- Tanık Dinlenmesi Talebi
- Talep Sonucu
TANIKLIĞIN CEZA MUHAKEMESİNDEKİ ROLÜ VE TANIĞIN DİNLENMESİ TALEBİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Ceza muhakemesinin temel amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti tesis etmektir. Bu amaca ulaşmada en önemli vasıtalardan biri de delillerdir. Deliller arasında tanık beyanı, olayın aydınlatılması ve fail ile fiil arasındaki illiyet bağının kurulması açısından kritik bir öneme sahiptir. Tanık, soruşturma veya kovuşturma konusu olay hakkında beş duyu organı vasıtasıyla edindiği bilgileri mahkemeye aktaran kişidir. Tanık beyanının elde edilmesi ve mahkemece değerlendirilmesi süreci, belirli usul kurallarına tabidir. Bu sürecin başlangıç noktalarından birini, tarafların veya mahkemenin tanık dinlenmesi yönündeki iradesi oluşturur. Özellikle tarafların, iddia veya savunmalarını desteklemek amacıyla belirli kişilerin tanık olarak dinlenmesini talep etmeleri, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Bu talebin usulüne uygun bir şekilde mahkemeye sunulması, genellikle "Tanığın Dinlenmesi Talebi Dilekçesi" vasıtasıyla gerçekleştirilir. İşbu makalede, tanıklığın ceza muhakemesindeki yeri, tanığın dinlenmesi talebinin unsurları, bu talebe ilişkin dilekçenin içeriği ve ilgili yasal düzenlemeler ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.
1. TANIĞIN CEZA MUHAKEMESİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Ceza muhakemesi hukukunda delil serbestisi ve delillerin hakim tarafından vicdani kanaate göre serbestçe değerlendirilmesi ilkeleri esastır (5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu [CMK] m. 217). Tanık beyanı, bu delil sistemi içerisinde önemli bir yer tutar.
a. Tanık, soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak geçmişte meydana gelen bir olayı veya durumu algılamış ve bu algılarını yargılama makamına aktaran üçüncü kişidir. Tanık, taraf değildir ve objektif olması beklenir.
b. Tanık beyanı, özellikle olayın görgü tanıkları aracılığıyla, fiilin işleniş şekli, failin kimliği, mağdurun durumu gibi maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına doğrudan katkı sağlayabilir.
c. Ceza muhakemesinin temel ilkelerinden olan doğrudanlık (vasıtasızlık) ve sözlülük ilkeleri, tanığın kural olarak duruşmada, mahkeme heyeti, savcı ve tarafların huzurunda dinlenmesini gerektirir. Bu sayede mahkeme, tanığın beyanlarının doğruluğunu ve güvenilirliğini, tanığın hal ve tavırlarını da gözlemleyerek doğrudan değerlendirme imkanı bulur.
d. Tanık beyanının güvenilirliği, tanığın kişisel özellikleri, olayı algılama biçimi, hafızasının gücü, tarafsızlığı gibi birçok faktöre bağlıdır ve mahkeme tarafından titizlikle değerlendirilmelidir.
2. TANIĞIN DİNLENMESİ TALEBİ VE USULÜ
Maddi gerçeğin araştırılması ilkesi gereği, Cumhuriyet savcısı, katılan, sanık ve müdafii veya vekil, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tanık dinlenmesini talep edebilirler (CMK m. 178, m. 206). Mahkeme de re'sen (kendiliğinden) tanık dinlenmesine karar verebilir. Tarafların tanık dinlenmesi talebi, genellikle yazılı bir dilekçe ile mahkemeye sunulur. İşbu Dilekçe, bu talebin tipik bir örneğini oluşturmaktadır.
a. Talebin Şekli ve İçeriği: Tanık dinlenmesi talebi, kural olarak bir dilekçe ile yapılır. Bu dilekçede bulunması gereken temel unsurlar şunlardır:
i. **Muhatap Mahkeme:** Davanın görüldüğü yetkili ve görevli ceza mahkemesinin adı belirtilmelidir.
ii. **Dosya Numarası:** Talebin hangi dosyayla ilgili olduğunu belirtmek için esas numarası yazılmalıdır (Madde 1).
iii. **Taraflar:** Talepte bulunan taraf (örneğin Sanık Müdafii) ve dosyanın sanığı gibi taraf bilgileri yer almalıdır.
iv. **Konu:** Talebin özeti (örneğin "Tanıkların dinlenmesi talebidir") belirtilmelidir.
v. **Açıklamalar:** Bu bölümde, dinlenilmesi istenen tanıkların kimlik bilgileri (adı, soyadı) ve tebligata elverişli açık adresleri yer almalıdır (Madde 1). En önemlisi, her bir tanığın hangi olay, vakıa veya iddia hakkında bilgi sahibi olduğunun ve neden dinlenilmesi gerektiğinin açıklanmasıdır. Dilekçede tanıkların "görgü tanığı" olduğu belirtilmiştir (Madde 1), ancak hangi spesifik hususları gördüklerinin detaylandırılması, talebin kabul edilebilirliği açısından önemlidir. Ayrıca, yeni tanıkların tespit edilmesi halinde bildirileceğine dair beyan da bu kısımda yer alabilir (Madde 2).
vi. **Hukuki Gerekçeler ve Usuli Talepler:** Tanıklara davetiye çıkarılması (CMK m. 43) veya mahkemenin yargı çevresi dışında ikamet eden tanıkların istinabe (talimat) yoluyla dinlenmesi gibi usuli talepler belirtilmelidir (Madde 3).
vii. **Talep Sonucu:** Açıklamalar ve hukuki gerekçeler doğrultusunda mahkemeden ne talep edildiği net bir şekilde özetlenmelidir. Örneğin, talebin kabulü, tanıklara davetiye çıkarılması ve istinabe yapılması gibi talepler sıralanır (Madde 4, Madde 5).
viii. **Tarih ve İmza:** Dilekçenin sonunda tarih ve talepte bulunan tarafın veya vekilinin/müdafiinin imzası bulunmalıdır.
b. Talebin Zamanı: Tanık dinlenmesi talebi, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısından, kovuşturma aşamasında ise davaya bakan mahkemeden istenebilir. Kovuşturma aşamasında bu talep, genellikle sanığın sorgusu yapıldıktan sonra delillerin ortaya konulması aşamasında (CMK m. 178) veya yargılamanın ilerleyen herhangi bir aşamasında, hüküm verilinceye kadar ileri sürülebilir.
c. Mahkemenin Talebi Değerlendirmesi: Mahkeme, tanık dinlenmesi taleplerini mutlak surette kabul etmek zorunda değildir. CMK m. 206 uyarınca, ortaya konulması istenilen delilin (tanık beyanı dahil);
i. Davanın Tespiti Bakımından Etkili Olmaması: Delilin, uyuşmazlığın çözümüyle ilgisiz olması.
ii. İstem Amacının Sadece Davayı Uzatmak Olması: Talebin kötü niyetle, yargılamayı gereksiz yere uzatmak amacıyla yapılması.
iii. İlgili Delilin Zaten İspat Edilmiş Olması: Tanığın ifadesiyle ispatlanmak istenen hususun başka delillerle yeterince açıklığa kavuşmuş olması.
gibi durumlarda mahkeme, gerekçesini göstermek suretiyle tanık dinlenmesi talebini reddedebilir. Ancak bu ret kararının, adil yargılanma hakkını ve özellikle savunma hakkını ihlal etmemesi gerekir. Talebin reddedilmesi halinde, ilgili taraf kanun yollarına başvururken bu hususu da ileri sürebilir.
3. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Tanıklık kurumu ve tanığın dinlenmesi usulü, temel olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenmiştir. Başlıca ilgili maddeler şunlardır:
a. CMK Madde 43 (Tanıklara Çağrı): Tanıkların davetiye ile çağrılacağını düzenler. Davetiyede gelmemenin sonuçları da belirtilir. İşbu Dilekçe'de bu maddeye atıf yapılmaktadır (Madde 3, Madde 4). Davetiye üzerine geçerli bir mazereti olmaksızın gelmeyen tanık hakkında zorla getirme kararı verilebilir ve sebep olduğu giderler ile disiplin para cezasına hükmolunabilir (CMK m. 44).
b. CMK Madde 44 (Çağrıya Uymayan Tanıklar): Usulüne uygun çağrıya rağmen mazeretsiz olarak gelmeyen tanık hakkında uygulanacak yaptırımları (zorla getirme, giderler ve disiplin para cezası) düzenler.
c. CMK Madde 45-52 (Tanıklıktan ve Yeminden Çekinme): Belirli akrabalık ilişkileri, mesleki sırlar veya kişinin kendisini ya da yakınlarını suçlama tehlikesi gibi durumlarda tanıklıktan veya yeminden çekinme haklarını ve usullerini düzenler. Mahkemenin, tanığı dinlemeden önce tanıklıktan çekinme hakkı olup olmadığını sorması ve bu hakkını hatırlatması gerekir.
d. CMK Madde 53-58 (Tanıkların Dinlenmesi): Tanığın kimliğinin tespiti, gerçeği söyleme yükümlülüğü, yemin usulü, dinlenme sırasındaki hak ve yükümlülükleri gibi konuları içerir. Tanığa, dinlenmeden önce gerçeği söylemesinin önemi ve yalan tanıklık yapması halinde cezai sonuçları hatırlatılır (CMK m. 53, 54).
e. CMK Madde 60 (Tanıklık Ücreti ve Giderleri): Tanığa, harcadığı zaman ve emekle orantılı bir ücret ile yaptığı giderlerin ödenmesini düzenler.
f. CMK Madde 178 (Sanığın Sorgusundan Sonra Delillerin Ortaya Konulması): Kovuşturma evresinde sanığın sorgusundan sonra delillerin (tanık beyanları dahil) ortaya konulmasını düzenler. Taraflara bu aşamada delil ikamesi ve tanık dinletme talebinde bulunma hakkı tanır.
g. CMK Madde 201 (Doğrudan Soru Yöneltme): Duruşmada Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla katılanın, tanıklara, bilirkişilere ve diğer katılanlara veya sanığa doğrudan soru yöneltme hakkını düzenler. Bu, çapraz sorgu imkanı tanıyarak beyanların güvenilirliğinin test edilmesini sağlar.
h. CMK Madde 206 (Delilin Ortaya Konulması İsteklerinin Reddi): Mahkemenin hangi hallerde ve ne şekilde delil (tanık dahil) gösterilmesi taleplerini reddedebileceğini düzenler.
i. CMK Madde 217 (Delilleri Takdir Yetkisi): Hakimin, delilleri (tanık beyanları dahil) duruşmada ortaya konulduktan sonra vicdani kanaatine göre serbestçe değerlendireceğini hüküm altına alır.
Ayrıca, tanığın hangi vakıa hakkında dinlenileceğinin belirtilmesi gerekliliği konusunda, her ne kadar CMK'da açık bir düzenleme olmasa da, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 240/2. maddesindeki "Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez. Tanık gösteren taraf, tanık listesinde gösterilecek olan tanıkların isim ve adresleri ile her bir tanığın hangi vakıa hakkında dinleneceğini de açıklar." hükmü, ceza muhakemesi uygulamasında da kıyasen dikkate alınmakta ve talebin ciddiyeti ile gerekliliğinin değerlendirilmesinde önemli bir kriter olarak kabul edilmektedir.
4. DİLEKÇEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR (İHTİYAÇ HALİNDE)
Tanık dinletme talebini içeren dilekçelerin etkinliği ve mahkeme tarafından kabul edilebilirliği açısından kritik öneme sahip bir husus, her bir tanığın hangi maddi vakıa veya iddia hakkında bilgi sahibi olduğunun somut bir şekilde belirtilmesidir.
a. Vakıa Bağlantısının Kurulması: İşbu Dilekçe'de tanıkların "... olaylarının görgü tanığıdır" şeklinde belirtilmesi (Madde 1) genel bir ifadedir. Mahkemenin, tanığın dinlenmesinin gerekliliğini ve CMK m. 206 kapsamında talebin reddi gerekçelerinin bulunup bulunmadığını değerlendirebilmesi için, tanığın hangi spesifik eylem, durum veya konuşma hakkında beyanda bulunacağının dilekçede açıklanması büyük önem taşır. Örneğin; "olay yerinde sanığın elinde suç aleti olan bıçağı gördüğüne dair beyanda bulunacak tanık A", "sanık ile mağdur arasındaki tartışmayı bizzat duyan tanık B" gibi daha somut ifadeler kullanılması, talebin ciddiyetini ve dava ile ilgisini ortaya koyar.
b. HMK İlkelerinin Kıyasen Uygulanması: Yukarıda da değinildiği gibi, HMK m. 240/2'de yer alan "her bir tanığın hangi vakıa hakkında dinleneceğini açıklama" yükümlülüğü, ceza muhakemesinde de delilin dava ile ilgisi ve gerekliliğinin tespiti açısından yol gösterici bir ilkedir. Bu ilkeye uygun hareket edilmesi, talebin CMK m. 206 uyarınca "davanın tespiti bakımından etkili olmaması" veya "sadece davayı uzatma amacı taşıması" gibi nedenlerle reddedilme riskini azaltır. Bu nedenle, tanık listesi sunulurken, her tanığın adının yanına veya açıklamalar kısmına, hangi somut konu hakkında bilgi sahibi olduğunun kısaca eklenmesi, uygulamanın etkinliği açısından tavsiye edilmektedir.
SONUÇ
Tanık beyanı, ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşılmasında vazgeçilmez bir delil türüdür. Tarafların, iddia veya savunmalarını ispata yarayacak tanıkların dinlenmesini usulüne uygun bir dilekçe ile talep etme hakkı, adil yargılanma hakkının temel bir unsurudur. İşbu Dilekçe gibi bir talep dilekçesinin hazırlanmasında, CMK'da belirtilen usul kurallarına uyulması, tanıkların kimlik ve adres bilgilerinin doğru bir şekilde belirtilmesi ve özellikle her bir tanığın hangi vakıa hakkında bilgi sahibi olduğunun açıklanması, talebin mahkeme tarafından kabul edilmesi ve yargılamanın etkin bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Mahkemenin tanık dinleme taleplerini değerlendirirken CMK m. 206'daki kriterleri dikkate alarak, delilin dava ile ilgisi, gerekliliği ve yargılamayı uzatma amacı taşıyıp taşımadığı gibi hususları göz önünde bulundurması, ancak bu değerlendirmeyi yaparken tarafların delil ikame etme ve savunma haklarını kısıtlamamaya özen göstermesi gerekmektedir.
T.C.
...
... CEZA MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
SANIK :
MÜDAFİ : Av.
KONU : Tanıkların dinlenmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1. Yukarıda esas numarası