"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı banka ile 21.02.2008 tarihinde dövize endeksli 128.500,00 CHF (İsviçre Frangı) bedelli konut kredi sözleşmesi imzalandığını, dövizde meydana gelen yükselme nedeniyle ödeme güçlüğü yaşadığını ileri sürerek kredi sözleşme şartlarının yeniden uyarlanması ve Türk Lirası üzerinden ödenmesine karar verilmesini istemiş, 08.10.2015 tarihli duruşmada, kredi borcunun tamamen ödendiğini, davanın konusuz kaldığını bildirmiştir.
Davalı, sözlemenin uyarlama şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kredi borcunun tamamı ödendiğinden davanın konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğinden bahisle de davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı-sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yaranına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan "irade özgürlüğü", "sözleşme