"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Pendik 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01.04.2010
NUMARASI : 2009/465 E-2010/136 K.
Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pendik 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.11.2005 gün ve 2000/730-2005/532 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 15.6.2009 gün ve 17387-9923 sayılı ilamı ile;
(...Davacı Hazine, 08.11.2000 tarihli dava dilekçesinde, aleyhine Pendik Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2000/730 (Dairenin 2008/17387) sayılı dosyasında H... N... kızı S... Metin'in açtığı davada; 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonu Başkanı S... İ... ile iki komisyon üyesi tarafından “MAHKEME KARARI UYGULAMA TUTANAĞI” ismi verilerek 31.07.1989 tarihinde yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak düzenlenmesi nedeniyle yok hükmünde olan tutanak ile Pendik Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.11.1990 gün 2405 sayılı Yazası Kadastro Müdürünün 07.11.1990 tarihli yazısı ve ve Tescil Beyannamesi dayanak gösterilerek 12.11.1990 tarihinde tescil nedeni “orman kadastrosu” olduğu belirtilerek yolsuz olarak tapuya tescil edilen B... Köyü,
235 parsel sayılı 2514.158 m2 yüzölçümlü K... Ballıca Özel Ormanı’na,
236 parsel sayılı 1.855,181 m2 yüzölçümlü (Devlet Şu İşleri Genel Müdürlüğünün Ömerli Barajı Kamulaştırması nedeniyle 392, 393 ve 394 sayılı parsellere ayrılmıştır.) Uzunburun Özel Ormanı’na,
237 parsel sayılı 980.278 m2 yüzölçümlü (Devlet Şu İşleri Genel Müdürlüğünün Ömerli Barajı kamulaştırması nedeniyle 389, 390 ve 391 sayılı parsellere ayrılmıştır.) Sarı Çamur Özel Ormanı’na ait,
Yine davacı Hazine, 08.11.2000 tarihli dava dilekçesiyle, Garanti Bankası A.Ş. aleyhine Pendik Asliye (2) Hukuk Mahkemesinin 2000/786 (Dairenin 2006/16650) sayılı dosyasında açtığı davada, aynı tutanak ve aynı yazılar dayanak gösterilerek tescil nedeni “Orman Kadastrosu” olduğu belirtilerek 12.11.1990 tarihinde yolsuz olarak tapuya tescil edilen
Ballıca Köyü,
239 parsel sayılı 80.000 m2 yüzölçümlü Fındıklı Dere Özel Ormanı’a,
240 parsel sayılı 70.000 m2 yüzölçümlü Kilimli Özel Ormanı’na,
241 parsel sayılı 25.000 m2 yüzölçümlü Eğrek Özel Ormanı’na ait, tapu kayıtlarının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir.
Davacı Hazine tarafından açılan bu davaların, dava dilekçelerinde özetle; B... Köyünde 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapılan orman kadastrosunda dava konusu bu ÖZEL ORMAN parsellerini de kapsayan 2613.5 hektarlık alanın Ballıca Devlet Ormanı ismiyle orman kadastrosunun yapıldığını, ancak A.... Z... Diler isimli kişinin Kasım 1932 tarih 13 ila 32 numaralı (tapu kaydı 20 adetdir. Ancak dava dilekçesinde Kasım 1932 tarih 16 ve 32 nolu tapulara dayanılmamıştır.) 18 adet tapu kayıtlarındaki 1/2 ve 2/5 payına dayanarak açtığı dava sonucu, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kesinleşen kararı ile “… tapu kayıtlarında mevki, hudut ve miktarları gösterilen sahanın Ballıca Devlet Ormanı sınırları dışına çıkarılmasına” karar verilmişse de, daha sonra 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre, özel ve tüzel kişilere ait tüm ormanların hiçbir bildirime gerek olmaksızın devletleştirildiğini ve dava konusu taşınmazların da tamamının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden orman olması ve 1942 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde kalması nedeniyle, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kararının ve bu kararın dayanağı tapu kayıtlarının yasal değerlerini yitirip hükümsüz kaldığını, 1944 tarihli mahkeme kararının davacısı olan ve tapu kayıtlarının bir kısmında 1/2, bir kısmında da 2/5 pay sahibi, A.... Z... D... ’in 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince Devletleştirilmiş olan bu ormanların, bedelinin ödenmesi konusundaki isteğinin “tapu kayıtlarının bu yerlere ait olmadığı” gerekçesiyle ret edildiğini, bu tarihten sonra 31.03.1950 tarihinde yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa gereğince bu yerlerin özel orman olduğundan iade edilmesi konusundaki talebinin de, Orman İdaresi tarafından “dava konusu taşınmazların Devlet Ormanına bitişik olduğu ve iade koşullarını taşımadığı” gerekçesi ile reddedildiğini, böylece 1942 yılı orman kadastrosunun aynı sınırlarla yeniden geçerlilik kazandığını, 1952 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre yapılan makiye ayırma çalışmalarının hiç bir zaman tamamlanmadığını ve aslında maki niteliğinde olmayan bu ormanlarda başlatılan makiye ayırma işlemlerinin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığının belirlenmesi üzerine, Orman Yönetimce makiye ayırma işleminin 1963 yılında iptal edildiğini, Ballıca Köyünde 1962 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında 10 adet özel orman parseline dayanak gösterilen ve A.... Z... D... ’in 1/2 ve 2/5 payı bulunan Kasım 1932 tarih 13 ila 32 numaralı “tapu kayıtlarının araziye uygulanmasına çalışılmış ise de tapu kayıtların ihtiva ettiği yerlerin zeminde bilinememesi ve yerlerinin bulunamaması nedeniyle uygulanamadığı” belirtilerek tapu kayıtlarının "uygulanamayan kayıtlar listesine" alındığını, orman dışında kalan ve tarım arazisi olarak tesbit tutanakları düzenlenen 1 ila 223 sayılı parseller (bu parsellerin toplam alanı 1.638.205 m2’dir) hakkında tapu sahiplerinin aynı tapu kayıtlarına dayanarak yaptıkları itirazların tapulama komisyonunca reddedilmesi üzerine, tapu malikleri tarafından aynı tapu kayıtlarının B... Köyü 1 ila 223 sayılı kadastro parsellerine ait olduğu iddiası ile Üsküdar Tapulama Mahkemesinde açtıkları davanın yetkisizlik kararı ile önce Kartal İlçesine, daha sonra da Pendik Kadastro Mahkemesine geldiğini ve bu mahkemede davaların birleştirildiğini, Ballıca Köyü 1 ila 223 sayılı parseller hakkındaki davaların halen Pendik Kadastro Mahkemesinin 1993/37 ve 41 Esas sayılı dava dosyalarında devam ettiğini, 1976 yılında 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre çalışma yapan 1 Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca “Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 tarih ve 1943/251-800 sayılı kararı ile orman sınırı dışına çıkartılan ormanların 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa kapsamında devletleştirilmiş olması nedeniyle, bu mahkeme kararının ve 5653 Sayılı Yasaya göre bu yörede yapılan ve hiçbir zaman tamamlanmayan ve daha sonrada 1963 yılında iptal edilen makiye ayırma işleminin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağına” işaret edilerek, Ballıca Devlet Ormanının tamamının 1942 yılında yapılan ilk orman kadastrosundaki sınırlarına ve 2613.5 Hektar yüzölçümüne aynen uyulup, geçerlilik tanınarak bu yerlerin önceden olduğu gibi yine orman kadastrosu sınırları içerisinde bırakılarak işlem sonucunun 18.06.1981 tarihinde, itirazlı olan yerler hakkındaki kararları da 19.11.1981 tarihinde ilan edilip kesinleştiğini, 1985 yılında 2896 Sayılı Yasa hükümlerine göre çalışma yapan 24 Numaralı Orman Kadastro Komisyonun 1 numaralı ekibinin de 1976 yılında 1744 Sayılı Yasaya göre yapılan ve kesinleşen çalışmalara aynen uyarak dava konusu yerleri yine orman sınırları içerisinde bıraktığını, ancak herhangi bir nedenle sınırlama dışı kalmış orman olması nedeniyle yeniden tesis ettiği 70, 71 ve 72 OSN ile Ballıca I. Devlet Ormanı ve 73 ila 79 OSN ile Ballıca II Devlet Ormanı ve 80 ila 85, 629, 649 OSN ile Ballıca III Devlet Ormanı ismini verdiği üç parça taşınmazın yeniden kadastrosunu yaparak diğer çalışmalarla birlikte tüm işlem sonuçlarını 15.08.1985 tarihinde ilan ettiğini ve bu işlemlerin de kesinleştiğini, Orman Bakanlığının 13.02.1987 gün 6 sayılı “OLURU” ve Orman Genel Müdürlüğünün 15.03.1989 gün 834 sayılı iş emri ile S... İ... Başkanlığında kurulan 59 numaralı orman kadastro komisyonuna B... Köyünde daha önce 3116, 1744 ve 2896 Sayılı Yasa hükümlerine göre 2 ve 2/B madde uygulaması yapılıp bitirilen ormanlara sadece “6831 Sayılı Yasanın 3302 ve 3373 Sayılı Yasalarla değişik 2/B maddesi gereğince orman niteliğini kaybeden yerlerin orman sınırları dışına çıkarılması görevi” verdiği ve bu komisyonun 06.07.1989 tarihinde düzenlediği (1) numaralı işe başlama tutanağında kendisine verilen görevi belirterek işe başladığı halde 59 Numaralı Orman Kadastro Komisyon Başkan ve ikinci üyesinin kendilerine verilen görev ve yetkinin dışına çıkarak 31.07.1989 tarihinde "Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı" ismini vererek düzenlediği bir tutanakla, (Bu tutanak 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi hükmüne göre kurulan beş kişilik orman kadastro komisyonu tarafından düzenlenmemiş, S... İ... , A... A... , A... K... S... ’den oluşan üç kişilik bir heyet tarafından düzenlenmiştir. Bu nedenledir ki, Özel Orman Kadastro Tutanağı olarak isimlendirilmemiştir.) daha önce yörede yapılan Orman ve Arazi Kadastro Yasaları karşısında hiçbir hukuki değeri kalmayan, Kasım 1932 tarih ve 13 ila 32 numaralı tapu kayıtlarını ve yine 4785 Sayılı Yasa karşısında hiçbir geçerliliği kalmamış olan, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kararını dayanak göstererek 1962 yılında yapılan genel kadastro sırasında dahi nereye ait olduğu belirlenemediği için “uygulanamayan tapu kayıtları listesine" alınan ve genişletilmeye elverişli, belirsiz sınırları taşıyan ve bir kısım payların kime ait olduğu dahi belli olmayan 18 adet tapu kaydının toplam yüzölçümü 968.739 m2 olduğu, bu tapularda A.. .Z.. D... ’in payına karşılık 453.990 m2 yeri bulunduğu halde, bu 18 adet tapu kaydının 1942 yılında kadastrosu yapılan ve 1976 ve 1985 tarihlerinde kesinleşen işlemlerle de sınırları belli edilen, Ballıca Devlet Ormanı içinde kalan bir kısım yerlere ait olduğu kabul edilerek tapu kayıtlarının miktarının çok fazla toplam yüzölçümü 844.0355 Hektar (8.440,355 m2) olan 10 adet "özel orman" parselinin belirlenmesini yaparak, sözkonusu 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağını” İstanbul Orman Bölge Müdürlüğüne, Orman Bölge Müdürlüğününde 28.08.1989 gün ve 12540 sayılı yazısı ile Genel Müdürlüğe gönderdiğini, bu arada Orman Bölge Müdürlüğünce oluşturulan heyet tarafından, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 55. maddesi gereğince 12.04.1990 tarihinde düzenlenen, “Şekli ve Hukuki İnceleme Tutanağında” ve yine bu tutanaktan sonra 15.05.1990 tarihinde düzenlenen “Sonuçlandırma Tutanağında” 10 adet özel orman parseli hakkında yapılan işlem ve çalışmalardan hiç söz edilmeyip gizlendiğini, tutanaklarda sadece Ballıca Devlet ormanlarda yapılan 2/B madde uygulamalarından bahsedildiğini, 15.05.1990 tarihli sonuçlandırma tutanağının düzenlenmesinden sonra, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 57. maddesi gereğince Valilikten alınan 18.06.1990 günlü “olur” evrakında da, yine Özel Orman işlemlerinden söz edilmeyip sadece Ballıca Devlet Ormanında 423.060 m2'lik alanın orman niteliğini yitirmesi nedeniyle 2/B madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılması işlemlerinin Orman Bölge Müdürlüğünün 18.06.1990 gün ve 8552 sayılı yazısı ile Valiliğin bilgisine sunulup sadece bu konularda 20.06.1990 tarihli “Valilik Oluru”nun alındığını, Ballıca Devlet Ormanında yapılan ve 20.06.1990 tarihinde “Valilik Oluru” alınan 2/B madde çalışmalarının 14.11.1990 tarihinde 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince askı ilanına çıkartıldığını, ancak askı ilan tarihinden önce 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” Orman Genel Müdürlüğünün 06.09.1989 gün 1411 sayılı Pendik Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.11.1990 gün 2405 sayılı yazıları dayanak gösterilerek Pendik Kadastro Müdürünün 07.11.1990 tarihinde düzenlediği Tescil Bildirimine esas krokilere göre 8.440.355 m2 yüzölçümlü 10 adet özel orman parselinin 12.11.1990 tarihinde tescil nedeni “Orman Kadastrosu” olduğu belirtilerek yolsuz olarak tapuya tescil edildiğini, 59 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu üyelerinin Genel Müdürlüğün 15.03.1989 gün ve 834 sayılı yazı ile kendisine verilen ve işe başlama tutanağında da belirtilen emre uymayıp yetki ve görevi dışına çıkarak, 4785 Sayılı Yasa ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 12/4. maddesi karşısında hiçbir yasal dayanağı bulunmayan, eski tapu kayıtları ile 1944 tarihli mahkeme kararı dayanak gösterilerek düzenlenen 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” esas alarak askı ilanına çıkartılmadan, yürürlükteki yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak ve bu yerlere dahi ait olmayan eski tapu kayıtları miktarından çok fazla yüzölçümü ile oluşturulan özel orman parseli hakkında yapılan işlemlerin ve tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde ve yok hükmünde olması nedeniyle (TMY. 1025 EMY.933 mehaz İsviçre M.Y. 975. maddesi) iptalini ve bu yerlerin Hazine adına tescilini” istediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan keşif ve alınan raporlara göre, sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 59 numaralı Orman Kadastro Komisyonu üyelerinden bir kısmının Orman Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine verilen yetki ve görevin dışına çıkarak; Orman ve Kadastro Yasaları ile 4785 Sayılı Yasa karşısında hiçbir geçerliliği bulunmayan eski tapu kayıtlarının ve 1944 tarihli mahkeme kararının uygulanmasından söz edilerek o tarihte yürüklükte bulunan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan, Orman Kadastro Yönetmeliğinin 60. maddesi dayanak gösterilerek yasa ve yönetmeliğe uygun olarak kurulmadığı için orman kadastro komisyonu niteliğinde olmayan yetkisiz üç kişilik bir heyet tarafından düzenlenen 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” esas alınarak özel mülkiyete konu olmayacak Devletin Hüküm ve Tasarrufu altındaki yerlerde yolsuz olarak oluşturulan ve yok hükmünde olan özel orman parsellerine ait tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescil istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ile, Daireye temyiz incelemesi için gönderilen ve toplam yüzölçümleri 1.628.205 m2 olan Ballıca Köyü 1 ila 223 sayılı parsellere ait Pendik Kadastro Mahkemesinin 1993/37 ve 41 (Dairenin 2007/3530-3529) sayılı dava dosyaları içindeki bilgi ve belgelere göre;
1) Çekişmeli taşınmazların bulunduğu B... Köyünde ilk olarak 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ile 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre 1976 yılında yapılarak itirazsız yerlerde 18.06.1981, itirazlı yerlerde 19.11.1981 tarihlerinde ilan edilerek kesinleşen yine aynı Yasanın 2896 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre yapılan ve 15.08.1985 tarihinde ilan edilip kesinleşen işlemler ile, 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 14.11.1990 tarihinde ilan edilen 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Bu işlemlerin tümünde 31.07.1989 tarihli tutanak dayanak gösterilerek oluşturulan 10 adet özel orman parsellerinin tamamı Ballıca Devlet Ormanı sınırları içinde gösterilerek Devlet Ormanı olarak işlem gördüğü anlaşılmaktadır.
2) Ballıca Köyünde 7 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1942 yılında yapılan orman kadastrosunda, (623 ila 645 OSN ila çevrili) B... Köyü evleri ve mezru tarlalarını muhtevi (kapsayan) tapulu araziler ile (1 ila 219 ve 222, 223 sayılı parseller) Üç Ağaç mevkiinde yine tapulu ve mezru tarlaların (220 ila 221 sayılı kadastro parsellerinin bulunduğu yer) orman dışında bırakıldığı, kadastrosu yapılan Ballıca Devlet Ormanının iç sınırının 623 ila 645 Orman Sınır Noktaları bu ev ve tarlaların dış sınırı 181, 182, 183, 184 ila 616 Orman Sınır Noktalarının da Ballıca Devlet Ormanlarının dış sınırı olduğu orman kadastro harita ve tutanaklarından anlaşılmaktadır.
Ballıca Devlet Ormanın dış sınırlarının Doğusu; (588 ila 210 OSN) Riva Deresi, halen Ömerli Baraj Gölü sonra Şile İlçesi Kervansaray Devlet Ormanı ve Göçbeyli Ormanları Batısı; 181 ila 555 Emirli Köyü sınırı ve (181 ila 190 OSN) K... Köyü Devlet Ormanları kısmen Ömerli Baraj Gölü, Kuzeyi; (190 ila 210 OSN) Riva deresi halen Ömerli Baraj Gölü sonra Şile İlçesi E.... Köyü Devlet Ormanları, Güneyi; 555 ila 569 OSN K... Köyü Devlet Ormanları ve 569 ile 588 (588 OSN Riva deresi kenarındadır) orman sınır noktaları ile 1948 yılında Gebze İlçesi sınırları içinde kalması nedeniyle tahdidi yapılan halen T...İlçesi, T....Köyü, Karaağıl Devlet Ormanları olduğu, tahdit tutanaklarında açıklanarak 182 ila 616-182 numaralı orman sınır noktaları içerisinde kalan ve toplam yüzölçümü 2.613,5 Hektar (26.135.000 m2) olan ve dava konusu 241 nolu parsel hariç diğer 9 adet orman parselini de içine olan ormanın, Ballıca Devlet Ormanı ismiyle kadastrosunun yapıldığı, başka bir anlatımla toplam yüzölçümü 8.440.355 m2 olan dava konusu 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241 sayılı 10 adet özel orman parsellerinden 241 sayılı Eğrek Özel Orman parseli hariç diğerlerinin Ballıca Devlet Ormanının sınırları içinde bırakıldığı ve bu şekilde yapılan orman kadastrosunun 07.07.1942 tarihinde ilana çıkartılması üzerine, davacı A.Ziyaettin Diler 25.02.1942 tarihli dava dilekçesi ile Orman Yönetimi aleyhine, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 1943/251 sayılı dosyasında açtığı davada, “Kurtdoğmuş Köyü civarında Kasım 1932 tarih 13 ila 32 numaralı 18 adet ve toplam yüzölçümü 968.739 m2 ve tapudaki pay oranına göre 453.990 m2 olan tapuda kayıtlı taşınmazlarının Devlet Ormanı sınırları içine alınmasının yasaya aykırı olduğunu” ileri sürerek orman sınırlamasının iptali ile Orman Yönetimin, elatmasının önlenmesini istediği, mahkemenin 06.10.1944 gün ve 1943/251-1944/800 sayılı kararı ile “… bilirkişi tarafından verilen 21.06.1944 tarihli rapor ve krokiye nazaran, davacının tapuyla uhdeyi tasarrufunda olan Kurtdoğmuş Karyesinin
1) Canavar Yatağında Kasım 1932 tarih 31 nolu, Şarken; Garben, Şimalen ve Cenuben; sahibi senet araziler ile mahdut 400 arşın ağıl yerinin mülk ebniyesi,
2) Canavar Yatağında, Kasım 1932 tarih 30 nolu, Şarken; sahibi senet ağılı, Garben, Şimalen ve Cenuben sahibi senet arazileriyle mahdut 5 dönüm üç evlek tarla,
3) Üç Ağaç mevkiinde Kasım 1932 tarih 32 nolu, Şarken, Garben, Şimalen ve Cenuben sahibi senet arazileriyle mahdut 1000 arşın ağıl, avlu ve furun ve kahya ve çoban odalarını müştemil çiftlik ebniyesi ile yeri,
4) Üç Ağaç mevkiinde, Kasım 1932 tarih 27 nolu, Şarken ve Garben; sahibi senet arazileri, Şimalen çiftlik ebniye ve ağılı, Cenuben; dere ile mahdut 4 dönüm bir evlek 200 arşın bir kıta tarla,
5) Kilimli nam mahalde Kasım 1932 tarih 24 nolu, Şarken; Kilimli Deresi ve Ahmet Tarlası, Garben; tarikiam, Cenuben; Sivrioğlu Deli Ahmet ve Çakırın Ahmet ağa tarlaları, Şimalen: Çoban Mustafa Tarlası ile mahdut 20 dönüm bir kıta tarlanın 2/5 hissesi,
6) Kilimli Dere mevkiinde, Kasım 1932 tarih 28 nolu, Şarken; Kilimli Göl, Garben: Mehmet Ağa Sınırı Elyevm Çoban Mustafa tarlası, Cenuben; Mukaddem Kara İbrahim sınırı Elyevm Kara Emin vereseleri, Şimalen; İsmail vereseleri sınırı ile mahdut 50 dönüm tarlanın tamamı,
7) Yarışlar Pınarı nam mahalde, Kasım 1932 tarih 29 nolu Şarken; çalılık, Garben; Mukeddem Musa sınırı Elyevm Çakır Alinin Mehmet ağa tarlası ve Seyit, Cenuben; yol, Şimalen; Seyit Tarlası ve dere ile mahdut 30 dönüm tarla,
8) Ağıl nam mahalde, Kasım 1932 tarih 13 nolu Şarken; ağıl, Garben; Mukaddem Topçuoğlu sınırı Elyevm Hacıoğlu Salih ve Boşnaklar tarlası, Cenuben; Mukaddem Musa sınırı Elyevm Yusuf ağa tarlaları ve dere, Şimalen; yol ile mahdut 10 dönüm tarlanın 1/2 payı,
9) Ağıl Civarı nam mahalde Kasım 1932 tarih 26 nolu Şarken; tarik, Garben; Mukaddem Sururi ağa sınırı Elyevm Kürtoğlu Salih tarlası, Cenuben; kendi çalılığı, Şimalen; ağıl ile mahdut 4 dönüm tarlanın tamamı,
10) Ağıl Civarı nam mahalde, Kasım 1932 tarih 20 nolu Şarken; tarikiam, Garben; Göl Deresi, Cenuben; ağıl, Şimalen; yol ile mahdut 5 dönüm tarlanın nısfı,
11) Eyrekler nam mahalde, Kasım 1932 tarih 23 nolu Şarken; Akkıranlar Gölü ve eyrek, Garben; Çakırın Mehmet Ağa tarlası, Cenuben; Mukaddem İmamoğlu sınırı Elyevm Köse Süleyman ve Nalbant tarlaları, Şimalen; Şerife ve Feyzullah tarlaları ile mahdut 25 dönüm tarlanın nısfı,
12) Burçaktepe veya Arpa Tarla mevkiinde, Kasım 1932 tarih 15 nolu Şarken; tarik, Garben; Çakır Alinin Mehmet ağa tarlası ve çalılık, Cenuben; tarikiam ve Hacı oğlu Salih tarlası, Şimalen; Topal Seyit tarlası ve dere ile mahdut 10 dönüm tarlanın yarısı,
13) Ballıca Bayırı nam mahalde, Kasım 1932 tarih 17 nolu Şarken; Pekmezci Geçidi, Garben; Kurna Karyesi sınırı ve harmanyeri, Cenuben; Karaağıl sınırı ve çalılık, Şimalen; yol ile mahdut 50 dönüm tarlanın beşte iki hissesi,
14) Akkıranlar veya Kıranlar Dere nam mahalde, Kasım 1932 tarih 16 nolu Şarken; dere, Garben; Sarıbeşoğlu Mehmet ve Kadir oğulları tarlaları ve değirmen bendi Cenuben; dere ve Arif Onbaşının Ahmet Tarlası, Şimalen; Eğrekler ve ağıl altı ile mahdut 50 dönüm tarlanın 2/5 hissesi,
15) Fındıklere mevkiinde, Kasım 1932 tarih 22 nolu Şarken; Kadiroğlu Abdullatif ve Kürtoğlu Seyit tarlaları, Garben; dere, Cenuben; Çoban Mustafa tarlaları ve çalılık, Şimalen; yol ile mahdut 50 dönüm tarlanın 2/5 hissesi,
16) Ballıca nam mahalde, Kasım 1932 tarih 25 nolu Şarken; Kızılcıkdere ve Pekmezci Geçidi, Garben; yol ve çalılık, Cenuben; tarikiam, Şimalen Karaağıl sınırı ve Yaş Yataklar hududu ile mahdut 100 dönüm tarlanın 2/5 hissesi,
17) Sıra Yataklar nam mahalde, Kasım 1932 tarih 21 nolu Şarken; Karaağıl sınırı ve Yanık Yatak, Garben; tarik, Cenuben; dere, Şimalen; Ihlamurlu Bayır ve Uzunyayla ile mahdut 100 dönüm tarlanın 2/5 hissesi
18) Poyraz Eğrek nam mahalde Kasım 1932 tarih 18 nolu Şarken; Ballıca Bataklık, Garben; tarik, Cenuben; Karaağıl sınırı ve yol, Şimalen Harmanyeri ile mahdut 30 dönüm tarlanın 2/5 hissesi,
19) Canavar Yatağında dere nam mahalde, Kasım 1932 tarih 14 nolu Şarken; tarik, Garben; Fındıklıdere ve Cenuben; Karaağıl ve Mandacı Yatağı, Şimalen; Canavar Yatağı ile mahdut 10 dönüm tarlanın 2/5 hissesi,
20) Poyraz Eğrek nam mahalde, Kasım 1932 tarih 19 nolu Şarken; Emin Mustafa açma sınırı ve Ballıca ve Garben; tarikiam, Cenuben; Karaağıl sınırı ve çalılık, Şimalen; Harmanyeri ve yol ile mahdut 100 dönüm tarlanın 2/5 hissesine, davacı A... Z... ’nın mutasarrıf bulunduğu ve meskür gayri menkullerin Salifikir Devlet Ormanları tahdit ve tesbit kararında hudut ve mevkileri gösterilen saha içine ithal edildiği ve müddei tarafından vaki itirazı 3210 Sayılı Kanun gereğince müddetinde yaptığı anlaşılmış olmasına binaen, müddeialeyh idare canibinden vuku bulunan işbu müdahalenin men ile Salüfül ikir gayri menkullerin Devlet Ormanı hududu haricine çıkarılmasına” denilerek dava dilekçesinde 18 adet tapu kaydına dayanıldığı halde 20 adet tapu kaydının mevki, miktar ve sınırları yukarıda belirtildiği gibi yazılmak suretiyle toplam 46 hektarlık (460.000 m2) sahanın (bu miktar davacı A... Z...’nın 10 Kasım 1932 tarih 13 ila 32 nolu 20 adet tapu kayıtlarındaki payının karşılığıdır.) orman sınırları dışına çıkarılmasına ve Orman Yönetiminin elatmasının önlenmesine dair verilen kararın Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.02.1945 gün ve 1945/400-629 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
3) Sözü edilen Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kararına ait dava dosyası bulunamadığı gibi, bu kararın dayanağı olduğu bildirilen 21.06.1944 tarihli krokinin aslının dahi bulunmadığı, Mimar R.... Ş.... tarafından 23.02.1968 tarihinde aslına uygun olarak düzenlenen örneği olduğu bildirilen krokinin herhangi bir ölçüye ve ölçeğe dayanmayıp zemine uygulama olanağı da olmayan basit bir kroki niteliğinde olduğu, bu kroki üzerine davacının dayandığı tapuların uyduğu bildirilen alanların üzerine tapu kayıtlarının tarih ve numaralarının bazılarının doğru, bazılarının ise yanlış yazıldığı, 21.06.1944 tarihli kroki üzerindeki bazı bilgilerin başka yazı ve kalemlerle sonradan eklendiği, dava dilekçesinde delil olarak dayanılmayan iki adet tapu kaydının 1943/251-1944/800 sayılı gerekçeli karara davacının dayandığı tapu kaydıymış gibi gösterilip, hükme dayanak yapıldığı, dava konusu özel orman parselleri Ballıca Köyü idari sınırları içinde olduğu halde, dayanılan tapu kayıtlarının Ballıca köyüne batıda komşu olan Kurtdoğmuş Köyüne ait olduğu, Ballıca Köyünde 1962 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında özel orman parsellerine ait olduğu söylenen tapu kayıtlarının sınırında gösterilen kişiler ya da mirasçıları adına tesbit edilen hiçbir özel mülkün bulunmadığı, tapu kayıtları tutanak örnekleri ve kadastro haritalarının incelenmesinden anlaşılmaktadır.
4) Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-1944/800 sayılı kararına konu olup, o tarihte de fiilen orman olması nedeniyle Ballıca Devlet Ormanı sınırları içine alınan arazinin sözü edilen mahkeme kararının Yargıtay 1.Hukuk Dairesi tarafından 05.02.1945 tarihinde onanmasından sonra 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1.maddesindeki “Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte varolan gerçek veya tüzel kişilere, vakıflara ve köy, belediye, özel idare, kamu tüzel kişiliklerine ilişkin bütün ormanlar bu yasa ile devletleştirilmiştir. Bu ormanlar hiçbir işlem ve bildirime lüzum olmaksızın Devlete geçer” hükmü gereğince Devletleştirilmiş sayılacağı 4785 Sayılı Yasa yürürlüğe girince A...Z... Di...’in devletleştirme bedelinin ödenmesi için Orman Yönetimine başvurulduğu, ancak “tapu kayıtları bu yerlere ait olmadığından bedel takdiri yapılamayacağı” gerekçesiyle talebinin red edildiği, bu işleme karşı o tarihte idari ya da adli yargıda herhangi bir dava açılmadığından işlemin kesinleştiği, gerçekten tarla, ağıl ve ağıl yeri cinsli tapu kayıtlarının eskiden beri orman olan bu yerlere ait olmadığı, bir an için aksi düşünülse bile H.G.K.’nun 23.09.1970 gün ve 1969/5-587-450 sayılı kararında belirtildiği gibi T.M.Y.’nın 705 (EMY 633 İsviçre M.Y. md.656) ve 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi hükümlerine göre, Devletleştirme kapsamındaki yerlerin hiçbir işleme ve bildirime gerek olmadan tescilden önce mülkiyetinin Hazineye geçtiği, bu nedenle; taşınmazların kamu malı niteliği kazandığı ve böylece 1942 yılında belirlenen Ballıca Devlet Ormanının kadastro sınırlarının yeniden ve aynen geçerlilik kazandığı, 4785 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce verilip yine yasanın yürürlüğünden önce Yargıtayca onanan 06.04.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı mahkeme kararı ile bu kararın dayanağı olan tapu kayıtlarının hiçbir hukuki geçerliliklerinin kalmadığı, bilimsel görüşler ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.12.1989 gün ve 1989/16-659-695 ve 19.06.1991 gün 1991/16-271-375 ve 27.02.2002 gün 2002/1-19-97 ve 10.05.2006 gün 2006/20-148-284 S.K. ve ilgili Yargıtay Dairelerinin (20. Hukuk Dairesinin 21.09.2004 gün 2004/7435-8852 ve 27.03.2007 gün 2007/34-3970 S.K.) tüm kararlarından anlaşılmaktadır.
5) Devletleştirilen bir kısım özel ormanların sahiplerine iade edilmesine ilişkin 5658 Sayılı Yasanın 31/03/1950 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine tapularda pay sahibi ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1943/251 sayılı dosyasının davacısı olan, A...Z... D...’in vekili Av.D...B...aracılığıyla Orman Yönetimine verdiği 28.07.1950 tarihli dilekçe ile, “Üçağaç Çiftliğinde tapulu olan arazide 4785 Sayılı Yasa gereğince evvelce Devletleştirilmiş kısım var ise 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre iadesini” istemesi üzerine,Orman Yönetimince görevlendirilen 9 Numaralı Orman Tahdit Komisyonunda Mühendis İ.... A...tarafından 05.08.1950 tarihinde düzenlen ve Orman İşletme Müdür Yardımcısı Rami Gümüş’ün “Orman Genel Müdürlüğünün 12.09.1950 gün ve Şb.5.5.110/16 sayılı emirleri gereğince 03.11.1950 gününde mahallen gördüm. Rapordaki görüşlere aynen iştirak ettim” şerhi verilerek 03.11.11950 tarihinde tasdik ettiği raporun sonuç kısmında aynen “5658 Sayılı Kanun gereğince iadesi istenen çiftlik ormanlarının mahallen yapılan incelemesinde kuzeyde Karatepe, doğuda Göçbeyliği, batıda Kurtdoğmuş, güneyde P... Geçidi ve K... Köyü basit meşe baltalığı Devlet Ormanları ile fasılasız bitişik olduğundan ve tahditlerinin de (kadastrosunun) devlet namına icra edilmiş bulunmalarından 5658 Sayılı Yasanın birinci maddesi gereğince iadesinin mümkün olmayacağının” bildirilmesi üzerine, “söze konu ormanın dört tarafından Devlet Ormanlarıyla çevrili bulunduğu tesbit edildiğinden 5658 Yasa hükmüne göre iadesine imkan yoktur” denilerek aynı gerekçelerle iade isteminin reddedildiğine dair Orman Genel Müdürü Y. imzalı 08.12.1950 tarih ve 6071 sayılı yazının A... Z..... D.... vekili Av. D... B...’a 09.12.1950 tarihinde bizzat tebliğ edilip evrak üzerine imzasının alındığı, ancak bu işleme karşı da süresinde adli yada idari yargıda hiçbir dava açılmadığından iade talebinin reddine ilişkin işlemin o tarihte kesinleştiği, böylece 10 adet özel orman parselinin de içinde bulunduğu 2.613.5 hektar yüzölçümlü Ballıca Devlet Ormanının 1942 yılında belirlenen orman kadastro sınırının yeniden ve aynen ikinci kez geçerlik kazandığı, Orman Genel Müdürlüğünün bu ormanlar üzerinde 1942 yılından önce ve sonra hiçbir zaman elini çekmeyip bakım, dikim ve faydalanma faaliyetlerini bu güne kadar sürdürdüğü ve Ballıca Devlet Ormanı sınırları içinde olup, 65 kodunun altında kalan (235, 236 ve 237 sayılı parsellerin doğu ve kuzey 238 sayılı parselin Kuzey ve Batı, 240 sayılı parselin doğu sınırında bulunan) Devlet Ormanlarının tümünün Orman Genel Müdürlüğü tarafından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne 99 yıl süre ile irtifak hakkı ile tahsis edildiği 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre görev yapan (1) Nolu Orman Kadastro Komisyonunun 22.07.1977 tarihinde düzenlendiği (4) nolu tutanak ve DSİ İstanbul Proje Müdürlüğünün 21.07.1976 tarih ve 5412 sayılı yazısından anlaşıldığı, DSİ Genel Müdürlüğünün de tahsisen aldığı, Ömerli Baraj Gölü sahasında kalan Ballıca Devlet Ormanının yüzölçümünün 1.282.400 m2 olduğu, bu ormanları daha sonra İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon) Genel Müdürlüğüne devrettiği görülmektedir.
6) İstanbul İşletme Müdür Muavini E... T.... ve arkadaşları tarafından düzenlenen 17.04.1952 tarihli tutanakta da belirtildiği gibi, dava konusu parsellerde içinde olmak üzere 10 adet özel orman parsellerini kapsayan 2.613,5 Hektar (26.125,000 m2) yüzölçümlü Ballıca Devlet Ormanının da 1945 ve 1950 yılında çıkartılan yangınlarda orman alanlarının yakıldığı, sadece 700 Hektarlık saha üzerinde orman ağaçlarının kaldığı, ancak ağaçlandırma çalışmalarının hemen yapılamaması nedeniyle bu orman alanlarının üzerini sekonder (ikincil) maki elamanı olan meşe sürgünlerinin kapladığı, ormancılık bilimine göre, meşeler kanatlı tohum gurubundaki ağaçlardan olmadığından rüzgar v.s. gibi tabi olaylarla tohumlarının araziye dağılamayacağı, meşelerin yakılması, tahrip edilmesi, kesilmesi sonucu yer altında kalan köklerinin, dış baskıların ortadan kalkmasıyla filizlenip o yerlerin kısa zamanda orman örtüsü ile kaplanıp yeniden orman haline geleceği, işte bu nedenle 1952 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre yapılan çalışmalarda; kesinleşen orman sınırı içinde kalan yerlerin makilik saha olarak gösterilmeye çalışıldığı, ancak Yargıtay Kararlar Dergisinin Aralık 2001 sayısında yayınlanan 20. Hukuk Dairesinin 10/05/2001 gün ve 2001/3179-3713 sayılı kararını direnme yoluyla inceleyen ve 20. Hukuk Dairesinin kararında belirtilen ilkeleri aynen ve oybirliği ile kabul ederek, Pendik Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin direnme hükmünü bozan, Yargıtay H.G.K.nun 03/07/2002 gün ve 2002/20-558-588 sayılı kararında kabul edildiği gibi, İstanbul Anadolu Yakasında bulunan ormanlar maki niteliğinde olmadığından, dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu B... Köyündeki ormanlar da dahil olmak üzere, İstanbul Anadolu Yakasındaki ormanlarda yapılan makiye ayırma çalışmalarının hiçbir zaman tamamlanmadığı, ilana çıkartılmadığı, Orman İdaresinin bir iç işi olan makiye ayırma çalışmalarının tümünün 1963 yılında iptal edildiği, yine 20. Hukuk Dairesinin konu ile ilgili tüm kararları ile 1. Hukuk Dairesinin 26/07/2000 gün ve 6766/8652 ve 14/05/2001 gün ve 5062/5949 ve 7. Hukuk Dairesinin 13/12/2004 gün 4196/4556 ve 16. Hukuk Dairesinin 15.01.1991 gün 1990/5423-121 (YKD Mayıs 1991) 17. Hukuk Dairesinin 24/01/2005 gün ve 2004/13822-165 sayılı kararlarında, makiye ayırmanın, orman rejimi dışına çıkarma işlemi olmadığı, Orman Yönetiminin bir iç işi olan makiye ayırma çalışmalarının her zaman iptal edilebileceği ve makiye ayrılan yerlerin önceden olduğu gibi kesinleşen orman sınırı içinde kalmaya devam edeceği, esasen 5653 Sayılı Yasanın geçmişe etkili olarak uygulanacağı konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı gibi 5653 Sayılı Yasada ve bu yasa hükümlerine göre çıkartıldığı kabul edilen 17.08.1950 tarihli yönetmelikde maki komisyonlarının 5653 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği, 03.04.1950 tarihinden önce orman kadastrosu kesinleşen orman alanlarında makiye ayırma işlemi yapacağı konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı, Yasa ve Yönetmelikte bulunmadığı halde, eğer yasa geriye yürütülerek yasanın yürürlüğe girdiği tarihte orman kadastrosu kesinleşen Devlet Ormanlarında makiye ayırma işlemi yapmışsa, bunun hiçbir yasal dayanağı bulunmaması nedeniyle yok hükmünde olacağı, işte bunun içindir ki dava konusu taşınmazların bulunduğu İstanbul Anadolu Yakasında yapılan makiye ayırma çalışmalarının tümünün 1963 yılında iptal edildiği ve bu iptalin yasa ve yönetmeliğe uygun olduğunun Pendik Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin verdiği direnme kararını bozan H.G.K.’nun 03.07.2002 gün ve 2002/20-558-588 sayılı kararıyla kabul edildiği, 22.03.1996 gün ve 1995/5-1 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında sadece “makiye ayrılan yerlerde Toprak Tevzi yoluyla oluşturulan tapu kayıtlarına değer verileceğinin” kabul edildiği, davalıların dayandığı ve köy, cins, mevki ve sınır olarak bu yerlere ait olmadığı anlaşılan tapu kayıtlarının Toprak Tevzi yoluyla oluşturulmadığından, bir an için aksi düşünülse bile YKD’nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan H.G.K.’nun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97 sayılı kararında kabul edildiği gibi makiye ayrılan yerlerde eski tapu kayıtlarına, dolayısı ile dava konusu özel ormanların dayanağı olan tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği, yine H.G.K.’nun 28.05.2003 gün ve 2003/20-371-358 sayılı kararında ise “geçerli makiye ayırma işlemi olup olmadığının, ancak süresinde açılacak orman kadastrosuna itiraz davasında tartışılıp değerlendirilecek bir konu olduğu kabul edilmiştir.
7-Dava konusu taşınmazların bulunduğu B... Köyünde 1962 yılında yapılan, Tapulama çalışmaları sırasında A.... Z... D... ’in pay sahibi olduğu ve 10 adet Özel Orman parseline dayanak yapılan, Kasım 1932 tarih 13 ila 32 numaralı tapu kayıtları, tapulama ekibince zemine uygulanmaya çalışılmış ise de, “bu kayıtların sınırlarının ve kapsadığı yerlerin bilirkişilerce bilinememesi ve tapu kayıtlarında yazılı ağıl yeri ve tarla gibi taşınmazların zeminde bulunmaması nedenleriyle uygulanamadığı” açıklanarak köyde ölçülmeyen tarım arazi kalmadığına dair 11.07.1962 tarihli tutanak düzenlendiği ve sözü edilen tapu kayıtlarının tümünün “uygulanamayan kayıtlar listesine” alındığı, arazi kadastro çalışmasında dava konusu özel orman parseller ile etrafındaki arazilerin tamamının bulunduğu yerin (1942 yılında 2.613.5 Hektar yüzölçümü ile Ballıca Devlet Ormanı olarak kadastrosu yapılan ormanların tamamının bulunduğu yerlere) kadastro paftaları üzerine “Devlet Ormanı” belirtmesi yapılarak o tarihte yürürlükte bulunan 5602 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman olarak tesbit ve tescil harici bırakıldığı, Y.K.D.’nin Nisan 1991 sayısında yayınlanan 8. H.D. 11.12.1990 gün 1990/19646-17152 S.K. ve Y.K.D’nin Ekim 2008 sayısında yayınlanan 1. Hukuk Dairesinin 10.04.2008 gün 2008/2557-4650 sayılı kararları ve konu ile ilgili diğer Yargıtay Dairelerinin kararlılık kazanan içtihatlarında kabul edildiği gibi, kadastrosu yapılan yerlerde uygulanmayan tapu kayıtları zilyetlikle birleşmedikçe sahibine hiçbir hak kazandıramayacağı, 3402 Sayılı Yasanın 12/4. maddesi hükmüne göre kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtlarının işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği, bu tapu kayıtlarına dayanılarak kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinde hiçbir işlem yapılamayacağı, ancak açılacak bir tescil davasında (M.Y. 713) lehe karar alınıp sicile kayıt edilmesinden sonra bu kayıtlara değer verilebileceği, somut olayda eski tapu kaydı maliklerinin dava konusu taşınmazlar üzerinde 1942 yılından önce ve sonra hiçbir zaman zilyetlikleri bulunmadığı, orman niteliğinde olduğu tartışmasız olan ancak, davalılar tarafından “özel orman” davacı Hazine tarafından Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu olmayan ve Orman Yönetimi tarafından “devlet ormanı” olduğu iddia edelin dava konusu yerlerin 01.06.1937 ve 08.09.1956 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 3116 Sayılı Orman Yasasının 63. maddesindeki “Hususi orman sahipleri bu kanunun meriyeti tarihinden itibaren iki sene içinde ormanlarının sınırlarını tahdit ederek bu sınırları hendek açmak, kuru duvar yapmak, sabit kayalar üzerine işaretler hakketmek veya yeniden sabit işaretler dikmek suretiyle belli etmeye mecburdurlar” hükmü ile, bu maddenin devamı olan maddelerde ve yine 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı Orman Yasasının 50. maddesindeki “Hususi Orman Sahipleri, bu yasanın 7. maddesi hükümlerine göre tayin olunan orman hudutlarına Orman Bakanlığınca tesbit edilecek işaretleri koymaya mecburdurlar” hükmü ve bu maddenin devamı olan maddelerinde yazılı işlemleri yaptıklarına dair davalıların bu kanunda savunmaları bulunmadığı gibi, hiçbir delilde ibraz etmedikleri ve bu konuda dava dosyası içinde hiçbir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, aksine Orman Yönetimi ve Hazinenin, 1942 yılından önce ve sonra hiçbir zaman bu ormanlardan elini çekmediği, bakıp gözettiği, işlettiği, amenajman planları yaptığı, yanan orman alanları ile orman içi açıklıkları hemen ağaçlandırıldığı, İstanbul İline içme ve kullanma suyu sağlayan Ömerli Baraj Gölü Sahasında kalan 65 metre su kotunun altında kalan ormanları 1976 yılında DSİ Genel Müdürlüğü lehine 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi hükmüne göre 99 yıllığına irtifak hakkı ile tahsis ettiği, dava konusu taşınmazların bitişikteki 380, 381, 382, 383, 387, 388 parsel sayılı Devlet Ormanlarının devamı olduğu ve bu ormanların aynı nitelikte yaşlı kızılçam, asli ağaç türü olan meşe, gürgen ve diğer orman ağaçları ile tam kapalılıkta bulunduğu, dava konusu taşınmazların yüksek eğimli tarıma uygun olmayan engebelli arazi olduğu, bu durumun özellikle 2000/730 sayılı dava dosyası içinde bulunan ve gerçeğin kendisi olan eski tarihli memleket haritaları ile hava fotoğrafları ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen haritalarda ve ortafoto haritalarında açıkça göründüğü, yine dava konusu parsellerde içinde olmak üzere bu Devlet Ormanlarında Orman İdaresi tarafından yapılan “Yangın Koruma Yol ve Şeritleri”nin 1976 tarihli memleket haritalarında gösterildiği,
8- 1962 yılında yapılan Tapulama çalışmalarında kişiler adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle veya zilyetlik koşulları oluşmadığından Hazine adına tarım arazisi olarak tesbit tutanakları düzenlenen Ballıca Köyü 1 ila 223 sayılı parseller hakkında (bu parsellerin toplam yüzölçümü 1.628,205 m2’dir ve davalıların dayandığı tapu kayıtlarının miktarı olan 968.739 m2 ve paya isabet eden 453.990 m2’den çok fazladır.) A..... Z.... D....mirasçıları, A....E... D...ve arkadaşlarının özel orman parsellerine uyduğu kabul edilen, Kurtdoğmuş Köyünde ikisi ağıl yerine diğerleri tarlaya ait olan Kasım 1932 tarih 13 ila 32 numaralı tapu kayıtlarına dayanarak yaptıkları itirazların tapulama komisyonunca reddedilmesi üzerine, A... E... D... ve arkadaşları tarafından aynı tapu kayıtlarının B... Köyü 1 ila 223 sayılı tarım arazisi parsellerine ait olduğunu iddia edilerek, bu parsellerin adlarına tescili isteği ile açtıkları davanın, yetkisizlik ve görevsizlik kararları ile Pendik Kadastro Mahkemesine geldiği ve birleştirilerek 1993/37 ve 41 sayılı dava dosyalarında görülmekte iken bu parsellere ait davaların 2003 yılında yeniden ayrılıp her bir parsel için ayrı bir dava dosyası (2003/4 ila 2003/222 E. sayılı) oluşturulduğundan 1993/37 ve 41 sayılı davaların konusuz kaldığı gerekçesiyle karara bağlandığı ve Pendik Kadastro Mahkemesinin 1993/37 ve 41 E. sayılı dava dosyalarının halen Dairemizin 2007/3530- ve 2007/3529 sayılarında kayıtlı olduğu, bu dava dosyalarından ayrılan bir kısım parsellere ilişkin Kadastro Mahkemesinde verilen kararların A... E... D... ve arkadaşlarının temyizi üzerine Daireye temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderildiği, temyize konu bu davanın incelenmesi sırasında davacı Hazinenin delil olarak dayandığı bu dosyaların da göz önünde bulundurulduğu, ayrılan bir kısım parsellere ait davaların ise halen kadastro mahkemesinde devam ettiği, davanın konusu olan özel orman parsellerinin hiçbirinin eski tapu kayıtlarının niteliğine uygun olarak ağıl yeri ya da tarla olmadığından, bu tapu kayıtlarının dava konusu parsellere köy, mevki, sınır, cins ve yüzölçümü ile uyduğu kabul edilemeyeceği gibi, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kararının dayanağı olduğu söylenen ve aslı bulunamayan ölçüsüz ve ölçeksiz olan 22.06.1944 tarihli krokinin T.M.Y.’nın 719 (E.M.Y.’nın 645 İsviçre M.Y. 668) ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20/A maddesinde anılan “tapuların dayanağı harita, plan ve kroki” olarak kabul edilemeyeceği gibi gerek 1943/251-800 sayılı ve gerekse daha önce Orman Yönetimi ile tapu malikleri arasında 235, 236 237 sayılı parseller hakkında sırasıyla Pendik Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/69 ve Asliye (2) Hukuk Mahkemesinin 1994/68-67 sayılı dosyalarında 239, 240 ve 241 Sayılı parseller hakkında Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 1994/45-42-44 sayılı dosyalarında görülen davalarda Hazine taraf olmadığı gibi temyize konu bu davada dayanılan hukuki vakıalar da aynı olmadığından bu kararların Hazineyi bağlamayacağı ve Hazine aleyhine kesin hüküm olarak kabul edilemeyeceği aşağıda ayrıntılarıyla izah edilmiştir.
9- 1977 yılında 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 18.06.1981 tarihinde ilan edilen çalışmalarda; 1942 yılında 1 Nolu Orman Kadastro Komisyonunca 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapılan orman kadastrosunda Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan Ballıca Ormanında Üç Ağaç mevkiinde tarla olan sahalar (200 ila 221 sayılı parsellerin bulunduğu yer) ile yine B.... Köyü yerleşim sahası ve etrafındaki tarlalar (1 ila 219 ve 222, 223 sayılı parsellerin bulunduğu yerler) gerek 1962 yılı arazi kadastro paftasında, gerekse 1977 yılında düzenlenen orman kadastro haritalarında dört tarafının Devlet Ormanı ile çevrili iki büyük iç poligon halinde ziraat arazisi olarak ve bu iç poligonların dışında kalan alanlarında (dava konusu özel orman parselleri dahil) Ballıca Devlet Ormanı olarak gösterildiği, 1976 ve sonraki yıllarda düzenlenen orman ve arazi kadastro paftaları ile memleket haritalarında ve hava fotoğraflarında bu Devlet Ormanlarının sınırları içindeki dere yataklarının İstanbul İline içme ve kullanma suyu sağlayan Ömerli Barajı Göl sahasının genişletilmesi nedeniyle su ile dolup göl haline geldiği ve dava konusu ormanların” Ömerli Baraj Gölü Su Toplama Havzası içinde kalıp, 65 metre kotunun altındaki orman sahalarının tümünün Orman Genel Müdürlüğü tarafından 99 yıl süreyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne tahsis edildiği,” şeklinde açıklamalarda bulunulduğu, 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağında” 238 sayılı Burçaktepe parselinin kuzeyinde ve batısında ve 237 sayılı Sarıçamur parselinin kuzeyinde ve doğusunda ve 236 sayılı Uzunburun ve 235 sayılı Küçük Ballıca Özel Orman parsellerinin doğusunda ve 238 sayılı parselin Batısında ve Kuzeyinde ve 240 sayılı parselin doğusunda bulunan Ömerli Baraj Gölünün 65 metre su kotunun altında kalan, Devlet Ormanı alanlarının tümünün 235, 236, 237, 238 ve 240 sayılı Özel orman parsellerinin çap sınırlarının dışında bırakıldığı ve 235, 236, 237 sayılı parsellerin doğusunda ve kuzeyinde ve 238 sayılı parselin batısında ve kuzeyinde ve 240 sayılı parselin doğusunda bulunan ve 1942 yılı orman kadastro sahasında kalan 1.282.400 m2 orman alanlarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından 99 yıl süre ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne tahsis edildiği, böylece 235, 236, 237, 238, 239 ve 240 sayılı özel orman parsellerinin dört tarafının 241 sayılı parselinde Kuzey ve Güney sınırının Ballıca Devlet Ormanı ile çevrili ve bu ormanların devamı olduğu ve özel orman parsellerinin arazi üzerinde hiçbir sabit sınır, harita ve ölçüye dayanmadan farazi olarak cetvelle çizilen düz hatlarla Ballıca Devlet Ormanından ayrıldığı, hava fotoğrafları, 1/25000 ölçekli memleket haritaları ile orman kadastro haritaları ve orman kadastro tutanaklarının incelenmesinden anlaşılmaktadır.
10) 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre düzenlenen 24.08.1977 tarihli 14 nolu tutanakta “A... Z... D... Mirasçıları adına Avukat H... Ö... ’ın 02.09.1977 tarihli dilekçesine ekli Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı mahkeme kararına konu 20 parça tapulu yerin orman sınırları dışına çıkarılması istenmiş ise de, sahanın bugünkü durumu itibariyle büyük bölümlerinin ormanlık olduğu, bir kısmında Orman Genel Müdürlüğünün ağaçlandırma faaliyetlerinin devam ettiği, mahkeme kararındaki sınırlar ile 20 parça tapulu yerin sınırlarının arazide tesbit edilemediği, 1952 yılında çekilen hava fotoğraflarında söz konusu yerlerin orman olarak gözüktüğü, bu sahada tapu kayıtlarında yazılı olduğu gibi belirli bir tarla ve ağıl v.s. gibi yerlerin hava fotoğraflarında bulunmadığı, 1962 yılında genel arazi kadastrosu sırasında yapılan tapulama tesbitlerine (1 ila 223 sayılı parsellere) karşı bu tapu kayıtlarına dayanılarak tapulama mahkemesinde açılan davaların halen devam ettiği, uygulama imkanı olmayan Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-800 sayılı kararının, halen devam etmekte olan Tapulama Mahkemesindeki davalarda uygulanması gerektiği, Devlet Su İşleri Proje Müdürlüğünün 20.09.1976 gün 6635 sayılı yazılarına göre Ömerli Barajı Su Toplama Havzası içinde kaldığından ve 1952 tarihli hava fotoğraflarında orman gözüktüğünden su ve toprak rejiminin ve orman bütünlüğünün bozulacağı, esasen bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmemesi nedeniyle ormanda bırakılmasına oybirliği ile karar verildi” denilerek A....Z...D... mirasçılarının istekleri ret edildiği ve 1942 yılı orman kadastro sınırları esas alınarak 2.613,5 hektar sahanın tamamının (dava konusu yerler dahil olmak üzere) Ballıca Devlet Ormanı sınırları içinde bırakıldığı, I ve II numara ile gösterilen poligonların 2. madde uygulaması sonucu orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle orman sınırları dışına çıkartılarak işlem sonuçlarının 18.06.1981 tarihinde ilan edildiği, yine tapu malikleri tarafından süresinde hiçbir dava açılmadığından, dava konusu taşınmazları Ballıca Devlet Ormanı sınırları içinde bırakan bu işlemlerin de 18.06.1982 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
11- Ballıca Devlet Ormanında 1984 yılında 24 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılarak 15.08.1985 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2896 Sayılı Yasayla değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasında da 3116 Sayılı Yasaya göre 1942 yılında Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan ve daha sonra 1977 yılında yapılan ve eski tapu kayıtları ile 06.10.1944 gün 1943/251-800 sayılı mahkeme kararının 4785 Sayılı Yasa karşısında geçersiz olduğunu belirleyen ve 18.06.1981 tarihinde ilan edilerek 18.06.1982 tarihinde kesinleşen işlemle 2.613,5 hektarlık Ballıca Devlet Ormanı’nın tamamı yine Devlet Ormanı sınırları içinde gösterildiği, ancak 1942 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılan bazı alanlar 23.11.1984 tarih ve 30 nolu “orman kadastrosu başlıklı” tutanakla Ballıca I, Ballıca II, Ballıca III Devlet Ormanları ismi verilerek 6831 Sayılı Yasanın 2896 Sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi gereğince orman sınırları içerisine alındığı, 23,11.1984 tarihli 30 nolu tutanakta yeniden tahsis edilen 73 ila 79 orman sınır noktaları ile sınırlandırılıp kadastrosu yapılan 109.167 m2 yüzölçümlü Ballıca II Devlet Ormanının dava konusu 241 sayılı Eğrek Özel Ormanı ile bu ormana kuzeyde komşu 387 ve güneyde komşu 388 sayılı Devlet Orman parsellerini içine aldığı ve 15.08.1985 tarihinde ilan edilerek kesinleştiği, 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağında” bu orman kadastrosunun dahi nazara alınmadığı, yine 1984 yılında 24 nolu komisyonca bazı bölgelerde 2/B madde uygulaması yapılarak III, IV, V, VI, VII, IX, X, XI, XII, XIII, XV, XVI, XVII poligon numarası verilen yerler, nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılmışsa da, bunlardan IV, V, IX, XII, XIII, XV, XVII numaralı poligonlara Orman Genel Müdürlüğü tarafından Kartal Asliye (3) Hukuk Mahkemesinde dava açılması üzerine, bu poligonların orman niteliğini kaybetmediği saptanarak mahkemenin 1987/1271 sayılı kararı ile komisyon kararı iptal edilip yeniden orman sınırları içerisine alındığı, böylece dava konusu olan özel orman parsellerin tümünü Ballıca Devlet Ormanı sınırları içine alan bu işlemin de 15.08.1985 tarihinde kesinleştiği, H.G.K.’nun 11.03.1992 gün ve 1991/14-253-170 sayılı kararında belirtildiği gibi hak düşürücü süreler geçerek kesinleşen orman sınırlarını hiçbir merci ve makamın değiştirmesinin mümkün olmadığı, bir an için 06.10.1944 gün 1943/251-800 sayılı kararın dava konusu yerlere ait olduğu kabul edilse bile H.G.K.’nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında kabul edildiği gibi, hak düşürücü süre kesin hükümden önce geleceğinden kesin hükmün, orman kadastrosunu kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağı, yanlışlığın hak düşürücü süre içinde açılacak bir dava ile düzeltilmesi gerektiği,
12- “Ballıca Köyü sınırları içerisinde bulunan ve 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırı içine alınan ormanlar ile, daha sonra 1744 ve 2896 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu aplikasyon 2. ve 2/B madde çalışmaları yapılan yerlerde sadece 6831 Sayılı Orman Yasasının 3302 ve 3373 Sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulama çalışmalarını yapmak üzere Orman Bakanlığının 13.02.1987 gün ve 6 sayılı “oluru” ve Orman Genel Müdürlüğünün 15.03.1989 gün 834 sayılı “iş emri” dayanak gösterilerek ve 07.06.1989 tarihli (1) Numaralı İşe Başlama Tutanağında kendisine verilen görevin sadece 2/B madde uygulaması olduğunu yazarak çalışmaya başlayan, Seyfullah İnan başkanlığındaki 59 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu 08.06.1989 tarihinde düzenlediği (2) Nolu Tutanakla V, IV, IX, XII, XIII, XVII nolu poligonları 09.06.1989 tarihinde düzenlediği (3) Nolu Tutanakla XVIII, XIX, XX, XXII, XXIII, XXIV nolu poligonları, 13.06.1989 gün ve (4) Nolu Tutanakla XXV, XXVI, XXXII, XXVIII, XXIX, XXX, XXXI, XXXII, XXXIII numaralı poligonların bulunduğu sahaların orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi hükmüne göre orman rejimi dışına çıkartılmasına karar verildiği, bundan sonra Yönetmeliğin 46. maddesi gereğince 14.06.1989 tarihinde (5) numaralı “İşi Bitirme Tutanağını”, Yönetmeliğin 55/2. maddesi gereğince 12.04.1990 tarihinde “Şekli ve Hukuki Noksanlıkları İnceleme Tutanağını” ve Yönetmeliğin 55/3. maddesi gereğince 15.06.1990 tarihinde 6 Numaralı “İşi Sonuçlandırma Tutanağını” düzenleyerek, yönetmeliğin 57. maddesi gereğince yaptığı 2/B madde uygulaması işlemlerini Orman Bölge Müdürlüğünün 18.06.1990 gün ve 8552 sayılı yazısı ekinde Valilik onayına sunmuştur. İstanbul Valililiğinin “59 Numaralı Orman Kadastro Komisyonun 07.06.1989 tarihinden 15.06.1990 tarihine kadar Ballıca Köyünde yaptığı çalışmalarda 423.060 m2 sahanın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldığına dair almış olduğu 1 nodan 6 noya kadar olan tutanaklarda yazılı kararları onaylanmıştır” şeklinde şerh verilerek yapılan işlemler Vali tarafından 20.06.1990 tarihinde onaylanmış ve Yönetmeliğin 57/2. maddesi gereğince kadastro işlemleri yürürlüğe girmiştir. Bundan sonra 59 Nolu Orman Kadastro Komisyonu Valilik onayında belirtilen 1 ila 6 numaralı tutanakları 14.11.1990 tarihinde ilana çıkarmış ve bu tutanaklarda (7) Nolu Orman Kadastro Komisyonunun 1942 yılında belirlediği, tahdit sınırları esas alınarak 2.613,5 Hektar yüzölçümlü Ballıca Devlet Ormanının tamamını 1976 ve 1984 tarihinde yapılan çalışmalarda olduğu gibi orman sınırları içerisinde göstermiş, ancak Kartal Asliye (3) Hukuk Mahkemesinin 1987/1271 sayılı 1986 tarihli kararı ile 31.12.1981 tarihinden önce nitelik kaybetmemesi nedeniyle 1984 tarihli Komisyon kararı iptal edilerek yeniden orman sınırları içerisine alınan IV, V, IX, XII, XIII, XV, XVII numaralı 2/B madde poligonlarını 08.06.1989 tarihli tutanakla tekrar orman sınırları dışına çıkarmış, ayrıca bu yerlerle birlikte XVIII, XIX, XX, XXI, XXIII, XXIV, XXV, XXVI, XXVII, XXVIII, XXIX, XXX, XXXI, XXXII, XXXIII numaralı 2/B madde poligonlarını da 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle 06.09.1989 gün (3) Nolu ve 13.06.1989 gün (4) nolu tutanakla orman sınırları dışına çıkarmıştır. 1987 tarihli mahkeme kararı ile 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmediği hükmen belirlenen yerlerin 1989 yılında yeniden 31.12.1981 tarihinden önce nitelik kaybettiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılması açık bir yasa ihlalidir. Ancak bu işlemlere karşı dava açılıp açılmadığı dosya kapsamından anlaşılamamıştır.
13- 59 Nolu Kadastro Komisyonu tarafından 14.06.1989 tarihinde (5) numaralı İşi Bitirme Tutanağının düzenlenmesinden sonra, Komisyon Başkanı Seyfullah İnan, Ormancı Üye A... A... ve Ziraatçı Üye A.. K... S... tarafından 1986 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 60. maddesine dayanak gösterilip “Mahkeme Kararını Uygulama Tutanağı” ismi verilerek 31.07.1989 tarihinde düzenlenen tutanakda, “A. Z. D...varisleri adına Av. S... K... ’nın, Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün ve 1943/251-1944/800 sayılı kararı uygulanarak sahanın kendilerine teslimini istediğine dair Genel Müdürlüğe verdiği 05.06.1989 tarihli dilekçesinin, (Bu dilekçe Av. H..N... N... antetli kağıda yazılmış Av. S... K...tarafından imzalanmıştır. H...N... N..., A.Z....Di... mirasçılarından aldığı vekaletler ile mirasçılar üzerine 12.11.1990 tarihinde intikalden tapuya tescil işlemini yaptırarak aynı gün aynı yevmiye numarası ile dava konusu parselleri satan kişidir) Genel Müdürlüğün 15.06.1989 gün 1155 sayılı yazısı ile Orman Bölge Müdürlüğüne intikal ettirilmiş ve Bölge Müdürlüğünün 23.06.1989 gün ve 3396 sayılı yazısı ile de Komisyona ve Alemdağ İşletme Müdürlüğüne intikal ettirilmesi üzerine, Komisyonca sözü edilen mahkeme kararı ile 1/16.000 ölçekli tüm tapuları gösterir krokinin incelendiği, bu krokide gösterilen 12 nolu (Kasım 1932 tarih 16 nolu 50 dönüm tapunun bulunduğu yer) ve 13 nolu (Kasım 1932 tarih 20 nolu 5 dönüm tapunun bulunduğu yer) tapu parsellerinin ormanla ilişkisi olmayıp orman dışında kaldığı, 1, 4, 7, 16 ve 17 nolu tapu parsellerinin de, tapu sınırlarının gayri muayyen olduğu; diğer 2, 3, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 14, 15, 18, 19 ve 20 nolu tapu parsellerinin dört yönünün de araziye uyduğu görüldüğü, mahkeme kararı ve tapu hududuna göre araziye uyan ve aplike edilen bu parsellerin gerek Medeni Kanun, gerek Yargıtay İçtihatlarına göre hudutlarına itibar edilmesi gerektiği, hudut olarak tam araziye oturtulmayan, ancak bazı yönleri ile araziye uyan 1, 4, 7 ve 16 nolu tapu parsellerinde ise, tapu miktarları kadar bir sahanın tesbit edilmesine komisyonca karar verildiği” yazıldıktan sonra “18 adet tapu kaydının aplikasyon ve sınırlaması yapılarak bunlardan tüm hudutları uymadığı belirtilen 1, 4, 7, 16 ve 17 numaralı tapu parsellerinin meşe baltalığı niteliğinde olduğu 1 ve 17 numaralı tapu parsellerinin Kilimli Özel Ormanı (P.240), 4 ve 7 numaralı tapu parsellerinin Fındıkdere Özel Ormanı (P.239), 16 numaralı tapu parselinin Eğrek Özel Ormanı (P.241) olarak mahkeme kararına göre tefrik ve tesbit edildiği, diğer tapuların ise hudutlarının sabit olduğu, miktarlarına uyulmayıp, sınırlarına uyularak krokisinde 5, 10, 14, 15 ve 19 numara ile gösterilen ve halen meşe baltalığı niteliğinde olan tapu parsellerinin Burçaktepe Özel Ormanı (P.238) olarak, halen meşe baltalığı ve çam ağaçları ile kaplı olan diğer tapu parsellerinden, 8 numaralı tapu parselinin Sarı Çamur Özel Ormanı (P.237), 3 numaralı tapu parselinin Uzunburun Özel Ormanı (P.236), 9, 11 ve 20 numaralı tapu parsellerinin Küçük Ballıca Özel Ormanı (P.235), 6 numaralı tapu parselinin Ballıca Bayırı Özel Ormanı (P.234), 2 numaralı tapu parselinin Poyrazeğrek Özel Ormanı (P.233), 18 numaralı tapu parselinin Buçuktarla Özel Ormanı (P.232), olarak mahkeme kararında tefrik ve tesbit edilerek 18 parça tapunun aplikasyon ve sınırlaması tamamlanarak mahkeme kararının uygulandığı” şeklinde açıklama yapılmıştır. Ancak yukarıda 4. 5 numaralı bentlerde izah edildiği gibi eski tapu kayıtları bu yerlere ait olmadığı için devletleştirme bedellerinin ödenmesi istemi ret edilen ve yine dört taraftan Devlet Ormanı ile çevrili olduğu tesbit edilmesi nedeniyle 5658 Sayılı Yasa gereğince iade edilmesinin mümkün olmadığından iade talebinin reddine dair kararın tapu sahibi vekiline 09.12.1950 tarihinde tebliğ edilerek o tarihte adli ve idari yargıda dava açılmadığından kesinleşen ve yine yukarıda 7 ve 8 nolu bendlerde belirtildiği gibi, arazi kadastro ekiplerinin 11.07.1962 tarihli tutanakta cins ve sınırlarına göre nereye ait olduğu belli olmadığı için uygulanmayan kayıtlar listesinde gösterilen ve yukarıda 9. ve 10 nolu bendlerde yazılı olduğu gibi (1) nolu Orman Kadastro Komisyonunun köydeki bilirkişiler de hazır olduğu halde uygulamaya çalıştıkları, ancak; 24.08.1977 gün 14 nolu tutanakta, nereye ait olduğu belli olmayan tapu kayıtları ile 06.10.1944 tarihli mahkeme kararının halen kadastro mahkemesinde davaları devam eden 1 ile 223 sayılı parsellerle ilgili dava dosyalarında uygulanması gerektiği açıklanarak bu konudaki istemleri ret edilerek sonuçları ilan edilip 18.06.1982 tarihinde kesinleşen ve yine yukarıda 11 nolu bendde açıklandığı gibi 1984 yılında (24) Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan ve ilan edilerek 15.08.1985 tarihinde kesinleşen işlemlerle Ballıca Devlet Ormanı ve yeniden kadastrosu yapılan Ballıca II Devlet Ormanı sınırları içinde gösterilen ve Devlet Ormanlarının bitişiğinde ve bu ormanların devamı ve ayrılmaz parçası olması nedeniyle (bir an için tapu kayıtlarının bu yerlere uyduğu kabul edilse bile H.G.K.’nun 19.06.1991 gün ve 1991/16-271-375 ve 10.05.2006 gün 2006/20-148-284 Sayılı Kararlarında da belirtildiği gibi) iadesi mümkün olmayan ve 6831 Sayılı Yasanın 7/2. ve 1986 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 3. maddesinde yazılı beş kişinin katılımı ile kurulmadığı için, Orman Kadastro Komisyonu olarak kabul edilmesi mümkün olmayan, Komisyon Başkanı S..İ..., ormancı üye A..A...ve ziraatçi üye A... K... S... Den oluşan üç kişilik yetkisiz ekip tarafından düzenlenen 31.07.1989 tarihli Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı dayanak gösterilerek ve Orman Kadastro Yönetmeliğinin 60. maddesine yanlış anlam verilerek yasa ve yönetmeliğe aykırı ve yolsuz olarak Ballıca Köyü idari sınırları içinde 10 adet özel orman parseli oluşturulmuştur. Bu nedenle, 31.07.1989 tarihli “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” ile yapılan işlem 6831 Sayılı Yasanın 7/1. maddesinde yazılı “özel orman kadastro” işlemi değildir.
Davalıların dayandığı ve Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 gün 1943/251-800 sayılı kararına konu olup özel orman parsellerin oluşumuna esas alınan ve A.... Z... D... Adına olan K... Köyü Kasım 1932 tarih 13 ila 32 nolu kayıtların mevki, sınır, pay ve yüzölçümü ve uygulandığı özel orman parsel numaraları aşağıda tabloda gösterilmiştir.
NO MEVKİİ CİNSİ YÜZÖLÇÜMÜ SINIRLARI
13
Ağıl nam mahalde
Bir kıta tarlanın tamamı
10 dönüm= 9190 m2
(238 p. Uygulandı)
Şarken: Ağıl,
Garben Mukaddem Topçuoğlu sınırı, Hacı oğlu Salih ve Boşnak tarlaları,
Cenuben: Mukaddel Musa Ağa Elyevm, Yusuf Ağa tarlası ve dere,
Şimalen yol
14
Canavar yatağı dere nam mahal
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
10 dönüm=9190 m2
(235 p. Uygulandı)
Şarken: Tarikiam,
Garben: Fındıklıdere,
Cenuben: Karaağıl ve Mandacı Yatağı,
Şimalen: Canavar Yatağı
15
Burçaktepe arpa tarlası
Bir kıta tarlanın nısıf payı
10 Dönüm= 9190 m2
(238 p. Uygulandı)
Şarken: Tarik,
Garben: Çakır, Ali'nin Mehmet Ağa tarlası ve çalılık,
Cenuben: Tarikiam ve Hacıoğlu Salih tarlası,
Şimalen. Topal Seyit tarlası ve dere
16
Akkıranlar (Kıranlıdere)
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
50 Dönüm= (45950 m2)
(orman dışında kaldığından özel orman parsellerine uygulanmadı)
Şarken: dere
Garben: Sarıbaşoğlu Mehmet ve Kadiroğulları tarlası ve değirmenbendi
Cenuben: Dere ve Arif Onbaşının Ahmet tarlası
Şimalen: Eğrekler ve ağıl altı
17
Ballıca Bayırı
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
500 Dönüm= (459500 m2)
(234 parele uygulandı)
Şarken: Bekmezci geçidi,
Garben: Kurna Karyesi sınırı ve harman yeri,
Cenuben: Karaağıl sınırı ve çalılık,
Şimalen: yol
18
Poprazeğrek nam mahal
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
30 dönüm= (27570 m2)
(232 parsele uygulandı)
Şarken: Ballıca Bataklık,
Garben: tarikiam,
Cenuben: Karaağıl sınırı ve yol,
Şimalen: harman yeri
19
Payraz Eğrek
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
100 dönüm= (91900 m2)
(233 parsele uygulandı)
Şarken: Emin Mustafa açma sınırı ve Ballıca,
Garben: Tarikiam,
Cenuben: Karaağıl sınırı ve çalılık,
Şimalen:harman yeri
20
Ağıl civarı
Bir kıta tarlanın 1/2 payı
5 dönüm=(4595 m2)
(238 parsele uygulandı)
Şarken: Tarikiam
Garben: Göl Deresi
Cenuben: ağıl
Şimalen:yol
21
Sıraağaçlar nam mahal
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
100 dönüm=(91900 m2)
(237 parsele uygulandı)
Şarken: Karaağıl sınırı ve yanık yatak,
Garben: Yol ve çalılık,
Cenuben: dere
Şimalen:Ihlamurlubayır Uzunyayla
22
Fındıklı dere
bir kıta tarlanın 2/5 payı
50 dönüm=(45950 m2) (239 parsele uygulandı)
Şarken:Kadiroğlu Abdüllatif Ağa ve Kürtoğlu Seyit ağa tarlaları,
Garben: dere,
Cenuben:Çoban Mustafa tarlaları ve çalılık,
Şimalen: yol,
23
Ereğli
Bir kıta tarlanın nısıf payı
25 dönüm= (22975 m2) (241 parsele uygulandı)
Şarken. Akıranlar Gölü ve Eğrek,
Garben: Çakırın Mehmet ağa tarlası,
Cenuben: Mukaddem İmamoğlu tarlası sınırı elyevm Köse Süleyman ve Nalbant tarlaları,
Şimalen Şerife ve Feyzullah tarlaları,
24
Kilimli
Bir kıta tarlanın 2/5 payı
20 dönüm=(18380 m2) (240 parsele uygulandı)
Şarken. Kilimli dere ve Ahmet tarlası, Garben: Tarikiam,
Cenuben: Sivrioğlu Deli Ahmet ve Çakırın Mehmet ağa tarlaları,
Şimalen: Çoban Mustafa tarlaları,
25
Ballıca
bir kıta tarlanın 2/5 payı
100 dönüm=(91.900 2)
(236 parsele uygulandı)
Şarken: Kızılcık dere ve pekmezci geçidi
Garben: Yol ve çalılık
Cenuben: Tarikiam,
Şimalen: Karaağıl sınırı ve başyataklar,
26
Ağıl Civarı
bir kıta tarla tam
4 dönüm=( 3676 m2)
(238 parsele uygulandı)
Şarken: Tarikiam,
Garben: Mukeddem Sururi ağa sınırı elyevm, Kürtoğlu salih tarlası,
Cenuben: kendi çalılığı,
Şimalen: ağıl,
27
Uçagaç
tarla tam
4 Dönüm, 1 Evlek,
200 arşın=(4020 m2)
(238 parseleuygulandı)
Şarken ve Garben: sahibi senet arazileri,
Cenuben: dere
Şimalen: Çiftlik ebniyesi ve ağıl,
28
Kilimli
tarla
tam
50 dönüm= (45950 m2)
(240 parsele uygulandı)
Şarken: Kilimli gölü,
Garben: Mukaddem Mahmut oğlu sınırı elyevm çoban Mustafa tarlası,
Cenuben: Mukaddem Kara İbrahim oğlu sınırı elyevm Kara Emin vereseleri,
Şimalen: İsmail vereseleri sınırı
29
Yarışlı nam mahalde
tarla
tam
30 dönüm=(27570 m2)
(239 parsele uygulandı)
Şarken: Çalılık
Garben;Mukeddem Musa Ağa sınırı elyevm, Çakır Ali'nin Mehmet Ağa tarlası ve Sait,
Şimalen: Seyit tarlası ve dere
Cenuben: yol
30
Canavar yatağı
Bir kıta tarlanın tamamı
5 dönüm 2 Evlek
=(5055 m2)
(235 parsele uygulandı)
Şarken: Sahibi senet ağılı
Garben-Şimalen ve Cenuben sahibi senet arazileri
31
Canavar yatağı
Ağıl yeri tam
400 Arşın= (228 m2)
(235 parsele uygulandı)
Şarken-Garben, Şimalen ve Cenuben sahibi senet arazileri
32
Üçağaç
Ağıl, avlu, furun, kahve ve Çoban odalarını müştemil çiftlik yeri
1000 Arşın= (570 m2)
(uygulanmadı)
Şarken-Garben, Şimalen ve Cenuben sahibi senet arazileri
(13 ila 31 nolu tapu kaydının toplam yüzölçümü 1.615.259 m2'dir özel orman parsellerine uygulanmayan 16 ve 32 nolu kayıtlarının miktarı çıkartıldığında kalan 968.739 m2'dir
14) Orman Kadastro Komisyonu niteliğinde olmayan bu üç kişilik heyet tarafından “Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı” ismi verilerek 31.07.1989 tarihinde yerel bilirkişilerin bilgisine dahi başvurulmadan düzenlenen tutanakla;
Tümü K...Köyü İdari sınırları içinde olan ve 1945 yılından 1989 yılına kadar arazi ve Orman Kadastro Komisyonları ya da başka amaçla oluşturulan heyetlerce sınırları, mevkisi bilinemediği için yerine uygulanması mümkün olmadığı belirtilen, Kasım 1932 tarihli tapu kayıtlarından Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2000/730 (Dairenin 2008/17387) sayılı dosyasında dava konusu olan;
235 parsel sayılı 2.514,158 m2 yüzölçümlü küçük Ballıca Özel Ormanına, Kurtdoğmuş Köyü, Canavar Yatağı mevkiindeki tarla cinsli tapu kaydının 2/5 payına ait, Kasım 1932 tarih 14 nolu 10 dönüm (9190 m2) ve yine Canavar Yatağı mevkiindeki tarla cinsli Kasım 1932 tarih 30 nolu 5 dönüm 2 evlek (5055 m2) ve yine Canavar Yatağı mevkiindeki ağıl yerine ait, Kasım 1932 tarih 31 nolu 400 Arşın (228 m2) ki toplam yüzölçümleri 14.473 m2 olan üç adet tapu kaydı uygulanmıştır. Tapu kayıtlarının hiç birinde belli bir kişi sınırı olmadığı gibi, Karaağıl, Manda Yatağı, Canavar Yatağı gibi belirsiz değişir sınırlar bulunmaktadır. Pafta ve harita örneklerinde görüldüğü gibi 235 sayılı parselin Doğusu Riva deresi, Batısı; başka bir dosyada aynı nedenle dava konusu edilen 234 parsel sayılı Ballıca Bayırı Özel Ormanı, Kuzeyi: dava konusu 236 sayılı Uzunburun Özel Orman parseli ve 382 parsel sayılı Ballıca Devlet Ormanı, Güneyi: 1948 yılında Gebze sınırları içinde kalması nedeniyle orman kadastrosu yapılan ve halen Tuzla İlçesi T.... Ören Köyü İdari sınırları içindeki Karaağıl Devlet Ormanı ile çevrilidir. Dosya içindeki haritalardan görüldüğü gibi 235 sayılı parselin ortasında 292 rakımlı Küçük Ballıca isimli tepe ile, birçok dere ve derecikleri bulunmaktadır. 235 sayılı parsel yükselti eğrilerine göre yüksek eğimli ve çok engebeli bir arazidir. Cetvelle çizilen düz bir çizgi ile 382 Sayılı Devlet Ormanı parselinden ayrılmıştır. Sınırda hiçbir özel mülk bulunmamaktadır. Parselin doğusunda eski tarihli memleket haritalarında ismi yazılı Riva Deresi bulunduğu halde, tapu kayıtlarının hiç birinde dere sınırı bulunmamaktadır. Önceki davalarda Hazine taraf olmadığı için bu davalar Hazineyi bağlamaz. 143/251-800 sayılı kararın dayanağı olduğu kabul edilen kroki T.M.Y.’nın 719 (E.M.Y.’nın 645) ve 3402 Sayılı Yasanın 20/A maddeleri anlamında tapunun dayanağı plan ve kroki değildir. Tüm bu olgulara karşın ikisi tarlaya, birisi ağıl yerine ait, yüzölçümleri toplamı 14.473 m2 olan, tapu kayıtlarının eskiden beri ve halen de orman olan 2.514.158 m2 yüzöçümlü 235 parsel sayılı Küçük Ballıca Özel Ormanına köy, mevki, cins ve miktar olarak uyduğu kabul edilemez.
236 parsel sayılı 1.855,181 m2 yüzölçümlü Uzun Burun Özel Ormanı’na, Kurtdoğmuş Köyü, Ballıca mevkiindeki tarla cinsi tapu kaydının 2/5 payına ait Kasım 1932 tarih 25 nolu 100 dönüm (919.000 m2) yüzölçümlü, Kızılcık Dere, Pekmezci Geçidi, çalılık, Karaağıl Sınırı ve Başyataklar gibi belirsiz ve değişir sınırlı tapu kaydı uygulanmıştır. Tapu kaydının sınırında kişi isimleri bulunmamaktadır. Dosyadaki haritasından 236 sayılı parselin Doğusu kadim Riva Deresi (halen Ömerli Baraj Gölü ve göl sahasında kalması nedeniyle DSİ Genel Müdürlüğüne tahsis edilen Devlet Ormanı), dereden sonra Şile İlçesi sınırları içinde kalan ve Kervansaray Devlet Ormanı ismiyle kadastrosu yapılan orman, Batısı; 382 parsel sayılı Ballıca Devlet Ormanı, Kuzeyi: dava konusu 237 parsel sayısı verilen Sarıçamur Özel Ormanı, Güneyi; Yukarıda yazılı dava konusu 235 parsel sayısı verilen Küçük Ballıca Özel Ormanı ile çevrilidir. Dosyadaki haritalarda görüldüğü gibi, içinde Ömerli Barajı Gölüne akan birçok dere ve derecikler bulunmaktadır. 236 sayılı parsel yüksek eğimli, engebeli, batı sınırında bulunan 382 parsel sayılı Ballıca Devlet Ormanın devamı ve ayrılmaz parçasıdır. Eskiden beri ve halende orman niteliğindedir. Tarla cinsli olup, sınırda hiçbir özel mülk bulunmayan ve davada taraf olmadığı için Hazineyi bağlamayan T.M.Y’nın 719 (E.M.Y. 645) ve 3402 Sayılı Yasanın 20/A maddeleri anlamında plan ve kroki olduğu kabul edilmesi mümkün olmayan 1943/251 sayılı kararın dayanağı olduğu kabul edilen ve şekil olarak da 236 sayılı parsele benzemeyen krokinin ve tarla cinsli 91900 m2 yüzölçümlü tapu kaydının, eskiden beri ve halende orman olan 1.892.562 m2 yüzölçümlü 236 parsel sayılı Uzun Burun Özel Ormanına köy, mevki, cins ve miktar olarak uyduğu kabul edilemez.
237 parsel sayılı 980.278 m3 yüzölçümlü Sarıçamur Özel Ormanı’na Kurtdoğmuş Köyü, Sıra Ağaçlar mevkiindeki tarla cinsli olan tapu kaydının, 2/5 payına ait, Kasım 1932 tarih 21 nolu 100 dönüm (919.000 m2) yüzölçümlü, Karaağıl sınırı, Basık Yatak, çalılık, Başyataklar gibi belirsiz ve değişir sınırlı tapu kaydı uygulanmıştır. 237 sayılı parselin çap sınırına göre, Doğusu; Riva Deresi (halen Ömerli Baraj Gölü ve bu göl sahasında kalması nedeniyle DSİ Genel Müdürlüğüne tahsis edilen Devlet Ormanları, dereden sonra Şile İlçesi Kervansaray Devlet Ormanı, Batısı; 382 sayılı Ballıca Devlet Ormanı parseli, Güneyi: yukarıda yazılı dava konusu 236 parsel sayısı verilen Uzun Burun Özel Ormanı ile çevrilidir. Memleket haritası ve diğer haritalarda görüldüğü gibi, 237 parsel sayılı taşınmaz içinde Ömerli Baraj Gölüne akan birçok dere ve derecikler bulunan yüksek eğimli, engebeli, Batısındaki 382 sayılı Ballıca Devlet Ormanının devamı ve ayrılmaz parçası ve eskiden beri ve halende orman niteliğinde bir arazi parçasıdır. Sınırında hiç bir özel mülk bulunmayan ve davada taraf olmadığı için Hazineyi bağlamayan T.M.Y.’nın 719 (E.M.Y. 645) ve 3402 Sayılı Yasanın 20/A maddeleri anlamında plan ve kroki olduğu kabul edilmesi mümkün olmayan 1943/251-800 sayılı kararın dayanağı olduğu kabul edilen ve şekil olarak da 237 sayılı parsele benzemeyen krokinin ve 91.900 m2 yüzölçümlü tapu kaydının eskiden beri ve halende orman olan 980.625 m2 yüzölçümlü SARI Çamur Özel Ormanı isimi verilen 237 sayılı parsele köy, mevki, cins ve sınır olarak uyduğu kabul edilemez.
Asliye (2) Hukuk Mahkemesinin 2000/786 (Dairenin 2007/16650) sayılı dosyasında davaya konu olan;
239 parsel sayılı 80.000 m2 yüzölçümlü Fındıklı Dere Özel Ormanına Kurtdoğmuş Köyü, Fındıklı Dere Mevkiindeki tarlanın 2/5 payına ait Kasım 1932 tarih 22 numaralı 50 dönüm (45950 m2) ve Yaraşlı Mevkiindeki tarlaya ait Kasım 1932 tarih 29 nolu 30 dönüm (27570 m2) ki toplam yüzölçümü 73.520 çalılık, yol ve kişi sınırlı olan tapu kayıtları uygulanmıştır.Dosyadaki haritalardan 239 sayılı parselin doğu, kuzey ve güneyinin 383 sayılı 3.481.972 m2 yüzölçümlü Ballıca Devlet Ormanı, batı sınırı Fındık Dere, sonra Kurtdoğmuş Devlet Ormanı ile çevrilidir. Sınırında tapu kayıtlarında ismi yazılı şahsa ait hiçbir özel mülk bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi Hazine taraf olmadığı için Hazineyi bağlamayan ve tapu kaydının dayanağı plan ve harita olarak kabul edilmesi mümkün olmayan şekil olarak da 239 sayılı parsele benzemeyen 1943/251-800 sayılı kararın dayanağı olduğu kabul edilen krokinin ve 73.250 m2 yüzölçümlü üç adet tapu kaydının köy, mevki, cins ve sınır olarak eskiden beri ve halen de orman olan 80.000 m2 yüzölçümlü 239 parsel sayılı Fındıklı Dere Özel Orman parseline ait olduğu kabul edilemez.
240 parsel sayılı 70.000 m2 yüzölçümlü Kilimli Özel Ormanına, Kurtdoğmuş Köyü, Kilimli mevkiindeki tarla cinsli tapu kaydının 2/5 payına ait Kasım 1932 tarih 24 nolu 20 dönüm (18380 m2) ve yine Kilimli mevkiindeki tarla cinsli Kasım 1932 tarih 28 numaralı 50 dönüm (45.950 m2) toplam yüzölçümleri 64.330 m2 olan Dere, Kilimli Gölü ve kişi sınırlı tapu kayıtları uygulanmıştır. Haritasına göre 240 sayılı parselin batı, kuzey ve güney sınırlarının 383 parsel sayılı Ballıca Devlet Ormanı, Doğu sınırının Ömerli Baraj Gölü sahasında kalması nedeniyle DSİ Genel Müdürlüğüne tahsis edilen Devlet Ormanı ile, başka bir anlatımla dört sınırı Devlet Ormanı ile çevrilidir. Tapu kayıtlarında yazılı kişi tarlaları sınırda bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi Hazine taraf olmadığı için Hazineyi bağlamayan ve tapu kaydının dayanağı plan ve harita olarak kabul edilmesi mümkün olmayan şekil olarak da 240 sayılı parsele benzemeyen 1943/251-800 sayılı kararın dayanağı olduğu kabul edilen krokinin ve toplam 64,330 m2 yüzölçümlü iki tapu kaydının köy, mevki, cins ve sınır olarak eskiden beri ve halende de orman olan 70.000 m2 yüzölçümlü 240 parsel sayılı Kilimli Özel Orman parseline ait olduğu kabul edilemez.
241 parsel sayılı 25.000 m2 yüzölçümlü Eğrek Özel Ormanına K.... Köyü, Ereğli Mevkiindeki tarla cinsli tapu kaydının 1/2 payına ait Kasım 1932 tarih 23 sıra numaralı 25 dönüm (22975 m2) yüzölçümlü tapu kaydı uygulanmıştır. Yukarıda (11) nolu bendde açıklandığı gibi 241 sayılı parsel, kuzey ve güneyindeki ormanlarla birlikte 1942 yılı orman kadastrosunun dışında bırakılmıştır. 2896 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince 24 Nolu Orman Kadastro Komisyonunun düzenlediği 23.11.1984 gün 30 nolu tutanakla 109.167 m2 yüzölçümlü Ballıca II Devlet Ormanı olarak ilk defa orman kadastrosu yapılmış ve 15.08.1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiş olduğu halde bu durum nazara alınmadan 31.07.1989 tarihli Mahkeme Kararı Uygulama Tutanağı ile Devlet Ormanından düz çizgi ile ayrılarak 241 nolu parsel oluşturulmuştur. Halen kuzeyinde 387 sonra 382, güneyinde 388 parsel sayılı Devlet Ormanları, doğusu yol ve yoldan sonra kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kişiler adına tesbit tutanakları düzenlenip özel ormanlara uygulanan tapu kayıtlarına dayanılarak A... Z... D... mirasçıları tarafından dava konusu edilen 38, 39 sayılı ve batısı yine aynı şekilde tesbitleri yapılıp, yine aynı şekilde kadastro mahkemesinde dava konusu edilen ve halen davaları devam eden 25, 26 ve 28 sayılı parsellerle çevrilidir. Uygulanan tapu kaydının sınırında yazılı Akkıranlar Gölü ve kişi tarlalarının bulunmamaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi Hazine taraf olmadığı için Hazineyi bağlamayan ve tapu kaydının dayanağı plan ve harita olarak kabul edilmesi sayılı karar dayanağı olduğu kabul edilen krokinin ve 22975 m2 yüzölçümlü tapu kaydının köy, mevki, cins ve sınır olarak eskiden beri ve halende de orman olan 25.000 m2 yüzölçümlü 241 parsel sayılı Eğrek Özel Orman