Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1565 Esas 2018/1946 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu 2015/1565 E. , 2018/1946 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


Taraflar arasındaki “iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile kıdem tazminatı faiz alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 14. İş Mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne; kıdem tazminatı faiz alacağı talebi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 22.02.2012 tarihli ve 2008/840 E., 2012/87 K. sayılı karar, davalı Kabel Kablo Elemanları Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 30.01.2013 tarihli ve 2012/8860 E., 2013/1558 K. sayılı kararı ile;
“…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 28.07.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 3,30 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi ile kıdem tazminatının geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece kıdem tazminatı faiz alacağına ilişkin istemin atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemenin maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak manevi tazminatın takdirinde ve faiz alacağına ilişkin davanın atiye bırakılması nedeniyle verilen kararda hataya düşüldüğü anlaşılmaktadır.
Davacının iş kazası sonucu % 3,30 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 20 davalı işverenin ise % 80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 40.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Kıdem tazminatı faiz alacağı istemine gelince: Davacının Kıdem tazminatının geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağına ilişkin davasını 02.12.2008 tarihli dilekçe ile atiye bıraktığı 18.02.2009 tarihli duruşmada davalı tarafın atiye terk talebine bir diyeceğinin olmadığını beyan ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davanın atiye terki halinde yapılması gereken işlem ile davanın atiye terki halinde avukatlık ücreti tayini gerekip gerekmediği ve avukatlık ücreti verilecek ise bundan kimin sorumlu olacağına ilişkindir. Davacı tarafın kıdem tazminatı faiz alacağına ilişkin olarak açtığı davasını atiye terk ettiğini bildirdiği duruşmada davalı taraf hazır bulunduğu halde davayı kendisinin takip edeceğini beyan etmemiştir. Yasada davanın atiye terkine ilişkin bir düzenleme bulunmayıp yapılan işlem davanın takipsiz bırakıldığının açıklanmasına ilişkindir. Davanın takipsiz bırakılması halinde yapılması gerekenler ise HUMK 409. maddesinde düzenlenmiş olup anılan madde gereğince maddi tazminata ilişkin dava yönünden dosyanın işlemden kaldırılması ve üç ay içerisinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir.
Somut olayda ise 22.02.2012 karar tarihinde, kıdem tazminatı faiz alacağına ilişkin davanın takipsiz bırakıldığı 18.02.2009 tarihinden itibaren yasada öngörülen üç aylık yenileme süresinin geçtiği ortadadır. Bu durumda ise, yapılması gereken, kıdem tazminatı faiz alacağına ilişkin dava yönünden, davanın takipsiz bırakıldığı 18.02.2009 tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde davanın yenilenmediği anlaşıldığından, HUMK’nun 409/5 maddesi gereğince kıdem tazminatı faiz alacağına ilişkin dava bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinden ibarettir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise davalı yararına tarife hükümleri dikkate alınarak avukatlık ücreti takdir olunması gerektiği ortadır.
Kabul açısından da HUMK'nun 425. maddesinde iki taraftan birinin ölümü davanın terki gibi bir sebeple hükme bağlanamayan davalarda, yargılama giderinin tahkikat hakimi tarafından takdir ve hükmolunacağı, davacı davasını terk etmiş ise davalının HUMK'nun 425. madde hükmünden yararlandırılması gerektiğine ilişkin 14.4.1954 gün 4/14 sayılı içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde davalı yararına avukatlık ücreti takdir olunmaması da isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır...”
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile kıdem tazminatı faiz alacağı istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirketin Ankara’da bulunan iş yerinde 16.06.2004 tarihinde montaj operatörü olarak çalışmaya başladığını, davacının çalıştığı iş yerinde yoğunluğun çok fazla olduğunu, bu nedenle de fazla mesainin yapıldığını, müvekkilinin kazanın meydana geldiği 28.07.2004 tarihinde vardiya sistemi nedeniyle 16.00 ile 24.00 saatleri arasında çalıştığını, mesaisinin bitmesine yakın işlerin yoğun olduğu belirtilerek mesaiye kalması gerektiğinin müvekkiline bildirildiğini ve davacının daha önce çalışmış olduğu makinenin gelişmiş modelinde çalıştırılmak üzere görevlendirildiğini, ancak davacının bu yeni makinede çalışmak için gerekli bilgiye sahip olmadığını ve makinedeki arızayı işverene bildirmesine karşın idare etmesi gerektiğinin söylendiğini, davacının bu esnada yaralandığını ve müvekkilinin sol el işaret parmağı ile ilgili olarak tutanak tutulduğunu ve düzenlenen 03.01.2006 tarihli raporda davacının sol el işaret parmağında eklem hareketi olmayacağının tespit edildiğini, davalı işveren şirketin gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uymayarak kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkilinin meydana gelen iş kazası nedeniyle uzun bir süre tedavi gördüğünü, bu tedavi süresince de acı çektiğini, yine parmağını tam anlamıyla kullanamamasından kaynaklanan eksikliği devamlı yaşayacağını, bu yönüyle davacının manevi tazminata hak kazandığını, öte yandan meslekte kazanma gücündeki kayıp nedeniyle de maddi tazminat isteme hakkının doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00TL maddi tazminat ve 10.000,00TL manevi tazminat ile bu alacaklara kaza tarihi olan 28.07.2004 tarihinden itibaren yasal faiz ve 20,00TL kıdem tazminatı faiz alacağı ile bu alacağa dava tarihi itibariyle en yüksek banka mevduat faizi işletilmek suretiyle davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09.02.2012 harç tarihli ıslah dilekçesi ile ise fazlaya ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 16.048,69TL maddi tazminat ile 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı işveren vekili; davacı işçinin açmış olduğu davanın zamanaşımına uğradığını, ödenen kıdem tazminatı faiz farkı alacağıyla ilgili olarak aynı iş yeri çalışanlarının açtıkları davaların Yargıtay ilgili dairesi tarafından bozulduğunu ve yerel mahkemeye gönderilen dosyalarda mahkemece red kararı verildiğini, meydana gelen kazada müvekkil işveren şirkete yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, kaldı ki davacının meslek lisesi makine bölümü mezunu olduğunu ve yeterli bilgi ve deneyim sahibi bulunduğunu, davacının istediği makinede istihdam edilmemesi üzerine aykırı davranışları ve dikkatsizliği nedeniyle kazaya sebebiyet verdiğini, iddiaların yersiz olduğunu, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece; davacı işçi tarafından maddi ve manevi tazminat ile birlikte kıdem tazminatı faizi talebinde de bulunulduğu, ancak yargılamanın devamı sırasında kıdem tazminatı faiz alacağı talebinin atiye terk edildiği, bu durumun da davalı şirket vekili tarafından kabul edildiği; diğer yandan maddi ve manevi tazminat konusunda delillerin toplandığı, soruşturma raporlarının geldiği, kusur oranlarının tespiti amacıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyetinden birbirini teyit eder mahiyette iki rapor alındığı, maddi tazminat yönünden de alınan bilirkişi hesap raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne; kıdem tazminatı faiz alacağı talebi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı şirket vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece; ilk bozma nedenine yönelik olarak her ne kadar Özel Daire tarafından manevi tazminat miktarının fahiş olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş ise de; bozma nedeninin maddi yanılgıya dayalı olduğu, zira mahkemece %3,30 maluliyet oranı ve %80 davalı şirket kusuru ile birlikte %20 davacı işçi kusur oranı ve paranın satın alma gücü kriterlerinin birlikte değerlendirildiği, sonuçta da davacı işçi yararına 10.000TL manevi tazminata hükmedildiği, ancak bozma kararında bu miktarın 40.000TL olarak yazıldığı, söz konusu bu durumun maddi yanılgıya dayalı olduğunun anlaşıldığı ve mahkemece verilen manevi tazminat miktarının fahiş olmadığı; ikinci bozma nedenine yönelik olarak ise objektif talep birleşmesine dayalı hukuk davalarında taleplerden birisi hakkında davacı tarafça takipten sarfınazar edilmesinin davalı tarafın muvafakatine tabi olduğu, hasmın muvafakat etmesi hâlinde davayı takipten sarfınazar edilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerektiğ

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat