Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1148 Esas 2018/515 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu 2017/1148 E. , 2018/515 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

“İhalenin feshi” istemli şikayet yargılaması sonunda Keşan İcra (Hukuk) Mahkemesince şikâyetin reddine dair verilen 05.04.2013 gün ve 2012/111 E., 2013/89 K. sayılı kararı, şikâyetçi-borçlu ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.02.2014 gün ve 2014/2884 E., 2014/5371 K. sayılı kararı ile:
"... Borçluya satış ilanının 03.10.2011 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre 13.11.2011 tarihinde ise aynı Kanunun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunun 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..." hükmünün yer aldığı, Tebligat Kanunu'nun "Tebligat Mazbatası" başlıklı 23.maddesinin 7. bendinde; "21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin" tebligat mazbatasına yazılmasının emredildiği, "Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi" başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise; "30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin" tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f. bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu' nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda; borçluya “Cumhuriyet Mah. Nazmi Başer Cad. No:30/1 Keşan/Edirne” adresine çıkarılan satış ilanı tebligat parçasında "tebliğ esnasında muhataba rastlanmadığından Tebligat Kanunun 21. maddesi gereğince evrak muhtar imzasına verilerek 2 nolu formül kapısına yapıştırıldı" şerhinin yer aldığı görülmektedir. Muhatabın adreste bulunup bulunmadığının tevsik edilmediği, tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği, muhatabın en yakın komşusuna haber verilmediği görülmüştür. Bu hali ile 03.10.2011 tarihli tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüzdür.
Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesine göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı yasanın 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Somut olayda; borçlunun bilinen adresi olan Cumhuriyet Mah. Nazmi Başer Cad. No:30/1 Keşan/Edirne adresine çıkarılıp bila tebliğ edilen bir tebligat olmaksızın, satış ilanının adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılmış olması aynı Kanunun 10. maddesine aykırı olduğundan 13.11.2011 tarihli tebliğ işlemi de usulsüzdür.
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde mahkemece, ihalenin feshi isteminin İİK.nun 134/7.maddesinde öngörülen yasal sürede olduğu kabul edilerek esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi isabetsizdir..."
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.




HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, ihalenin şikâyet yolu ile feshine ilişkindir.
Şikâyetçi vekili müvekkilinin, kocası aleyhine başlatılan takibe sonradan mirasçı sıfatıyla dâhil edildiğini ve takipten de sonradan haberdar olduğunu, 21.11.2011 tarihli ihalenin feshi talebine konu taşınmazın kıymet takdir raporu ve satış ilanının müvekkiline tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Şikâyet olunan ... ve ... vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde özetle tebligatların usulüne uygun biçimde yapıldığını ve şikâyetçi-borçlunun ödeme koşullarını konuşmak amacıyla müvekkilleri ile iletişime geçtiğini, bu davranışı nedeniyle tebliğ konusundan haberdar olduğunu bildirerek davanın süreden ve esastan reddini istemiştir.
Yerel Mahkemece ispat yükünün şikâyetçi üzerinde bulunduğu, satış ilanının şikâyetçi-borçlunun MERNİS adresine 13.11.2011 günü tebliğ edildiği, borçlunun vekiline de tebligat yapıldığı, yasal bir yıllık süreden sonra 23.05.2012 günü yapılan şikâyetin süreden reddine karar verilmiştir.
Şikâyetçi-borçlu ... vekilinin temyiz itirazı üzerine karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece bu kez gerekçeleri açıklanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını, şikâyetçi-borçlu ... vekili gerekçeli kararın 2. sayfasında kanıtlar bölümünde "taşınmaz açık arttırma ilanının 21.03.2011 tarihinde şikâyet eden asile tebliğ edildiği” ifadesinin hatalı olduğunu, şikâyet konusu ihalenin 21.11.2011'de yapıldığını; kararın aynı yerinde “davamıza konu olan ihale ile ilgili satış ilanının borçlu vekili Av. ...'a tebliğ edildiği” ifadesinin de doğru olmadığını, vekâletnamenin 30.04.2012 tarihinde verildiğini ve bunun da Mayıs 2012’de dosyaya sunulduğunu, oysa şikâyete konu ihalenin vekâlet verilmesinden yaklaşık 5 ay önce gerçekleştirildiğini, henüz vekil olmadığı ve vekâlet sunmadığı bir dosyadan tarafına tebligat çıkmasının mümkün olmadığını, şikâyet konusu ihaleye ilişkin olarak tarafına hiçbir tebligat gönderilmediğini; direnme kararının 4. sayfasında “Oluş, Kanıtların Tartışılması ve Hukuksal Nitelendirme” başlığı altında yer alan değerlendirmede ihalenin feshine ilişkin şikâyet tarihinin 23.05.2012 olduğunun ifade edildiğini ancak bunun da hatalı yazıldığını çünkü şikâyet tarihinin 23.05.2012 değil, 07.05.2012 tarihi olduğunu; aynı yer (1) no.lu paragrafta yapılan değerlendirmede tebligat memurunun Teb K. m.21 gereğince 03.10.2011 tarihinde yaptığı tebliğ işlemi ile ilgili olarak Yüksek Mahkemenin “hiç araştırma yapılmadan tebliğ yapıldığı" yönündeki

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat