"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.10.2012 tarihli ve 2011/288 E., 2012/215 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17.06.2013 tarihli ve 2013/6708 E., 2013/9216 K. sayılı kararı ile;
"...Davacı vekili, müvekkiline ait olan ve davalı ...'ya kasko poliçesi ile sigortalı aracın meydana gelen tek taraflı kazada hasarlandığını, sigortaya başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek araç hasarı, çekici gideri ve diğer harcamalar nedeniyle 8.000 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğini ve hasarın teminat dışı kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, makine mühendisi, nörolog ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan rapora göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle oluştuğu ve teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tek taraflı olarak meydana gelen kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücünün dikkatsiz araç kullanarak aracını gevşek malzemeye kaptırması sonucu kontrolünü kaybettiği ve KTK.52/1-b maddesi uyarınca kusurlu olduğu belirlenmiş, yoldan kaynaklanan kusurlar kısmında ise gevşek malzeme maddesi işaretlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise yoldan kaynaklanan kusurlar irdelenmemiş olup, davacıya ait araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu ve kazaya münhasıran alkolün neden olduğu belirlenmiştir. Mahkemece bilirkişi kurulundan davacının itirazları da nazara alınarak kaza yerine ait fotoğraflar ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınarak kazanın meydana gelmesinde yola ait kusurların etken olup olmadığının belirlenmesi, alkol dışında kazaya etken olan herhangi bir husus olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik değerlendirme sonucu alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi isabetli olmamıştır…"
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin işleteni olduğu, davalı şirkete Kasko Sigorta Sözleşmesi ile sigortalı olan aracın tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, kazanın aydınlatma ve trafik işareti olmayan, gevşek malzemeli, toprak-çakıl olan yolda aracın kayması sebebiyle gerçekleştiğini, kaza mahallinin terör bölgesi olması sebebiyle Jandarmanın bölgeye gelmediğini, müvekkilinin kendi imkânları ile araçtan çıkarak hastaneye ulaştığını, hastaneye ulaştığında da doktorun hastaneye gelmesini beklediğini, doktor gelir gelmez alkol muayenesini yaptırdığını, belirlenen alkol oranı çok düşük olmasına rağmen davalı ... şirketince ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen hasar bedeli, çekici – taşıma, otobüs bileti, araç kiralama masrafları olmak üzere şimdilik 8.000,00TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğini ve talebin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; makine mühendisi, nörolog ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan rapora göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle oluştuğu ve teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece; önceki gerekçeler genişletilerek, fotoğraflardan, tanık beyanlarından da olayın nasıl olduğunun anlaşıldığı, olay yeri tutanağına ve alkol raporuna göre sürücünün alkollü olduğunun belirgin olduğu, poliçe kapsamı dikkate alınarak alkol bulgusunun nöroloji uzmanı tarafından incelendiği, olayın alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği, kişinin alkollü olmaması hâlinde de bu şekildeki olayın meydana gelip gelmeyeceği noktalarında değerlendirme yapıldığı, kazanın oluş şekline göre alkolün etkisinin de ayrıca değerlendirildiği, kişinin alkol miktarının % 70 promil olduğu, bu seviyedeki bir alkolün hareket hâkimiyetinin azalması ve görme bozukluklarının da meydana gelmesi reaksiyonun yavaşlaması ve kişinin kendinde olamaması gibi olumsuz etkilerinin olduğunun raporda açıklandığı, tüm dosya kapsamına göre talebin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre somut olay bakımından kazanın meydana gelmesinde yola ait kusurların etken olup olmadığının, alkol dışında kazaya etken olan herhangi bir husus olup olmadığının belirlenmesi amacıyla ek bilirkişi raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 48. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olan kişilerin davranışlarında değişme olmakta, fizyolojik ve metabolik reaksiyonlarda bozukluk meydana gelmekte, sinir sistemi üzerindeki etkisiyle psikolojik anormallikler ortaya çıkmaktadır. Yine sarhoş olan kişinin duygu, düşünce, idrak (algılama) yetenekleri