- Mirasın Hükmen Reddinin Tescili Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TÜRK MİRAS HUKUKUNDA MİRASIN HÜKMEN REDDİ (TMK m. 605/2): KOŞULLARI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMA USULÜ
1. GİRİŞ
Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte malvarlığının (aktif ve pasifleriyle birlikte) kanuni veya atanmış mirasçılarına intikal etmesini ifade eder. Kural olarak mirasçılar, mirasbırakanın ölümüyle mirası bir bütün olarak, yani hem haklarını hem de borçlarını kapsayacak şekilde kendiliğinden kazanırlar (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu [TMK] m. 599). Ancak kanun koyucu, mirasçıları, mirasbırakanın borçlarından kişisel malvarlıklarıyla sorumlu olma külfetinden kurtarmak amacıyla "mirasın reddi" kurumunu düzenlemiştir. Mirasın reddi, mirasçının kanundan veya atanmasından doğan mirasçılık sıfatına son verme iradesini taşıyan tek taraflı bir hukuki işlemdir.
Mirasın reddi kural olarak açık bir beyanla (TMK m. 609) ve belirli bir süre içinde (TMK m. 606) yapılması gerekirken, kanun koyucu belirli bir durumda mirasın kendiliğinden, herhangi bir irade beyanına veya süreye bağlı olmaksızın reddedilmiş sayılacağını kabul etmiştir. İşte bu durum "mirasın hükmen reddi" veya "mirasın reddedilmiş sayılması" olarak adlandırılır ve TMK'nın 605. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. İşbu makalede, mirasın hükmen reddi kurumu, hukuki dayanağı, koşulları, sonuçları ve özellikle bu durumun tespiti için açılacak davanın usuli esasları incelenecektir.
2. MİRASIN HÜKMEN REDDİ KAVRAMI VE HUKUKİ DAYANAĞI
Mirasın hükmen reddi, TMK m. 605/2'de şu şekilde tanımlanmıştır: "Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır."
Bu hüküm, mirasçılar lehine getirilmiş yasal bir karinedir. Karinenin temel amacı, mirasbırakanın ölüm anında zaten borca batık olduğu açıkça anlaşılan veya bu durum resmi belgelerle sabit olan bir terekenin borçlarından dolayı mirasçıları korumaktır. Mirasçılar, bu durumda, TMK m. 606'da öngörülen üç aylık ret süresi içinde mirası açıkça reddetmemiş olsalar bile, kanun gereği mirası reddetmiş kabul edilirler (Madde 5, Madde 6). Bu durum, mirasçıların terekenin durumu hakkında bilgi sahibi olmalarına veya ret beyanında bulunmalarına gerek kalmaksızın, doğrudan kanundan doğan bir sonuçtur. Doktrinde bu durum, mirasın reddine ilişkin irade beyanının aranmadığı, kanuni bir varsayım olduğu kabul edilmektedir.
3. MİRASIN HÜKMEN REDDİ KOŞULLARI
TMK m. 605/2'nin uygulanabilmesi için iki temel koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
a. Mirasbırakanın Ölümü: Her miras hukuku ilişkisinde olduğu gibi, hükmen ret kurumunun işleyebilmesi için öncelikle mirasbırakanın ölmüş olması şarttır (Madde 2).
b. Ölüm Anında Mirasbırakanın Ödemeden Aczinin (Borca Batıklığının) Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş Olması: Bu, hükmen reddin en temel ve ayırt edici koşuludur. Bu koşul kendi içinde iki alternatif durumu barındırır:
i. *Ödemeden Aczin Açıkça Belli Olması:* Bu durum, terekenin pasifinin (borçlarının), aktifinden (malvarlığı değerlerinden) fazla olduğunun mirasbırakanın ölümü anında herhangi bir özel araştırmaya gerek kalmaksızın, dışarıdan kolaylıkla anlaşılabilir olmasıdır. Mirasbırakanın malvarlığının hiç olmaması veya çok az olması, buna karşılık çok sayıda ve yüksek miktarda borcunun bulunması, aleyhine yürütülen ve sonuçsuz kalan icra takiplerinin varlığı gibi durumlar ödemeden aczin açıkça belli olduğuna karine teşkil edebilir. Bu, bir durum tespitidir ve mahkemece her somut olayın özelliğine göre değerlendirilir.
ii. *Ödemeden Aczin Resmen Tespit Edilmiş Olması:* Bu durum, mirasbırakanın borca batıklığının resmi bir belge veya kararla sabit olması anlamına gelir. Örneğin, mirasbırakan hakkında ölümünden önce verilmiş bir iflas kararı, borç ödemeden aciz belgesi (İcra ve İflas Kanunu m. 105, 143) veya terekenin borca batık olduğuna dair resmi bir makam (örneğin mahkeme veya icra dairesi) tarafından yapılmış bir tespit, bu koşulun gerçekleştiğini gösterir.
Bu iki alternatif durumdan herhangi birinin, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla mevcut olması yeterlidir (Madde 9). Mirasbırakanın ölümünden sonra terekenin borca batık hale gelmesi, TMK m. 605/2'nin uygulanması için yeterli değildir. İspat külfeti, mirasın hükmen reddedilmiş sayıldığını iddia eden mirasçıya aittir.
4. MİRASIN HÜKMEN REDDİNİN TESPİTİ DAVASI
Mirasın hükmen reddedilmiş sayılması kanuni bir karine olsa da, bu durumun özellikle mirasbırakanın alacaklılarına karşı ileri sürülebilmesi ve hukuki sonuç doğurabilmesi için mahkeme tarafından tespit edilmesi gerekebilir. Bu tespit, genellikle mirasçılar tarafından açılan bir dava ile talep edilir.
a. Davanın Hukuki Niteliği: Mirasın hükmen reddinin tespiti davası, bir tespit davasıdır (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu [HMK] m. 106). Bu dava ile mevcut bir hukuki durumun (mirasın kanun gereği reddedilmiş sayıldığı olgusunun) mahkeme kararıyla belirlenmesi amaçlanır. Dava sonucunda verilecek karar, inşai (kurucu) nitelikte olmayıp, açıklayıcı (tespit edici) niteliktedir.
b. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Mirasın hükmen reddinin tespiti davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir (Madde 10). Yetkili mahkeme ise, kural olarak mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir (TMK m. 576/1, HMK m. 11/1).
c. Taraflar: Davacı, mirasın hükmen reddedilmiş sayıldığının tespitini isteyen yasal veya atanmış mirasçı(lar)dır. Davalı ise, bu tespitin yapılmasına hukuki menfaati zıt olan kişilerdir. Genellikle davalı taraf, mirasbırakanın alacaklılarıdır. Zira bu tespit, alacaklıların alacaklarını mirasçılardan talep etme hakkını doğrudan etkileyecektir. İşbu Dilekçe'de de davalı olarak, müteveffanın borçlu olduğu bir bankanın gösterilmesi bu duruma örnektir (Madde 3).
d. Dava Açma Süresi: TMK m. 605/2'ye dayanan mirasın hükmen reddinin tespiti davası, TMK m. 606'daki üç aylık hak düşürücü süreye tabi değildir (Madde 7, Madde 10). Yargıtay'ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Mirasçılar, terekenin borca batık olduğunu öğrendikleri veya alacaklılar tarafından takip edildikleri zaman, herhangi bir süreye bağlı olmaksızın bu davayı açabilirler. Bu durum, hükmen reddin bir irade beyanına değil, kanuni bir olguya dayanmasının doğal bir sonucudur.
e. İspat Yükü ve Deliller: Davacı mirasçı(lar), mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu veya resmen tespit edildiğini ispatlamakla yükümlüdürler. Bu ispat için her türlü delilden yararlanılabilir. İşbu Dilekçe'nin delil listesinde yer alan;
i. Mirasbırakanın malvarlığına ilişkin Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, Trafik Tescil Müdürlüğü, bankalar ve diğer ilgili kurumlardan alınacak kayıtlar (terekenin aktifini belirlemek için) (Madde 18, Madde 20, Delil No: 10, 11, 12).
ii. Mirasbırakan aleyhine yapılmış icra takibi dosyaları, borç ödemeden aciz belgeleri (terekenin pasifini ve ödeme güçlüğünü belirlemek için). Dilekçede belirtilen icra takibi dosyası bu kapsamdadır (Madde 4).
iii. Mirasçılık belgesi (tarafların sıfatını belirlemek için) (Madde 18, Delil No: 9).
iv. Tanık beyanları (mirasbırakanın mali durumunun genel olarak bilinirliği hakkında) (Madde 18, Delil No: 1).
v. Bilirkişi incelemesi (terekenin aktif ve pasif değerlerinin tespiti ve ölüm anındaki mali durumun belirlenmesi için) (Madde 18, Delil No: 2).
vi. Yemin, isticvap gibi diğer yasal deliller (Madde 18, Delil No: 3, 5).
vii. Ölüm belgesi (Madde 18, Delil No: 8).
Mahkeme, toplanan delillere göre mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla terekenin borca batık olup olmadığını ve bu durumun açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olup olmadığını değerlendirerek bir karar verecektir.
5. HUKUKİ SONUÇLAR
Mirasın hükmen reddedildiğinin mahkemece tespit edilmesi halinde, aşağıdaki hukuki sonuçlar doğar:
a. Mirasçı, mirası hiç kazanmamış sayılır. Mirasçılık sıfatı, mirasbırakanın ölüm anından itibaren ortadan kalkar. İşbu Dilekçe'de talep edilen "Mirasçılık sıfatlarının kaldırılması" (Madde 15, Talep No: 5) bu sonucu ifade etmektedir.
b. Mirasçı, tereke borçlarından kişisel malvarlığı ile sorumlu olmaz. Alacaklılar, alacakları için mirasçıya başvuramayıp, ancak terekeye (eğer varsa kalan aktiflere) yönelebilirler.
c. Hükmen ret halinde miras payı, reddeden mirasçı sağ değilmiş gibi diğer hak sahiplerine geçer (TMK m. 611). Eğer altsoyun tamamı mirası reddederse, onların payı sağ kalan eşe geçer (TMK m. 612). Tüm mirasçıların mirası reddetmesi halinde ise tereke, TMK m. 612 vd. hükümlerine göre iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
6. İŞBU DİLEKÇE ÖZELİNDE DEĞERLENDİRME VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
İşbu Dilekçe, mirasın hükmen reddi talebini içermekte olup, TMK m. 605/2'ye dayanmaktadır. Dilekçede davanın hukuki dayanağı, koşulları ve sonuçları genel hatlarıyla doğru bir şekilde ifade edilmiştir. Ancak, davanın başarıya ulaşması için dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır:
a. Borca Batıklığın Somutlaştırılması: Dilekçenin "Açıklamalar" bölümünde (özellikle Madde 8 ve Madde 9 civarında), mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla mevcut olduğu iddia edilen borca batıklık durumunun daha somut verilerle desteklenmesi, bilinen veya tahmin edilen aktif ve pasif kalemlerine genel hatlarıyla değinilmesi, ispatı kolaylaştıracaktır. Mahkemenin yapacağı araştırmanın sonucu beklenmekle birlikte, davanın temelini oluşturan bu iddianın başlangıçta mümkün olduğunca somutlaştırılması önemlidir.
b. Delillerin Eksiksiz Toplanması: Terekenin ölüm anındaki durumunu ortaya koyacak tüm delillerin (özellikle resmi kayıtlar, banka hesap dökümleri, vergi kayıtları, SGK kayıtları, varsa icra dosyaları vb.) eksiksiz bir şekilde mahkemeye sunulması veya celbinin talep edilmesi (Madde 18, Madde 20) davanın ispatı açısından kritik öneme sahiptir.
c. Adli Yardım Talebi: Dilekçede yer alan adli yardım talebi (Madde 12, Madde 13, Madde 14), HMK m. 334 vd. maddelerinde düzenlenen koşulların (fakirlik belgesi, mali durum araştırması vb. delillerle ispatlanması gereken yoksulluk hali) varlığı halinde mahkemece kabul edilebilir. Bu talebin de gerekli belgelerle desteklenmesi gerekmektedir.
7. SONUÇ
Mirasın hükmen reddi (TMK m. 605/2), mirasçıları, mirasbırakanın ölüm anında zaten ödemeden aciz durumda olan bir terekenin borç yükünden koruyan önemli bir hukuki müessesedir. Açık ret beyanına ve süreye tabi olmaması, onu uygulamada özellikle alacaklı takiplerine karşı bir savunma aracı haline getirmektedir. Ancak bu karinenin sonuçlarından yararlanabilmek için, ölüm anındaki borca batıklığın açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olduğunun mahkeme önünde usulüne uygun şekilde ispatlanması gerekmektedir. Bu nedenle, mirasın hükmen reddinin tespiti davası, dikkatli bir hazırlık ve yeterli delil sunumu gerektiren bir dava türüdür.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Mirasın hükmen reddi talebimizdir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkillerimin üst soyu olan ... (TC: ) _._.20_ tarihinde vefat etmiştir.
2. Müteveffa ... Davalı bankadan kullanmış oluğu kredileri ve kredi kartı borçlarını ödeyemeden vefat etmiş, Müteveffanın Mirasçısı olan Müvekkillerim aleyhine Davalı tarafından icra takibi başlatılmıştır.
3. Davalının, ... İcra Müdürlüğünün / Esas Sayılı dosyası üzerinden başlatmış olduğu takibe tarafımızca itiraz edilerek takip durdurulmuştur.
4. Kural olarak mirasçılar mirası 3 aylık yasal süre içerisinde reddetmelidir. Ancak TMK'nın ilgili hükümleri gereğince ''Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi (borca batık olduğu) açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras hükmen reddedilmiş sayılır.'' İlgili yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere mirasın hükmen reddi herhangi bir süreye bağlanmamıştır.
5. Borçlu Müteveffa ...'nın ölüm tarihi itibariyle taşınır, taşınmaz, nakit veya başkaca herhangi bir mal varlığı bulunmamaktadır. Ölüm tarihi itibariyle Borçlu Müteveffanın pasifi aktifinden fazladır.
6. Sayın Mahkemenizce de araştırıldığında bu husus tespit edilecektir.
7. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. TMK'nın ilgili hükümleri ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince mirasın hükmen reddinin tespiti davası herhangi bir süreye tabi değildir ve davada Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır: