"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK'nın 134/2-1, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında, 13.06.2009-15.06.2009 olan suçun işlendiği tarihlerin, “13/06/2009” şeklinde eksik gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Oluşa ve dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan ...'nın boşanmak istediğini söyleyip, ortak konuttan ayrılmasına tepki duyan sanık ...'un, evlilik birliği içerisinde video olarak kaydettiği müstehcen içerikli katılana ait görüntüleri, kullanıcısı olduğu ... adlı elektronik posta adresinden 13.06.2009 günü saat 16.12 ve de.... adlı elektronik posta adresinden 15.06.2009 günü saat 22.32 sularında katılanın dayısı olan tanık Kazim'in elektronik posta hesabına gönderdiği olayda,
Sanığın üzerine atılı TCK'nın 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna, eylemin hukuki nitelendirmesine ve temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK'nın 134/2-1. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, suç tarihinden sonra ve hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 81. maddesi ile TCK'nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarının iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK'nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun hükmün gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm tesisi gerektiği gözetilmemiş ise de; hüküm fıkrasında, sanık hakkında teşdiden ceza tayin edildiği açıklanara