Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2630 Esas 2019/328 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu         2017/2630 E.  ,  2019/328 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine dair verilen 23.10.2014 tarihli ve 2014/271 E., 2014/268 K. sayılı karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 tarihli ve 2015/7717 E., 2015/10326 K. sayılı ilamı ile;
“…Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan 18.01.2011 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesine göre, davalının müvekkillerine 2012 yılı Haziran ayından 2014 yılı Ağustos ayına kadar her ay belirlenmiş bir miktar olmak üzere toplam 7.669,38 Euro ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu ödemeler yapılmayınca davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ticari iş mahiyetinde bulunan davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alacağın temliki sözleşmesinin davacılar ile Tasfiye Halinde İhlas Finans Kurumu A.Ş. arasındaki cari ilişkiden kaynaklandığı, temlik edilen alacağın kaynağının ticari iş olduğu, dolayısı ile yapılan temlikin de ticari bir devir mahiyeti arzettiği, bu hali ile davanın TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın istek halinde görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. Davacılar ile davalı arasında imzalanan 18.01.2011 tarihli sözleşme bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade etmektedir. Davalıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili bir sözleşme değildir. Mahkemece, görev hususunun da bu doğrultuda değerlendirilmesi ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınıp işin esasına girilmesi gerekirken temlik edilen alacağın kaynağına dayalı olarak görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı şirket arasında 18.01.2011 tarihinde alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı şirketin müvekkillerine her ay 150 Euro olmak üzere toplam 7.669,38 Euro ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, ancak aylık ödemeler yapılmadığı için davalı hakkında İstanbul 37. İcra Dairesinin 2012/23074 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin borcunu ödemediği gibi kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; ihtilaf konusu sözleşmenin ifasının tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olup ticari iş niteliğinde olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-f bendi gereğince Tasfiye Halinde İhlas Finans Kurumu A.Ş. nezdindeki davacı hesabının müvekkiline temlikine ilişkin sözleşmeden doğan uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, aynı konuda açılan davalarda mahkemelerce görevsizlik kararları verildiğini, esasa ilişkin olarak da takip dayanağı alacağın henüz vadesinin gelmediğini, mutlak ödemesi hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesinin temlik alındığını, müvekkilinin temlik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temlik sözleşmenin dayanağı olan alacağın davacılar ile Tasfiye Halinde İhlas Finans Kurumu A.Ş. arasındaki cari ilişkiden kaynaklandığı, temlik edilen alacağın kaynağının ticari bir iş olduğu, dolayısı ile yapılan temlikin de ticari bir devir olduğu, bu hali ile davanın TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari dava olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine ve dosyanın talep halinde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece; önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan eldeki davada asliye ticaret mahkemesinin mi yoksa asliye hukuk mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle alacağın temliki kavramı ve göreve ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
Borcun kaynağı ne olursa olsun, alacaklının, alacağını bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik etmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilir (Kılıçoğlu, M.A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Baskı, Ankara 2012, s. 784). Alacağın temliki, mevcut bir alacağın alacaklısının değişmesi işlemidir. Alacaklının bir borç ilişkisinden doğan alacağını borçlunun rızasına gerek olmadan bir sözleşmeye dayanarak üçüncü bir kişiye devretmesine alacağın temliki adı verilir (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Baskı, Ankara 2018, s.1252).
Alacağın temliki, sözleşme tarihinde uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 162 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir (6098 sayılı TBK m.183 vd.). 818 sayılı Kanun'un rızai temliki düzenleyen 162. maddesinde; “Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir. Borçlu, alacağın temlik edilmemesi şart edilmiş olduğunu, bu şartı ihtiva etmeyen bir ikrarı bilkitabeye istinat ile alacağını temellük eden üçüncü bir şahsa karşı iddia edemez”, Akdin Şekli başlıklı 163. maddesinde ise; “Tahriri şekilde yapılmış olmadıkça alacağın temliki muteber olmaz. Bir alacağın temlikini va'detmek, hususi şekle tabi değildir” hükümleri mevcuttur.
Şu hâle göre 818 sayılı BK’nın 163. maddesinde alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliği sadece yazılı şekle tabi tutulmuş olup resmî şekle bağlanmamıştır. Dolayısıyla yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, bir kimse bir başkasından olan alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir, böyle bir sözleşme alacağın temliki hükmünde olup, hukuken geçerlidir.
Aynı Kanunun 164. maddesinde; “alacağın temliki kanun veya mahkeme kararı mucibince vuku bulduğu hâlde, bir güna merasime tabi olmaksızın ve evvelki alacaklı tarafından rıza izhar edilmesine bile ihtiyaç bulunmaksızın üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.”
Hüsnüniyetle Yapılan Ödeme başlıklı 165. maddesinde de; “Temlik veya temellük eden tarafından alacağın temlik olunduğu kendisine bildirilmezden mukaddem evvelki alacaklıya ve mütevali temlikler vaki olmuş ise alacağı temellük edenlerden tercihi lazım gelen biri var iken diğerine hüsnü niyetle tediyede bulunan borçlu, beri olur.” Borçluya ait def’iler başlıklı 167. maddesi ise; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir. Borçlunun matlubu temlik eden zimmetinde temlike vakıf olduğu zaman müeccel bir alacağı var idiyse bu alacağın temlik edilen matluptan sonra muacceliyet iktisap etmiş olmaması şartıyla borç ile takas edilmesini talep edebilir” hükmünü içermektedir.
Bu hükümlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, alacağın temliki; bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen ala

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat