Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/708 Esas 2019/414 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2015/708 E.  ,  2019/414 K.
"İçtihat Metni"


Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 714-321

Sanık ... hakkında hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesince 01.11.2012 tarih ve 755-920 sayı ile, sanığın hakaret olarak vasıflandırılan eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Sakarya 4. Asliye Ceza Mahkemesince 10.04.2013 tarih ve 714-321 sayı ile, sanığın eyleminin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK'nın 134/1, 43/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
Hükmün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 09.02.2015 tarih ve 15359-2143 sayı ile;
“Sanık hakkında düzenlenen 22.10.2012 tarihli iddianamedeki anlatıma ve iddianame yerine geçen Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 01.11.2012 tarihli görevsizlik kararının içeriğine göre; sanık ...'ın, mağdur ...'nın kendisinden ayrılıp bir başkasıyla evlenmesine tepki olarak, mağdurun diz kapağı ile başının arasının görüntülendiği resimlerinin üzerine, onun adı ve kızlık soyadı ile evlendikten sonra edindiği soyadı ve telefon numarasını yazıp mağdurun iç çamaşırlarına ve geceliğine zımbaladığı bu resimleri, mağdurun oturduğu muhitteki binaların duvarlarına astığı ve sokaklara bıraktığı olayda,
Mağdurun özel yaşam alanı kapsamında bulunan iç çamaşırlarının ve geceliğinin afişe edilmesinin TCK'nın 134/1-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal, mağdura ait özel resimlerin ifşa edilmesinin aynı Kanun'un 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal, mağdurun kişisel veri niteliğindeki kimlik bilgileri ve telefon numarasının rızasına aykırı şekilde yayılmasının TCK'nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, bu suretle mağdurun onur, şeref ve saygınlığının alenen rencide edilmesinin aynı Kanun'un 125/1-4. maddesindeki hakaret suçlarını oluşturacağı; ancak, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK'nın 44/1. maddesi gereğince, en ağır cezayı gerektiren TCK'nın 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması, mağdurun resimlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla defa ifşa eden sanığa hükmedilen cezada TCK'nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapılması, diğer suçlardan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, mağdurun özel yaşam alanı kapsamındaki eşyasıyla beraber mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerinin ifşa edildiği kabul edildiği hâlde, fikri içtima hükmü nazara alınmaksızın yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK'nın 134/1-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet hükmü kurularak sanığa eksik ceza tayin edilmesi," isabetsizliğinden CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 20.04.2015 tarih ve 158622 sayı ile;
"Sanık ...'nin, katılan ...'nın bırakmış olduğu iç çamaşırlarını ve resimlerini alarak bir şekilde Camili Mahallesindeki bir kısım binaların kapılarına ve duvarlarına asmak yahut astırmak şeklinde kabul edilen eylemlerinin TCK'nın 125/1, 134/1, 134/2 ve 43. maddelerinde yazılı suçları oluşturduğu, ancak sanık, öç almak ve katılanı toplum nezdinde küçük düşürmek amacıyla hareket etmiş olup kastının birden fazla suça yönelik olduğu görülmemektedir. Sanık, tek suç işleme kastıyla hareket edip birden fazla icrai harekette bulunarak suçu işlemektedir. Bu suçlara yönelik icrai hareketlerin birbiriyle örtüşmesi söz konusudur. Bu itibarla TCK'nın 125/1, 134/1, 134/2 ve 43. maddelerinde yazılı suçların ortak icrai hareketlerle gerçekleştiği kabul edilerek sanık hakkında TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükmü uyarınca en ağır cezayı gerektiren TCK'nın 134/2. maddesi gereğince mahkûmiyet hükmü kurulması gerekmektedir.
Ancak sanık ...'nin, katılan ...'ın özel hayatının gizliliğini ihlal etmesi dışında ayrıca TCK'nın 136/1. maddesinde yazılı kişisel veri niteliğinde bulunan kimlik bilgilerinin ve telefon numarasının, rızasına aykırı olarak yayılmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği eyleminde, katılana yönelik tek suç işleme kastıyla hareket etmemiş, katılanın kimlik bilgileri ile telefon numarasını elde eden üçüncü kişilerin katılanı rahatsız etmesi ve katılanın cinsel taciz ve saldırıya maruz kalması amacıya hareket etmiştir.
TCK'nın 136/1. maddesinde yazılı suçun icrai hareketleri, önceki bölümde açıklanan özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından farklı olup sanık, katılanın kimlik bilgilerinin ve telefon numarasının temin edilmesi suretiyle katılan ...'nın aşağılanması ve küçük düşürülmesinin yanında, üçüncü kişiler tarafından rahatsız edilmesi ve cinsel yönden taciz edilmesi kastıyla hareket etmiştir.
Sanığın gerçekleştirdiği özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile kişisel verileri açıklama ve yayma suçunun icrai eylemlerinin birbirlerinden farklı olması durumunda bile aynı sonuca yönelmiş tek suç işleme kararıyla işlenmesi hâlinde, icrai hareketlerin birbiriyle örtüştüğü kabul edilmekte ve işlenen birden fazla suçla ilgili TCK'nın 44. maddesi uygulanmaktadır.
Ancak sanık ...'in gerçekleştirdiği tüm icrai eylemler göz önüne alındığında, sanığın tek suç işleme kastı bulunmamaktadır. Sanık, katılana yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarında katılanı küçük düşürme amacıyla hareket ederek suçu işlemekte, diğer yandan farklı icrai hareketlerle, katılanın kimlik bilgilerinin ve telefon numarasının temin edilmesi suretiyle katılanın aşağılanması ve küçük düşürülmesinin yanında, üçüncü kişiler tarafından rahatsız edilmesi ve cinsel yönden taciz edilmesi kastıyla hareket etmektedir.
Maddi olayda birden fazla suç işleme kararı bulunduğundan, sanık hakkında TCK'nın 134/2 ve 43/1. maddelerinin yanında, ayrıca TCK'nın 136/1. maddesinde yazılı bulunan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu oluşmaktadır. Bu suçla ilgili olarak TCK'nın 44. maddesinde yazılı fikri içtima kuralları uygulanmamalıdır.
Bu itibarla, sanık ...'nin, katılan ...'nın evde bırakmış olduğu iç çamaşırlarını ve resimlerini alarak Camili Mahallesindeki bir kısım binaların kapılarına ve duvarlarına asmak yahut astırmak şeklindeki eylemlerinin, TCK'nın 125/1, 134/1, 134/2 ve 43. maddeleri kapsamında bulunduğu ve bu eylemleri hakkında TCK'nın 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren TCK'nın 134/2 ve 43. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği,
Diğer yandan, sanık ...'nin, katılan ...'ın kişisel veri niteliğinde bulunan kimlik bilgilerinin ve telefon numarasının rızasına aykırı olarak yayılmasını sağlama eyleminde, sanığın tek suç işleme kastıyla hareket etmediği, sanığın, kimlik bilgileri ile telefon numarasını elde eden kimsenin katılanı rahatsız etmesi ve cinsel taciz ve saldırıya maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket ettiği ve sanığın eyleminin TCK'nın 136/1. maddesinde yazılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu,
Sanık hakkında TCK'nın 136/1. maddesi gereğince atılı suçtan ayrıca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden bu suçla ilgili TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği ileri sürülerek sanık hakkında yalnızca TCK'nın 134/2 ve 43. maddeleri uyarınca hüküm kurulması hukuka aykırılık oluşturmaktadır." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 29.06.2015 tarih ve 9412-12049 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın, katılanın diz kapağı ile başı arasındaki kısmının görüntülendiği fotoğrafların üzerine, adı ve kızlık soyadı ile evlendikten sonra edindiği soyadı ve telefon numarasını yazarak katılanın iç çamaşırlarına ve geceliğine zımbalayıp katılanın oturduğu bina ile başka binalara ve sokaklara bırakması şeklinde gerçekleşen ve Özel Dairece eylemin TCK'nın 134/1, 134/2, 136/1 ve 125/1-4. maddelerindeki suçları oluşturduğu kabul edilen olayda; sanığın, TCK'nın 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren TCK'nın 134/2 ve 43. maddeleri uyarınca mı yoksa TCK'nın 134/2 ve 43. maddeleri ile birlikte ayrıca 136/1. maddesi uyarınca mı cezalandırılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılanın, diz kapağı ile başı arasındaki kısmının görüntülendiği fotoğrafların üzerine adı ve kızlık soyadı ile evlendikten sonra edindiği soyadı ve telefon numarasının yazılarak iç çamaşırlarına ve geceliklerine zımbalanıp oturduğu bina ile başka binalara ve sokaklara bırakıldığı yönünde şikâyette bulunarak söz konusu eşyayı kolluk görevlilerine teslim etmesi üzerine soruşturmanın başladığı,
Kolluk görevlilerince tutulan 24.07.2012 tarihli tutanakta; katılan tarafından teslim edilen iki poşet içerisindeki iç çamaşırları ve geceliklerin üzerinde damga teli ile tutturulmuş diz kapağı ile başı arasındaki kısmının görüntülendiği fotoğrafların bulunduğu ve fotoğrafların üzerinde de “Selma KARAKULLUKÇU 0534 512 .... yeni soyad KOTAN” ibarelerinin olduğu bilgilerine yer verildiği,
Katılan ...'ın; sanık ile 7 yıl kadar birlikte yaşadıktan sonra yaklaşık 1 yıl önce ayrıldıklarını, 5 ay önce bir başkasıyla evlendiğini ve Adapazarı'nda ikamet ettiğini, 10.07.2012 tarihinde saat 07.00 sıralarında aynı binada oturduğu ...'nun elinde çeşitli renklerde iç çamaşırları ve geceliklerle gelerek “Bu çamaşırların üzerinde senin fotoğrafların takılı ve üzerinde de ismin ve numaran yazılı, bunları binanın giriş kapısında buldum.” dediğini, çamaşırlara baktığında sanık ile birlikte yaşarken kullandığı çamaşırlar olduğunu, fotoğrafların da kendisine ait olduğunu gördüğünü, aynı gün saat 22.00 sıralarında Hülya'nın kendisine, üzerinde fotoğraflarının takılı olduğu çamaşırlardan binanın yanındaki parkta da olduğunu söylemesi üzerine parka gittiğinde, üzerinde fotoğrafları bulunan gecelik ve iç çamaşırının parktaki kamelyada asılı olduğunu gördüğünü, yaptığı araştırma sonucunda bu işi sanığın yaptığını, iç çamaşırları ile fotoğraflarını Sakarya ili ve ilçelerindeki muhtelif sokaklara da bıraktığını, ayrıca etrafta çıplak vaziyette çekilmiş fotoğraflarını internette yayınlayacağı şeklinde konuştuğunu öğrendiğini, dayısı olan ...'e de sanığın “Selma'nın iç çamaşırlarını ben serdim, hatta daha fazla pislikler yapacağım” dediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,
Tanık ...'nun; 10.07.2012 tarihinde saat 06.50 sıralarında işe gitmek üzere ikametinden çıktığı esnada, komşusu olan katılanın fotoğraflarının zımbalandığı iç çamaşırlarının evinin kapısının koluna, binanın kapısına ve duvarlarına asılmış olduğunu gördüğünü, bunun üzerine çamaşırları ve fotoğrafları toplayıp katılana götürdüğünü, aynı şekilde katılanın fotoğraflarının zımbalandığı iç çamaşırlarını sokakta, bir arabanın üzerinde ve parkta da gördüğünü anlattığı,
Tanık ...'in; Hendek ilçesinde ikamet ettiğini, yeğeni olan katılan ile sanığın daha önce birlikte yaşadıklarını, yaklaşık iki hafta önce ikametinin yan tarafındaki bahçe duvarının demirlerinde iç çamaşırları asılı olduğunu ve üzerinde de katılanın fotoğrafının bulunduğunu gördüğünü, bunun üzerine sanığı arayıp “Kapının önüne iç çamaşırı asılmış, bunu sen mi yaptın.” diye sorduğunu, sanığın da “Evet, ben yaptım. Selma bana çok çektirdi, ben de ona çektireceğim.” şeklinde cevap verip telefonu kapattığını, sanığın başka yerlere de bu şekilde iç çamaşırı ve fotoğraf koyduğunu söylediği,
Hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen ...'in; yaklaşık bir ay önce sanıkla kahvehanede sohbet ederken sanığa “Selma ile evlenmiyor musunuz” diye sorduğunu, sanığın “Yok, Selma beni bırakıp gitti.” şeklinde cevap verdiğini, sanığa “Yapma, eşindir, tekrar bir araya gelin.” demesi üzerine sanığın “Yok, o beni rezil etti, ben de onun evde bulunan iç çamaşırlarını evinin bulunduğu yere ve duraklara asacağım.” dediğini, yaklaşık bir hafta sonra da sanığın katılanın iç çamaşırlarını duraklara ve evinin çevresine astığını duyduğunu ifade ettiği,
Sanık ...'nin suçlamaları kabul etmediği,
Anlaşılmıştır.
Anayasamızın "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrası; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." şeklinde olup maddeye 13.05.2010 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle; "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” biçimindeki üçüncü fıkra eklenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" başlıklı 8. maddesinde de; "1- Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2- Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir."

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat