Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 16. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 13.11.2013
Sayısı : 355-198
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nun 62, 53 ve 58/9. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden ayrıca aynı Kanun'un 54. maddesi uyarınca müsadereye ilişkin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.11.2013 gün ve 355-198 sayılı hükümlerin sanıklar ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesince 10.02.2016 tarih ve 5956-964 sayı ile; "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK'nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür" açıklamasıyla onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyesi ...;
"İstanbul (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Davut Uygun, ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, mala zarar verme, patlayıcı madde bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Davut Uygun adlı sanıklar hakkında terör örgütüne üye olma suçundan (TCK 314/2) mahkûmiyet kararı verildiği,
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın hazırlık soruşturmasında tümünün etkin pişmanlık haklarını kullanarak PKK terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve örgüt adına suç işleyen diğer örgüt üyeleri hakkında kollukta bilgi verdikleri,
Sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri hakkında bilgi verdikleri,
Sanık ...'ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinden döndüğü tespit edilmiştir.
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... mahkeme huzurunda daha önce savcılık ve kollukta verdikleri ifadelerinden döndükleri iddiasıyla haklarında TCK 221/4-son cümlesi maddesi gereğince ceza indirimi uygulanması gerekirken yasal ve kanunun düzenleniş sistemine uygun olmayan gerekçe ile uygulanmaması suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi ve Dairenin de bu yasal olmayan gerekçeyi uygun görmesinden mütevellit heyetle aramızda uyuşmazlık bulunduğundan bu karşı oy kaleme alınmıştır.
Mahkemenin gerekçeli kararında esas olarak, kollukta ve savcılıkta etkin pişmanlık hakkını kullanan ..., ..., ..., ... ve ...'ın kendi konumları ve örgüt üyeliğinden mahkûm olan diğer tüm sanıkların terör örgütünün bölge yapılanmasındaki konumları, işledikleri suçları ve bu suçların delilleriyle ilgili verdikleri bilgileri esas alarak tüm sanıkların terör örgütü üyeliğinden ve işledikleri suçlardan mahkûmiyetlerine karar verildiği tespit edilmiştir. Daire de esas olarak sanıkların bu beyanlarını mahkûmiyete esas almıştır.
Bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı, dolayısıyla sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamdaki bilgi olduğu, suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen, sanıkların içinde bulundukları konum, yer ve ortam itibarıyla yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri, bu kişiler hakkında TCK 221/4. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanmasına engel bir durum değildir. Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanma şartlarından biri 'pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek' olduğu hâlde kanun koyucu TCK 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık hâlinin hâlinin uygulanması şartları arasında sadece 'failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek' şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir.
Daha önce yürürlüğe giren 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun, yine bu kanunun yürürlük süresinin bitmesinden sonra aynı amaçla çıkarılan 25.03.1988 tarih 3419 sayılı Kanun ve en son 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası'ndaki düzenlemelerde esas itibarıyla etkin pişmanlık gösteren kişilerin yeniden topluma kazandırılması amacıyla getirilen düzenlemeler olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.1991 gün ve 9/41 E., 105 K. sayılı içtihatında belirtildiği üzere; pişmanlık yasalarının çıkarılmasında yasa koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasadışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları, işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.
Devletler örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücadele etmek için çeşitli stratejiler üretmektedir. Devletler kendi varlıklarını ve Anayasal düzenlerini tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgütün kendisini daha doğrusu mensuplarını kullanma yolunu denemektedir. Gerçekten suç örgütlerinin çökertilmesi, mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisi bizzat örgüt mensuplarıdır. Suç örgütleri ve işledikleri suçlar hakkında bu kişilerden bilgi alınması örgüt ve örgüt mensuplarıyla daha etkin mücadele edilmesi sonucu örgütün dağılması veya zayıflatılması ve örgütün kullandığı yöntemlerin tespit edilip buna göre önlem alınmasını sağlayacaktır. Çağımızda bilginin kullanılması en etkili yöntemlerden biridir. 'Bilgi otoritenin yarısıdır' kavramından hareketle örgüt mensuplarının sadece örgütü ortadan kaldırmaları ya da örgütle irtibatlarını kesmeleri karşılığında, bazen de örgüt ya da işlediği suçlar hakkında bilgi vermeleri karşılığında hiç ceza vermeme ya da indirimli ceza verme vaadi ile örgütlerin ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması amaçlanmaktadır. Diğer bir bakışla örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarını yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Bu açıklamalar ışığında kanuni düzenleme ve dosya kapsamında örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanarak bilgi veren sanıkların verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek diğer örgüt mensuplarının mahkûmiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaması hak ve nesafete uygun olmadığı gibi, gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişilerin hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararın gerekçesinde belirttiği gibi 'Terör örgütlerinin insan kaynağının kurtulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak, suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlanması gerektiğini' belirtmiştir.
Nitekim örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgiler vermeleri onların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin hayatlarına mâl olabilir ya da farklı istenmeyen sonuçlara mâl olabilir. Bu kişilerin her aşamada; içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında bilgi vermeleri beklenemez. Zaten kanun koyucu TCK 221. maddesinin düzenlenmesinde pişmanlık hâlini öngördüğü ve öngörmediği hâlleri ayrı ayrı düzenlemiştir.
Nitekim, TCK 221. maddesindeki düzenlemenin esas itibarıyla suç ve suçluyla mücadeleyi ön plana çıkarıldığı gönüllü olarak vazgeçenlerin, pişmanlık duyanların yanında suç işleyip yakalandıktan sonra bilgi veren kişiler hakkında da bilginin elverişli olması hâlinde cezada indirim öngörmüştür.
TCK 220. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TCK'nın 221. maddesinde 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suçlarıyla ilgili etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
TCK'nın 314/3. maddesinde 'suç işlemek için örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır' hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddede 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Nitekim Türk Ceza Kanunu 221. madde düzenlemesinde 4 fıkra hâlinde etkin pişmanlık hâllerini ve derecelerini düzenlenmiştir.
TCK 221/1. maddede; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; kurucu veya yöneticiler (örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle dağılmasını sağlayan) hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/2. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrılan örgüt üyeleri hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/3. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensupların yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/4. maddede; suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29.06.2005-5377 SK. 26. md) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, veya örgüte bilerek isteyerek yardım eden kişinin,
a) Gönüllü teslim olması ve örgütün yapısı faliyeti ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde cezaya hükmolunmaz.
b) Yakalandıktan sonra örgütün kurucusu, yönetici veya üyenin örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri vermesi halinde örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçundan dolayı haklarından verilecek cezadan üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
TCK 221/4. madde gerekçesinde; 'Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu durumda sanık hakkında durumuna göre 221/4. maddeye göre indirim yapılacaktır. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir.' Bu açıklamalarla da anlaşılacağı üzere verilen bilginin dağılma veya mensuplarının yakalama sonucunun doğurması değil, bu sonuca elverişli bilgi olması veya suç ve suçlunun tespiti açısından yeterli olmasını aramıştır.
Dava dosyamız açısından önemi itibarıyla TCK 221/4. maddesindeki etkin pişmanlık hâllerini ayrıntılı olarak incelemek gerekir.
221/4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanma koşulları;
- Fail örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve istereyek yardım eden olmalı,
- Gönüllü olarak teslim olmalı,
- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
Bu üç şartın gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ceza hükmolunmaz.
221. maddenin ikinci fıkrasında örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerinin durumu düzenlenmiştir.
Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ön koşulu bu fıkrada düzenlenmemiştir. Belirtilen koşulların oluşması halinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir.
221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;
- Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
- Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
- Yakalanmış olmalı,
Üç şartın da birlikte gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür. Bu itibarla 4. fıkra kapsamında yakalanan kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar hakkında bilgi vermesi yeterlidir (Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Yrd. Doç. Dr. Önder Tozman, age. sh. 409).
Burada amaçlanan, kişinin örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkânından yoksun olması durumunda bile etkin pişmanlık hakkından yararlanabilmesidir.
Kanun koyucunun TCK 221/2, 3 ve 4. fıkranın 1. cümlesinde pişmanlık ve gönüllülük esas almasına rağmen 221/4-son maddesinde ceza indirimi için sadece örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek şartını aramıştır. TCK 221/4-son maddesinde aranan şart; yeterli bilgi ve belge verip vermediği değerlendirilip yeterli bilgi ve belge vermişse TCK 221/4-son madde uygulanacak, yeterli bilgi ve belge vermediği mahkeme tarafından takdir edilecektir. Mahkeme bu takdiri objektif kurallar ve dosyadaki bilgi ve belgeleri esas alarak yapacaktır. Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesi 14.05.2007 tarih, 2006/7296 E. 2007/4161 K. Sayılı ilamında 'yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK'nın 221/4 maddesinde öngördüğü şekilde örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden...' diyerek kararı aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapmamıştır. Yine 9. Ceza Dairesi, 05.03.2011 tarih 2012/450 E. 2012/2884 K. sayılı ilamında 'dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi...' diyerek kararı bozmuştur. Dikkat edilirse Daire de kanuni düzenlemeye uygun olarak 3. fıkrada ve 4. fıkranın 1. cümlesinde yer alan pişmanlık ve gönüllülük şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmadan kanunun aradığı örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçla ilgili elverişli bilgi verip vermediği şartını aramıştır. Sanıklara kollukta ve savcılık aşamasında etkin pişmanlık hakları hatırlatılıp, sanıklar bu haklarını kullanarak bilgi veriyor ve bu bilgiler hüküm kurulmasında esas delil olarak kullanılıyor. Kanunun aradığı anlamda elverişli bilgi verdikleri kabul ediliyor. Artık bu kişilerin yargılama aşamasında ifadelerinden vazgeçmeleri 221/4-son cümlenin uygulanmasına engel değildir. Zira kanun koyucu burada sadece elverişli bilgi verilmesini arıyor.
Sonuç olarak, sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin kollukta ve Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri ve işledikleri suçlar hakkında bilgi verdikleri,
Sanık ...'ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinden döndüğü tespit edilmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararında; esas olarak kollukta ve savcılıkta etkin pişmanlık hakkını kullanan ..., ..., ..., ... ve ...'ın kendi konumları ve örgüt üyeliğinden mahkûm olan diğer tüm sanıkların terör örgütünün bölge yapılanmasındaki konumları, işledikleri suçları ve bu suçların delilleriyle ilgili verdikleri bilgileri esas alarak tüm sanıkların terör örgütü üyeliğinden ve işledikleri suçlardan mahkûmiyetlerine karar verildiği tespit edilmiştir.
Bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı, dolayısıyla sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamındaki bilgi olduğu, suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen sanıkların içinde bulundukları konum, yer ve ortam itibarıyla yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri, bu kişiler hakkında TCK 221/4. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanmasına engel bir durum değildir. Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanma şartlarından biri 'pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek' olduğu hâlde kanun koyucu TCK 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık hâlinin uygulanma şartları arasında sadece 'failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek' şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak yapılan açıklamalar ışığında sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 221/4. maddenin 2. cümlesi gereğince örgüt üyeliği suçundan verilen cezada indirim yapılması zorunlu olduğu" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.07.2017 tarih ve 14081 sayı ile;
“...İtirazın konusu; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın hazırlık soruşturmasında tümünün etkin pişmanlık haklarını kullanarak PKK terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve örgüt adına suç işleyen diğer örgüt üyeleri hakkında kollukta bilgi verdikleri,
Sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri hakkında bilgi verdikleri,
Sanık ...'ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinden döndüğü tespit edilmiştir.
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ...'nin mahkeme huzurunda daha önce savcılık ve kollukta verdikleri ifadelerinden döndükleri iddiasıyla, etkin pişmanlıktan dolayı TCK 221/4-son cümlesi maddesi gereğince haklarında ceza indirimi uygulanması gerekirken yasal ve kanunun düzenleniş sistemine uygun olmayan gerekçe ile uygulanmaması suretiyle sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'a fazla cezaya hükmedilmesine ilişkindir.
ETKİN PİŞMANLIK;
Etkin pişmanlık 5237 sayılı TCK'nun 221 maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 221 - '(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29/06/2005 - 5377 S.K. 26. md.) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K. 8. md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.' şeklindedir.
TCK 221 maddesinin gerekçesinde;
'Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgüt üyesinin etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayrıca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu koşullar gerçekleştikten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olmasının veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlenmiş olmasının, etkin pişmanlıktan yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi hâlinde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermiş olmaktır.
Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.
Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.
Kurucu, yönetici veya üyenin, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir.
Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmelidir. Bu bir yıllık süre, kişinin serbest bırakıldığı andan itibaren işlemeye başlar. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması açısından, etkin pişmanlık nedeniyle kişi hakkında cezaya hükmolunmaması ile indirilmiş cezaya hükmolunması arasında bir fark gözetilmemiştir. Uygulanmasına başlanan denetimli serbestlik tedbirinin süresi hâkim kararıyla uzatılabilecektir. Ancak süre üç yıldan fazla olamaz.' şeklinde belirtilmiştir.
Örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgiler vermeleri onların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin hayatlarına mâl olabilir ya da farklı istenmeyen sonuçlara mâl olabilir. Bu kişilerin her aşamada; içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında her aşamada bilgi vermeleri beklenemez. Zaten kanun koyucu TCK 221. maddesinin düzenlenmesinde pişmanlık halini öngördüğü ve öngörmediği hâlleri ayrı ayrı düzenlemiştir.
Nitekim, TCK 221. maddesindeki düzenlemenin esas itibarıyla suç ve suçluyla mücadeleyi ön plana çıkarıldığı gönüllü olarak vazgeçenlerin, pişmanlık duyanların yanında suç işleyip yakalandıktan sonra bilgi veren kişiler hakkında da bilginin elverişli olması halinde cezada indirim öngörmüştür.
TCK 220. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TCK'nın 221. maddesinde 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suçlarıyla ilgili etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
TCK'nın 314/3. maddesinde 'suç işlemek için örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır' hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddede 'etkin pişmanlık' başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile iligli olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu 221. madde düzenlemesinde 4 fıkra hâlinde etkin pişmanlık hâllerini ve derecelerini düzenlenmiştir.
TCK 221/1. maddede; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; kurucu veya yöneticiler (örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle dağılmasını sağlayan) hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/2. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrılan örgüt üyeleri hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/3. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensupların yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hakkında etkin pişmanlık hâli düzenlendiği,
TCK 221/4. maddede; suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29.06.2005-5377 SK. 26. md) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, veya örgüte bilerek isteyerek yardım eden kişinin,
a) Gönüllü teslim olması ve örgütün yapısı faliyeti ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde cezaya hükmolunmaz.
b) Yakalandıktan sonra örgütün kurucusu, yönetici veya üyenin örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri vermesi halinde örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçundan dolayı haklarından verilecek cezadan üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
TCK 221/4. madde gerekçesinde; 'Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkânından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu durumda sanık hakkında durumuna göre 221/4. maddeye göre indirim yapılacaktır. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir.' Bu açıklamalarla da anlaşılacağı üzere verilen bilginin dağılma veya mensuplarının yakalama sonucunun doğurması değil, bu sonuca elverişli bilgi olması veya suç ve suçlunun tespiti açısından yeterli olmasını aramıştır. Dava dosyamız açısından önemi itibarıyla TCK 221/4. maddesindeki etkin pişmanlık hâllerini ayrıntılı olarak incelemek gerekir.
221/4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanma koşulları;
- Fail örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve istereyek yardım eden olmalı,
- Gönüllü olarak teslim olmalı,
- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
Bu üç şartın gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ceza hükmolunmaz.
221. maddenin ikinci fıkrasında örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerinin durumu düzenlenmiştir.
Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ön koşulu bu fıkrada düzenlenmemiştir. Belirtilen koşulların oluşması hâlinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir.
221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;
- Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
- Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
- Yakalanmış olmalı,
Üç şartın da birlikte gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür. Bu itibarla 4. fıkra kapsamında yakalanan kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar hakkında bilgi vermesi yeterlidir (Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Yrd. Doç. Dr. Önder Tozman, age.sh. 409). şeklinde belirtildiği,
MEVZUATTA ETKİN PİŞMANLIK;
Daha önce yürürlüğe giren 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun, yine bu Kanun'un yürürlük süresinin bitmesinden sonra aynı amaçla çıkarılan 25.03.1988 tarihli, 3419 sayılı Kanun ve en son 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası'ndaki düzenlemelerin esas itibarıyla etkin pişmanlık gösteren kişilerin yeniden topluma kazandırılması amacıyla getirilen düzenlemeler olduğu,
YARGITAY İÇTİHATLARINDA ETKİN PİŞMANLIK;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararın gerekçesinde 'Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak, suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması gerektiğini' belirtmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.1991 gün ve 9/41 E. 105 K. sayılı içtihatında belirtildiği üzere; pişmanlık yasalarının çıkarılmasında yasa koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasadışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları, işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 14.05.2007 tarih 2006/7296 E. 2007/4161 K. sayılı ilamında 'yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK'nın 221/4 maddesinde öngördüğü şekilde örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden...' diyerek kararı aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapmamıştır.
Yine 9. Ceza Dairesi, 05.03.2011 tarih 2012/450 E. 2012/2884 K. sayılı ilamında 'dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi...' diyerek kararı bozmuştur. Daire tarafından kanun düzenlemeye uygun olarak 3. fıkrada ve 4. fıkranın 1. cümlesinde yer alan pişmanlık ve gönüllülük şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmadan kanunun aradığı örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçla ilgili elverişli bilgi verip vermediği şartını aramıştır.
16. Ceza Dairesi, 05.03.2011 tarih 2012/450 E. 2012/2884 K. sayılı ilamında 'Sanık örgütte kısa süre faaliyet göstermiş ise de örgüte ne şekilde katıldığı, katılımına kimlerin vasıta olduğu, örgütte bulunduğu süre içerisinde irtibat kurduğu örgüt mensupları, varsa yardım edenler ile bu dönemde gerçekleşmiş ise eylemler hakkında samimi olarak bilgi vermemesi karşısında koşulları oluşmadığı hâlde TCK'nın 221/4. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması..' şeklinde belirtilerek TCK'nın 221/4. maddesindeki etkin pişmanlığın uygulama şartları olarak 'sanık örgütte kısa süre faaliyet göstermiş ise de örgüte ne şekilde katıldığı, katılımına kimlerin vasıta olduğu, örgütte bulunduğu süre içerisinde irtibat kurduğu örgüt mensupları, varsa yardım edenler ile bu dönemde gerçekleşmiş ise eylemler hakkında samimi olarak bilgi vermesi' olarak belirtilmiştir.
ETKİN PİŞMANLIK;
Etkin pişmanlık ile ilgili kanunlar, kanunların gerekçeleri ve içtihatlar incelendiğinde herhangi bir örgüte yönetici olan, üye olan, üye olmamakla birlikte suç işleyen, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden eden kişinin tekrar topluma kazandırılmasının birinci amaç olarak kabul edildiğinin görüldüğü, kanun koyucunun cezalandırmaktan ziyade tekrar topluma kazandırmayı hedeflediği açıkça görülmektedir.
Devletler örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücadele etmek için çeşitli stratejiler üretmektedir. Devletler kendi varlıklarını ve Anayasal düzenlerini tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgütün kendisini daha doğrusu mensuplarını kullanma yolunu denemektedir. Gerçekten suç örgütlerinin çökertilmesi, mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisi bizzat örgüt mensuplarıdır. Suç örgütleri ve işledikleri suçlar hakkında bu kişilerden bilgi alınması, örgüt ve örgüt mensuplarıyla daha etkin mücadele edilmesi sonucu örgütün dağılması veya zayıflatılması ve örgütün kullandığı yöntemlerin tespit edilip buna göre önlem alınmasını sağlayacaktır. Çağımızda bilginin kullanılması en etkili yöntemlerden biridir. 'Bilgi otoritenin yarısıdır' kavramından hareketle örgüt mensuplarının sadece örgütü ortadan kaldırmaları ya da örgütle irtibatlarını kesmeleri karşılığında bazen de örgüt ya da işlediği suçlar hakkında bilgi vermeleri karşılığında hiç ceza vermeme ya da indirimli ceza verme vaadi ile örgütlerin ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması amaçlanmaktadır. Diğer bir bakışla örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarına yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Bu açıklamalar ışığında kanuni düzenleme ve dosya kapsamında örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanarak bilgi veren sanıkların verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek diğer örgüt mensuplarının mahkûmiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaması hak ve nesafete uygun olmadığı gibi, gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişilerin hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur.
Somut olayımızda; sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin kollukta ve Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri ve işledikleri suçlar hakkında bilgi verdikleri,
Sanık ...'ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinden döndüğü tespit edilmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararında esas olarak, kollukta ve savcılıkta etkin pişmanlık hakkını kullanan ..., ..., ..., ... ve ...'ın kendi konumları ve örgüt üyeliğinden mahkûm olan diğer tüm sanıkların terör örgütünün bölge yapılanmasındaki konumları, işledikleri suçları ve bu suçların delilleriyle ilgili verdikleri bilgileri esas alarak tüm sanıkların terör örgütü üyeliğinden ve işledikleri suçlardan mahkûmiyetlerine karar verildiği tespit edilmiştir.
Bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı, dolayısıyla sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamdaki bilgi olduğu, suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen, sanıkların içinde bulundukları konum, yer ve ortam itibarıyla yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri, bu kişiler hakkında TCK 221/4. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanmasına engel bir durum değildir. Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hâlinin uygulanma şartlarından biri 'pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek' olduğu hâlde kanun koyucu TCK 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık hâlinin uygulanma şartları arasında sadece 'failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek' şartını aradığını gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak yapılan açıklamalar ışığında sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 221/4. maddenin 2. cümlesi gereğince örgüt üyeliği suçundan verilen cezadan etkin pişmanlıkları dolayısıyla indirim yapılması gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesince 19.09.2017 tarih, 1856-4897 sayı ve oy çokluğuyla; itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; soruşturma aşamasındaki ikrar ve itiraflar içeren ifadelerini sonradan reddeden sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK'nun 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin yerel mahkemece gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
PKK silahlı terör örgütünün gençlik yapılanmalarından biri olan DYG'nin İstanbul ili Maltepe ilçesi ve .... ile Gülensu Mahallelerindeki örgütlenmelerine ve bu yapı çerçevesinde gerçekleştirilen eylemlere yönelik yürütülen soruşturma kapsamında sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın 05.10.2010 tarihinde, sanık ...'nin de 17.10.2010 tarihinde yakalanarak gözaltına alındıkları, soruşturma sonucunda sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'nin yanı sıra inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile Halil Genç hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, mala zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 6136 sayılı Kanun'a muhalefet ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından kamu davası açıldığı,
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davaya konu eylemlerden;
19.10.2009 tarihinde saat 00.30 sıralarında .... Mahallesi Erenler Sokak üzerinde park halinde bulunan farklı şikâyetçilere ait üç arabaya benzin dökmek suretiyle yakılarak zarar verilmesi eylemine ilişkin olarak, olay yerinde bulunan atkı üzerinde inceleme dışı sanık ...'e ait DNA örneklerinin tespit edildiği ve bu eylemi sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ün gerçekleştirdikleri kabul edilerek mala zarar verme suçundan mahkûmiyetlerine karar verildiği,
09.11.2009 tarihinde saat 21.00 sıralarında Gülensu Mahallesinde, PKK terör örgütü lehine sloganlar atan yirmi kişilik grup tarafından ....-Gülensu Haklar Derneğine molotof kokteylleri atılması, çöp konteynerleri ile barikat kurulmaya çalışılması eylemine sanık ...'ın molotof kokteyli atmak suretiyle katıldığı kabul edilerek tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği,
07.01.2010 tarihinde saat 19.50 sıralarında Gülensu Mahallesi Heykel Meydanında toplanan 15-20 kişilik grup tarafından “Kürdistan faşizme mezar olacak” şeklinde sloganlar atılması, çöp konteynerleriyle barikat kurulup yolun trafiğe kapatılarak söz konusu barikatların ateşe verilmesi, eyleme müdahale eden güvenlik kuvvetlerine molotof kokteyliyle saldırılması eylemine ilişkin olarak, ikrar içeren sanık anlatımları ile elde edilen diğer delillere göre, bu eyleme sanıklar Mert ve Nihat ile inceleme dışı sanıklar ...., Ferit, Muhyettin, Mustafa, Cüneyt ve ....'nin yüzlerini kapatıp molotof kokteyli atmak suretiyle katıldıkları kabul edilerek silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından mahkûmiyetlerine karar verildiği,
16.08.2010 tarihinde saat 21.30 sıralarında Gülensu Mahallesi, Barış ve Elif Sokakların kesişiminde, yüzleri maske ile kapalı olan 40-50 kişilik grup tarafından "biji serok apo" şeklinde slogan atılması, çöp konteynerleri ile barikat kurulup yolun trafiğe kapatılması, eyleme müdahale eden emniyet kuvvetlerine ve araçlarına molotof kokteyliyle saldırılması, Atatürk büstünün yakılması eylemine ilişkin olarak, ikrar içeren sanık anlatımları ile elde edilen diğer delillere göre, bu eyleme sanık ... ve inceleme dışı sanıklar Ferit, .... ile Davut'un molotof kokteyli atmak, inceleme dışı sanıklar .... ve Özgür'in de yüzlerini kapatıp molotof kokteyli atmak suretiyle katıldığı kabul edilerek tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından, inceleme dışı sanıklar .... ve Özgür'ün ayrıca silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan mahkûmiyetlerine karar verildiği,
17.09.2010 tarihinde saat 23.30 sıralarında Gülensu İlköğretim Okulu binasının birinci katındaki bir takım odaların camları kırıldıktan sonra odalara yanıcı madde dökülmek suretiyle yakılarak zarar verilmesi, çıkan yangın nedeniyle okulun bahçesindeki Atatürk büstünde is oluşması, okulun yan duvarına sprey boya ile yazıların yazılması eylemine ilişkin olarak, ikrar içeren sanık anlatımları ile elde edilen diğer delillere göre, bu eyleme sanık ... ve inceleme dışı sanıklar....ile ....'un okulun camlarını kırıp odaları yan