"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sanık ...’ün silahla tehdit suçundan 5237 sayılı TCK’nun 106/2-a ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile, mala zarar verme suçundan TCK’nun 151/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden TCK'nun 53, 58 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba, sanıklar ..., ... ve ...’ın silahla tehdit suçuna yardımdan 5237 sayılı TCK’nun 106/2-a, 39/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1’er yıl 15’er gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba, mala zarar verme suçuna yardımdan TCK’nun 151/1, 39/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2’şer ay 15’er gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Uşak Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.04.2012 gün ve 351-130 sayılı hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 30.04.2014 gün ve 1208-2787 sayı ile; sanık ... hakkında tehdit suçundan, sanıklar ...,... ve ... hakkında tehdit suçuna yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına, sanık ... hakkında mala zarar verme, sanıklar ...,... ve ... hakkında mala zarar verme suçuna yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin ise;
"Oluşa ve dosya içeriğine göre; olay tarihinde sanıklar ...,...,... ve ...'in aralarında husumet bulunan mağdur ...'in, Eynal Kaplıcalarından dönüşünde kullanacağını bildikleri yol üzerinde birlikte mağdurun geçişini beklemeye başladıkları, saat 15.00 sıralarında mağdur ...'in kendisine ait araç ile yoldan geçişi sırasında sanık ...'in av tüfeğiyle tehdit amaçlı olarak mağdurun aracının ön kısmına ateş etmesi sonucu araç kaportasında saçma girişlerine bağlı olarak hasar meydana geldiği, mağdurun aracı ile durmayarak olay yerinden kaçtığı ve av tüfeği atışı nedeniyle yara almadığı olayda; TCK.nun 44. maddesi de dikkate alındığında eylemin kül halinde tehdit suçunu oluşturduğu ve mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında ayrıca mala zarar verme ve bu suça yardımdan mahkûmiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 31.05.2014 gün ve 196062 sayı ile;
“...Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tehdit suçundan verilen mahkûmiyet kararının onanmasına karar verilmesi hukuka aykırı niteliktedir. Sanık ... ve diğer sanıkların aralarında önceden varolan fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek katılan ...'in aracının önüne geçerek durdurmaya ve hızını kesmeye çalışmaları, sanık ...'in av tüfeğiyle katılanan aracının önüne ateş etmesi ve katılanın aracı durdurmayarak olay yerinde kaçması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık ... ve diğer sanıkların TCK 106/2-c maddesi kapsamında birlikte tehdit suçunu işledikleri, sanık ...'in eyleminin TCK 106/2-a-c maddesi, diğer sanıklar Niyazi, Kamil ve Hikmet'in eylemlerinin TCK 106/2-c maddesi kapsamında bulunduğu, sanık ...'in eylemine iştirak eden diğer sanıkların eylemi fikir ve eylem birliği içinde müştereken işledikleri ve sanıklar hakkında TCK 37 maddesi uyarınca müşterek faillik kapsamında uygulama yapılması gerekirken, TCK 39 maddesince uygulama yapılması hukuka aykırı niteliktedir.
...Bunun dışında... 'sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan yapılan incelemede, sanık ...'in av tüfeğiyle tehdit amaçlı olarak mağdurun aracının ön kısmına ateş etmesi sonucu araç kaportasında saçma girişlerine bağlı olarak hasar meydana geldiği, mağdurun aracı ile durmayarak olay yerinden kaçtığı ve av tüfeği atışı nedeniyle yara almadığı olayda; TCK.nun 44. maddesi de dikkate alındığında eylemin kül halinde tehdit suçunu oluşturduğu ve mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibari ile oluşmadığı' şeklindeki kabulün hukuka aykırı nitelikte olduğu ve sanıkların eylemlerinin TCK 106/3 maddesi kapsamında suçun tehdit amacıyla işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel içtima hükümleri çerçevesinde, mala zarar verme suçlarından da ayrıca hüküm kurulması gerekmektedir...
...5237 sayılı TCK'nun 106/1. maddesinde tehdit suçu düzenlenmiştir.
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Tehdit suçu, silahla işlenmesi halinde, mağdur üzerinde korkutucu etkisini artırdığı ve eylemin icrasını kolaylaştırdığı ve faile cesaret verdiği nedenle, nitelikli hal sayılmıştır. Silah tanımı 5237 sayılı TCK 6/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Silahın artırım nedeni olarak kabul edilmesi için, mutlaka ateşli bir silah olması gerekmemektedir. Silahın gerçeğe uygun olması ve korkutucu etki yaratması yeterli sayılmaktadır.
Silahla tehdit suçundan failin tehdit sözü sarf etmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Silahın doğrultulması ve ateş edilmesi ve mesafesi gözönüne alındığında, silahla tehdit suçu oluşmaktadır.
Tehdit suçunun bir diğer nitelikli hali, suçun birden fazla kişiyle birlikte işlenmesi halinde, mağdurun kendisini savunma olanağının ortadan kalkması ve tehdidin daha yoğun şekliyle işlenmesi ve korkutuculuğun daha etkili olması suretiyle gerçekleşmektedir. Bu suçun nitelikli halinin oluşabilmesi için en az iki kişi tarafından işlenmesi ve faillerin fikir ve eylem birliği içinde hareket etmesi ve her iki failin birlikte olması, mağdur açısından korkutucu gücünün mağdura yansıtılmış olması gerekmektedir. Eylemi bir fail gerçekleştirirken diğer failin korkutucu güç olarak yanında bulunmasının suçun oluşması için yeterli olduğu kabul edilmektedir.
Bunun dışında TCK 106/3 maddesi özel bir içtima kuralına yer vermektedir. Buna göre tehdit amacıyla kasten adam öldürme, yaralama veya mala zarar verme suçları işlendiği takdirde, ayrıca bu suçlardan da ceza verilmesi gerekmektedir. TCK 44 maddesinin bir istisnası olarak özel düzenlemeyle gerçek içtima kuralları uygulanmaktadır.
Maddi olayda, sanıklar ...,...,... ve ...'in aralarında husumet bulunan mağdur ...'in, Eynal Kaplıcalarından dönüşünde kullanacağını bildikleri yol üzerinde birlikte mağdurun geçişini beklemeye başladıkları, saat 15.00 sıralarında mağdur ...'in kendisine ait araç ile yoldan geçişi sırasında sanık ...'in av tüfeğiyle tehdit amaçlı olarak mağdurun aracının ön kısmına ateş etmesi sonucu araç kaportasında saçma girişlerine bağlı olarak hasar meydana geldiği, mağdurun aracı ile durmayarak olay yerinden kaçtığı ve av tüfeği atışı nedeniyle yara almadığı şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık ... ve yanında bulunan diğer sanıklar ...,... ve ...'in birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek katılan ...'in kullandığı aracın önünü kesmeye yöneldikleri ve sanık ...'ün av tüfeğiyle aracın ön kısmına ateş ettiği, sanıkların katılan ...'i tehdit amaçlı olarak korkutmak istedikleri ve tüm sanıkların eylemlerinin TCK 106/2-a-c maddesi kapsamında kaldığı, her ne kadar silahla tehdit suçunu sanık ... elinde bulunan av tüfeğiyle işlemiş ise de, diğer sanıklar ..., ... ve ...'ın sanık ...'in yanında yer alıp mağdur nezdinde korkutucu halin daha yoğun şekilde yaşanmasını sağladıklarından ve eylemleri TCK 106/2-c maddesi kapsamında bulunduğundan, sanıkların eylemlerinin TCK 39 maddesi kapsamında olduğunun kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla...sanıklar ...,... ve ... hakkında tehdit suçundan verilen onama kararlarının kaldırılarak bu sanıklar yönünden katılan temyizi çerçevesinde hükümlerin aleyhe bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Bunun dışında... 'sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan yapılan incelemede, sanık ...'in av tüfeğiyle tehdit amaçlı olarak mağdurun aracının ön kısmına ateş etmesi sonucu araç kaportasında saçma girişlerine bağlı olarak hasar meydana geldiği, mağdurun aracı ile durmayarak olay yerinden kaçtığı ve av tüfeği atışı nedeniyle yara almadığı olayda; TCK.nun 44. maddesi de dikkate alındığında eylemin kül halinde tehdit suçunu oluşturduğu ve mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibari ile oluşmadığı' şeklindeki bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.12.2014 gün ve 3386-5892 sayı ile, itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanıklar hakkında silahla tehdit suçunun yanında mala zarar verme suçunun da oluşup oluşmayacağı,
2- Sanıklar Kamil, Niyazi ve Hikmet’in suçlara iştiraklerinin TCK’nun 37. maddesi kapsamında “müşterek faillik” mi, yoksa TCK’nun 39. maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde mi olduğu,
3- Sanıklar ...,... ve ...’in silahla tehdit suçuna iştiraklerinin TCK'nun 37. maddesi kapsamında kaldığının kabulü halinde, tüm sanıklar hakkında TCK'nun 106. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin yanı sıra aynı fıkranın (c) bendinin de uygulanmasının gerekip gerekmediği,
Noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen dosya kapsamından;
30.08.2005 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; aynı gün saat 15.00 sıralarında Yeşilova köyü çıkışındaki Eynal Köprüsü girişinde silahla etkili eylem olduğu ve ateş edilen aracın Simav ilçesindeki bir iş yerinin deposuna getirildiği haberinin alındığı, saat 15.30 sıralarında söz konusu depoya gelindiği, bahse konu aracın 43 EK 770 plakalı, beyaz renkli Renault Kango marka araç olduğunun görülmesi üzerine yapılan incelemede, aracın muhtelif yerlerinde toplam 22 adet ateşli silah giriş deliğinin tespit edildiği, bunlardan 8 adedinin sol ön çamurluk üzerinde, 9 adedinin sol ön kapıda, 2 adedinin motor kaputu üzerinde olduğu, yine sol ön çamurluk, motor kaputu ve sağ silecek üzerinde 1'er adet saçma tanesi sıyrık izinin bulunduğu, sileceği sıyıran saçma tanesinin ön cama isabet ettiği ve isabet eden yerde 5 cm çapında daire şeklinde çatlama olduğu görülerek, araç içerisinde 2 adet 9'lu tabir edilen deforme saçma tanesinin bulunduğu, olay yerinde yapılan incelemede; failler tarafından bırakıldığı değerlendirilen ısırılmış elma artıkları, içi boş 1 adet sigara paketi, 7 adet sigara izmariti ile 7 adet boş av fişeği kartuşunun bulunduğu, ayrıca küçük bir ateşin yakılıp söndürüldüğünün tespit edildiği, motor kaputu ve silecek üzerindeki izlerden atışın, aracın gidiş istikametine göre yaklaşık 15-20 metre ileriden ve 45-50 derecelik bir açı ile sol çaprazdan, olay yerindeki ceviz ağacının altındaki çalılıklar arasından yapıldığının değerlendirildiği,
31.08.2005 tarihli ek arama ve el koyma tutanağına göre; araç üzerinde oto servisi çalışanlarının da yardımıyla yapılan detaylı aramada, sol ön kapı iç döşemesinde 2 adet 9'lu deforme saçma tanesi ile 2 adet saçma parçası, ayrıca sol ön far içinde 1 adet 9'lu deforme saçma tanesinin bulunduğu,
30.08.2005 tarihli değer tespit tutanağına göre; katılana ait 43 EK 770 plaka sayılı Renault Kango marka ticari araçta, ön cam, sol ön kapı, sol çamurluk, sol ön far, sol kapı şerit bandı, sol ön jant, sol ön oto lastiği, boya ve oto elektrik kısımlarında olmak üzere toplam 1.573 Liralık maddi zarar oluştuğu,
Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 05.06.2009 tarihli raporuna göre; olay yerinden elde edilen sigara izmaritlerindeki DNA profilleri ile sanıkların DNA profillerinin karşılaştırılması sonucu, 4 adet sigara izmaritinde sanık ...'nin, 1 adet sigara izmaritinde sanık ...'in, 1 adet sigara izmaritinde de sanık ...'in DNA'sına rastlandığı, 1 adet sigara izmaritindeki DNA profilinin ise sanıkların DNA profilleri ile uyuşmadığı,
Söke Jandarma Bölge Kriminal Laboratuvarının 23.05.2011 tarihli raporuna göre; olay yerinden elde edilen 7 adet av tüfeği kartuşunun tek silahtan atıldığı,
Simav İcra Müdürlüğünün 2005/544 sayılı dosyasına göre; katılan ...’in 22.04.2005 tarihinde, 15.03.2005 ve 15.04.2005 vade tarihli iki adet bonodan doğan alacağından dolayı sanık ... hakkında 10.215 Lira üzerinden icra takibi yaptığı ve 03.06.2005 tarihinde sanığın evinde haciz işlemi uygulandığı,
Katılan ... hakkında, 12.07.2005 tarihinde sanıklar ... ve ...’a yönelik silahla tehdit suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, katılan ...'in bu suçtan 12.07.2005-22.08.2005 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede de; yargılama sonucunda katılanın Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.06.2014 gün ve 14-198 sayılı ilamı ile TCK’nun 44. maddesi delaletiyle 106/2-a-c, 43/2, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu cezanın Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02.04.2015 gün ve 55175 - 25843 sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiğinin görüldüğü,
Yerel mahkemece, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülen silahla tehdit suçundan sanıklar hakkında temel hapis cezalarının; suç konusunun önem ve değeri, suçun işlenmesindeki özellikler, sanık sayısı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurulmak suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak 2’şer yıl 6’şar ay olarak belirlendiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan kollukta; olay tarihinde aracı ile Eynal Kaplıcalarından çıktığı sırada bir kişinin kendisine otostop çektiğini, bu kişiyi tanımadığı için durmadığını ancak dikiz aynasından baktığında bu kişinin telefonla bir yeri aradığını gördüğünü, köprüyü geçtikten 10 metre sonra yolun sol tarafından sanık ...'in kendisine av tüfeğiyle ateş ettiğini, Recep'in yanında bulunan sanıklar ...,... ve ...’nin ise ateş edip etmediğini görmediğini, durmayıp yola devam ettiğini, Recep'in otomobilinin arkasından da ateş ettiğini, lastiğinin patlaması nedeniyle yol üzerinde bulunan bir depoya sığındığını, olay sırasında sadece sanık ...'te av tüfeği gördüğünü, diğerlerinde silah olup olmadığını bilmediğini, kendisinde herhangi bir yaralanma meydana gelmediğini, açılan ateş sonucu aracının sol ön farında, sol ön kaputunda ve sol ön kapısında kurşun delikleri oluştuğunu, Recep'ten alacağı olduğunu, bundan dolayı Recep'in adamları olan sanıklar ...,... ve ...'in 12.07.2005 tarihinde kendisine saldırdığını, kendisinin Recep hakkında yaptırdığı icra takibinde Recep’in evindeki eşyaların haczedildiğini, bu nedenle Recep'in kendisine kin beslediğini, olaydan bir gün önce Eynal Kaplıcalarında ... isimli bir şahıstan, sanık ...'in kendisini sorup "onlarla en kısa zamanda hesaplaşacağız" diyerek tehdit ettiğini duyduğunu,
Kovuşturma evresinde 03.06.2008 tarihli oturumda; pusu kuran sanıkların, aracını görünce yola doğru koştuklarını, sanıklardan Recep ve Kamil'in elinde av tüfeği olduğunu, ilk atışın önden geldiğini ve Recep'in ateş ettiğini, daha önce Recep ile birlikte Simav'da içkili bir eğlence yeri işlettiklerini, sanık ...'in kendisine ortaklık nedeniyle senet verip daha sonra borcunu ödemediğini, bu nedenle sanık hakkında icra takibi yaptığını, bunun üzerine sanığın kendisini söz konusu yere çağırıp kurşunladığını, o olayda mağdur olup 48 gün cezaevinde yattığını, cezaevinden çıktıktan sonra da bu olayın olduğunu,
13.06.2011 tarihli talimat ifadesinde ise; sanıkların dördünü de olay yerinde gördüğünü, dördünün de aracının önüne doğru fırladıklarını, kendisine ateş edenin sanık ... olduğunu, diğerlerinin ateş edip etmediğini bilmediğini,
Kovuşturma evresinde beyanı alınamayan ... kollukta; 29.08.2005 günü saat 05.00 sıralarında Eynal Kaplıcalarına giderken aracının yakıtının bittiğini, bu sırada yanına sanıklar Recep ve Kamil'in tanımadığı şahıslarla geldiğini ve kendisine katılan ...'in yerini sorduklarını, daha sonra sanık ...'in "ben onunla hesaplaşacağım, bu hesap burada kalmayacak" dediğini,
Kovuşturma evresinde sanık ... tarafından gösterilen ve soruşturma evresinde beyanı bulunmayan tanık ... mahkemede; olayı ölen ortağı İlker Barlas ile beraber gördüğünü, olayın planlarının bir gün öncesinde katılanın yazıhanesinde yapıldığını, kendisinin ve ortağının o tarihlerde katılanla birlikte hareket ettiklerini, olay günü katılanın aracının arkasından takip halinde olduklarını, katılanın aracını yapılan plan gereği Zeki Yenilmez, İhsan Akça ve Halil Erden'in kurşunladıklarını, bu kişileri olay yerinde gördüğünü,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ...; atılı suçu kabul etmediğini, katılanın içkili restoran işletmesi konusundaki rekabetlerinden dolayı kendisine husumet besleyerek komplo kurduğunu,
Sanık ...; suçlamaları kabul etmediğini, sanık ... ile katılanın ortak restoran işlettiklerini, katılanın ortaklıktan ayrıldığını, bu nedenle aralarında husumet oluştuğunu, kendilerinin sanık ...'in yanında çalışmaya devam ettiklerini, bu nedenle katılanın kendilerine iftira attığını,
Sanık ...; suçlamaları kabul etmediğini; 2005 yılı Temmuz ayı içerisinde kendisinin garson olarak çalıştığı sanık ... tarafından işletilen gazinoy