KARADAĞ v. TURKEY - [Turkish Translation] by the Turkish Ministry of Justice
Karar Dilini Çevir:

 

 

 

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Başvuru no. 8797/15
Mehmet KARADAĞ / Türkiye

Başkan,

Paul Lemmens,

Yargıçlar,

Ksenija Turković,
   Jon Fridrik Kjølbro,

ve Bölüm Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Hasan Bakırcı’nın katılımıyla 8 Kasım 2016 tarihinde Komite olarak toplanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölüm), 30 Ocak 2015 tarihli yukarıda belirtilen başvuruyu göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiği kapalı oturumdaki müzakereler sonucunda aşağıdaki kararı vermiştir:

 

OLAYLARBaşvuran Mehmet Karadağ, 1981 doğumlu bir Türk vatandaşıdır ve Diyarbakır’da ikamet etmektedir. Başvuran, Mahkeme huzurunda Diyarbakır Barosuna bağlı Avukat F. Gümüş tarafından temsil edilmiştir.Davanın kendine özgü koşulları, başvuran tarafından ifade edildiği şekliyle, aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir.Başvuran arkadaşlarıyla birlikte, 10 Mart 1998 tarihinde, askeri bir bölgenin yakınındaki bir arazide bir roketatar mühimmatı bulmuştur. Bu mühimmatı parçalamak isteyen ilgililer, patlayıcı maddeyi yere fırlatmışlardır. Mühimmat patlamış ve başvuran ile arkadaşları ağır yaralanmışlardır. Patlama sesi üzerine alarma geçen polisler, derhal olay yerine gelmişlerdir. Olay yeri incelenmiş, patlayıcı maddenin parçaları toplanmış, bir kroki çizilmiş ve tespitlerin tamamı bir tutanağa kaydedilmiştir. Üç polis memuru tarafından düzenlenen bu tutanak uyarınca, başvuran ve arkadaşları helikopterle Diyarbakır Askeri Hastanesine götürülmüşlerdir ve bu hastanede ilgililerden biri olan E.C. hayatını kaybetmiştir.Dosyada yer alan unsurlardan, patlamanın ardından, Lice Cumhuriyet Savcısı tarafından 1998/35 dosya numarasıyla bir soruşturma yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bununla birlikte başvuran, somut olayda yürütülen ceza soruşturmasına ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir.Başvuran, 27 Şubat 2002 tarihinde idareye başvurarak, yaraları nedeniyle maruz kaldığı kanaatine vardığı zararlara ilişkin tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuran 200.000 Türk lirası (TRY) talep etmiştir. Bu talep sonuçsuz kalmıştır.Bilinmeyen bir tarihte, başvuran Diyarbakır İdare Mahkemesinde idare hakkında tazminat davası açmıştır. Başvuran, maruz kaldığını belirttiği maddi ve manevi zararlar bağlamında sırasıyla 100.000 TRY ve 10.000 TRY talep etmiştir.Savunma Bakanlığı, 8 Eylül 2003 tarihinde bir cevap dilekçesi sunmuş ve bu dilekçede öncelikle, başvuranın başvurusunun vaktinden sonra sunulduğunu ileri sürmüştür. Ardından başvuranın iddialarının doğruluğuna ilişkin olarak, Bakanlık, söz konusu mühimmatın orduya ait olabileceğinin düşünülmesini sağlayacak herhangi bir unsurun bulunmadığını ifade etmiştir. Dilekçesinde, Bakanlık aynı zamanda, başvuranın ve arkadaşlarının söz konusu olay sırasında 17 yaşında olduklarını ve dolayısıyla, patlayıcı bir maddeye dokunulmasına ilişkin tehlikeleri anlayacak bir durumda bulunduklarını iddia etmiştir. Böylelikle Bakanlık, ilgilinin anne ve babasının çocukları bakımından denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmediklerini ileri sürmüştür. Bu nedenle Bakanlık, tazminat davasının reddedilmesini talep etmiştir. Belirtilmeyen bir tarihte, başvuran cevap dilekçesini sunmuş ve dilekçesinde Bakanlığın argümanlarına itiraz etmiştir. Diyarbakır İdare Mahkemesi, 15 Haziran 2006 tarihinde, patlama nedeniyle başvuranın çalışma gücü kaybının belirlenmesi için bir bilirkişi raporu talep etmiştir. Bir Adli Tıp Kurumu uzmanı tarafından hazırlanan 20 Kasım 2006 tarihli bilirkişi raporuna göre, ilgilinin çalışma gücü kaybı % 28’dir. Belirtilmeyen bir tarihte, Diyarbakır İdare Mahkemesi, başvuranın uğradığı zararların tespit edilmesi amacıyla bir bilirkişi tayin etmiştir. Bu bilirkişi, 5 Nisan 2007 tarihinde raporunu sunmuştur. Bilirkişi, başvuranın yaralarını dikkate alarak, ilgili tarafından maruz kalınan zararların 53.177,24 TRY (yaklaşık 29.200 avro) tutarına karşılık geldiği kanısına varmıştır. Bu rapor, taraflara tebliğ edilmiştir. Yazılı prosedür sırasında, davalı idare, 5 Nisan 2007 tarihli bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Başvuran, herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Diyarbakır İdare Mahkemesi, 27 Haziran 2007 tarihinde, başvuran tarafından sunulan tazminat talebi hakkında karar vermiştir. Aynı mahkeme öncelikle, patlamamış bir askeri mühimmatın Piyade Tabur Komutanlığının dışında bulunmasının idare tarafından bir hizmet kusuru teşkil ettiği kanaatine varmıştır. Söz konusu mahkemeye göre, bu koşul, idarenin söz konusu bölgelerin güvenliğini sağlama görevini doğru bir şekilde yerine getirmediğini ortaya koyacak niteliktedir. Ardından, 20 Kasım 2006 ve 5 Nisan 2007 tarihli bilirkişi raporları ışığında karar vererek, İdare Mahkemesi, başvuranın uğradığı maddi zararın 53.177,24 TRY tutarına denk geldiği kanısına varmıştır. Bununla birlikte, başvuranın anne ve babasının denetim ve gözetim görevlerini yerine getirmedikleri, başvuran ve arkadaşlarının patlayıcı maddeyi yere fırlatarak bir kusur işledikleri ve bu durumun söz konusu maddenin patlamasına yol açtığı kanaatine vararak, İdare Mahkemesi, davacı tarafa atfedilen kusur sebebiyle bu miktarın % 75 oranında azaltılmasına karar vermiştir. Sonuç olarak, mahkeme, maddi zarar nedeniyle 13.294,43 TRY (yaklaşık 7.500 avro) ve manevi zarar sebebiyle 2.500 TRY (yaklaşık 1.450 avro) ödenmesine karar vermiştir. Bilinmeyen bir tarihte, yukarıda belirtilen meblağlar başvurana ödenmiştir. Başvuranın avukatı, 3 Ekim 2007 tarihinde, Danıştay nezdinde temyiz başvurusunda bulunmuştur. Avukat, tazminat miktarının % 75 oranında düşürülmesine neden olan, müvekkiline kusur atfedilmesi hususuna itiraz etmiştir. 26 Kasım 2012 tarihinde verilen ve 18 Şubat 2013 tarihinde başvurana tebliğ edilen kararla, Danıştay, 27 Haziran 2007 tarihli kararın kanuna ve usule uygun olduğunu tespit ederek, bu kararı onamıştır. Başvuran, 14 Mart 2013 tarihinde, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvuran esasen, idare mahkemelerinde görülen davanın hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürmüş ve özellikle, İdare Mahkemesinin kendisine kusur atfetmesine ve maruz kalınan maddi zarar nedeniyle başlangıçta hesaplanan miktarı % 75 oranında azaltmasına itiraz etmiştir. Baş

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat