin aşırı derecede abartıldığı ( Tamer İNAL , Yeşim ATAMER) yönünde kanaatler bulunmaktadır.
Uygulamada tartışma daha ziyade ticari iş-tüketici işlemi ve tacirlerin işlemlerinin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı noktasında yoğunlaşmaktadır.
b)Tüketicinin mesleki amaçlarla hareket edip etmediği ticari iş-tüketici işlemi ilişkisi değerlendirmesinin yapılması açısından önem göstermektedir.
Mal ya da hizmet sağlanırken özel ihtiyaçların giderilmesi, ticari amaç ya da kâr güdülmemesi tüketicinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Eşya taşıma sözleşmelerinde gönderen, tacir veya esnaf niteliğinde ise ve ticari malların müşterilerine ulaştırılması için sözleşme yapmış ise, tüketici sayılamayacağı , fakat, arkadaşına hediye göndermek gibi kişisel amaçlarla taşıma sözleşmesi yaptığında, tüketici sayılması gerektiği savunulmaktadır.
İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi’nin 10.05.2005 tarih, 2004/4600 E ve 2005/ 433 K. sayılı kararında, “Bir sözleşmenin tüketici kredisi sözleşmesi olarak kabul edilebilmesi için kredi alanın tüketici olması ve kredinin tüketim amacı ile kullanılması gerekir. Oysa krediyi kullanan şirketin tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira krediyi kullanan şirket ticari amaçla kurulmuş ve tüm faaliyetleri ticari amaçlarının gerçekleşmesine yöneliktir. Yargıtay’ın muhtelif içtihatlarında da ticari şirketlerin tüketici kabul edilemeyeceği açıklanmıştır. Yasada tüketici olarak kabul edilen tüzel kişiler ticari amaçla kurulmayan tüzel kişilerdir. Örneğin ticari amaçla kurulmayan dernek, vakıflar yasada tüketici kabul edilen tüzel kişilerdendir..” denilmiştir.
Tacirlerin yüklü miktarda boya,lastik vb. malları satın almasının ticari işletmesi il TÜKETİCİ İŞLEMİ KAVRAMI
1-Tüketici İşleminin Tanımı:
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/l maddesinde tüketici işlemi “ Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
2-Tüketici İşleminin Unsurları:
Kanundaki tanımlar doğrultusunda tüketici işleminin şu unsurları içerdiği sonucuna ulaşılmaktadır:
a)Hizmet,mal edinme,kullanma veya yararlanma içerikli bir sözleşme olması,
b)Sözleşmenin bir tarafının ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden bir gerçek veya tüzel kişi olması,
c)Sözleşmenin diğer tarafının tüketici olması,
d)Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi.
3-Tüketici İşlemi Niteliğinin Sonuçları:
a)Bir işlemin tüketici işlemi olması halinde, 6502 sayılı TKHK hükümleri uygulanacaktır. Ancak bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler (TTK,TBK,TMK) uygulanacaktır. (6502 SK. Md 83/1)
Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. (6502 SK. Md 83/2)
b)Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır. Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılır. (6502 SK. Md 4/6)
c)Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir. (6502 SK. Md 4/5)
d)Tüketici sözleşmelerinde anapara faizi ve temerrüt faizi oranları ve bu oranların taraflarca serbestçe kararlaştırıp kararlaştıramayacağına dair düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda Borçlar Kanununun 88. ve 120. maddelerinin uygulanması gerekecektir.
e)Tüketicinin para alacaklısı olduğu hallerde ise 6502 sayılı TKHK’da hüküm bulunmadığından, tüketici TTK. md. 19 uyarınca ticari temerrüt faizi oranı üzerinden talepte bulunabilecektir.
f) Bileşik faiz , faizin anaparaya eklenmesi suretiyle bulunan tutara yeniden faiz yürütülmesi şeklinde işletilen faizdir. Temerrüt hâli de dâhil olmak üzere, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmaz. (6502 SK. Md 4/7)
g) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.
Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. (6502 SK. Md 5/1,2)
h) Tüketici işlemi niteliğindeki sözleşmelerde bulunması gereken özellikler,sözleşmenin nasıl düzenleneceğine dair teknik nitelikler , genel işlem niteliğindeki hükümlerin , haksız şartların başkaca hukuki sonuçları hakkında da 6502 sayılı TKHK.’daki ayrıntılı özel hükümler uygulanacaktır. (6502 SK. Md 4,5,6 ve 7)
i) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda her yıl Ticaret Bakanlığınca belirlenen bir miktara kadar olan uyuşmazlıklar için il ve bazı ilçe merkezlerinde tüketici hakem heyeti görevli olup , bu miktarı aşan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda ise tüketici mahkemeleri görevlidir. (6502 SK. Md 66 ve 73)
j) Tüketici hakem heyetine başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. (6502 SK. Md 68 / 3)
Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir. (6502 SK. Md 73/ 5)
C. YARGI KARARLARINDA VE DOKTRİNDE TÜKETİCİ İŞLEMİ
Serozan , TKHK. eleştirisinde, “Liberalizmin hukuki avadanlığıyla tüketim toplumunun kanayan yaraları sarılıp sağaltılamaz; tüketici etkin bir şekilde korunamaz. Serbest piyasa yanlısı bir yaklaşımla, olsa olsa, salt göstermelik, susmalık ve korkuluk bir ‘hayali koruma yasası’ çıkarılabilir. Pazarla bütünleşmiş önlemlerle değil, ancak pazarı düzeltici önlemlerle korunabilir tüketici.
Bu arada şu gerçek asla unutulmamalıdır: Aynen işçinin ve kiracının korunması sorunu gibi, tüketicinin korunması sorunu da son değerlendirmede ‘bireyin en yüksek kârı elde etmeyi tek amaç bilen sermayeye karşı korunması’ sorunudur. Özünde üretim araçları mülkiyetinin sosyal kaygılarla sınırlanması anlamına gelen bu koruma, ister istemez tüm mülkiyet ve sermaye sınırlamaları gibi, toplumun belirli bir gelişme aşamasında geçerli somut ve siyasal güç dengelerine bağlı olarak saptanır. Tüketiciyi (sözüm ona) aslında ‘Kandırma’ yasası, bu bilimsel gerçeklerin en acı örneğidir.” demektedir.
a) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda tüketici işlemi, eski (4077 SK.) kanun hükmünün aksine genişletilmiştir. Burada Yargıtay’ın daha önce verdiği tüketici hukukuna ilişkin içtihatlarının değiştirilmesi amaçlanmıştır. Kanun koyucunun birçok sözleşme tipini örnek vererek hükmü düzenlemesi, Yargıtay içtihatları ile tüketici işlemi sayılmayan bazı sözleşme tiplerinin tüketici işlemi kapsamına alınması isteğini göstermektedir.
TKHK. 51/9 uyarınca, ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde paket tur hizmetinden faydalanan kişiler de tüketici olarak kabul edilir. Bu hükümle tüketici işleminin kapsamı genişletilmiş olmaktadır. Paket tur sözleşmesinde hizmet alan kişi ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde hareket etmiş olsa bile tüketici olarak kabul edilmiştir.
Doktrinde tüketici işlemi kavramının olması gerekenden fazla genişletildiği (Mustafa Alper GÜMÜŞ) , tüketiciyi koruma derecesinin aşırı derecede abartıldığı ( Tamer İNAL , Yeşim ATAMER) yönünde kanaatler bulunmaktadır.
Uygulamada tartışma daha ziyade ticari iş-tüketici işlemi ve tacirlerin işlemlerinin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı noktasında yoğunlaşmaktadır.
b)Tüketicinin mesleki amaçlarla hareket edip etmediği ticari iş-tüketici işlemi ilişkisi değerlendirmesinin yapılması açısından önem göstermektedir.
Mal ya da hizmet sağlanırken özel ihtiyaçların giderilmesi, ticari amaç ya da kâr güdülmemesi tüketicinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Eşya taşıma sözleşmelerinde gönderen, tacir veya esnaf niteliğinde ise ve ticari malların müşterilerine ulaştırılması için sözleşme yapmış ise, tüketici sayılamayacağı , fakat, arkadaşına hediye göndermek gibi kişisel amaçlarla taşıma sözleşmesi yaptığında, tüketici sayılması gerektiği savunulmaktadır.
İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi’nin 10.05.2005 tarih, 2004/4600 E ve 2005/ 433 K. sayılı kararında, “Bir sözleşmenin tüketici kredisi sözleşmesi olarak kabul edilebilmesi için kredi alanın tüketici olması ve kredinin tüketim amacı ile kullanılması gerekir. Oysa krediyi kullanan şirketin tüketici olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira krediyi kullanan şirket ticari amaçla kurulmuş ve tüm faaliyetleri ticari amaçlarının gerçekleşmesine yöneliktir. Yargıtay’ın muhtelif içtihatlarında da ticari şirketlerin tüketici kabul edilemeyeceği açıklanmıştır. Yasada tüketici olarak kabul edilen tüzel kişiler ticari amaçla kurulmayan tüzel kişilerdir. Örneğin ticari amaçla kurulmayan dernek, vakıflar yasada tüketici kabul edilen tüzel kişilerdendir..” denilmiştir.
Tacirlerin yüklü miktarda boya,lastik vb. malları satın almasının ticari işletmesi il