- Nafakanın Kaldırılması ve Velayetin Değiştirilmesi Talebi
- Adli Yardım Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
NAFAKANIN KALDIRILMASI VE VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVALARININ HUKUKİ ANALİZİ
Boşanma sonrası süreçte, taraflar arasında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocukların velayetinin değiştirilmesi talepleri, Aile Hukuku'nun önemli ve hassas konuları arasında yer almaktadır. Bu tür talepler, genellikle boşanma kararının kesinleşmesinden sonra değişen maddi ve manevi koşullar neticesinde gündeme gelmektedir. İşbu makalede, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve velayetin değiştirilmesi taleplerine ilişkin dava süreçleri, bu taleplerin hukuki dayanakları, koşulları, ispatı ve ilgili mevzuat hükümleri doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. NAFAKANIN KALDIRILMASI TALEBİNİN HUKUKİ DAYANAKLARI VE KOŞULLARI
Yoksulluk nafakası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 175. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Ancak, hükmedilen bu nafaka mutlak ve değişmez nitelikte olmayıp, belirli koşulların gerçekleşmesi halinde kaldırılması veya azaltılması mümkündür. İşbu Dilekçe'de de yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi bulunmaktadır (Madde Konu, Madde Talep Sonucu 4).
a. Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Halleri (TMK m. 176/3)
TMK'nın 176. maddesinin 3. fıkrası, irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakasının hangi hallerde sona ereceğini veya mahkeme kararıyla kaldırılabileceğini açıkça düzenlemektedir. Bu haller şunlardır:
***Yeniden Evlenme:** Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, yoksulluk nafakasının kendiliğinden (herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın) sona ermesi sonucunu doğurur (Madde IV-A-1). Bu durum, nafaka alacaklısının evlenme ile birlikte yeni bir aile birliği kurması ve kural olarak geçiminin yeni eşi tarafından sağlanacağı varsayımına dayanır. Yeniden evlenme olgusunun nüfus kayıtları ile ispatı mümkündür (Madde Delil Listesi 9).
* **Fiilen Evli Gibi Yaşama:** Nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi başka biriyle yaşaması, yoksulluk nafakasının mahkeme kararıyla kaldırılması sebebidir (Madde IV-C-1, Madde II-2). Yargıtay içtihatlarında "fiilen evli gibi yaşama" kavramı, tarafların ortak bir hayat sürdürmeleri, duygusal ve ekonomik olarak bir birliktelik içinde olmaları, sosyal çevrede karı-koca olarak tanınmaları gibi unsurları içermektedir. Bu durumun ispatı genellikle tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar gibi delillerle mümkün olmaktadır (Madde Delil Listesi 1). Bu durumun varlığı halinde, nafaka alacaklısının artık yoksulluk nafakasına ihtiyacı kalmadığı kabul edilir (Madde IV-C-2).
* **Yoksulluğun Ortadan Kalkması:** Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması da nafakanın mahkeme kararıyla kaldırılması için bir gerekçedir (Madde IV-B-1, Madde II-3). Yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının düzenli ve yeterli bir gelire sahip olması, miras veya bağış yoluyla malvarlığı edinmesi gibi durumlarla gerçekleşebilir. Asgari ücret veya üzerinde bir gelir elde edilmesi tek başına yoksulluğun kalktığı anlamına gelmeyebilir; kişinin yaşam standartları, sosyal ve ekonomik durumu bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Ancak işbu Dilekçe'de davalının asgari ücretin oldukça üzerinde bir gelir elde etmeye başladığı iddia edilmektedir (Madde IV-B-1). Bu durumun ispatı için SGK kayıtları, maaş bordroları gibi belgeler talep edilebilir (Madde Delil Listesi 11, 12).
* **Haysiyetsiz Hayat Sürme:** Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi de nafakanın kaldırılması sebebidir (TMK m. 176/3). Haysiyetsiz hayat sürme, toplumun genel ahlak anlayışına ve değer yargılarına aykırı, süreklilik arz eden davranışlar olarak tanımlanabilir. Bu durumun ispatı da genellikle tanık beyanları ve diğer somut delillerle mümkündür.
* **Taraflardan Birinin Ölümü:** Nafaka alacaklısı veya yükümlüsünün ölümü halinde de yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer (TMK m. 176/3).
b. İspat Yükü ve Deliller
Nafakanın kaldırılması davasında, TMK m. 176/3'te belirtilen sona erme veya kaldırılma sebeplerinin varlığını ispat yükü, davacı (nafaka yükümlüsü) üzerindedir. Davacı, iddialarını Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) sayılan her türlü delille (tanık, belge, bilirkişi incelemesi, yemin, isticvap vb.) ispat edebilir (Madde Delil Listesi). Özellikle fiilen evli gibi yaşama veya haysiyetsiz hayat sürme gibi iddiaların ispatında tanık beyanları önem taşımaktadır (Madde Delil Listesi 1).
2. VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİNİN HUKUKİ DAYANAKLARI VE KOŞULLARI
Velayet, ergin olmayan çocukların veya kısıtlı ergin çocukların bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda ana ve babaya tanınan hak ve yükümlülüklerin bütününü ifade eder (TMK m. 335 vd.). Boşanma halinde hâkim, velayeti eşlerden birine verirken öncelikli olarak çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur. Ancak, boşanma kararında velayetin bir tarafa verilmiş olması, bu durumun ileride değişmeyeceği anlamına gelmez. Koşulların değişmesi halinde velayetin değiştirilmesi mümkündür. İşbu Dilekçe'de de müşterek çocukların velayetinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi talep edilmektedir (Madde Konu, Madde IV-D, Madde Talep Sonucu 5).
a. Velayetin Değiştirilmesi Sebepleri
Velayetin değiştirilmesi talebi, TMK m. 183 ("Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.") ve TMK m. 348 vd. ("Çocuğun korunmasına ilişkin önlemler") hükümleri çerçevesinde değerlendirilir. Velayetin değiştirilmesini gerektiren temel sebep, mevcut velayet düzenlemesinin çocuğun menfaatine aykırı hale gelmesidir. Başlıca değiştirme sebepleri şunlardır:
* **Çocuğun Menfaatinin Zedelenmesi:** Velayet hakkına sahip olan ebeveynin çocuğun bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini tehlikeye düşürmesi veya ihmal etmesi (Madde IV-D-2, Madde IV-D-3).
* **Velayet Görevinin İhmali:** Velayet sahibi ebeveynin çocuğa yeterli ilgi göstermemesi, bakım ve eğitim yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması (TMK m. 348) (Madde IV-D-3, Madde IV-D-4).
* **Velayet Sahibi Ebeveynin Durumundaki Esaslı Değişiklikler:** Velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi, başka bir yere taşınması, sağlık durumunun bozulması, yaşam tarzında çocuğun menfaatini olumsuz etkileyecek köklü değişiklikler olması. İşbu Dilekçe'de davalının evlilik dışı bir ilişki yaşadığı ve haysiyetsiz hayat sürdüğü iddia edilmektedir (Madde IV-D-2). Bu iddianın velayetin değiştirilmesi açısından değerlendirilmesinde, iddia edilen yaşam tarzının çocuğun gelişimini ne ölçüde olumsuz etkilediği veya etkileme potansiyeli taşıdığı esas alınmalıdır. Tek başına evlilik dışı ilişki yaşamak velayetin değiştirilmesi için yeterli olmayıp, bu durumun çocuğa somut olarak nasıl yansıdığı ve çocuğun üstün yararını nasıl etkilediği önemlidir.
* **Çocuğun Velayet Sahibi Ebeveynden Fiilen Alınması:** Çocuğun rızası dışında veya haklı bir neden olmaksızın diğer ebeveyn tarafından alınması ve geri verilmemesi.
* **Çocuğun Görüşünün Alınması:** Yargıtay uygulamalarında, idrak çağında olan (genellikle 8 yaş ve üzeri kabul edilen) çocuğun velayet konusundaki görüşünün alınması ve değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
b. Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Velayete ilişkin tüm kararlarda olduğu gibi, velayetin değiştirilmesi taleplerinde de hâkimin dikkate alması gereken temel ilke "çocuğun üstün yararı"dır. Hâkim, ana ve babanın istek ve iddialarından ziyade, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebileceği ortamın hangi tarafta sağlanabileceğini tespit etmelidir. Bu kapsamda çocuğun yaşı, sağlık durumu, alışık olduğu ortam, kardeş ilişkileri, ebeveynlerin kişisel özellikleri, yaşam koşulları, çocuğa sağlayabilecekleri maddi ve manevi imkanlar gibi birçok faktör değerlendirilir.
c. İspat Yükü ve Deliller
Velayetin değiştirilmesi davasında, mevcut velayet düzenlemesinin çocuğun menfaatine aykırı olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Davacı, iddialarını tanık beyanları, uzman raporları (pedagog, psikolog, sosyal çalışmacı), okul kayıtları, sağlık raporları, kolluk araştırması gibi delillerle ispatlamalıdır. Mahkeme, gerekli gördüğü takdirde re'sen (kendiliğinden) delil toplayabilir ve özellikle uzman görüşüne başvurarak sosyal inceleme raporu (SİR) alınmasına karar verebilir (Madde Delil Listesi 2). Tanık beyanları, özellikle ebeveynin yaşam tarzı, çocuğa karşı tutumu gibi konularda önemli bir delil niteliğindedir (Madde Delil Listesi 1).
3. USUL HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRMELER
Nafakanın kaldırılması ve velayetin değiştirilmesi davaları, usul hukuku açısından bazı özellikler taşımaktadır.
a. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Bu tür davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir (Madde Başlık). Yetkili mahkeme ise, genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir (HMK m. 6). Ancak velayetin değiştirilmesi davalarında, çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
b. Dava Dilekçesinin Unsurları
Dava dilekçesi, HMK m. 119'da belirtilen unsurları taşımalıdır. Tarafların kimlik bilgileri, T.C. kimlik numaraları, adresleri, varsa vekillerinin bilgileri, davanın konusu ve değeri, iddiaların dayandığı vakıalar, hukuki sebepler, deliller ve talep sonucu açıkça belirtilmelidir. İşbu Dilekçe, bu unsurları genel hatlarıyla içermektedir.
c. Delillerin Sunulması ve Değerlendirilmesi
Taraflar, iddialarını dayandırdıkları delilleri dilekçelerinde belirtmeli ve ellerinde bulunanları dilekçeye eklemelidir (Madde Delil Listesi). Başka yerden getirilecek deliller için gerekli bilgiler verilerek mahkemeden celbi talep edilmelidir (Madde Delil Listesi 1, 2, 3, 6, 9, 11, 12). Mahkeme, sunulan ve toplanan delilleri serbestçe değerlendirir (HMK m. 190). İşbu Dilekçe'de tanık, bilirkişi, keşif, yemin, uzman görüşü, isticvap, nüfus kaydı, SGK dökümü, maaş bordrosu gibi çeşitli delillere dayanılmaktadır (Madde Delil Listesi).
d. Adli Yardım Talebi
Dava açmak için gerekli yargılama giderlerini karşılama gücü olmayan taraf, adli yardım talebinde bulunabilir (HMK m. 334 vd.). Adli yardım talebinin kabulü için kişinin haksız olmadığına dair bir kanaat oluşması ve mali gücünün yetersizliğini belgelemesi gerekir. İşbu Dilekçe'de de adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde V, Madde Talep Sonucu 2).
4. DİKKATE ALINABİLECEK DİĞER HUSUSLAR
a. İştirak Nafakası Yönünden Değerlendirme
Velayetin değiştirilmesi talebi kabul edildiği takdirde, müşterek çocuklar için ödenmekte olan iştirak nafakasının durumu da yeniden değerlendirilecektir. Velayetin davacıya verilmesi halinde, davalının mali gücü oranında çocuklar için iştirak nafakası ödemesine karar verilmesi gündeme gelecektir. Bu husus, talep sonucu kısmında ayrıca belirtilebilir.
b. Nafakanın Kaldırılmasında Başlangıç Tarihi
Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi halinde, nafakanın hangi tarihten itibaren kaldırılacağı önem taşır. Kural olarak, nafakanın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararları ileriye etkili olup, karar tarihinden itibaren nafaka yükümlülüğü sona erer. Ancak TMK m. 176/3'te sayılan sebeplerin (yeniden evlenme, fiilen evli gibi yaşama, yoksulluğun ortadan kalkması, haysiyetsiz hayat sürme) gerçekleştiği tarihin dava tarihinden önce olduğunun ispatı halinde, Yargıtay içtihatları doğrultusunda davanın açıldığı tarihten itibaren nafakanın kaldırılmasına karar verilebilmektedir. Yeniden evlenme halinde ise nafaka, evlenme tarihinde kendiliğinden sona erdiğinden, bu tarihten itibaren ödenen nafakaların iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebilir.
c. Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti
Dava sonunda haksız çıkan taraf, yargılama giderlerini (harç, tebligat gideri, bilirkişi ücreti vb.) ve karşı tarafın vekil ile temsil edilmesi halinde vekalet ücretini ödemeye mahkum edilir (HMK m. 323, 326). İşbu Dilekçe'de de bu yönde bir talep bulunmaktadır (Madde Talep Sonucu 7, 8).
SONUÇ
Yoksulluk nafakasının kaldırılması ve velayetin değiştirilmesi davaları, boşanmanın mali ve kişisel sonuçlarının zaman içinde değişen koşullara uyarlanmasını sağlayan hukuki mekanizmalardır. Bu davalarda başarı, büyük ölçüde TMK'da aranan koşulların somut olayda gerçekleştiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanmasına bağlıdır. Özellikle velayetin değiştirilmesi taleplerinde, her zaman çocuğun üstün yararı ilkesi ön planda tutulmalı ve tüm değerlendirmeler bu ilke çerçevesinde yapılmalıdır.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Nafakanın kaldırılması ve velayetinin değşitirilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkil ile Davalı... Aile Mahkemesinin / Esas ve / Karar Sayılı _._.202_ tarihli ilamı ile boşanmış ve karar kesinleşmiştir. Müvekkilim verilen ilam neticesinde Davalıya şu an ... TL yoksulluk nafakası ödemektedir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
1. Davalı nafaka alacaklısı yeniden evlenmiştir.
2. Davalı nafaka alacaklısı fiilen evli gibi yaşamaktadır.
3. Davalı nafaka alacaklısının yoksulluğu ortadan kalkmıştır.
4. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Nafaka Alacaklısının Yeniden Evlenmesine İlişkin Açıklamalar:
1. Davalı nafaka alacaklısı _._.20_ tarihinde yeniden evlenmiştir.
2. TMK m.176/3 "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır." hükmü gereğince Müvekkil tarafından ödenen nafakanın kaldırılması gerekmektedir.
3. ...
B. Nafaka Alacaklısının Yoksulluğunun Ortadan Kalkmasına İlişkin Açıklamalar:
1. Davalı askeri ücretin oldukça üstünde bir ücretle çalışmaya başlamış olup, yoksulluğu ortadan kalkmıştır.
2. TMK m.176/3 "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır." hükmü gereğince Müvekkil tarafından ödenen nafakanın kaldırılması gerekmektedir.
3. ...
C. Nafaka Alacaklısının Fiilen Evliymiş Gibi Yaşamasına İlişkin Açıklamalar:
1. Davalı ... yılından itibaren fiilen evli gibi yaşamaktadır.
2. TMK m.176/3 "İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan