"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, etkili eylem
HÜKÜM : Mahkumiyet, düşme, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında katılan ...' ye yönelik yağma suçundan açılan kamu davasının yürütülen yargılama sonucunda dönüşen silahla etkili eylem suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı itiraz yolu açık olup, katılan vekilinin bu konudaki istemi üzerine, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2013 gün 2013/112 Değişik İş sayılı kararı ile “itirazın reddine” karar verildiği ve itiraz üzerine verilen kararların 5271 sayılı CMK’nın 271/4.maddesi gereğince kesin olduğu anlaşıldığından; katılan ... vekilinin bu konudaki vaki taleplerinin inceleme dışı bırakılarak,
I- Yakınan ...' ye karşı sanık ... hakkında etkili eylem suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yakınanın 08.03.2012 tarihli oturumda alınan beyanında sanık ... hakkında şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yakınan ...' nin sanık ... hakkında açılan kamu davasında katılan sıfatı elde etmediği, bu bağlamda temyiz yetkisinin de olmadığı anlaşılmakla; yakınan ... vekilinin bu konudaki isteğinin, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
II- Katılan ...' ye yönelik sanık ... hakkında yağma suçundan açılan kamu davasının yürütülen yargılama sonucunda dönüşen etkili eylem suçundan mahkumiyet kararına yönelik katılan vekilinin suçun vasfı ile sanık
... hakkında yağma suçundan beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan ... vekilinin açtığı temyiz davasının, sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün; suçun vasfına yönelik olduğu anlaşılıp kabulle ilk derece mahkemesinin 2012/7- 2012/296 sayılı 07.02.2013 günlü temyizin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi şüpheli statüsüne girer. Şüpheli kişide muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir.
Yargılanacak her uyuşmazlık da; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) melesi maddi mesele olup bundan geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olayla karşılaştırılacak hukuki norm ve olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır, maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Hukuki durumun tespiti durumun tespiti olacaktır.
Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi ile şüphe yerini belirliliğe terk eder.
Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal) dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispata aranan belirlilik ortaya çıkar. Her olayda lehe ve aleyhe delil vardır.
Kanaati meydana getiren delillerin tek tek değerlendirilişi kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük teşkil ediyorsa bir bütünün birbiri ile uyuşan birbirini tamamlayan parçaları ise bu hakiki delildir. İspat konusu hüküm verme gerçeğinin bir parçası olan olay hakkında hüküm vermektir.
Gerçekten Hakim geçmişte ne olduğunu nasıl olduğunu bilmeye mecburdur. Elindeki imkan (bugün)dür.
Bu günden maksat da, bu gün var olan ve varlığı duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “delil” budur.
Delillerin bu günkü akılcı anlayışına göre Hakimin (kanaati) ispat edilmesi istenen olayların tahlili bir tetkiki ile lehe ve aleyhe bütün şartları tenkidi ile ./..
değerlendirmesinin mahsulü olacaktır. İspat edilmesi gereken şüpheli olandır.
Delillerden biri de tanıktır. Deliller zümresinde tanık, ceza muhakemesinde anlatımı önemli bir yer işgal etmektedir. Tanık olayın taraflarından olmayan ve olay ile ilgili olarak beş duyusu ile edindiği bilgileri açıklayan kimsedir.
Tanık gördüğünü, müşahede ettiği hususlar ve öğrendiği bilgileri açıklar. Tanık beyanının önemi gözlemlenen maddi vakaları bizzat açığa kavuşturabilirliğinden kaynaklanır.
Tanık bazen kendisinin veya yakınlarına menfaat sağlama, tehlikeyi önleme, bazen toplumsal etki, bazen de duyduğu veya gördüğü yanlış algılaması ve böylede inanması ile yanılgılı anlatımlarada yönelebilir. Hakim tecrübelerine dayanarak tanığın beyanlarının sağlamlığını değerlendirir bu özellik ise delil olarak sayılabilir.
Sanık dışında herkes bu konumda ele alınabileceği dikkate alınarak değerlendirme yapılacağı bir muhakkaktır.
Tanık olmak ile onun beyanına yüklenen ispat gücü farklıdır. Hakim ispat konusunda mantık kuralları ile de bağlıdır.
Somut olayımıza gelirsek;
1-) Katılan ... aşamalardaki ifadesinde özetle;.... Turizmin sahibi olduğunu, Erzurum- Kars arasında yolcu taşamacılığı yaptığını, olay günü olan 23.06.2010 günü yazıhanesini arayarak Sarıkamış'tan Erzurum iline gitmek için 0....... numaralı telefon numarasını bırakan kişileri arayarak nerede olduklarını sorduğunu, Sarıkamış ilçesinde olduklarını beyan etmeleri üzerine Sarıkamış ilçesine girmeyeceğini, çevre yoluna gelmeleri halinde Erzurum iline götüreceğini söyleyip Sarıkamış yol ayrımına geldiğini, gündüz saat 15.30 sıralarında gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında bir bayan bir erkeğin valizleri ile beklediğini ve yine yolun sağ tarafında Transit marka beyaz bir minibüsün olduğunu, valizi bagaja koymak için araçtan indiğinde bu bayan ve erkek kişinin kendisine saldırdıklarını, devamında transitten inen ve elinde sopa olan ismini Kafkas kar firmasında çalışan ismini Serhat olarak bildiği şahsın kendisine sopa ile vurduğunu, bu üç kişinin birlikte saldırdıklarını, bunun neticesinde yaralandığını, kendisi yerdeyken üzerinde bulunan pantolonun