Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/884 Esas 2019/363 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu         2018/884 E.  ,  2019/363 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
(ŞİKÂYETÇİ)

Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İstanbul 5. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 19.04.2016 tarihli ve 2016/409 E., 2016/472 K. sayılı karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 25.12.2017 tarihli ve 2016/25163 E., 2017/16129 K. sayılı kararı ile;
“...Alacaklı tarafından İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2016/9581 esas sayılı dosyası ile 21/03/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlanmasından sonra, alacaklının aynı takip dosyasına İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/478 değişik iş sayılı 05/04/2016 tarihli ihtiyati haciz kararını sunarak infazını istediği, memurlukça, ihtiyati haciz kararının Adli Yargı Adalet Komisyonu kararı gereğince tevziye tabi tutulması gerekip aynı dosyadan infazının istenemeyeceği gerekçesiyle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
İİK'nun 261. maddesi uyarınca alacaklı ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. İhtiyati haciz kararı takip başladıktan sonra ise, ihtiyati haciz kararının takip dosyasından infazının istenmesi gerektiği gibi asıl takip dosyası yerine başka bir takip dosyasından infaz edilmesi takip hukuku kuralları ile bağdaşmaz.
İcra müdürlüğü İİK hükümlerine göre işlem yapması gerekir. İdari nitelikli Adalet Komisyonu kararı gerekçe gösterilerek yasaya aykırı olmayan talebin yerine getirilmemesi söz konusu olamaz. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, icra memuru işleminin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Şikâyetçi vekili; müvekkilinin İstanbul 8. İcra Dairesinin 2016/9581 sayılı dosyası ile dava dışı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edilmediğini ve takibin henüz kesinleşmediğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/478 D.İş sayılı dosyası ile yapılan ihtiyati haciz başvurusunun kabul edildiğini, ihtiyati haciz kararının yasal süresi içinde icra dosyasına sunulduğunu ve borçluların mal, hak ve alacaklarının haczinin talep edildiğini, İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 10.03.2016 tarihli ve 2016/9309 Muh. sayılı yazısı uyarınca ihtiyati haciz kararının tevziye tabi tutulması gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiğini, Komisyonun yazısında atıf yapılan kota kararının 9. maddesinin, İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesi ile takip hukuku kurallarına aykırı olduğunu belirterek icra memuru işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece; ihtiyati haczin icra takip işlemi niteliğinde olmadığı, asıl icra takip işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir düzenleme olup yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemi olduğu, bu nedenle ayrıca tevziye tabi tutulmasında da hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, somut olayda takip talebinde bulunulmasına rağmen ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı ve bu suretle komisyonun istikrar kazanmış kararları uyarınca kotadan bağımsız tevzi uygulamasından kaçınmak niyetinde olduğu, mevcut uygulamanın bu hâliyle adliyede adaletsiz iş yükü dağılımına sebebiyet verebileceği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.
Şikâyetçi vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece; icra dairesinin kararında komisyon kararı gerekçe gösterilmiş ise de; mahkemenin aşağıdaki gerekçeler ile sonuçta doğru olan icra dairesi kararına yapılan şikâyeti reddettiği, karar gerekçesinin idari nitelikteki komisyon kararına dayanmadığı, gerekçenin icra hukuku esaslarına dayanmakta olduğu ve ihtiyati haczin icra takip işlemi olmayıp ayrı esasa ve ayrıca tevziye tabi tutulmasının uygunluğuna dayandığı, karar sonucunun yerinde görülüp, gerekçenin değiştirilmesinin de mahkemenin yetki sınırları içinde olduğu, bozma kararında asıl takip dosyası yerine başka bir takip dosyasından infaz edilmesinin takip hukuku kurallarına bağdaşmadığı görüşü beyan edilmiş ise de bu görüşe dayanak olarak ileri sürülebilecek tek hususun süresinde asıl takibe geçilmesinin ispatı olup bu hususta -asıl takibe ilişkin belgeleri ihtiyati haciz dosyasına sunarak veya birleştirilmesini talep ederek ispat edebileceğinden- bu zorunluluğu doğurmaya yetmediği, kaldı ki ihtiyati haczin ayrıca tevziye tabi tutulmasının icra hukuk esasları ile bağdaşmayacak yönlerinin bulunduğu, ihtiyati haczin takip hukuku işlemi olmadığı, aynı borçlunun vermiş olduğu kambiyo senetleri nedeniyle seri takip ve seri ihtiyati hacizler alınması sık karşılaşılan bir durum olup kota uygulaması ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik görüşü nedeniyle seri ihtiyati haciz kararlarının aynı icra dairesine verildiği ve ihtiyati hacizler nedeniyle aynı icra dairesinin aşkın iş yükü ile karşı karşıya bırakıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlanılmasından sonra alınan ihtiyati haciz kararının Adli Yargı Adalet Komisyonu kararı gereğince tevziye tabi tutulmasının gerekip gerekmediği ve takibe başlanılan icra dosyasında infazının istenilip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce iki husus ön sorun olarak ele alınmıştır.
I-Bu ön sorunlardan ilki, mahkemece verilen şikâyetin reddine dair kararın 27.04.2018 tarihli duruşmada şikâyetçi vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmesi, gerekçeli kararın 31.05.2018 tarihinde tebliğ edilmesi ve kararın 05.06.2018 tarihinde temyiz edilmesi karşısında, şikâyetçi vekilinin temyizinin süresinde olup olmadığı hususudur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 18. maddesinde icra mahkemesine arzedilen hususların ivedi işlerden sayılacağı ve bu işlerde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 316/1. maddesi uyarınca kanunlarda açıkça belirtilen hâllerde, HMK’nın basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesi karşısında icra mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanacağı açıktır.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK'nın “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen:
(1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.”
hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen HMK'nın 297. maddesindeki unsurlardır.
Buna göre; mahkeme, tahkikatın tamamlanmasından sonra, tarafların son beyanlarını almalı ve yargılamanın sona erdiğini bildirdikten sonra hükmü tefhim etmelidir. Kural olarak, mahkemece kararın tefhiminde hükme ilişkin tüm hususlar açıklanmalıdır.
HMK'nın 322. maddesi atfı ile uygulanmakta olan HMK'nın 297. maddesinde hükmün kapsamı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme gerekçesi ile birlikte tefhim ettiği hükümde taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gereklidir. Bu kanunun getirdiği bir zorunluluktur. Ancak zorunlu hâllerde hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli karar en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılmalıdır. Bir diğer deyişle HMK'nın 321. maddesinde belirtilen şekilde hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilemediği hâllerde gerekçeli kararın mutlaka taraflara tebliğ edilmesi gereklidir.
İİK’nın 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunla değişmeden önceki 363. maddesine göre konkordato talebi üzerine verilecek mühlete karşı alacaklılar tarafından vukubulan itirazla konkordato talebinin muvafık olup olmadığına ve mühletin kaldırılmasına dair olan talebin kabul veya reddine ilişkin kararlarla bu Kanunda temyiz kabiliyeti kabul edilen kararları tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilecektir. Maddedeki “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hâl" olarak anlaşılması zorunludur. Bu nedenle yukarıda açıklanan nitelikte bir tefhim varsa temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren, aksi hâlde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Usul hukukunda yer almamakla birlikte uyg

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat