Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1262 Esas 2021/3484 Karar
Karar Dilini Çevir:
11. Ceza Dairesi         2019/1262 E.  ,  2021/3484 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği


Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 07.04.2021 tarihinde Üyeler ... ve ...'ın karşı oylarıyla, oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY

Dairemizin 07/04/2021 tarih, 2019/1262 Esas, 2021/3484 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sayın çoğunlukla ortaya çıkan uyuşmazlık UYAP ortamında (fiziki belge düzenlenip ıslak imza ile imzalanmaksızın) düzenlenen reddiyat fişlerinin TCK’nin 204 veya 207 maddelerinde düzenlenen sahtecilik fiilleri kapsamında kalıp kalmadığı noktasındadır.
Uyuşmazlığa konu olayda ... 3. Aile Mahkemesi’nde zabıt katibi olarak görev yapmakta olan sanığın UYAP sistemi üzerinden farklı zamanlarda birden fazla gerçeğe aykırı reddiyat makbuzu düzenlediği böylece makbuzlara konu miktaları zimmetine geçirdiği iddia ve kabul olunduğu anlaşılmaktadır.
Bu şekilde düzenlenen reddiyat makbuzları, elektronik ortamda imzalanarak onaylanmış elektronik verilerden ibarettir.
Açık bir yasal düzenleme olmadığı takdirde TCK’nin 204 veya 207 maddeleri kapsamında cezai yaptırım uygulanması mümkün değildir.
Resmi belgede sahtecilik suçunu düzenleyen TCK’nin 204 maddesi aşağıdaki şekildedir:
“Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”
Yasa gerekçesine baktığımızda ise:
“....Belge, eski dilimizdeki “evrak” kelimesi karşılığında kullanılmakta olup, yazılı kağıt anlamına gelmektedir. Bu bakımdan, yazılı kağıt niteliğinde olmayan şey, ispat kuvveti ne olursa olsun, belge niteliği taşımamaktadır.
....Ayrıca belirtilmelidir ki, her ne kadar, belgeden söz edilen durumlarda yazılı bir kağıdın varlığı gerekli ise de; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Bir metal levha üzerine yazı yazılması hâlinde de belgenin varlığını kabul etmek gerekir. Bu itibarla, araç plakaları da resmi belge olarak kabul edilmek gerekir.” denilmek suretiyle yazı ve rakamların kağıt, bez, plastik levha, metal plaka vs. gibi fiziki ortamlarda yazılması durumunda belgeden söz edilmesi mümkündür.
Herhangi bir özel yasada da UYAP ortamında düzenlenen elektronik veri niteliğinde ki işlemlerin TCK’nin 204 veya 207 maddeleri ile cezalandırılacağına dair bir yollama da yoktur.
Ceza hukukunda suçta ve cezada kanunilik ilkesi en temel prensiptir. Nitekim TCK’nin 2.maddesinde; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” denilmek suretiyle öngörülebilirlik bağlamında kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amaçlanmıştır.
Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere suç ve ceza içeren hükümlerin uygulanmasında genişletici örnekseme (kıyas) yapılması da mümkün değildir.
Ayrıca iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 7/1.maddesinde de “Hiç kimse işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” denilerek birey hak ve özgürlükleri güvence altına alınırken buna paralel olarak Anayasamızın 38/1 maddesinde de “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” denilmek suretiyle suçta ve cezada kanunilik ilkesi benimsenmiştir.
Buna göre açık bir yasal düzenleme olmadığı için elektronik veri olarak hazırlanan işlemler elektronik imza ile imzalanıp onaylansalar dahi müstakilen sahtecilik suçunun konusu olamaz. Ancak başka suçların (somut olayda zimmet suçunun) maddi unsurunu oluşturması mümkündür.
Yukarıda belirttiğim gerekçelerle suç tipinde genişletici yoruma dayalı olduğunu düşündüğü sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 07.04.2021
KARŞI OY

Dairemizin, ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarih, 2017/523 Esas, 2018/543 Karar Sayılı Kararını onama yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılmıyorum;
Gerek yerel mahkeme gerekse Dairimiz tarafından, sanığın sabit olduğu kabul edilen eylemi, zabıt kâtibi olan sanığın Uyap üzerinde usulsüz reddiyat makbuzu tanzim ederek elektronik imzası ile imzalamadıktan sonra bu reddiyat makbuzlarının uyap üzerinden mahkemeler vezne ekranına düşmesini sağlaması ve bu parayı bilahare vezneden alarak uhdesine geçirmesidir.
Tartışma konusu olan husus, “elektronik verilerin” TCK.’nunda düzenlenen belgede sahtecilik suçunun konusu olup olamayacağıdır. Başka bir anlatımla, bilişim sitemindeki “elektronik verilerin” TCK.’nın 204 ve 207 maddelerinde belirtilen “belge” mahiyetinde olup olmadığıdır.
Sorunun doğru bir şekilde cevaplandırılabilmesi için iki hususun vuzuha kavuşturulması gerekmektedir;
1- TCK. 204 ve 207. maddelerinde belirtilen sahtecilik suçlarının maddi konusu olan “belgeden” ne anlaşılması gerekir, kapsamı ve unsurları nelerdir?
2- Bilişim sistemindeki “elektronik veriler”, belge kavramının unsurlarını içerip içermediği ve evrakta sahtecilik suçunun maddi konusu olan “belge” kapsamında kalıp kalmadığıdır?
Türk Ceza Kanununda sahtecilik suçlarının konusu olan “belge”, Kanunda tanımlanmamıştır. Sözlük anlamı itibariyle “Bel” kökünden türetilmiş olan “Belge”, özü itibarıyla Türkçe bir kelime olup, eski Türkçe ’de "... - ..." şeklinde kullanılmıştır. Belge, sözlük anlamı itibariyle işaret, alamet, belir, nişan anlamlarını karşılamaktadır. “Bel-“ kökü, “bil-“ fiilinden üretilmiştir. Nitekim “belirti” anlamına karşılık gelmek üzere kullanılan “alam” ve “alâma” kelimeleri “ilm (bilme)” kökünden türetilmiştir. Belge kavramı, bilgi vermeye ya da kanıt olarak kullanılmaya elverişli yazı, resim, fotoğraf, vesika, doküman, bir gerçeği, bir olguyu gösteren, bir iddianın doğruluğunu açıkça kanıtlayan, tanıklık eden şey, delil olarak veya bir hak iddia etmek için kullanılabilecek yazılı bilgi, bir kimsenin niteliğini, bir şey üzerinde hakkını ya da kendisine verilen hakkı bildiren resmi kâğıt anlamlarını ihtiva eden geniş bir kavramdır. (Kamus-u Türkî, 2017, s. 738, Büyük ... Ansiklopedisi, s.1483, ..., 2007, s.7.) Bu anlamda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 199. Maddesinde; “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir” hükmünü ihtiva eden belge kavramı, belgenin kelime anlamı esas aldığı anlaşılmaktadır.

Ceza Hukukunda bir hukuk normunun içindeki bir kelime yorumlanırken, kanun koyucunun, yoruma konu kelimeyi hangi anlamda kullandığı dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Çünkü yoruma konu kelime, ilgili hukuk dalında başka, günlük dilde başka bir anlama gelmesi mümkündür. Bu farklılık, bazen ilgili kanuni düzenlemede o kelimeden ne anlaşılması gerektiğine dair bir hükme yer verilmek suretiyle açıklığa kavuşturulurken; bazen da ilgili kelimenin yer aldığı kanuni düzenlemenin bağlamından anlaşılır. TCK’nın belgede sahtecilik suçlarının konusu için tercih edilen “belge” kavramı bu çerçevede incelendiğinde; 5237 sayılı TCK’da “varaka” veya “evrak” yerine “belge” kavramının kullanılmış olduğu görülmektedir. Başka bir deyimle, Kanun koyucunun madde metinlerinde “varaka” veya “evrak” yerine “anlaşılır bir Türkçe” kullanmayı tercih etmesinden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Bunun kanıtı da; TCK m. 204 gerekçesinde; “Belge, eski dilimizdeki “evrak” kelimesi karşılığında kullanılmakta olup, yazılı kâğıt anlamına gelmektedir. Bu bakımdan, yazılı kâğıt niteliğinde olmayan şey, ispat kuvveti ne olursa olsun, belge niteliği taşımamaktadır” ifadelerine yer verilerek, 5237 Sayılı TCK. ’nunda belgede sahtecilik suçunun maddi konusu olan “belgenin”, 765 Sayılı TCK’daki “varaka” teriminin karşılığı olarak kullandığı hususu açıkça vurgulanmıştır. Bu husus hem öğreti hem de 5237 sayılı TCK tasarısına ilişkin komisyon raporunda teyit edilmiştir.
Bu bilgiler çerçevesinde, belgede sahtecilik suçları bağlamında belge kavramı, ceza hukukundaki yorum teknikleri de dikkate alındığında, belge, sözlükteki “bilgi vermeye ya da kanıt olarak kullanılmaya elverişli yazı, resim, fotoğraf, vesika, doküman, bir gerçeği, bir olguyu gösteren, bir iddianın doğruluğunu açıkça kanıtlayan, tanıklık eden şey” olarak değil; cismani varlığı haiz yazılı kâğıt anlamındaki “varaka” veya yazılı kâğıt topluluğu anlamına gelen “evrak” olarak anlaşılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Bu itibarla, “yazılılık” özelliğinden yoksun fotoğraf, resim, film, video veya ses kaydı gibi “belgeler”, belgede sahtecilik suçlarının konusu dışında kalırlar. Bu sayılan nesnelerin belgede sahtecilik suçunda maddi konusu olan “belgeden” sayılmadığı hususu, hem öğreti hem de yargısal kararlarda müteaddit kereler vurgulanmıştır.
Ord. Prof. Dr. ... başkanlığındaki Komisyon tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından 14.04.2003 tarihinde kabul edilerek Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün 12.05.2003 tarih ve B.02.0.KKG.0.10/101-540/2902 sayılı yazısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen, Türk Ceza Kanunu Tasarısı’nın resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin gerekçe kısmında; “Maddede, “belge”, “varaka”; “belgeler” ise “evrak” karşılığı olarak kullanılmıştır” ifadesine yer verilmek suretiyle belgeden ne anlaşılması gerektiği hususu orada da açıklanmıştır.
TCK’nın belgede sahtecilik suçlarını düzenleyen hükümler incelendiğinde, suçun konusu olarak sadece “belge” kavramına yer verildiğini görmekteyiz. 765 sayılı TCK’nın evrakta sahtekârlık suçlarını düzenleyen hükümlerine bakıldığında ise, suçun konusu bakımından kavram yeknesaklığının bulunmadığı; “varaka”, “evrak”, “vesika”, “senet” ve “belge” kavramlarına yer verildiğini görülmektedir. 765 sayılı TCK’da yer alan “evrakta sahtekârlık” suçları ile TCK’da düzenlenen belgede sahtecilik suçları arasında “konu unsuru” bakımından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Nitekim TCK’nın resmi belge hükmünde belgeler başlıklı 210. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemenin 765 sayılı TCK’daki karşılığı olan 354. madde hükmünün ilk hâlinde, evrakta sahtekârlık suçlarının özel olarak düzenlendiği bazı düzenlemelerde “varaka” kavramı yerine “vesika” ifadesi kullanılmıştır. 26.08.1999 tarihli ve 4449 sayılı Kanun değişikliğiyle, 354. madde hükmünün kapsamı genişletilmiş ve birtakım Türkçeleştirme değişikliklerinde bulunulmuştur. Bu çerçevede, “vesika”

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat