(AİHS m. 5, 6, 13, 35, 41, 44) (5271 S. K. m. 141, 142, 263) (5237 S. K. m. 257) (KOŞTİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (ŞAYIK VD. - TÜRKİYE DAVASI) (GÖKÇE VE DEMİREL - TÜRKİYE DAVASI) (CAHİT DEMİREL - TÜRKİYE DAVASI) (BAHÇELİ - TÜRKİYE DAVASI) (ER - TÜRKİYE DAVASI) (YAKIŞAN - TÜRKİYE DAVASI) (ABDULGAFUR BATMAZ - TÜRKİYE DAVASI)
(Başvuru no. 34396/05, 8753/06, 37432/06, 37435/06, 2873/07, 24664/07 ve 44938/08)
KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ
STRAZBURG
7 Aralık 2010
İşbu karar AİHSnin 44/2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir.
USUL
Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan 34396/05, 8753/06, 37432/06, 37435/06, 2873/07, 24664/07 ve 44938/08 nolu yedi başvurulu davanın nedeni, sırasıyla 1977, 1982, 1978, 1969, 1979, 1974, 1973 ve 1974 doğumlu Bülent Alp, Fahri Önder, Serpil Cabadan, Hüseyin Durmaz, Abdulmecit Öztürk, Heval Öztürk, Metin Sarıgül ve Metin Karaman (başvuranlar) adında sekiz Türk vatandaşının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşmenin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış oldukları başvurulardır. Başvuru tarihleri ekli tabloda belirtilmiştir.
34396/05 ve 8753/06 nolu başvuru sahipleri İstanbul Barosu avukatlarından M. Filorinalı, 37432/06 ve 37435/06 nolu başvuru sahipleri İstanbul Barosu avukatlarından E. Erkaslan tarafından temsil edilmiştir. 2873/07, 24664/07 ve 44938/08 nolu başvuru sahipleri ise İstanbul Barosu avukatlarından M. Erbil, S. Epçeli ve Y. Yeşilyurt Karakoç tarafından temsil edilmiştir.
OLAYLAR
DAVANIN OLAYLARI
Türk vatandaşı olan başvuranlar yakalanıp, tutuklu olarak yargılanmışlardır. 37432/06 ve 37435/06 nolu başvurular dışındaki başvuranlar çeşitli tarihlerde serbest bırakılmışlardır. 37432/06 ve 37435/06 nolu başvuru sahibi başvuranlar halen tutuklu olarak yargılanmaktadırlar. Başvuranların tutuklanma tarihleri, başvuranların tutuklu yargılanma kararlarının tarihleri, iddianame tarihleri, ulusal mahkeme kararlarının tarihleri, toplam tutuklu yargılanma süresi, toplam dava süresi, serbest bırakılma tarihleri ile tutukluluğun devam gerekçesine ilişkin ayrıntılar bu karara eklidir.
HUKUK
I. AİHSNİN 5. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
2873/07 nolu başvuru sahibi Heval Öztürk dışındaki başvuranlar, AİHSnin 5/3 maddesi kapsamında, tutuklu yargılanma sürelerinin uzun olduğundan şikayetçi olmuşlardır. 2873/07 ve 24664/07 nolu başvuru sahibi başvuranlar Abdulmecit Öztürk ve Metin Sarıgül, AİHSnin 5/4 maddesi kapsamında, tutuklu yargılanma sürelerinin uzunluğunun yasallığına itiraz edebilecekleri etkili başvuru yolu bulunmadığından şikayetçi olmuştur. 2873/07 nolu başvuru sahibi Abdulmecit Öztürk, AİHSnin 5/5 maddesi kapsamında, iç hukukta, iddia ettiği AİHSnin 5/3 maddesinin ihlali için hiçbir tazminat hakkı bulunmadığını ileri sürmüştür.
Hükümet bu argümanlara itiraz etmiştir.
A. Kabuledilebilirliğe ilişkin
Hükümet, iç hukuk yollarının tüketilmesi ile başvuranların mağdur statüsüne ilişkin çeşitli ön itirazlarda bulunmuş, AİHMden, AİHSnin 35/1 maddesinin gerektirdiği üzere, AİHSnin 5/3 ve 5/4 maddesi kapsamındaki şikayetleri reddetmesini talep etmiştir.
AİHM diğer davalarda Savunmacı Hükümetin benzer görüşlerini incelemiştir (örneğin bkz. Arı ve Şen - Türkiye, 33746/02; Koşti ve Diğerleri -Türkiye, 74321/01 ve Şayık ve Diğerleri - Türkiye).
Hükümet, mevcut davada, AİHMnin farklı bir sonuca varmasını sağlayabilecek hiçbir delil ya da görüş sunmamıştır. Sonuç olarak AİHM, Hükümetin ön itirazını reddeder.
AİHM, bu şikayetlerin AİHSnin 35/3 maddesi çerçevesinde açıkça dayanaktan yoksun olmadığı sonucuna varır. Ayrıca diğer bakımlardan da kabuledilmez olmadığını kaydeder. Bu nedenle şikayetlerin kabuledilebilir olduğunu belirtir.
B. Esas
1. AİHSnin 5/3 maddesi
Hükümet, başvuranların tutukluluğunun, suç işledikleri şüphesine yol açan makul nedenlere dayandığını ve tutukluluklarının yetkili bir makam tarafından, geçerli kanunların koştuğu şartlarla uyumlu olarak düzenli biçimde itinayla incelendiğini ileri sürmüştür. Başvuranların itham edildiği suçların ciddi mahiyette olduğuna ve tutukluluklarının devam etmesinin suçu önlemek ve kamu düzenini korumak için gerekli olduğuna işaret etmiştir.
AİHM, mevcut davada en kısa tutuklu yargılamanın dört yıl altı aydan uzun olduğunu kaydeder (bkz. ekli tablo).
AİHM, benzer uzunlukta tutuklu yargılamaların yaşandığı davalarda sıklıkla, AİHSnin 5/3 maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir (örneğin bkz. Gökçe ve Demirel - Türkiye, 51839/99; Tutar - Türkiye, 11798/03 ve Cahit Demirel - Türkiye, 18623/03). AİHM, kendisine iletilen tüm belgeler ışığında, Hükümetin, mevcut davada farklı bir sonuca varmasını sağlayacak delil ya da görüş sunmadığı kanısındadır. AİHM, konuya ilişkin içtihadı ile başvuranların tutuklu yargılanma sürelerini (bkz. ekli tablo) göz önünde bulundurarak, mevcut davada başvuranların tutukluluk sürelerinin haddinden uzun olduğu sonucuna varmıştır.
Buna göre 2873/07 nolu başvuru sahibi başvuran Heval Öztürk dışındaki başvuranlarla ilgili olarak, AİHSnin 5/3 maddesi ihlal edilmiştir.
2. AİHSnin 5/4 maddesi
Hükümet, 24664/07 nolu başvuruya ilişkin olarak, başvuranın, esasında, tutuklu yargılanmasına, CMUKun 297. maddesi ile diğer izleyen maddeleri veyahut CMKnın 104 (2) maddesi kapsamında itiraz etme olanağının bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca CMKnın 101 (5) maddesi kapsamında da tutuklu yargılanmanın yasalara uygunluğuna itiraz edilebileceğini ifade etmiştir.
Hükümet 2873/07 nolu başvuru sahibi başvuran Abdulmecit Öztürkle ilgili olarak, CMKnın 263, 267, 268 ve 271. maddelerinin, tutuklu yargılanmanın yasalara uygunluğuna itiraz etme olanağı sağladığını, başvuranın ise bunların bazılarından yararlanmadığını ileri sürmüştür.
Başvuranlar iddialarını sürdürmüşlerdir.
AİHM, diğer davalarda, Türkiyede tutuklu yargılanmanın yasalara uygunluğuna itiraz etme olanaklarını incelemiş, Hükümetin, yukarıda bahsedilen başvuru yollarının sanıklara gerçekten çekişmeli yargılanma hakkı verdiğini gösteremediği sonucuna varmıştır (örneğin bkz. Koşti ve Diğerleri -Türkiye; Şayık ve Diğerleri - Türkiye ve Yiğitdoğan - Türkiye, 20827/08).
CMKnın 263. maddesi çerçevesinde sunulan hukuk yoluna ilişkin olarak, AİHM, Hükümetin, bu hukuk yolunun tutuklu yargılanmanın yasalara uygunluğunu sorgulama olanağı sağladığını gösteren davalardan örnekler sunmadığını kaydeder.
AİHM, Hükümetin, mevcut davada, AİHMnin içtihadının dışına çıkmasını gerektirecek hiçbir iddia ya da belge sunmadığını kaydeder.
Yukarıda belirtilenler ışığında, AİHM, 2873/07 nolu başvuru sahibi Abdulmecit Öztürk ile 24664/07 nolu başvuru sahibi Metin Sarıgül bakımından, AİHSnin 5/4 maddesinin ihlal edildiği kanısına varır.
3. AİHSnin 5/5 maddesi
Hükümet, Türk yasalarının, başvurana, iddialarının aksine, tazminat hakkı verdiğini savunmuştur. Bu bakımdan başvuranın, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren CMKnın 141. maddesi kapsamında tazminat talep edebileceğini ileri sürmüştür.
AİHM, CMKnın 141/1 (d) maddesi çerçevesinde, bu maddenin, kanunlara uygun olarak tutulan ancak tutuklu yargılanma süresi makul süreyi aşan kişilerin devletten tazminat talep edebileceği bir yol sunmakta olduğunu kaydeder. Öte yandan AİHM, CMKnın 142/1 maddesine göre, böyle bir talebin ancak ilgili yargı sürecinin sona ermesinin ardından yapılabileceğini kaydeder. Bu nedenle bu hukuk yolu, mevcut davada olduğu gibi, ulusal yargılama sürecinin devam ettiği koşullarda uygulanamaz (bkz. Kürüm -Türkiye, 56493/07). Buna göre, CMKnın