"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2014/411575 Kanun Yararına Bozma
Kasten yaralama suçundan sanık A.. Ş..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1, 87/1-c-son ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Isparta 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/07/2012 tarihli ve 2011/675 Esas, 2012/566 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 02.12.2014 tarih ve 2014/21569 – 72244 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.12.2014 tarih ve 2014/411575 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, mağdurun yüzünde yer alan yaralanmanın sabit iz niteliğinde olduğundan bahisle cezasında artırım yapılmışsa da, mağdur hakkında soruşturma aşamasında alınan ilk doktor raporu olan Isparta Gülkent Devlet Hastanesinin 24/06/2010 tarihli raporunda mağdurun sağ üst dudağında 1 cm kesi olduğu ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile iyileşir nitelikte olduğunun bildirildiği, bunun üzerine sanık hakkında basit yaralama suçundan dava açıldığı, ancak yargılama aşamasında Isparta 1. Sulh Ceza Mahkemesince mağdurun dudağında bulunan yaralanmanın sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda ek rapor aldırıldığı ve Afyonkarahisar Devlet Hastanesinin 14/07/2011 tarihli raporunda mağdurdaki yaralanmanın sabit iz niteliğinde olduğu kanaatine yer verilmesi üzerine Asliye Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda da sabit ize neden olan yaralama suçundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmışsa da, mağdur hakkında alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu ve sabit iz raporunun devlet hastanesinden alınmış tek hekim imzalı rapor olduğu cihetle, mağdurun sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmiş olması da dikkate alındığında yaralanmanın sabit iz niteliğinde olmaması halinde sanık hakkında düşme kararı verilme ihtimali bulunduğu nazara alınarak raporlar arasındaki çelişki giderilip mağdurdaki yaralanmanın niteliğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde,