- Miras Terekenin Tespiti ve Resmi Defter Tutma Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
MİRASIN TESPİTİ VE RESMİ DEFTER TUTULMASI TALEBİ: HUKUKİ BİR İNCELEME
Miras hukukunun temel kurumlarından biri olan tereke, murisin ölümüyle birlikte mirasçılara intikal eden hak ve borçların tamamını ifade eder. Mirasın açılmasıyla birlikte, terekenin kapsamının, yani aktif ve pasiflerinin tam olarak belirlenmesi, mirasçıların haklarının korunması ve mirasın sağlıklı bir şekilde tasfiyesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), mirasçılara terekenin tespiti ve resmi defterinin tutulması gibi önemli hukuki mekanizmalar sunmaktadır. İşbu makalede, terekenin tespiti ve resmi defter tutma talepleri, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve yargısal uygulamalar ışığında detaylı olarak incelenecektir.
1. TEREKENİN TESPİTİ KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Terekenin tespiti, murisin ölüm anı itibarıyla sahip olduğu malvarlığı değerleri (aktifler) ile borçlarının (pasifler) belirlenmesi işlemidir. Bu tespit, mirasçıların terekenin durumu hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar ve mirası kabul veya ret yönündeki iradelerini şekillendirmelerine yardımcı olur.
Terekenin tespiti talebi, kural olarak bir dava niteliğinde olmayıp, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında bir delil tespiti veya çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilebilir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden talep edilen bu işlem, terekenin mevcut durumunu fotoğrafını çekmek gibidir. Mahkeme, gerekli gördüğü araştırmaları yaparak (örneğin, tapu kayıtları, banka bilgileri, trafik tescil kayıtları vb.), terekeye dahil olan malvarlığı unsurlarını ve bilinen borçları listeler.
Terekenin tespiti, resmi defter tutmadan daha dar kapsamlı bir işlem olabilir ve genellikle mirasçıların tereke hakkında genel bir fikir edinmek istemesi veya belirli malvarlığı unsurlarının kaybolma riskinin bulunması durumunda başvurulan bir yoldur. Tespit işlemi sonucunda hazırlanan liste, aksi ispat edilene kadar terekenin içeriğini gösterir ancak resmi defter tutmanın hukuki sonuçlarını doğurmaz.
2. RESMİ DEFTER TUTMA TALEBİ VE HUKUKİ DAYANAĞI
Resmi defter tutma, terekenin tespiti işlemine göre daha kapsamlı, belirli usullere tabi ve önemli hukuki sonuçları olan bir koruma önlemidir. Bu kurum, TMK'nın 619 ila 631. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
a. Hukuki Dayanak ve Amaç:
TMK Madde 619/1 uyarınca, "Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmî defterinin tutulmasını isteyebilir." Bu talebin temel amacı, mirasçıları, murisin öngöremedikleri veya bilmedikleri borçlarından dolayı kişisel malvarlıklarıyla sorumlu olmaktan korumaktır. Aynı zamanda, tereke alacaklılarının haklarının korunmasına da hizmet eder, zira terekenin aktif ve pasifleri resmi olarak kayıt altına alınır. İşbu Dilekçe'de de belirtildiği üzere, murisin malvarlığının çeşitliliği ve karmaşıklığı, resmi defter tutma talebinin haklı gerekçelerinden birini oluşturabilir (Madde: II.2).
b. Talep Hakkı Sahipleri:
Kanun metninden de anlaşıldığı üzere, mirası reddetme hakkına sahip olan yasal ve atanmış her mirasçı bu talepte bulunabilir (Madde: III.1). Mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş olan bir mirasçının bu yola başvurması mümkün değildir.
c. Talep Süresi:
Resmi defter tutma talebi, mirasçıların mirası ret süresi içinde yapılmalıdır. TMK Madde 620/1'e göre, "Defter tutma, mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh hâkimi tarafından gecikmeksizin kararlaştırılır." ve aynı maddenin ikinci fıkrası "Defter tutma istemi, ret süresi içinde yapılır." hükmünü amirdir. Mirası ret süresi ise, TMK Madde 606 uyarınca, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe murisin ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için ise mirasçılığın kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren üç aydır. Ancak, işbu Dilekçe'de belirtilen bir aylık süre (Madde: III.2), muhtemelen eski Medeni Kanun dönemindeki süreye veya farklı bir yoruma dayanmaktadır; mevcut TMK'ya göre ret süresi üç aydır ve defter tutma talebi bu süre içinde yapılmalıdır. Talep süresinin kaçırılması, bu hakkın kaybına yol açar.
d. Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Terekenin tespiti ve resmi defter tutulması taleplerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise TMK Madde 576 uyarınca, murisin son yerleşim yeri mahkemesidir. İşbu Dilekçe'nin doğru mahkemeye hitaben yazıldığı görülmektedir (Madde: MAHKEME ADI).
3. USUL HÜKÜMLERİ VE SÜREÇ
Resmi defter tutulmasına karar verilmesi halinde işleyecek süreç TMK'da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir:
a. Defter Tutma Kararı ve İlan:
Sulh Hukuk Mahkemesi, talebi yerinde görürse defter tutulmasına karar verir ve bu kararı uygun araçlarla ilan eder (TMK Madde 621/1). İlanda, murisin alacaklılarına ve borçlularına, belirtilecek süre içinde alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri çağrısında bulunulur (TMK Madde 621/2). Bu ilan, tereke alacaklılarının ve borçlularının deftere kayıt için başvurmalarını sağlamayı amaçlar.
b. Defterin Tutulması:
Mahkemece görevlendirilen memur (genellikle yazı işleri müdürü veya bir bilirkişi), murisin ölüm anındaki malvarlığını ve borçlarını, değerleriyle birlikte deftere kaydeder (TMK Madde 622). Bu süreçte, tapu, banka, vergi dairesi gibi kurumlardan bilgi alınır; menkul mallar tespit edilir, gerekirse kıymet takdiri yapılır. Mirasçıların ve ilgililerin bildirimleri de dikkate alınır.
c. Defter Tutmanın Hukuki Sonuçları:
Resmi defter tutulması süresince, mirasçılar aleyhine icra takibi yapılamaz, açılmış olan takipler durur ve zamanaşımı işlemez (TMK Madde 624). Defter tutma işlemi tamamlandıktan sonra, defter mirasçıların incelemesine sunulur (TMK Madde 625). Mirasçılar, bu deftere dayanarak mirası kabul veya reddedebilecekleri gibi, mirası resmi deftere göre kabul seçeneğini de kullanabilirler (TMK Madde 626).
d. Resmi Deftere Göre Kabul:
Bu durumda mirasçı, sadece defterde yazılı olan borçlardan sorumlu olur. Ancak bu sorumluluk, hem tereke malları hem de kişisel malları ile devam eder (TMK Madde 627). Deftere yazılmamış alacaklılar, mirasçıya karşı talepte bulunabilirler ancak mirasçı, tereke mallarından zenginleştiği ölçüde sorumlu olur (TMK Madde 628).
4. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDAKİ TALEPLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İşbu Dilekçe incelendiğinde, temel olarak iki ana talep öne çıkmaktadır:
a. Terekenin Tespiti ve Resmi Defter Tutulması: Bu talepler, yukarıda açıklanan hukuki dayanaklar çerçevesinde, mirasçıların haklarını korumaya yönelik meşru taleplerdir (Madde: KONU, TALEP SONUCU 4). Özellikle terekenin karmaşık yapıda olduğu iddiası (Madde: II.2), resmi defter tutulmasının gerekliliğini destekler niteliktedir.
b. Terekenin Zorunlu Yönetim İşleri İçin Yetki Talebi: Resmi defter tutulması süreci zaman alabileceğinden, bu süreçte terekenin yönetimi önem kazanır. Özellikle acele veya zorunlu işlerin yapılması gerekebilir (örneğin, bozulan ürünlerin satılması, kira sözleşmelerinin yönetimi vb.). Mirasçının, defter tutma sürecinde bu tür zorunlu yönetim işleri için Sulh Hukuk Mahkemesi'nden yetki talep etmesi mümkündür (Madde: IV.1). Mahkeme, TMK'nın terekenin yönetimine ilişkin genel hükümleri (örneğin TMK Madde 592 vd.) çerçevesinde bu talebi değerlendirecektir.
c. Adli Yardım Talebi: HMK Madde 334 vd. uyarınca, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler adli yardımdan yararlanabilirler. İşbu Dilekçe'de, müvekkilin sabit gelirinin olmaması gerekçe gösterilerek adli yardım talep edilmiştir (Madde: VII.1, VII.2). Mahkeme, sunulacak belgelerle (fakirlik belgesi vb.) bu talebin koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirecektir (Madde: TALEP SONUCU 2).
5. DELİLLERİN ROLÜ VE ÖNEMİ
Terekenin tespiti ve resmi defter tutulması taleplerinde deliller, hem talebin haklılığını göstermek hem de defterin doğru bir şekilde tutulmasını sağlamak açısından önemlidir. İşbu Dilekçe'de sunulan delil listesi (Madde: DELİL LİSTESİ VE EKLER) bu amaca hizmet etmektedir:
a. Resmi Kayıtlar: Ölüm belgesi, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıt örneği gibi belgeler, davanın taraflarının sıfatlarını (muris, mirasçı) ve miras ilişkisini ispata yarayan temel belgelerdir (Madde: 9, 10, 11).
b. Tanık Beyanları: Murisin malvarlığı, borçları veya alacakları hakkında bilgi sahibi olan kişilerin tanıklığı, özellikle kayıtlarda görünmeyen unsurların tespitinde önem taşıyabilir (Madde: 1).
c. Bilirkişi İncelemesi: Özellikle gayrimenkuller, araçlar, sanat eserleri gibi özel değerleme gerektiren malvarlığı unsurlarının tespiti ve değerlemesi için bilirkişi incelemesi kaçınılmaz olabilir (Madde: 2).
d. Diğer Deliller: Yemin, uzman görüşü (mütalaa), ilgili kurum ve kuruluşlardan (bankalar, tapu müdürlükleri, vergi daireleri vb.) celp edilecek belgeler de terekenin kapsamının belirlenmesinde kullanılacak diğer delillerdir (Madde: 4, 5).
6. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Terekenin tespiti ve özellikle resmi defter tutma taleplerinde, sürecin etkinliği açısından bazı hususlara dikkat etmek faydalı olabilir:
a. Bilinen Aktif ve Pasiflerin Bildirilmesi: Her ne kadar defter tutmanın amacı bilinmeyenleri de ortaya çıkarmak olsa da, mirasçıların bildikleri malvarlığı unsurlarını (taşınmazlar, banka hesapları, araçlar, önemli alacaklar) ve borçları dilekçede veya ilk aşamada mahkemeye bildirmeleri, sürecin daha hızlı ve etkin ilerlemesine yardımcı olabilir. Dilekçedeki "karmaşık yapı" ifadesi (Madde: II.2) önemlidir, ancak bilinen unsurların belirtilmesi mahkemenin başlangıç noktasını belirlemesini kolaylaştırır.
b. Terekenin Tespiti ile Resmi Defter Tutmanın Farkı: Talep edilirken, bu iki kurum arasındaki farkın ve özellikle resmi defter tutmanın sonuçlarının (sorumluluğun sınırlandırılması imkanı, ret süresine etkisi vb.) bilincinde olunmalıdır. Eğer amaç sadece genel bir bilgi edinmek ise basit tespit yeterli olabilirken, borca batıklık şüphesi veya bilinmeyen borç riskine karşı korunma amacı varsa resmi defter tutma daha uygun bir yoldur.
SONUÇ
Terekenin tespiti ve resmi defter tutulması, Türk miras hukukunda mirasçılara tanınan önemli haklardandır. Özellikle terekenin karmaşık olduğu veya borca batık olma ihtimalinin bulunduğu durumlarda resmi defter tutma, mirasçıları beklenmedik borçlardan koruyan hayati bir mekanizmadır. Bu süreç, Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde, kanunda belirtilen süre ve usullere uygun olarak yürütülür. İşbu Dilekçe'de yer alan talepler, TMK ve HMK'daki düzenlemelere uygun olarak ileri sürülmüş olup, mahkemece yapılacak inceleme ve toplanacak deliller neticesinde bir karara bağlanacaktır. Bu hukuki yolların doğru ve zamanında kullanılması, mirasçıların menfaatlerinin korunması ve miras sürecinin adil bir şekilde sonuçlanması bakımından büyük önem arz etmektedir.
T.C.
...
SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
MURİS : TC:
KONU : Terekenin tespiti ve resmi defterinin tutulması talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. … TC Kimlik numaralı Muris …, _._.20_ tarihinde vefat etmiştir.
2. Murisin mal varlığının çeşitliliği sebebiyle terekesi karmaşık bir yapıya sahiptir.
3. ...
4. Bu nedenle alacaklarının, borçlarının ve mal varlığının tespiti için terekenin resmi defterinin tutulmasını talep etme zorunluluğumuz doğmuştur.
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. TMK hükümleri gereğince mirası reddetmeye hakkı olan her Mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilmektedir.
2. Terekenin resmi defterinin tutulması talebi yasa hükümleri gereğince mirasın reddine ilişkin usule uyulmak suretiyle 1 ay içinde istenebilecek olup; işbu talebimizi süresi içinde yapmaktayız.
3. ...