- Teminat Mektubunun İadesi veya İptali Talebi
- İhtiyati Tedbir
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
MENFİ TESPİT DAVASI VE ALACAK TALEBİNİN TÜRK HUKUK SİSTEMİNDEKİ YERİ: DOKTRİN VE UYGULAMA AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME
Türk hukuk sisteminde, borçlu olduğu iddia edilen kişiye, henüz aleyhine bir icra takibi başlatılmadan veya başlatılmış olan bir takibe karşı, borçlu olmadığının tespiti için mahkemeye başvurma imkanı tanıyan hukuki müessese menfi tespit davasıdır. Bu dava, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiş olup, temel amacı, bir hukuki ilişkinin veya ondan kaynaklanan bir borcun mevcut olmadığının tespiti yoluyla kişinin hukuki durumunu koruma altına almaktır. İşbu Dilekçe, hem böyle bir menfi tespit talebini hem de davacının davalıdan olan alacağının tahsili talebini içermektedir. Bu makalede, menfi tespit davasının ve bağlantılı alacak taleplerinin hukuki niteliği, koşulları, ilgili mevzuat hükümleri ve doktrindeki tartışmalar, işbu Dilekçe'de ileri sürülen argümanlar çerçevesinde ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. MENFİ TESPİT DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE KOŞULLARI
Menfi tespit davası, niteliği itibarıyla bir tespit davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 106. maddesinde düzenlenen genel tespit davalarından farklı olarak, İİK m. 72'de özel olarak icra hukuku bağlamında ele alınmıştır. Bu davanın temel amacı, davacının, davalıya karşı belirli bir hukuki ilişkiden dolayı borçlu olmadığının mahkeme kararıyla sabit hale getirilmesidir.
a. Hukuki Yarar: Her tespit davasında olduğu gibi, menfi tespit davasında da davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması şarttır (HMK m. 106/2). Borçlu olduğu iddia edilen kişinin, aleyhine icra takibi yapılma tehdidi altında olması veya hakkında bir icra takibi başlatılmış olması, hukuki yararın varlığı için yeterlidir. Davacı, bu dava yoluyla, mevcut belirsizliği ortadan kaldırarak hukuki durumunu netleştirmeyi ve olası bir icra takibinin veya devam eden takibin haksız sonuçlarından korunmayı amaçlar.
b. Zamanlama: Menfi tespit davası, İİK m. 72 uyarınca iki farklı aşamada açılabilir:
i. İcra Takibinden Önce: Borçlu, borcu olmadığının tespitini henüz aleyhine bir takip başlamadan talep edebilir (İİK m. 72/1). Bu durumda, alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla olası bir icra takibinin durdurulmasını isteyebilir (İİK m. 72/2).
ii. İcra Takibinden Sonra: Borçlu, hakkındaki icra takibi başladıktan sonra da menfi tespit davası açabilir (İİK m. 72/3). Ancak bu aşamada açılan dava, kural olarak icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Davacı borçlu, takibin durdurulmasını istiyorsa, alacağın %15'inden az olmamak kaydıyla mahkemece belirlenecek bir teminatı yatırarak ihtiyati tedbir kararı almalıdır (İİK m. 72/3, Madde VI, Madde 29.2). İcra veznesine takip konusu alacak yatırıldıktan sonra açılan menfi tespit davası ise "istirdat davası" (geri alma davası) niteliği kazanır (İİK m. 72/6).
c. Davanın Konusu: Davanın konusu, davacının belirli bir hukuki ilişkiden kaynaklanan bir borcunun bulunmadığının tespitidir. Bu, borcun hiç doğmamış olması, sona ermiş olması veya henüz muaccel olmaması gibi çeşitli sebeplere dayanabilir. İşbu Dilekçe'de borcun hiç doğmadığı (Madde II.2), sona erdiği (Madde IV.B) veya senedin geçersizliği (Madde IV.C, IV.D, IV.E) gibi çeşitli nedenler ileri sürülmektedir.
d. İspat Yükü: Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı-alacaklıdadır. Yani, davalı, davacının kendisine borçlu olduğunu, alacağın varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, davacı borçlu, borcun varlığını ikrar edip, borcun ödeme, ibra, takas veya zamanaşımı gibi sebeplerle sona erdiğini iddia ediyorsa, bu iddialarını ispat yükü davacıya geçer. Örneğin, işbu Dilekçe'de borcun ödendiği (Madde IV.B.1), takas edildiği (Madde IV.B.2, IV.B.3) veya senedin sahte olduğu (Madde IV.C) iddiaları ileri sürüldüğünden, bu vakıaların ispatı davacı tarafa ait olacaktır. Davalı ise sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği iddiası (Madde IV.A) karşısında, edimlerini ifa ettiğini ispatlamalıdır.
2. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Menfi tespit davası ve işbu Dilekçe'de ileri sürülen iddialar temel olarak aşağıdaki mevzuat hükümlerine dayanmaktadır:
a. İcra ve İflas Kanunu (İİK):
* Madde 72: Menfi tespit ve istirdat davalarını doğrudan düzenler. Davanın açılabileceği zamanlar, ihtiyati tedbir, teminat, yargılama usulü, ispat yükü, kötü niyet tazminatı ve kararın icrası gibi temel hususları belirler.
* Madde 257 vd.: İhtiyati haciz taleplerinin koşullarını düzenler (Madde VII, Madde 29.3).
b. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK):
* Madde 106: Tespit davalarının genel koşullarını (özellikle hukuki yarar) düzenler.
* Madde 119: Dava dilekçesinin içeriğini belirler.
* Madde 190 vd.: İspat yükü ve delillere ilişkin genel kuralları içerir.
* Madde 211: Senet üzerindeki imza inkârı durumunda yapılacak usulü düzenler (Madde IV.C).
* Madde 293: Uzman görüşü delilini düzenler (Madde 33).
c. Türk Borçlar Kanunu (TBK):
* Madde 30 vd.: İrade bozukluğu hallerini (hile, yanılma, korkutma) düzenler (Madde IV.E).
* Madde 83 vd.: Borçların ifası ve sona erme hallerini (ödeme) düzenler (Madde IV.B.1).
* Madde 97: Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ödemezlik def'ini (exceptio non adimpleti contractus) düzenler (Madde IV.A).
* Madde 139 vd.: Takas koşullarını düzenler (Madde IV.B.2, IV.B.3).
* Madde 146 vd.: Zamanaşımı süreleri ve kesilme/durma sebeplerini düzenler (Madde III.1).
d. Türk Ticaret Kanunu (TTK):
* Madde 776-778: Bononun (emre yazılı senet) zorunlu unsurlarını ve bu unsurların eksikliği halinde senedin hukuki niteliğini düzenler (Madde IV.D, Madde 18, Madde 19).
3. DİLEKÇEDE İLERİ SÜRÜLEN HUKUKİ ARGÜMANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
İşbu Dilekçe, menfi tespit talebini çeşitli hukuki sebeplere dayandırmaktadır:
a. Zamanaşımı: Takibe veya borca dayanak teşkil eden senedin bir sözleşmeye bağlı olduğu ve bu sözleşmeden doğan alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası (Madde III.1). Zamanaşımı, borcu sona erdirmese de onu "eksik borç" haline getirir ve borçluya ifadan kaçınma hakkı (def'i) verir. Hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı, temel ilişkinin niteliğine (örn. eser sözleşmesi, satım sözleşmesi vs.) veya senedin kambiyo senedi vasfını taşıyıp taşımadığına göre değişir. Kambiyo senetlerine özgü zamanaşımı süreleri TTK'da (örn. TTK m. 749), genel alacaklar için ise TBK'da (genellikle 10 yıl, TBK m. 146) düzenlenmiştir. Senedin bir sözleşme yükümlülüğü gereği verildiği iddiası (Madde III.2), senedin soyut (mücerret) bir borç ikrarı olmaktan ziyade, temel ilişkiye bağlı (illî) olduğunu, dolayısıyla temel ilişkideki sakatlıkların veya def'ilerin senede karşı da ileri sürülebileceğini ifade eder.
b. Alacaklının Edimini İfa Etmemesi: Davalının (alacaklının), senedin verilmesine neden olan sözleşmeden doğan kendi edimlerini yerine getirmediği iddiası (Madde IV.A.2), TBK m. 97'deki ödemezlik def'ine dayanmaktadır. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, kendi edimini ifa etmeyen veya ifayı teklif etmeyen taraf, karşı taraftan ifayı talep edemez. Bu durum, senede dayalı bir takipte de temel ilişkiye dönülerek ileri sürülebilir.
c. Borcun İfa Edilmesi (Ödeme): Borcun daha önce ödendiği iddiası (Madde IV.B.1), borcu sona erdiren temel sebeplerden biridir. Bu iddianın, sunulan ödeme dekontu (Madde 10) gibi geçerli delillerle ispatlanması gerekir.
d. Takas (Mahsup): Davacının da davalıdan, aynı veya farklı bir sözleşmeden kaynaklanan (Madde IV.B.2, IV.B.3) muaccel bir alacağı olduğu ve bu alacağın, davalının iddia ettiği borçla takas edildiği iddiası, TBK m. 139 vd. koşullarına tabidir. Takasın gerçekleşmesi için tarafların karşılıklı olarak alacaklı ve borçlu olmaları, borçların benzer nitelikte (genellikle para borcu) ve muaccel olması, ayrıca takas beyanında bulunulması gerekir.
e. İmza Sahteliği: Senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiası (Madde IV.C.1), senedin davacı açısından mutlak butlanına yol açar. Bu iddianın ispatı için mahkemece HMK m. 211 uyarınca imza incelemesi yapılması talep edilmiştir (Madde IV.C.2, Madde 30). Bilirkişi incelemesi sonucunda imzanın sahte olduğu tespit edilirse, senet davacıyı bağlamaz.
f. Kambiyo Senedi Vasfının Bulunmaması: Takip dayanağı senedin, TTK m. 776'da sayılan zorunlu unsurlardan birini veya birkaçını taşımadığı iddiası (Madde IV.D.1, IV.D.2). Örneğin, "bono" veya "emre yazılı senet" kelimesinin bulunmaması, kayıtsız şartsız ödeme vaadinin olmaması, lehtarın adının belirsiz olması gibi eksiklikler senedi kambiyo senedi olmaktan çıkarır (Madde 18, Madde 19). Bu durumda senet, ancak adi yazılı bir delil başlangıcı niteliği taşıyabilir ve kambiyo senetlerine özgü takip yolları (örn. kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu) kullanılamaz.
g. İrade Bozukluğu (Hile): Senedin, davalının hileli davranışları sonucu davacının iradesi sakatlanarak imzalatıldığı iddiası (Madde IV.E.1, Madde 22), TBK m. 36'ya dayanmaktadır. Hilenin varlığı ispat edildiği takdirde, davacı sözleşmeyi veya senedin imzalanmasına ilişkin irade beyanını iptal etme hakkına sahiptir.
4. ALACAK TALEBİ
İşbu Dilekçe, menfi tespit talebinin yanı sıra, davacının aynı veya başka bir hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili talebini de içermektedir (Madde V, Madde 23, Madde 24, Madde 29.8). Bu, HMK'nın izin verdiği ölçüde, davaların birleştirilmesi veya aynı davada karşılıklı taleplerin ileri sürülmesi anlamına gelir. Davacı, kendi alacağının varlığını, sözleşme hükümlerine (Madde V.2) ve kendi edimini ifa ettiğine (Madde V.1) dair delillere dayanarak ispatlamak durumundadır. Talep, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak belirsiz alacak veya kısmi dava şeklinde de ileri sürülebilir (Madde 24, Madde 29.8).
5. GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA TEDBİRLERİ
Dilekçede iki tür geçici hukuki koruma talep edilmektedir:
a. İhtiyati Tedbir: Menfi tespit davası ile bağlantılı olarak, icra takibi dosyasına yatırılacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde bir tedbir talep edilmektedir (Madde VI, Madde 29.2). Bu talep, İİK m. 72/3'e dayanmaktadır ve genellikle mahkemece belirlenecek bir teminat karşılığında kabul edilebilir. Amacı, dava sonuçlanana kadar davacının olası mağduriyetini önlemektir.
b. İhtiyati Haciz: Davacının alacak talebini güvence altına almak amacıyla, davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmektedir (Madde VII, Madde 27, Madde 29.3). Bu talep, İİK m. 257 vd. hükümlerine tabidir. Davacının, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para alacağının bulunduğunu ve alacağın tehlikede olduğunu (örn. davalının mal kaçırma ihtimali - Madde 26) yaklaşık olarak ispatlaması ve mahkemece belirlenecek teminatı yatırması gerekir.
6. YARGILAMA USULÜ VE MUHTEMEL SONUÇLAR
Menfi tespit davaları, HMK'da düzenlenen yazılı yargılama usulüne tabidir ve görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise genellikle davalının yerleşim yeri veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir (İİK m. 72/8).
Dava sonucunda mahkeme;
a. Davacının borçlu olmadığına karar verirse, menfi tespit talebini kabul eder. Eğer icra takibi ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmuşsa, takip iptal edilir. Ayrıca, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varırsa, davalıyı takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edebilir (İİK m. 72/5, Madde 29.7).
b. Davacının borçlu olduğu sonucuna varırsa, davayı reddeder. İhtiyati tedbir kararı kalkar ve takip devam eder. Davacı aleyhine, alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilebilir (İİK m. 72/4).
c. Davacının alacak talebini (karşı alacak) haklı bulursa, bu talebin kabulüne ve belirlenen miktarın davalıdan tahsiline karar verir (Madde 29.8).
d. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti, haksız çıkan tarafa yükletilir (Madde 29.10, Madde 29.11).
7. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Menfi tespit davası ve bağlantılı taleplerin başarısı, iddiaların somut vakıalarla desteklenmesine ve hukuka uygun delillerle ispatlanmasına bağlıdır. Bu bağlamda aşağıdaki hususlar önem taşımaktadır:
a. İddiaların Somutlaştırılması: Dilekçede yer alan her bir hukuki sebep (ödeme, takas, zamanaşımı, sahtelik, hile, edim ifasızlığı vb.), olayın özelliklerine göre ayrıntılı olarak açıklanmalı ve hangi delillerle ispatlanacağı net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Örneğin, hile iddiası varsa, hileli davranışların ne olduğu, ne zaman ve nasıl gerçekleştiği somutlaştırılmalıdır (Madde IV.E). Benzer şekilde, alacaklının hangi sözleşmesel edimini yerine getirmediği açıkça belirtilmelidir (Madde IV.A).
b. Takas Koşullarının İspatı: Takas iddiasında (Madde IV.B.2, IV.B.3), hem davacının alacağının hem de davalının (takasa konu edilen) alacağının varlığı, miktarı ve muacceliyetinin ispatlanması gerekecektir. Takas beyanının ne zaman ve nasıl yapıldığı da önem arz edebilir.
c. Tedbir Taleplerinin Gerekçelendirilmesi: Hem ihtiyati tedbir (İİK m. 72) hem de ihtiyati haciz (İİK m. 257) talepleri, kanunun aradığı koşulların (örn. alacağın tehlikede olması, yaklaşık ispat) gerçekleştiği yönünde ikna edici gerekçelerle desteklenmelidir. Bu iki tedbirin farklı hukuki dayanaklara ve amaçlara sahip olduğu gözetilmelidir.
SONUÇ
Menfi tespit davası, borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi başlatılma riski bulunan veya başlatılmış olan kişilere tanınmış önemli bir hukuki himaye yoludur. İİK m. 72 ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde açılan bu dava, borcun varlığına ilişkin hukuki belirsizliği ortadan kaldırmayı hedefler. İşbu Dilekçe'de olduğu gibi, menfi tespit talebiyle birlikte davacının kendi alacaklarının tahsili talebinin de aynı davada ileri sürülmesi mümkündür. Davanın başarısı, ileri sürülen maddi ve hukuki vakıaların HMK, TBK, TTK ve İİK hükümlerine uygun şekilde, somut delillerle ispatlanmasına bağlıdır. Geçici hukuki koruma tedbirleri ise yargılama sürecinde hak kayıplarını önlemek adına kritik bir rol oynayabilir.
.
.
.
T.C.
...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Banka teminat mektubunun iadesi, terditli olarak iptali talebidir.
DAVA DEĞERİ :
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkil ile Davalı arasında _._.20_ tarihli ... Sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşmeye istinaden ... Bankası ... TL tutarlı teminat mektubu Davalıya teslim edilmiştir.
2. Davalı tarafından sözleşmeden kaynaklı edimler gereği gibi ifa edilmemiştir.
3. Müvekkil vermiş olduğu banka teminat mektubu karşılığı komisyon ücreti ödemektedir.
4. Sunulu nedenlerle teminat mektubunun iadesi, mümkün değilse iptali talebinde bulunmak gerekmiştir.
5. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...