"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 93-223
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...'in TCK'nın 188/3-4, 43/1, 62, 52, 53 ve 63. maddeleri gereğince 15 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 120 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.09.2015 tarihli ve 101-268 sayılı resen de temyize tabi olan hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 19.01.2016 tarih ve 17107-195 sayı ile;
"Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan ayrıca soruşturma yürütülen sanığın savunmasının aksine, tanıklar ... ve ...'ta ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna dair, bu tanıkların sonradan döndükleri soyut beyanları dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığına ilişkin kuşku sınırlarını aşan, mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 05.05.2016 tarih ve 93-223 sayı ile;
"...Mahkememiz kararı yukarıda belirtilen gerekçelerle ilgili Yargıtay Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ise de, bozma ilamı dosya kapsamı ile uyumlu gözükmemektedir. Zira bozma ilamında sadece uyuşturucu madde bulundurmak suçundan haklarında ayrı soruşturma yürütülen tanıklar ... ve ...'ta ele geçirilen uyuşturucu maddelerle sanığın ilgisi olduğuna dair sonradan dönülen soyut beyan dışında mahkumiyete yeter delil olmadığı bildirilmiş ise de, bu gerekçe dosya kapsamı ile uyumlu değildir. Şöyle ki, 29.12.2014 tarihinde yakalanan ...'ın üzerinde 10 paket eroin maddesi ele geçirildiği, yine 04.01.2015 tarihinde yakalanan ...'ın üzerinde 0,9 gram eroin maddesinin ele geçirildiği ve bu iki şahsın söz konusu uyuşturucuları sanıktan satın aldıklarını soruşturma aşamasında beyan ettikleri sabit olduğu gibi yine 04.01.2015 günü ... isimli şahsın içerisinde bulunduğu 42 ... .. plaka sayılı araçta sanık ...'in bulunduğu ve yapılan üst aramasında pantolon sağ iç çakmak cebinde brüt 1,5-2 gram gelen eroin maddesinin ele geçirildiği, dosya içerisinde bulunan ve emniyet tarafından düzenlenen 04.01.2015 tarihli tutanak içeriğinden anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyaya celp edilen Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2015/709 soruşturma sayılı dosyasında ....'ın içerisinde bulunduğu 42 .. ... plaka sayılı araç içerisinde sanığın da bulunduğu ve sanığın oturduğu yerin zemininde iki paket halinde eroin maddesinin ele geçirildiği dosyadaki tutanaklardan anlaşılmaktadır. Mahkememizin önceki kararında da bu deliller zikredilmiş olmasına rağmen ilgili Yargıtay Ceza Dairesi tarafından söz konusu delillerin bozma kararında yok sayıldığı gözlemlenmiştir. Yine sanık müdafi tarafından özetle ele geçirilen uyuşturucu maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmadığı, uyuşturucu madde satıldığı yere ilişkin kamera kayıtlarının dosyaya sunulmadığı, tanıklar ile sanık arasında husumet bulunduğu, tanıkların uyuşturucu bağımlısı olup adliyeye intikal eden çok sayıda suç dosyası bulunması nedeniyle beyanlarına itibar olunamayacağı, tanıklar ve sanık arasında olay öncesine ilişkin herhangi bir telefon görüşmesi yapılmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun sabit olmadığı iddia olunmuş ise de, öncelikle bir kısım delillerin soruşturma aşamasında tam olarak toplanmamış olduğu mahkememizce de gözlemlenmiştir. Şöyle ki, suç yerine ilişkin kamera kaydının temini ve parmak izi incelemesi sonucu alınacak rapor mahkumiyet için güçlü bir delil olmasına rağmen yukarıda belirtilen gerekçeler gözetildiğinde tek delil değildir. Diğer deliller doğrultusunda bu deliller olmaksızın da sanığın mahkumiyetine karar vermek mümkündür. Kaldı ki, bahse konu delillerin soruşturma aşamasında tam olarak toplanamadığı da gözetildiğinde suç tarihi ve karar tarihi arasındaki süre değerlendirilerek bu delillerin sağlıklı şekilde mahkememizce toplanabilmesi de mümkün gözükmemektedir. Ayrıca uyuşturucu satıcısı olan sanıkların satmış oldukları uyuşturucu paketi üzerinde her zaman parmak izlerinin çıkmadığı uygulamada sıklıkla gözükmektedir. Basit bir şekilde satış esnasında giyilen eldiven ya da uyuşturucu paketi ile teması engelleyen bir başka madde söz konusu paket üzerinde parmak izi çıkmasına engel olacaktır. Yine iddia olunduğu şekilde bir dosyada tanık olarak dinlenen kişilerin adliyede başka suç dosyasının bulunması her zaman o tanığın konuya ilişkin yalan söylediğini göstermemektedir. Nasıl ki, çok sayıda sabıkası olan bir kişinin somut olayda atılı suçu işlemediği kuvvetle mümkün olabileceği gibi çok sayıda sabıkası olan ve sürekli adliyede yargılanan bir tanığın da somut olayda doğru söyleme ihtimali kuvvetle mümkün olabilecektir. Kaldı ki, sanık tarafından hakkında suçlamada bulunan tanıklar ile aralarındaki husumet ve husumetin süresi soruşturma, sorgu ve kovuşturma aşamasında çelişkili bir şekilde dile getirilmiş, uyuşturucu dosyalarında sıklıkla görüldüğü üzere sanıktan uyuşturucu aldığını soruşturma aşamasında beyan eden ve sanığı teşhis eden tanıkların sanıkla görüşme ihtimalleri ve bu görüşme sonucunda beyanlarını değiştirme ihtimalleri her zaman gözükmektedir. Zira uyuşturucu kullanıcısı şahıslar zaman zaman gerek satıcı şahıslardan ve yakınlarından korkmaları, gerekse ilgili şahıslardan cezaevinden çıktıktan sonra tekrar uyuşturucu madde satın almaları nedeniyle beyanlarını değiştirmektedirler. O nedenle tanıkların zaman zaman olayın sıcağı sıcağına vermiş oldukları ifadeye diğer maddi deliller ile örtüşmesi durumunda itibar edilebileceği bilinen bir gerçektir. Yine iddia olunduğu gibi tanıklar ile sanık arasında olay öncesi ya da sonrasına ilişkin telefon görüşmesinin bulunmaması sanığın masumiyetini göstermemektedir. Şöyle ki sanığın kuaförlük yaptığı, bu sebeple tanıklar tarafından tanındığı göz önüne alındığında telefon görüşmesi olmaksızın da tanıkların sürekli sabit yeri olan sanığın yanına gelip gitmeleri ve telefon görüşmesi yapmaksızın da söz konusu uyuşturucuyu satın almış olmaları mümkündür. Dolayısıyla uyuşturucu satışı için sanıkla telefon görüşmesi yapılması, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti için olmazsa olmaz delil niteliğinde değildir. Tüm bu gerekçelerle uyuşturucu madde ticareti suçundaki delil temini noktasındaki zorluk ve diğer deliller ve mahkememizin bozma öncesi gerekçesi doğrultusunda sanığın atılı suçu işlediği mahkememizce değerlendirilerek önceki kararımızda direnilmesine ve sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu olan ve resen de temyize tabi olan bu hükmün de, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.06.2016 tarihli ve 246228 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1050-1096 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 07.03.2017 tarih ve 51-492 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
29.12.2014 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağına göre; 29.12.2014 tarihinde saat 10.00 sıralarında haber merkezinin “Binkonutlar Mahallesi Hisarkule Sokak üzerinde bulunan camii lavabolarında madde bağımlısı şahıs olduğu” anonsu üzerine bahsi geçen yere intikal eden görevlilerin, lavabolar önünde beklemekte olan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan tanık ...'ı gördükleri, yaptıkları kaba üst yoklaması sırasında tanığın elinde tutmakta olduğu sigara paketi açtırıldığında beyaz kâğıda sarılı 10 ayrı fişek halinde eroinin görüldüğü, adı geçene nereden aldığı sorulduğunda “Otogar bölgesinde açık kimlik ve adresini bilmediği Sıtkı isimli şahıstan sabah saatlerinde aldığını” beyan ettiği, tanık refakate alınarak otogar içi ve çevresinde yapılan araştırmalarda Sıtkı isimli şahsa rastlanılmadığı,
04.01.2015 tarihli olay yakalama ve el koyma tutanağına göre; KOM Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince yapılan çalışmalar sırasında, 04.01.2015 tarihinde saat 10.20 sıralarında Konya Otobüs Terminalinde ücretsiz tuvaletlerin bulunduğu yerde beklemekte olan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan tanık ...'ın şüpheli ve tedirgin hareketler yaptığının görülmesi üzerine görevlilerce adı geçenin yanına gidildiği, Konya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2014/2460 değişik iş sayılı arama ve el koyma kararı gösterilen tanığın üst aramasının yapılmak istendiği sırada elinde bulunan beyaz şeffaf poşete sarılı bir maddeyi yere attığının görüldüğü, yapılan incelemede şeffaf poşetteki eroinin muhafaza altına alındığı,
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca; 29.12.2014 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanan tanık ... hakkında 2014/64551 soruşturma sayılı, 04.01.2015 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanan tanık ... hakkında ise 2015/709 soruşturma sayılı dosyalarda kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma başlatıldığı, ... hakkında 21.04.2015 tarih ve 64551-609 sayı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
31.12.2014 tarihli olay el koyma ve yakalama tutanağına göre; KOM Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince yapılan çalışmalar sırasında, 31.12.2014 tarihinde saat 19.10 sıralarında Dr. Sadık Ahmet Caddesi üzerinde park hâlinde bulunan 42 .. ... plaka sayılı araç ve içerisinde bulunan iki şahsın şüpheli görülmesi üzerine görevlilerce yanlarına gidildiği, polis kimlik kartları ile Konya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2014/2460 değişik iş sayılı arama ve el koyma kararı gösterildiği sırada aracın ön sağ bölümünde oturan şahsın elinde bulunan şeffaf naylona sarılı kahverengi toz maddeyi araçtan dışarıya döktüğünün görüldüğü, söz konusu maddenin toprağa karışması nedeniyle toplanmasının mümkün olmadığı, şahısların ekip otosuna alınarak yapılan kimlik tespitlerinde şoför koltuğunda oturan şahsın tanık ...., ön sağ koltukta oturan şahsın ise sanık ... olduğunun tespit edildiği, yapılan üst aramalarında tanık ....'ın montunun sağ cebinde 2 adet Suboxone tablet, araçta yapılan aramada ise sağ ön koltuk altında 2 adet beyaz kağıda sarılı eroin ele geçirildiği,
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca; 31.12.2014 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanan ... ve .... hakkında 2015/480 soruşturma sayılı dosyada kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma başlatıldığı, adı geçenler hakkında 30.04.2015 tarih ve 64551-609 sayı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
04.