"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık ...'ın 5237 sayılı TCK’nun 267/4. maddesi delaletiyle 109/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.03.2012 gün ve 208-221 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 08.07.2014 gün ve 13767-9287 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.03.1990 gün ve 1990/8-3-70, 09.10.2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı kararlarında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesinin, o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, buna karşılık sanık hakkında düzenlenen iddianamede suçun 'Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suretiyle iftira' olarak gösterildiği, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığı ve bu eksikliğin ancak kamu davası açılmak suretiyle giderilebileceği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurularak CMK'nın 225. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 18.12.2014 gün ve 629-687 sayı ile;
"Sanık ..., 22.04.2009 tarihinde işlediği iddia olunan silahla tehdit suçu nedeniyle gözaltına alınmış, bu suç nedeniyle ifadesi alınırken adını ... olarak belirtmiş ve onun kimliği ile ifade vermiştir. Bu suç nedeniyle yapılan soruşturma sonunda ... hakkında Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış ve ... hakkında bu suç nedeniyle 07.04.2010 tarihinde ifadesinin alınması amacıyla yakalama müzekkeresi çıkarılmış, bu müzekkereye istinaden 18.05.2010 tarihinde yakalanan ..., ertesi gün yani 19.05.2010 tarihinde mahkemesine ifade vermiş ve serbest bırakılmıştır.
..., kendi kimliğini kullanan kişinin uzaktan akrabası olan ... olduğunu tespit etmesi üzerine şikayette bulunmuş ve bu davalar açılmıştır. Mahkememizin sanık hakkında iftira suçundan cezalandırılmasına ilişkin önceki kararı kesinleşmiştir.
Mağdur ..., sanığın iftirası nedeniyle tehdit suçundan açılan dava sırasında hakkında çıkarılan yakalama müzekkeresi nedeniyle yakalanmış ve özgürlüğü tahdit edilerek mahkemeye çıkarılmıştır. Bu nedenle sanığın eylemi ayrıca TCK'nun 267/4. maddesi yollamasıyla TCK'nun 109/1. maddesinde belirtilen 'Kişiyi Hürriyetten Yoksun Bırakma' suçunu oluşturmaktadır.
Mahkememizin sanığın bu suçtan cezalandırılmasına ilişkin önceki kararı Yargıtay kararı ile bozulmuş ise de; sanık hakkında birleşen dosya ile açıkça hürriyeti tahdit suçundan da dava açıldığı ve dolayısıyla bu suçtan da hüküm kurulmasında yasaya aykırılık görülmediği" gerekçesiyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.04.2015 gün ve 43657 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında iftira suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, inceleme kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılmış bir kamu davasının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kap