- Yoksulluk ve İştirak Nafakası Bağlanması Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TÜRK HUKUKUNDA YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASI: HUKUKİ ÇERÇEVE VE UYGULAMA
Aile hukukunun önemli bir veçhesini oluşturan nafaka kurumu, evlilik birliğinin sona ermesi veya devamı sırasında eşlerin ve çocukların ekonomik olarak korunmasını amaçlayan temel bir mekanizmadır. Türk Medeni Kanunu (TMK) ve ilgili mevzuat, boşanma veya ayrılık durumlarında mali açıdan zayıf durumda kalan eşin ve özellikle velayeti kendisine bırakılmayan eş tarafından çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılımını güvence altına alan düzenlemeler içermektedir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası, uygulamada en sık karşılaşılan nafaka türleridir. İşbu makalede, yoksulluk ve iştirak nafakasının hukuki temelleri, talep koşulları, belirlenmesi, süresi ve sona erme halleri ile usule ilişkin önemli hususlar, doktrin ve yargı kararları ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. YOKSULLUK NAFAKASI
Yoksulluk nafakası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." Bu hüküm, boşanma sonucunda yaşam standardında önemli bir düşüş yaşayacak ve kendi imkanlarıyla geçimini temin edemeyecek durumda olan eşi korumayı hedefler.
a. Yoksulluk Nafakasının Koşulları:
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için aşağıdaki koşulların bir arada bulunması gerekmektedir:
* **Talep Bulunması:** Nafaka talebinde bulunan bir eş olmalıdır. Mahkeme, talep olmaksızın re'sen yoksulluk nafakasına hükmedemez. İşbu Dilekçe'de bu talep açıkça belirtilmiştir (Madde Konu, Madde Talep Sonucu 5).
* **Boşanma Kararı:** Taraflar arasında verilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma kararı bulunmalıdır (Madde I, Madde III.1). Boşanma davası devam ederken talep edilen nafaka, tedbir nafakası niteliğindedir (TMK m. 169).
* **Yoksulluğa Düşme:** Talepte bulunan eşin boşanma *nedeniyle* yoksulluğa düşmüş veya düşecek olması gerekir. Yargıtay kararlarında "yoksulluk" kavramı, mutlak fakirlik hali olarak değil, kişinin boşanma öncesindeki yaşam standardını devam ettiremeyecek duruma gelmesi, sosyal ve ekonomik olarak zorlanması şeklinde yorumlanmaktadır. Eşin çalışıyor olması veya asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olması, tek başına yoksulluk nafakası talebini engellemez; önemli olan, boşanma ile birlikte yaşam seviyesinde meydana gelen düşüşün niteliğidir. İşbu Dilekçe'de davacının boşanma ile yoksulluğa düştüğü iddia edilmektedir (Madde II.1, Madde IV.A.3).
* **Kusur Koşulu:** Yoksulluk nafakası talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda *kusurunun daha ağır olmaması* şarttır (TMK m. 175/1). Eşit kusur veya daha az kusur durumunda nafaka talep edilebilir. Nafaka *ödeyecek* olan eşin kusurlu olup olmaması ise nafaka yükümlülüğü açısından bir önem taşımaz. İşbu Dilekçe'de davacının kusurunun daha ağır olmadığı, hatta davalının daha kusurlu olduğu boşanma ilamına atıfla belirtilmektedir (Madde IV.A.2, Madde Delil Listesi 9).
* **Nafaka Yükümlüsünün Mali Gücü:** Nafaka miktarının belirlenmesinde, nafaka ödeyecek olan eşin mali gücü esas alınır (TMK m. 175/1). Mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, gelirlerini, giderlerini, malvarlıklarını ve potansiyel kazanç güçlerini araştırarak hakkaniyete uygun bir miktar belirler. İşbu Dilekçe'de de nafakanın davalının mali gücü oranında istendiği belirtilmiştir (Madde IV.A.1).
b. Yoksulluk Nafakasının Süresi ve Sona Ermesi:
TMK m. 175, yoksulluk nafakasının kural olarak "süresiz" istenebileceğini belirtir. Ancak bu, hiçbir koşulda sona ermeyeceği anlamına gelmez. TMK m. 176/3'e göre, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden sona erer. Ayrıca, alacaklının evlenme olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirmesi hâlinde nafakanın artırılması veya azaltılması da mümkündür (TMK m. 176/4). İşbu Dilekçe'de nafakanın süresiz olarak talep edildiği anlaşılmaktadır (Madde IV.A.1).
c. Zamanaşımı:
Yoksulluk nafakası talebi, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m. 178). Bu süre hak düşürücü süre değil, zamanaşımı süresidir. İşbu Dilekçe'de davanın süresi içinde açıldığına dair usule ilişkin bir açıklama bulunmaktadır (Madde III.1).
2. İŞTİRAK NAFAKASI (ÇOCUK NAFAKASI)
İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine mali gücü oranında katılması yükümlülüğünü ifade eder. Bu nafakanın hukuki temeli TMK m. 182/2 ve devamı maddeleri ile TMK m. 327 vd. hükümleridir. Anne ve babanın çocuğun bakım ve eğitimi konusundaki sorumluluğu, evlilik birliği sona erse dahi devam eder.
a. İştirak Nafakasının Koşulları:
İştirak nafakasına hükmedilebilmesi için gereken temel koşullar şunlardır:
* **Velayetin Kullanılmaması:** Nafaka talep edilen eşin, çocuğun velayet hakkını fiilen kullanmıyor olması gerekir. Boşanma veya ayrılık kararında velayetin diğer eşe verilmiş olması bu durumu oluşturur. İşbu Dilekçe'de müşterek çocukların velayetinin davacıda olduğu belirtilmiştir (Madde II.2, Madde IV.B.2).
* **Çocuğun Reşit Olmaması:** Kural olarak iştirak nafakası, çocuk ergin olana kadar (18 yaşını doldurana kadar) devam eder. Ancak, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, anne ve baba durum ve koşullara göre çocuğun eğitiminin sona ermesine kadar bakımını üstlenmekle yükümlüdürler (TMK m. 328). Bu durumda, ergin çocuk da dava açarak nafaka talep edebilir. İşbu Dilekçe'de çocukların 18 yaşından küçük olduğu ifade edilmektedir (Madde IV.B.2).
* **Talep Bulunması:** Genellikle velayet hakkına sahip eş tarafından diğer eşe karşı açılan bir dava ile talep edilir. Ancak çocuğa kayyım atanmışsa kayyım veya ayırt etme gücüne sahip çocuk bizzat da talepte bulunabilir. İşbu Dilekçe'de velayeten davacı tarafından talep edilmektedir (Madde Konu, Madde Talep Sonucu 6).
* **Yükümlünün Mali Gücü:** Nafaka miktarının belirlenmesinde, nafaka yükümlüsü eşin mali gücü dikkate alınır. Yükümlünün kusuru veya çocuğun mallarının bulunması nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz, ancak miktar belirlenirken göz önünde bulundurulur (TMK m. 330). İşbu Dilekçe'de de nafakanın davalının mali gücü oranında istendiği belirtilmiştir (Madde II.2, Madde IV.B.4).
b. İştirak Nafakasının Kapsamı ve Miktarı:
İştirak nafakası, çocuğun yeme, içme, barınma, giyinme, sağlık, eğitim, ulaşım, kültürel ve sosyal gelişim gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar (TMK m. 327). Nafaka miktarı belirlenirken çocuğun ihtiyaçları, yaşı, eğitim durumu, anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri ile çocuğun varsa kendi gelirleri göz önünde bulundurulur (TMK m. 330). İşbu Dilekçe'de davacının çocukların bakım ve eğitim giderlerini karşılamakta zorlandığı belirtilerek her bir çocuk için ayrı ayrı nafaka talep edilmiştir (Madde IV.B.3, Madde IV.B.5).
c. İştirak Nafakasının Süresi ve Sona Ermesi:
İştirak nafakası kural olarak çocuğun ergin olmasıyla (18 yaşını doldurmasıyla) sona erer. Ancak yukarıda belirtildiği gibi, çocuğun eğitimi devam ediyorsa, eğitim süresince devam edebilir (TMK m. 328). Taraflardan birinin ölümü veya çocuğun evlenmesi gibi durumlar da nafakayı sona erdirebilir. Durumun değişmesi halinde nafaka miktarının yeniden belirlenmesi veya kaldırılması talep edilebilir (TMK m. 331, 333).
3. ORTAK HUSUSLAR VE USUL
a. Tedbir Nafakası:
Gerek boşanma davası sürerken (TMK m. 169), gerekse bağımsız nafaka davası açıldığında, davanın başından hüküm kesinleşinceye kadar geçecek süre için hâkim, talep üzerine veya re'sen, eşlerden birinin veya çocukların geçimi için gerekli önlemleri alır ve bu kapsamda geçici nitelikte tedbir nafakasına hükmedebilir. İşbu Dilekçe'de hem yoksulluk hem de iştirak nafakası için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbiren nafaka bağlanması talep edilmiştir (Madde Talep Sonucu 5, 6).
b. Nafaka Miktarının Belirlenmesi ve Artırımı:
Nafaka miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları detaylı olarak araştırılır (maaş bordroları, tapu kayıtları, banka hesapları, vergi levhaları vb.). Mahkeme, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde bir miktar belirler. Enflasyonist etkileri azaltmak amacıyla, nafakanın gelecek yıllarda hangi oranda artırılacağına da hükmedilebilir. Genellikle TÜİK tarafından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) veya Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artış oranları esas alınır. İşbu Dilekçe'de de nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılması talep edilmektedir (Madde Talep Sonucu 7).
c. Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Nafaka davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar. Yetkili mahkeme ise genellikle nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir (TMK m. 177).
d. İhtiyati Tedbir Talebi:
Nafaka alacağının tahsilini güvence altına almak amacıyla, alacaklının talebi üzerine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 389 vd. hükümleri uyarınca borçlunun malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkündür. Bunun için alacağın varlığına dair yaklaşık ispat ve tedbir konulmazsa hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkânsız hâle geleceği ya da gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi gibi koşulların bulunması gerekir. İşbu Dilekçe'de bu yönde bir talep yer almaktadır (Madde V.1, Madde Talep Sonucu 2).
e. Adli Yardım Talebi:
Dava açmak için gerekli yargılama harç ve giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmayan kişiler, HMK m. 334 vd. hükümleri uyarınca adli yardım talebinde bulunabilirler. Talebin kabulü için kişinin haksız olmadığına dair bir kanaat oluşması ve giderleri karşılama gücünden yoksunluğunu belgelemesi (örn. fakirlik belgesi) gerekir. İşbu Dilekçe'de davacının sabit geliri olmadığı belirtilerek adli yardım talep edilmektedir (Madde VI.1, VI.2, Madde Talep Sonucu 3).
f. Deliller:
Nafaka davalarında tarafların iddialarını ispat için her türlü yasal delile başvurulabilir. Bunlar arasında tanık beyanları, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırması (SED) raporları, banka kayıtları, maaş bordroları, tapu ve trafik sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, uzman görüşü ve isticvap gibi deliller yer alır. İşbu Dilekçe ekinde sunulan delil listesi bu çeşitliliği yansıtmaktadır (Madde Delil Listesi).
4. DİLEKÇEDE DEĞİNİLEBİLECEK EK HUSUSLAR
İşbu Dilekçe genel hatları itibarıyla nafaka taleplerinin temel unsurlarını içermekle birlikte, davanın seyri açısından aşağıdaki hususların daha detaylı olarak ele alınması faydalı olabilir:
a. Kusur Durumunun Detaylandırılması: Yoksulluk nafakası talebi açısından kritik olan "kusurun daha ağır olmaması" koşulu (Madde IV.A.2), boşanma ilamındaki gerekçelere ve delillere atıf yapılarak, somut olaylar ve Yargıtay içtihatları ışığında "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" bölümünde daha ayrıntılı olarak işlenebilir.
b. Ekonomik Durumların ve İhtiyaçların Somutlaştırılması: Tarafların mali güçlerinin (gelir, gider, malvarlığı, borçlar) ve özellikle çocukların yaşları, eğitim seviyeleri ve özel ihtiyaçları (sağlık, kurs vb.) gibi nafaka miktarını doğrudan etkileyecek unsurların (Madde IV.A.4, IV.B.3, IV.B.5), ilgili delillere (maaş bordrosu, faturalar, okul masrafları vb.) referans verilerek "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" bölümünde daha somut verilerle desteklenmesi, mahkemenin hakkaniyete uygun bir miktar belirlemesine yardımcı olacaktır.
c. Yoksulluk Nafakasının Süresiz İstenme Gerekçesi: Davacının yaşı, çalışma durumu, sağlık koşulları, evlilik süresi gibi faktörlerin, yoksulluk nafakasının neden "süresiz" olarak talep edildiğini (Madde IV.A.1) haklı kılacak şekilde "Esasa İlişkin Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" kısmında vurgulanması, talebin kabul edilebilirliğini artırabilir.
Sonuç:
Yoksulluk ve iştirak nafakası, Türk aile hukukunda boşanmanın ekonomik sonuçlarını dengelemeye ve özellikle çocukların menfaatlerini korumaya yönelik önemli hukuki müesseselerdir. Bu nafakaların talep edilebilmesi, belirli maddi ve hukuki koşulların varlığına bağlı olup, miktarının belirlenmesinde tarafların mali güçleri ve hakkaniyet ilkesi ön plandadır. Nafaka taleplerini içeren dava dilekçelerinin, kanunun aradığı şartları ve ispat vasıtalarını eksiksiz bir şekilde ortaya koyması, yargılama sürecinin etkinliği ve hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Usule ilişkin talepler olan ihtiyati tedbir ve adli yardım ise, davanın başında alacaklının haklarını koruma altına almaya ve yargılamaya erişimi kolaylaştırmaya hizmet eder.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Yoksulluk ve iştirak nafakası bağlanması talebidir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkilim ile Davalı _._.20_ tarihinde evlenmiş olup, bu evlilikten çocukları ... (TC: ) ve ... (TC: ) dünyaya gelmiştir. İşbu evlilik birliği ... Aile Mahkemesinin / Esas, / Karar sayılı ve _._.20_ tarihli ilamı ile son bulmuş olup, söz konusu boşanma kararı _._.20_ tarihinde kesinleşmiştir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkilim evlilik birliğinin son bulması ile birlikte yoksulluğa düşmüştür.
2. Müşterek çocukların velayeti Müvekkilimdedir. Yasa gereği velayet kendisine verilmeyen eş mali gücü oranında çocukların bakım, eğitim gibi tüm giderlerine katılmak zorundadır.
3. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Boşanmaya ilişkin talepler, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yapılmalıdır. İşbu yoksulluk nafakası talebimiz bakımından davayı süresi içerisinde açmaktayız.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Yoksulluk Nafakası Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
2. Boşanma ilamında da görüleceği üzere Davalı, boşanma gerekçelerinde Müvekkilime oranla daha kusurludur.
3. ...
4. Müvekkilim boşanma sonrasında yoksulluğa düşmüş olup, söz konusu talebimize ilişkin yukarıda da açıklandığı üzere yasal koşullar mevcuttur. Müvekkilimiz lehine aylık ... TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir.
B. İştirak Nafakası Talebimize İlişkin Açıklamalar: