(1163 S. K. m. 23, 35, 59, 62)
Dava: Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifçe inşa edilen konutlardan B Blok 4 nolu daire için kooperatife şartlı ortak olduğunu, sözleşmeyle kararlaştırılan bedelin tamamını ödediğini, yönetim kurulunca müvekkilinin anılan daire için ortaklığa kabul edilmesine rağmen dairenin teslim edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunu tespitine, dava konusu dairenin müvekkiline teslimine ve tesciline olmadığı takdirde dairenin raiç değeri karşılığı şimdilik 25.000,00 TL' nin davalıdan tahsiline, daire üzerinde başka kişilerin hak iddia etmesi durumunda müdahalelerinin men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin ortağı olmadığını, kooperatife aidat ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatifin peşin ödemeli ortağı olduğu, ancak yönetim kurulunca davacıya tahsis edilen dava konusu konutun kooperatif ile feri müdahil arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa maliklerine bırakılan dairelerden olduğu, kooperatif kayıtlarına göre davacının daire karşılığı kooperatife ödemede bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunun tespiti, B blok 4 numaralı dairenin davacıya teslimi veya adına tescili, olmadığı takdirde dairenin rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacının, davalı kooperatifin yönetim kurulunun 18.06.2004 tarihli kararıyla pay devri suretiyle şartlı ortak statüsüyle ortaklığa alındığı, yine aynı kararla davacıya B blok 4 numaralı dairenin verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme gerekçesinde davacı ortak olarak kabul edilmiş olup, davalının gerekçeye yönelik bir temyizde bulunmadığı göz önüne alınarak davacının davalı kooperatifin ortağı olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olup yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça yada zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe yada benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa'nın 23.maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. O halde mahkemece, davacının peşin ortaklığa alınmasına ilişkin geçerli bir genel kurul kararı bulunup bulunmadığı belirlenerek, geçerli bir peşin ortaklık varsa, davacının inşaat finansman giderlerinden sorumlu olmadığı bunun dışındaki yukarıda belirtilen giderlerden sorumlu olduğu, davacının peşin ödemeli ortak olmadığının anlaşılması halinde diğer ortaklar gibi genel kurullarca belirlenen aidatları ödemekle yükümlü olduğu göz önüne alınarak davacının, kooperatife karşı o