Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/50 Esas 2019/176 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2019/50 E.  ,  2019/176 K.
"İçtihat Metni"

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 56-197

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan sanık ...'nın TCK'nın 170/1-c, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.01.2014 tarihli ve 474-10 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 29.12.2014 tarih ve 35898-33293 sayı ile;
"Ateşlenebilen bir silahın işlevine uygun ve sonuç doğurmaya elverişli bulunmayan 'kuru-sıkı' olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eylem, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup idari yaptırımı gerektirdiği ve anılan Kanun'un 18/1. madde ve fıkrası hükmü göz önüne alındığında mülkiyetin kamuya geçirilmesinin de mümkün olmadığı gözetilmeden, sanığın 5237 sayılı TCK'nın 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve kuru-sıkı tabancanın müsaderesine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi ise 14.04.2015 tarih ve 56-197 sayı ile;
"Anayasa'nın 5. maddesinde Devletin kişi için hiçbir korku kaygı panik içerisinde olmadan her türlü korku ve olumsuzluklara karşı emin olarak yaşamasını sağlama görevi vardır. Barışçı medeni toplumlarda kuru kabadayılığın kendini normal bir ifade yöntemi olarak benimsenmesi kabul edilemez. Müsnet suçtan mağdur olanın duyduğu tabanca sesinin kuru sıkı veya kurşun atan silahtan kaynaklandığını seçebilmesi uygulamada imkânsızdır. 5237 sayılı TCK'nın 170. maddesinde kişilerin sağlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku kaygı panik havası oluşturacak şekilde silahla ateş edilmesi ya da patlayıcı madde (katı, sıvı ya da gaz) kullanılarak ateş edilmesi suçun maddi unsuru olarak gösterilmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, Hukuk Devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını koruma, suç işlenmesini önlemektir. (TCK 1. Madde) Ceza Yargılamasının amacı; maddi gerçeğin tespit edilen eylem ve netice bakımından yasalarda öngörülen suçun kanuni tanımına uygunluğunun değerlendirilmesidir. Sanığın kurşun çekirdeği ihtiva etmese de kurşun atan tabancalarla aynı şekilde gürültü ses ve korku yapma özelliği bulunan silahla şehir içerisinde havaya ateş ederek korku kaygı ve panik etkisi oluşturduğu, bu tür olaylarda bir çok faili meçhul yaralama ve ölüm olaylarının yaşandığı, silah sesinin doğal olarak insan üzerinde korku etkisi yapacağı, bir silahın atış menzilinin düşük olması, silahın metal veya kurşun çekirdeği içermemesi korku ve kaygıyı bertaraf edemeyeceği gibi silah sesiyle oluşan korkunun yaşı küçük çocuklarda kalıcı kekemeliklere neden olduğu, hamile bayanlarda çok daha vahim sonuçlara yol açabileceği herkesin bilincindedir. Dolayısıyla buradaki korkutucu silah sesi Türk Ceza Yasası'nda herhangi bir ayırım yapılmaksızın suç olarak düzenlendiği, ayrıca farazi korku ve paniğe neden olan olayların TCK'nın 170. maddesinde düzenlenen suç alanı dışında kaldığının kabulü mümkün değildir. Suç konusu edilen olayın korku ve paniğin karar verici yargıçların görev alanlarında ya da konutlarına yakın yerde gerçekleşmesinin normalin üzerinde korku kaygı ve panik etkisi yaratacağı aşikârdır. Sanığın somut olaydaki amacı; gösteri yapmak, dikkat çekmek ve korkutucu güç olduğunu kuru kabadayılık vesilesi olarak ortaya koymaktır. Sanık bilinçli olarak tabancayla nüfusun yoğun olduğu alanda dört el ateş ettiğinden müsnet suç dolayısıyla aşağıdaki şekilde cezalandırılması gerektiği vicdani kanaat sonuç kanısı mahkememizde oluşmuştur." şeklindeki gerekçeyle bozma kararına direnerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.11.2017 tarihli ve 169670 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya, CMK'nın 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 08.01.2019 tarih ve 25324-206 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçunu mu, yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “gürültüye neden olma” kabahatini mi oluşturduğunun,
2- Sanığın eyleminin “gürültüye neden olma” kabahatini oluşturduğunun kabulü hâlinde soruşturma zamanaşımının dolup dolmadığının,
3- Bu aşamada söz konusu ses ve gaz fişeği atabilen silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilip verilemeyeceğinin,
Belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
27.10.2013 tarihli olay tutanağına göre; olay tarihinde saat 02.00 sıralarında şüphe üzerine durdurulan sanığın kullandığı aracın torpido gözünde bir adet kuru sıkı tabir edilen silah ile fişek haznesinde bulunan 4 adet boş kovanın ele geçirildiği, bu sırada olay yerine gelen trafik görevlilerinin sanığın söz konusu araçla seyir halinde iken havaya ateş ettiğini, bunun üzerine aracı takibe aldıklarını beyan ettikleri,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 29.10.2013 tarihli ekspertiz raporunda; inceleme konusu 9 mm çaplı ses ve gaz fişeği atabilen toplu tabancanın ateşleme sisteminde görev alan mekanik aksamının sağlam ve işler durumda olduğu, namlusunun herhangi bir çapta ateşli silah fişeği ile özel şekil ve nitelikteki fişeklerin uç kısımlarında bulunan saçma tanesi, kurşun, metal küre, çelik bilye vb. cisimlerin atılmasını engelleyici yapıda tahdit parçasına sahip olduğu, yapılan tatbiki atışlarda, çapına uygun ses ve gaz fişeklerini patlattığı, 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olmadığı, birlikte gönderilen 9 mm çaplı 4 adet ses fişeği kovanının inceleme konusu tabancadan atılmış olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Sanık kollukta ve mahkemede; asker uğurlaması sırasında kuru sıkı tabanca ile havaya ateş ettiğini, söz konusu tabancayı 5-6 sene kadar önce faturalı olarak satın aldığını ancak faturasının nerede olduğunu bilmediğini muhtemelen kaybolduğunu savunmuştur.
Uyuşmazlık konularının sırayla değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
1- Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçunu mu, yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “gürültüye neden olma” kabahatini mi oluşturduğu;
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinde;
“1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
...
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” biçiminde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nın “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde de;
“Silah deyiminden;
1. Ateşli silâhlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddelerin” anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) bendinde “Ateşli silah: Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları,
...
ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrası ise;
“Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin gerekçesinde somut tehlike suçu olduğu vurgulanan genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda korunan hukuki yarar; kişilerin hayatları, vücut bütünlükleri ve mal varlıkları bakımından bir tehlikeye maruz kalmadan huzur ve güven içerisinde yaşama haklarıdır. Anılan maddede yasaklanan ve ceza yaptırımına bağlanan eylemlerin işlenmesi durumunda kişilerin hayatları, vücut bütünlükleri veya mal varlıklarının zarar görme tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Tehlikenin belirli kişi veya kişiler bakımından söz konusu olmasına gerek yoktur. Belirsiz sayıda kişinin, dolayısıyla toplumu oluşturan birçok kimsenin korunması amaçlanmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulan ve süregelen kararlarında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşabilmesi için, eylemin kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda gerçekleşmesi yeterli değildir. Eylemde kullanılan silahın da anılan Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen ateşli silah olması gerekmektedir. Ateşli silah ibaresinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin TCK’da bir tanım bulunmasa da, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) bendinde ateşli silahın, “Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları” ifade edeceği belirtilmiş, yine ateşli silah, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde; “Patlayıcı madde aracı ile mermi atan top, tüfek vb. silah” şeklinde açıklanmıştır. Bu anlamda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda kullanılan silahın da, söz konusu tanımlara uygun olarak, mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere atabilme özelliğine sahip olması, diğer bir anlatımla gerçek bir silah olması gerekmektedir. Kuru sıkı tabir edilen, ses ve gaz fişeği atabilen silahlar nitelikleri itibarıyla bu suç açısından silah sayılamayacaklarından, kuru sıkı tabanca ile ateş edilmesi eyleminin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “Gürültüye neden olma” kabahatini oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, 27.10.2013 tarihinde saat 02.00 sıralarında Eyüp ilçesi, Alibeyköy Mahallesi, Atatürk Caddesi üzerinde kuru sıkı tabir edilen, ses ve gaz fişeği atabilen silah ile havaya ateş ettiği olayda;
TCK'nın 170. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen silahla ateş etme şeklindeki seçimlik hareketli suçun sadece anılan Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi kapsamındaki, mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilme özelliğine sahip olan ateşli bir silahla işlenebileceği, ses ve gaz fişeği atabilen silahlar ise nitelikleri itibarıyla ateşli silah sayılamayacaklarından sanığın bu nitelikteki silah ile havaya ateş etmesi eylemi korku, kaygı ve panik yaratabilecek nitelikte olsa dahi, 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin birinci fıkrası kapsamında düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu değil, başkalarının huzur ve sükûnunu bozucu davranışları yaptırıma bağlayan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen gürültüye neden olma kabahatini oluşturduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, sanığın eyleminin genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu oluşturduğunu kabul eden Yerel Mahkeme hükmünde isabet bulunmamaktadır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...; "Sanığın suç tarihinde sevk ve idaresindeki aracı ile asker uğurlama törenine katıldığı sırada gaz ve ses (Kurusıkı) tabancası ile 4 el havaya ateş etmesinin TCK'nın 170/1 -c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu kapsamında kalacağı kanaatinde olduğumuzdan, çoğunluğun sanığın eyleminin Kabahatler Kanununun 36. maddesi kapsamında kalan gürültü yapma kapsamında kalacağına dair görüşe muhalifiz.
5237 sayılı TCK'de düzenlenen maddeler yorumlanırken sırasıyla madde metni, mantık kuralları, kanunun sistematiği, Ceza Hukukunun ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa Hukukunun genel ilkeleri, madde gerekçesi, yasanın hazırlık çalışmaları ve mukayeseli hukukun genel ilkelerinden yararlanılarak yorumlanmalıdır.
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Madde 170-(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
5237 sayılı Kanun'un 170. maddesi Genel Tehlike Yaratma Suçları bölümünde genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiilleri suç olarak tanımlanmıştır.
Genel güvenliğe karşı işlenen suçlar kişilerin ve toplumun güvenlik içerisinde hiçbir şeye katlanmadan yaşaması, toplumun huzuru ve güvenliğinin sağlanması esas alınarak düzenlenmiştir.
Fiilin, suçun koruduğu hukuki yarar üzerinde gösterdiği etkiye göre suçları tehlike ve zarar suçu olarak da ikiye ayırabiliriz. Suçun oluşması için zararın arandığı suçlara zarar suçu, zarar meydana gelmesinin aranmadığı sadece zarar tehlikesinin oluşmasıyla yetinilen suçlara ise tehlike suçları denmektedir.
TCK 170/1-c maddesindeki suçun unsurlarının oluşması için kanunda tanımlanan somut tehlike halinin (failin ateş etmesi) ve bu ateş etme fiili neticesinde kişilerde korku, kaygı veya panik hali meydana gelmelidir. Bu suçun mağduru belirli bir kimse olmayıp toplumu oluşturan tüm bireylerdir.
Doktrinde de Prof. Dr. İzzet Özgenç bu konuda 'Kişinin örneğin sevincinin dışa yansıması olarak kuru-sıkı tabanca ile havaya ateş etmesi halinde, kullanılan aletin TCK'nın 6. maddesi hükmüne göre silah niteliğini taşıdığında kuşku yoktur. Kullanılan silahın TCK'nın 170. maddesinde tanımlanan suç bağlamında elverişli silah olarak kabul edilmesi, yalnız başına bu madde hükmünden dolayı cezalandırabilmek için yeterli değildir. Kanun'un 170. maddesinin ifade biçimine göre silahla ateş etmenin veya patlayıcı madde kullanmanın kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda olması gerekir. Bu itibarla, kuru-sıkı tabanca ile yapılan atışın kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda olması halinde 170. maddede tanımlanan suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Buna karşılık bu somut olaya ilişkin olarak bu suç bağlamında yapılan değerlendirme sonucunda, kuru-sıkı tabanca ile yapılan atışın kişilerd

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat