- Tehdit Suçu Savunma Dilekçesi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TEHDİT SUÇU (TCK MD. 106) KAPSAMINDA SAVUNMA HAKKI VE CEZA MUHAKEMESİ SÜRECİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
1. GİRİŞ
Ceza hukuku, toplum düzenini korumak amacıyla bireylerin belirli fiillerini yasaklayan ve bu yasaklara uymayanlar için yaptırımlar öngören bir hukuk dalıdır. Bu kapsamda düzenlenen suçlardan biri de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 106. maddesinde yer alan tehdit suçudur. Tehdit suçu, kişilerin iç huzurunu, karar verme ve hareket etme özgürlüğünü korumayı amaçlar. Ceza yargılamasında, iddia makamının suç isnadına karşı sanığın savunma hakkı, adil yargılanma ilkesinin temel bir güvencesidir. Bu makalede, TCK m. 106'da düzenlenen tehdit suçu, unsurları, ceza muhakemesi sürecindeki yansımaları ve savunma mekanizmaları, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve işbu Dilekçe'de yer alan argümanlar çerçevesinde ayrıntılı olarak incelenecektir.
2. TÜRK CEZA HUKUKUNDA TEHDİT SUÇU (TCK MD. 106)
A. Suçun Tanımı ve Korunan Hukuki Değer
TCK m. 106/1, tehdit suçunun temel şeklini düzenlemektedir. Buna göre, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Bu suç tipiyle korunan temel hukuki değer, kişilerin iç huzuru, sükûnu, karar verme ve hareket etme özgürlüğüdür. Tehdit, mağdur üzerinde korku ve endişe yaratarak onun serbest iradesini etkileme potansiyeli taşır.
B. Suçun Unsurları
Tehdit suçunun oluşabilmesi için kanunda tanımlanan unsurların somut olayda gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu unsurlar maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurları olarak tasnif edilebilir.
a. Maddi Unsur
i. Fiil: Suçun fiil unsuru, failin mağdura, ileride kendisine veya yakınına yönelik hukuka aykırı bir saldırı gerçekleştireceği veya sair bir kötülük edeceği beyanında bulunmasıdır. Bu beyan sözlü, yazılı, ima yoluyla veya davranışlarla gerçekleştirilebilir. Önemli olan, failin irade beyanının mağdur tarafından algılanabilir olması ve mağdurun iç huzurunu bozacak nitelikte olmasıdır.
ii. Konu: Tehdidin konusu, TCK m. 106/1'in ilk cümlesinde sayılan hayat, vücut dokunulmazlığı veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı olabileceği gibi, aynı maddenin ikinci cümlesinde belirtildiği üzere malvarlığına yönelik büyük bir zarar veya sair bir kötülük de olabilir. "Sair kötülük" kavramı, kanunda açıkça sayılmayan ancak mağdurun iç huzurunu bozmaya elverişli diğer her türlü kötülüğü ifade eder ve geniş yorumlanmalıdır.
iii. Mağdur: Suçun mağduru, tehdide maruz kalan ve iç huzuru bozulan gerçek kişidir. Tehdit, doğrudan mağdura yönelik olabileceği gibi, mağdurun bir yakınına yönelik de olabilir. Kanun metnindeki "yakını" ifadesi, sadece kan veya sıhri hısımları değil, mağdurun duygusal olarak bağlı olduğu kişileri de kapsayacak şekilde yorumlanmalıdır.
iv. Netice: Tehdit suçu, bir tehlike suçudur. Suçun tamamlanması için tehdit edilen kötülüğün gerçekleşmesi gerekmez. Tehdidin mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterlidir. Mağdurun sübjektif olarak korkup korkmadığı veya tehdidi ciddiye alıp almadığı, suçun oluşumu açısından kural olarak önem taşımaz; ancak tehdidin ciddiyeti ve elverişliliği değerlendirilirken bu husus dikkate alınabilir.
b. Manevi Unsur (Kast)
Tehdit suçu, kasten işlenebilen bir suçtur (Madde IV.C). Failin, mağduru tehdit ettiğini bilmesi ve istemesi gerekir. Failin amacı, mağduru korkutmak, endişelendirmek ve onun iç huzurunu bozmaktır. Olası kastla da işlenebilir. Anlık bir öfke veya kızgınlık haliyle söylenen, ciddi olmayan ve korkutma amacı taşımayan sözler, manevi unsurun yokluğu nedeniyle tehdit suçunu oluşturmayabilir. Ancak bu durumun her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
c. Hukuka Aykırılık Unsuru
Fiilin hukuka aykırı olması, yani herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması gerekir. TCK'da düzenlenen meşru savunma (TCK m. 25/1), zorunluluk hali (TCK m. 25/2), hakkın kullanılması (TCK m. 26/1) veya ilgilinin rızası (TCK m. 26/2) gibi hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde, fiil suç teşkil etmez (Madde IV.D).
C. Suçun Nitelikli Halleri
TCK m. 106/2, tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini düzenlemektedir. Bu haller şunlardır:
a. Silahla işlenmesi,
b. Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi,
c. Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,
d. Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi.
Bu hallerde faile verilecek ceza iki yıldan beş yıla kadar hapistir. Ayrıca, TCK m. 106/3'e göre, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı ayrıca ceza verilir.
3. TEHDİT SUÇU YARGILAMASINDA SAVUNMA STRATEJİLERİ VE İŞBU DİLEKÇE BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRME
Ceza yargılamasında savunma, maddi gerçeğe ulaşılması ve adil bir kararın verilmesi açısından hayati öneme sahiptir. İşbu Dilekçe, tehdit suçu isnadına karşı yapılabilecek savunma argümanlarını sistematik bir biçimde ortaya koymaktadır.
A. Suç Unsurlarının Oluşmadığı İddiası
Savunmanın temel stratejilerinden biri, suçun kanuni tanımındaki unsurların somut olayda gerçekleşmediğini ispatlamaktır. İşbu Dilekçe'de de bu yönde argümanlara yer verilmiştir:
a. Maddi Unsurun Gerçekleşmediği İddiası: Failin eyleminin, kanunda tanımlanan tehdit fiilini oluşturmadığı, söylenen sözlerin veya yapılan davranışların mağdurun iç huzurunu bozmaya objektif olarak elverişli olmadığı, tehdidin konusunun kanunda sayılan hususlardan olmadığı veya mağdurun ya da yakınının hedef alınmadığı iddia edilebilir (Madde IV.B.1).
b. Manevi Unsurun Gerçekleşmediği İddiası: Failin tehdit kastıyla hareket etmediği, sözlerin anlık bir kızgınlık veya şaka amacıyla söylendiği, mağduru korkutma veya endişelendirme amacının bulunmadığı ileri sürülebilir (Madde IV.C.1). Bu noktada, failin kişiliği, olayın bağlamı, fail ile mağdur arasındaki ilişki gibi faktörler değerlendirilir.
B. Hukuka Uygunluk Nedenlerinin Varlığı
Failin eylemi TCK'daki suç tanımına uysa bile, bir hukuka uygunluk nedeninin varlığı halinde fiil hukuka aykırı olmaktan çıkar ve faile ceza verilmez. İşbu Dilekçe'de, somut olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunduğu iddia edilmektedir (Madde IV.D.1). Örneğin, meşru savunma kapsamında veya bir hakkın kullanılması sırasında söylenen ve tehdit olarak algılanabilecek sözlerin hukuka uygun olduğu savunulabilir. Dilekçede atıf yapılan TCK maddesinin spesifik olarak belirtilmesi ve olayın özellikleriyle ilişkilendirilmesi, bu argümanın gücünü artıracaktır (Madde IV.D.1, Madde IV.D.2).
C. Cezai Sorumluluğu Azaltan Nedenlerin Varlığı
Hukuka uygunluk nedenleri bulunmasa dahi, TCK'da düzenlenen ve failin cezasında indirim yapılmasını veya ceza verilmemesini gerektiren haller (kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran nedenler) mevcut olabilir. İşbu Dilekçe'de, ceza sorumluluğunu azaltan nedenlerin varlığına da değinilerek, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde indirim uygulanması talep edilmektedir (Madde IV.E.1, Madde IV.E.2, Madde IV.E.3). Örneğin, haksız tahrik (TCK m. 29) veya yaş küçüklüğü (TCK m. 31), akıl hastalığı (TCK m. 32) gibi nedenler failin kusur yeteneğini etkileyerek cezada indirim yapılmasını gerektirebilir.
D. Usuli Talepler ve Koruma Tedbirleri
Savunma dilekçeleri, sadece esasa ilişkin savunmaları değil, aynı zamanda usule ve koruma tedbirlerine ilişkin talepleri de içerir. İşbu Dilekçe'de bu yönde çeşitli talepler bulunmaktadır:
a. Tevsi-i Tahkikat Talebi: Soruşturma aşamasında toplanmayan veya eksik toplanan delillerin kovuşturma aşamasında toplanması talep edilebilir (Madde V). Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 160/2, Cumhuriyet savcısının şüphelinin lehine olan delilleri de toplamakla yükümlü olduğunu belirtir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmediği durumlarda, mahkemeden eksikliklerin giderilmesi istenebilir (Madde V.4, Madde V.5). Dilekçede, toplanması istenen delillerin (tanık, bilirkişi, keşif vb.) somut olarak belirtilmesi ve hangi vakıayı ispata yarayacağının açıklanması önemlidir (Madde V.5.a, Madde V.5.b, Madde V.5.c, Delil Listesi).
b. Maddi Zararın Giderilmesi: Tehdit suçunun yanı sıra, eylemle bağlantılı olarak bir zarar meydana gelmişse ve bu zarar giderilmişse, bu durum etkin pişmanlık (TCK m. 168) kapsamında veya TCK m. 62'deki takdiri indirim nedenleri çerçevesinde lehe değerlendirilebilir. İşbu Dilekçe'de, zararın giderildiği belirtilerek buna ilişkin delil sunulmuştur (Madde VI, Delil Listesi Madde 7). Ancak unutulmamalıdır ki, TCK m. 106 tehdit suçu, TCK m. 168'deki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar arasında sayılmamıştır. Zararın giderilmesi, ancak genel takdiri indirim nedenleri (TCK m. 62) veya yargılama sonucunda verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması (CMK m. 231) gibi kurumlar açısından önem taşıyabilir.
c. Mal Varlığına İlişkin Tedbirler: Soruşturma veya kovuşturma sırasında sanığın mal varlığına el konulmuşsa, bu tedbirin kaldırılması talep edilebilir (Madde VII). Tedbirin devamı için gerekli koşulların ortadan kalktığı veya tedbirin ölçüsüz olduğu iddia edilebilir (Madde VII.1, Madde VII.2).
d. Koruma Tedbirleri (Tutukluluk, Adli Kontrol, El Koyma, Uzaklaştırma): Ceza muhakemesinde en ağır koruma tedbiri olan tutuklama ve alternatifi olan adli kontrol, ancak kanunda sayılan sıkı şartların varlığı halinde uygulanabilir. İşbu Dilekçe'de, tutukluluk (Madde VII.A) ve adli kontrol (Madde VII.B) tedbirlerinin kaldırılması veya adli kontrolün daha hafif hükümlerle değiştirilmesi (Talep Sonucu 11), el konulan eşyaların iadesi (Madde VII.C) ve uzaklaştırma kararının kaldırılması (Madde VII.D) gibi taleplere yer verilmiştir. Bu talepler, ilgili tedbirlerin uygulanma koşullarının (kuvvetli suç şüphesi, tutuklama nedenleri, ölçülülük) artık mevcut olmadığı veya hiç oluşmadığı gerekçelerine dayandırılmaktadır.
4. KORUMA TEDBİRLERİNİN HUKUKİ REJİMİ VE ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ
A. Tutuklama (CMK Md. 100) ve Adli Kontrol (CMK Md. 109) Şartları
Tutuklama, CMK m. 100'de düzenlenmiş olup, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin (kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi, katalog suçlar) bulunması halinde uygulanabilir (Madde VII.A.2, Madde VII.A.3). Adli kontrol ise, CMK m. 109 uyarınca, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde tutuklama yerine başvurulabilecek alternatif bir tedbirdir (Madde VII.B.2). Her iki tedbirin uygulanmasında da "ölçülülük" ilkesi (CMK m. 100/1, m. 109/1) gözetilmelidir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmayan tedbirlere hükmedilemez (Madde VII.A.13, Madde VII.A.15). Tutuklama, en son çare (ultima ratio) olarak başvurulması gereken bir tedbirdir (Madde VII.A.12, Madde VII.A.14). Adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı anlaşılmadıkça tutuklamaya karar verilemez (CMK m. 101/1).
B. Temel Hak ve Özgürlükler Bağlamında Değerlendirme
Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, Anayasa'nın 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 5. maddesi ile güvence altına alınmıştır (Madde VII.A.11). Tutuklama ve adli kontrol gibi koruma tedbirleri, bu temel hakka yönelik bir müdahale niteliğindedir. Bu nedenle, söz konusu tedbirlere ancak kanunda öngörülen sıkı şartların varlığı halinde ve ölçülülük ilkesine uygun olarak başvurulabilir. AİHM içtihatları da tutuklamanın en son çare olması gerektiğini ve başka tedbirlerle amaca ulaşılabiliyorsa tutuklamaya gidilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır (Madde VII.A.14).
C. İşbu Dilekçedeki Koruma Tedbirlerine İlişkin Taleplerin Değerlendirilmesi
İşbu Dilekçe'de yer alan tutukluluğun kaldırılması (Madde VII.A, Talep Sonucu 8), adli kontrolün kaldırılması veya değiştirilmesi (Madde VII.B, Talep Sonucu 10, 11), mal varlığına konulan tedbirin kaldırılması (Madde VI, Talep Sonucu 7), el konulan eşyaların iadesi (Madde VII.C, Talep Sonucu 12) ve uzaklaştırma kararının kaldırılması (Madde VII.D, Talep Sonucu 13) talepleri, yukarıda açıklanan hukuki ilkeler çerçevesinde gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Özellikle kuvvetli suç şüphesinin ve CMK m. 100'deki tutuklama nedenlerinin bulunmadığı (Madde VII.A.4, Madde VII.A.5, Madde VII.A.6, Madde VII.A.8, Madde VII.B.3.a, Madde VII.B.3.b), tedbirlerin ölçüsüz olduğu (Madde VII.A.13, Madde VII.A.15, Madde VII.B.6) ve Anayasa ile AİHS hükümlerine aykırılık teşkil ettiği (Madde VII.A.11) gibi argümanlar öne sürülmüştür. Mahkeme, bu talepleri değerlendirirken dosyadaki delil durumu, sanığın kişisel halleri, isnat edilen suçun niteliği ve ceza miktarı ile ölçülülük ilkesini göz önünde bulunduracaktır.
5. DEĞİNİLMESİNDE FAYDA GÖRÜLEN HUSUSLAR
Tehdit suçu yargılamalarında savunma stratejisi oluşturulurken, genel olarak aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi faydalı olabilir:
A. Hukuka Uygunluk/Sorumluluğu Azaltan Nedenlerin Detaylandırılması
Eğer somut olayda TCK m. 24 vd. maddelerinde düzenlenen bir hukuka uygunluk nedeni veya cezai sorumluluğu azaltan/kaldıran bir neden (örn: haksız tahrik, meşru savunma, zorunluluk hali) bulunduğu iddia ediliyorsa, bu nedenin hangi yasal düzenlemeye dayandığı açıkça belirtilmeli ve somut olayın özellikleri ile nasıl örtüştüğü ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. İşbu Dilekçe'nin IV.D ve IV.E bölümlerinde bu iddialara yer verilmiş olmakla birlikte, savunmanın gücünü artırmak adına ilgili TCK maddelerinin spesifik olarak belirtilmesi ve olgusal bağlamın detaylıca kurulması önemlidir.
B. Kast Unsurunun İspatına Yönelik Argümanlar
Tehdit suçunun manevi unsuru olan kastın yokluğuna ilişkin savunmalar yapılırken, failin sözleri sarf ettiği sıradaki ruh hali, olayın genel bağlamı, kullanılan ifadelerin niteliği, fail ile mağdur arasındaki geçmiş ilişki gibi unsurlar detaylıca ortaya konulmalıdır. Kastın bulunmadığına dair somut deliller (örneğin, tanık beyanları, mesajlaşma kayıtları vb.) sunulmalıdır. İşbu Dilekçe'nin IV.C bölümünde manevi unsurun gerçekleşmediği belirtilmiş olup, bu bölümdeki argümanların somut olayın özelliklerine göre zenginleştirilmesi faydalı olacaktır.
C. Fiilin Tehdit Vasıfını Taşımadığı Yönündeki Argümanlar
Savunmada, sanığa atfedilen söz veya davranışların, TCK m. 106 anlamında objektif olarak korkutucu ve endişe verici nitelikte olmadığı, mağdurun iç huzurunu bozmaya elverişli bulunmadığı ileri sürülebilir. Sözlerin söylendiği ortam, tarafların durumu, sözlerin ciddiyetten uzak ve anlık bir tepki ürünü olduğu gibi hususlar vurgulanarak, fiilin tehdit suçunun maddi unsurunu oluşturmadığı savunulabilir. İşbu Dilekçe'nin IV.B bölümünde maddi unsurun gerçekleşmediği ifade edilmektedir; bu iddianın hangi gerekçelerle öne sürüldüğünün detaylandırılması, savunmanın etkinliğini artırabilir.
6. SONUÇ
Tehdit suçu, kişilerin temel haklarından olan iç huzuru ve irade özgürlüğünü korumayı hedefleyen önemli bir suç tipidir. Bu suçla ilgili yürütülen ceza yargılamalarında, sanığın savunma hakkının eksiksiz bir şekilde kullanılması, adil yargılanma ilkesinin bir gereğidir. İşbu Dilekçe'de örneklendiği gibi, savunma stratejisi; suçun unsurlarının oluşmadığı, hukuka uygunluk veya cezai sorumluluğu azaltan nedenlerin bulunduğu iddialarına dayanabileceği gibi, usuli güvencelerin ve koruma tedbirlerine ilişkin hakların kullanılmasını da içerir. Özellikle tutuklama ve adli kontrol gibi kişi hürriyetini kısıtlayan tedbirlerin uygulanmasında kanuni şartların varlığı ve ölçülülük ilkesi titizlikle değerlendirilmelidir. Hazırlanan savunma dilekçelerinin, somut olayın özelliklerini, ilgili mevzuatı, doktrin görüşlerini ve güncel yargı içtihatlarını dikkate alarak, iddiaları güçlü ve hukuki temellere dayandıracak şekilde kaleme alınması, savunma hakkının etkin kullanımını sağlayacaktır.
T.C.
...
... CEZA MAHKEMESİNE
ESAS NO :
SANIK : TC:
Adresi:
MÜDAFİ : Av.
KATILAN / MÜŞTEKİ : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
SUÇ : 1. Tehdit (TCK Md. 106 )
2. ... (TCK Md. ... )
3. ... (TCK Md. ... )
SUÇ TARİHİ : _._.20_
KONU : Savunma dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA BİLGİ:
Müvekkilim _._.20_ tarihinde ...'da doğmuştur. ... mezunu olup, ... olarak çalışmaktadır. Aylık geliri ... TL'dir.
II. SAVUNMA ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan savunmamızın maddeler halindeki kısa özetidir:
1. ...
2. ...
III. SUÇA İLİŞKİN VAKIALAR:
Suça ilişkin fiillerin ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...
2. ...
IV. HUKUKİ SAVUNMALARIMIZ:
I. TCK MD. ... "..." SUÇUNA İLİŞKİN SAVUNMAMIZ:
A. Suçun Kanun ve Doktrindeki Unsurlarına İlişkin Açıklamalar:
1. TCK Md.106 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmemiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a. Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etme
b. Suç işleme kastı
c. Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
B. Suçun Maddi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suça özgü maddi unsurlar gerçekleşmemiş olup, unsurların tamamlanmaması sebebiyle bu suçtan ceza verilemez.
2. ...
C. Suçun Manevi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suçun kanunda tanımlanan manevi unsurları gerçekleşmemiştir.
2. ...
D. Somut Olayda Cezai Sorumluluğu Kaldıran Hukuka Uygunluk Nedeni Bulunmaktadır:
1. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve suç fiilini hukuka uygun hale getiren nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
2. ...
E. Somut Olayda Ceza Sorumluluğunu Azaltan İndirim Nedenleri Bulunmaktadır:
1. Yukarıda açıklandığı üzere Müvekkilimin hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak ise Müvekkilim hakkında uygulanacak olan cezanın tayininde indirim uygulanması gerekmektedir.
2. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve cezai sorumluluğu azaltan nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
3. ...
II.TCK MD. ... "..." SUÇUNA İLİŞKİN SAVUNMAMIZ:
A. Suçun Kanun ve Doktrindeki Unsurlarına İlişkin Açıklamalar:
1. TCK Md ... 'de tanımlanan suçun tüm unsurları gerçekleşmemiştir. Suçun unsurları kanunda ve doktrinde şu şekilde sıralanmıştır:
a. ...
b. Suç işleme kastı
c. Olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması
B. Suçun Maddi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suça özgü maddi unsurlar gerçekleşmemiş olup, unsurların tamamlanmaması sebebiyle bu suçtan ceza verilemez.
2. ...
C. Suçun Manevi Unsurları Gerçekleşmemiştir:
1. Müvekkilin eylemleri sonucunda; suçun kanunda tanımlanan manevi unsurları gerçekleşmemiştir.
2. ...
D. Somut Olayda Cezai Sorumluluğu Kaldıran Hukuka Uygunluk Nedeni Bulunmaktadır:
1. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve suç fiilini hukuka uygun hale getiren nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
2. ...
E. Somut Olayda Ceza Sorumluluğunu Azaltan İndirim Nedenleri Bulunmaktadır:
1. Yukarıda açıklandığı üzere Müvekkilimin hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacak ise Müvekkilim hakkında uygulanacak olan cezanın tayininde indirim uygulanması gerekmektedir.
2. Müvekkilimin işlediği iddia edilen suça ilişkin fiillerde; TCK'da "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlığı altında düzenlenen ve cezai sorumluluğu azaltan nedenler arasındaki TCK Md. ...'da düzenlenen "..." bulunmaktadır.
3. ...
V. TEVSİİ TAHKİKAT TALEBİMİZE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Müvekkil aleyhine yürütülen soruşturmada iddia makamı tarafından eksik inceleme ve araştırma yapılmıştır.
2. Ayrıca iddia makamının, mütalaasında dayanmış olduğu ... hususlarına ilişkin deliller ... Cumhuriyet Başsavcılığının / soruşturma numaralı dosyasının içerisinde yer almamaktadır.
3. CMK Md. 217/1 hükmü uyarınca, Hakim kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir.
4. CMK Md. 160/2 'ye göre Cumhuriyet Savcısı Şüphelinin sadece aleyhine olan delilleri değil, aynı zamanda lehine olan delilleri de toplayarak mu