- KYOK İtiraz Talebi
- Talep Sonucu
KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARARA İTİRAZ: HUKUKİ NİTELİĞİ, SÜRECİ VE DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
Ceza muhakemesi süreci, suç şüphesinin öğrenilmesiyle başlayan ve mahkumiyet hükmünün kesinleşmesine kadar devam eden, belirli ilkelere ve usul kurallarına tabi bir faaliyettir. Bu sürecin önemli aşamalarından biri olan soruşturma evresi, Cumhuriyet savcısının suç işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenmesiyle başlar ve kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmesi halinde iddianame düzenlenmesiyle veya aksi durumda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmesiyle sona erer. KYOK kararı, soruşturma evresini sonlandıran ancak kesin hüküm niteliği taşımayan, kanun yolu denetimine tabi bir Cumhuriyet savcılığı kararıdır. Bu makalede, Türk Ceza Muhakemesi Hukuku sisteminde KYOK kararına itiraz müessesesi, hukuki niteliği, başvuru süreci, itiraz merciinin inceleme usulü ve yetkileri ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR (KYOK) VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Soruşturma evresinin temel amacı, maddi gerçeği araştırmak ve toplanan deliller ışığında suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse kim tarafından işlendiği hususunda bir kanaate varmaktır. Cumhuriyet savcısı, yürüttüğü soruşturma neticesinde kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. Bu karar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 172. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. (Madde 1)
CMK Madde 172/1'e göre, Cumhuriyet savcısı aşağıdaki hallerde KYOK kararı verebilir:
a. Kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi: Soruşturma sonunda toplanan delillerin, şüpheli hakkında bir mahkumiyet kararı verilmesi ihtimalini kuvvetlendirecek yoğunlukta olmaması durumudur. Bu değerlendirme, CMK Madde 170/2'de düzenlenen "yeterli şüphe" kavramı ekseninde yapılır.
b. Kovuşturma olanağının bulunmaması: Şikayete tabi suçlarda şikayetin bulunmaması, zamanaşımı süresinin dolması, şüphelinin ölümü, af gibi muhakeme şartlarının gerçekleşmemesi veya muhakeme engellerinin bulunması halleridir.
KYOK kararı, soruşturma dosyasını kapatan ve şüpheli hakkında o aşamada bir kamu davası açılmasını engelleyen bir nitelik taşır. Ancak bu karar, yeni delil ortaya çıkması halinde Cumhuriyet savcısının aynı fiilden dolayı tekrar soruşturma yapmasına ve yeterli şüpheye ulaşması durumunda kamu davası açmasına engel teşkil etmez (CMK Madde 172/2).
2. KYOK KARARINA KARŞI İTİRAZ KANUN YOLU
Cumhuriyet savcısının verdiği KYOK kararı, idari nitelikte bir işlem olup, kesin hüküm teşkil etmez ve yargısal denetime tabidir. Bu denetim yolu, CMK'nın 173. maddesinde düzenlenen "itiraz" kanun yoludur. KYOK kararına karşı itiraz edilmesi, mağdur veya suçtan zarar görenin hak arama hürriyetinin ve adalete erişim hakkının önemli bir güvencesidir.
a. İtiraz Hakkı Sahibi: KYOK kararına karşı, suçtan zarar gören veya müşteki (şikayetçi) itiraz edebilir (CMK Madde 173/1). İşbu Dilekçe'de de müşteki vekili tarafından itiraz hakkının kullanıldığı görülmektedir.
b. İtiraz Süresi: İtiraz hakkı, KYOK kararının suçtan zarar görene veya müştekiye tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde kullanılmalıdır (CMK Madde 173/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir. İşbu Dilekçe'de kararın tebliğ edildiği ve süresi içinde itiraz edildiği belirtilmektedir (Madde 1).
c. İtiraz Mercii: KYOK kararına karşı yapılacak itiraz, kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır (CMK Madde 173/1). Dilekçe, kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla ilgili Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere sunulur. İşbu Dilekçe'nin başlık kısmında da bu usule uygun hareket edildiği anlaşılmaktadır.
d. İtirazın Şekli: İtiraz, bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede, itiraz edilen KYOK kararının tarih ve sayısı, itiraz nedenleri ve talepler açıkça belirtilmelidir. İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve delillerin gösterilmesi önem arz eder (CMK Madde 173/2). İşbu Dilekçe'de de itiraz nedenleri açıklanmış ve delillere atıf yapılmıştır (Madde 2, Madde 4, Madde 5, Madde 6, Madde 10).
3. İTİRAZIN ESAS YÖNÜNDEN İNCELENMESİ VE "YETERLİ ŞÜPHE" KAVRAMI
Sulh Ceza Hakimliği, itirazı incelerken öncelikle usuli şartların (süre, hak sahibi, yetkili merci) yerine getirilip getirilmediğini kontrol eder. Usuli eksiklik yoksa itirazın esası hakkında bir değerlendirme yapar. Esas incelemesinde Hakimlik, Cumhuriyet savcısının KYOK kararının yerindeliğini denetler. Bu denetimin merkezinde, CMK Madde 170/2'de düzenlenen "yeterli şüphe" kavramı yer alır.
CMK Madde 170/2'ye göre, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." Yeterli şüphe, soyut bir kuşkunun ötesinde, toplanan delillere göre suçun işlendiğine ve şüpheli tarafından işlendiğine dair makul, ciddi bir olasılığın bulunmasıdır. Kamu davası açılabilmesi için mahkumiyete yeter kesinlikte delil aranmaz; ancak yargılamayı gerektirecek düzeyde, somut olgulara dayanan bir şüphenin varlığı aranır.
İtiraz dilekçelerinde genellikle, Cumhuriyet savcısının "yeterli şüphe" değerlendirmesinde hata yaptığı, mevcut delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu veya soruşturmanın eksik yapıldığı ve toplanması gereken başka delillerin bulunduğu iddia edilir. İşbu Dilekçe'de de, şikayet konusu suçların şüpheli tarafından işlendiğine dair yeterli şüphe bulunduğu halde KYOK kararı verilmesinin CMK Madde 170/2'ye aykırı olduğu ileri sürülmektedir (Madde 2).
Sulh Ceza Hakimliği, dosyayı inceleyerek mevcut delillerin CMK Madde 170/2 anlamında yeterli şüphe oluşturup oluşturmadığını değerlendirir. Bu değerlendirme, sadece dosyadaki mevcut delillerle sınırlı olabileceği gibi, gerekli görülmesi halinde soruşturmanın genişletilmesi yoluyla yeni delillerin toplanmasından sonra da yapılabilir.
4. SULH CEZA HAKİMLİĞİ'NİN İTİRAZI DEĞERLENDİRME SÜRECİ VE YETKİLERİ
Sulh Ceza Hakimliği, itiraz üzerine dosyayı ve delilleri inceledikten sonra bir karar verir. Bu süreçte Hakimlik, CMK Madde 173'te belirtilen yetkilere sahiptir:
a. Soruşturmanın Genişletilmesi Talebi: Hakimlik, mevcut soruşturmanın eksik olduğu veya araştırılması gereken başka hususlar olduğu kanaatine varırsa, soruşturmanın genişletilmesine karar verebilir (CMK Madde 173/3). Bu durumda, belirli araştırma işlemlerinin yapılması veya belirli delillerin toplanması için dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığına iade edebilir. İşbu Dilekçe'de de soruşturma aşamasında eksik inceleme yapıldığı iddiasıyla belirli delillerin toplanması amacıyla soruşturmanın genişletilmesi talep edilmektedir (Madde 3, Madde 6).
b. Cumhuriyet Savcısının Görüşünü Alma: Hakimlik, karar vermeden önce Cumhuriyet savcısından yazılı veya sözlü görüş isteyebilir.
c. Karar Verme: Hakimlik, yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda itiraz hakkında bir karar verir. Bu karar iki şekilde olabilir:
i. İtirazın Reddi: Hakimlik, Cumhuriyet savcısının KYOK kararını yerinde bulursa, yani kamu davası açılması için yeterli şüphe olmadığı veya kovuşturma olanağının bulunmadığı kanaatine varırsa, itirazı reddeder. Bu karar kesindir (CMK Madde 173/5). Ancak, CMK Madde 172/2 uyarınca yeni delil ortaya çıkması halinde yeniden soruşturma yapılması mümkündür.
ii. İtirazın Kabulü: Hakimlik, itirazı haklı bulursa, yani kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu veya kovuşturma olanağının bulunduğu sonucuna varırsa, itirazın kabulüne karar verir. Bu durumda KYOK kararı kaldırılır ve Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek kamu davası açmak zorundadır (CMK Madde 173/4). İtirazın kabulü kararı üzerine savcının iddianame düzenleme zorunluluğu, savcının takdir yetkisini ortadan kaldırır. İşbu Dilekçe'nin talep sonucu kısmında da itirazın kabulü ile KYOK kararının kaldırılarak kamu davası açılmasına karar verilmesi istenmektedir (Madde 9, Talep Sonucu 1, Talep Sonucu 2).
5. HAK ARAMA HÜRRİYETİ BAĞLAMINDA KYOK KARARINA İTİRAZ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğunu güvence altına almaktadır. Bu temel hak, "hak arama hürriyeti" olarak ifade edilir. KYOK kararına itiraz müessesesi, suçtan zarar gören veya müştekinin hak arama hürriyetinin ceza muhakemesi alanındaki önemli bir tezahürüdür.
Cumhuriyet savcısının KYOK kararı, şüpheli lehine bir sonuç doğurmakla birlikte, suçun mağduru açısından adaletin tecelli etmediği veya gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılmadığı hissini yaratabilir. İtiraz yolu, bu kararın bir yargı makamı tarafından denetlenmesini sağlayarak, olası hataların düzeltilmesine ve mağdurun yargısal yollara başvurma hakkının korunmasına hizmet eder. İşbu Dilekçe'de de KYOK kararının müştekinin Anayasa'da yer alan hak arama hürriyetinin önüne geçtiği vurgulanmaktadır (Madde 2). Sulh Ceza Hakimliğinin itiraz üzerine yapacağı denetim, hem bireylerin adalete erişimini sağlar hem de ceza adalet sisteminin güvenilirliğini artırır.
6. İŞBU DİLEKÇENİN ŞEKLİ VE USULİ UNSURLARI
Hukuki süreçlerde dilekçeler, taleplerin ve iddiaların yetkili makamlara usulüne uygun olarak iletilmesini sağlayan temel araçlardır. KYOK kararına itiraz dilekçesi de belirli unsurları içermelidir. İşbu Dilekçe incelendiğinde, temel unsurları barındıran bir yapıya sahip olduğu görülmektedir:
a. Başlık ve Muhatap: Dilekçenin hangi makama sunulduğu (ilgili Sulh Ceza Hakimliği) ve hangi merci aracılığıyla gönderildiği (ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı) belirtilmiştir.
b. Taraflar: Müşteki (ve varsa vekili) ile şüphelinin kimlik bilgileri yer almalıdır. İşbu Dilekçe'de bu kısımlar için yer ayrıldığı görülmektedir.
c. Soruşturma Bilgileri: İtiraz edilen KYOK kararının hangi soruşturma dosyasına (Soruşturma No) ve hangi karara (Karar No, Tarih) ilişkin olduğu açıkça belirtilmiştir (Madde 1).
d. Konu: Dilekçenin amacı, yani KYOK kararına itiraz olduğu kısaca ifade edilmiştir (Konu).
e. Açıklamalar (İtiraz Nedenleri): Kararın neden hukuka aykırı olduğu, hangi delillerin yeterli şüphe oluşturduğu, soruşturmada hangi eksikliklerin bulunduğu gibi hususlar detaylı bir şekilde açıklanmalıdır (Madde 2, Madde 4, Madde 5, Madde 6). Yasal dayanaklara (TCK, CMK maddeleri) atıf yapılması argümanları güçlendirir (Madde 1, Madde 2, Madde 4).
f. Deliller: İtirazı destekleyen mevcut deliller ve toplanması istenen deliller belirtilmelidir (Madde 6, Madde 10).
g. Talep Sonucu: Dilekçenin sonunda, Sulh Ceza Hakimliğinden ne talep edildiği (itirazın kabulü, KYOK kararının kaldırılması, kamu davası açılmasına karar verilmesi) net bir şekilde ifade edilmelidir (Madde 9).
h. İmza ve Tarih: Dilekçe, itiraz eden veya vekili tarafından imzalanmalı ve tarih atılmalıdır (Madde 11). Varsa ekler de belirtilmelidir (Ekler, Madde 10).
SONUÇ:
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz, Türk ceza muhakemesi sisteminde Cumhuriyet savcısının soruşturma evresindeki takdir yetkisini dengeleyen ve suçtan zarar görenlerin hak arama hürriyetini güvence altına alan önemli bir kanun yoludur. CMK Madde 173'te düzenlenen bu mekanizma, Sulh Ceza Hakimliğine, KYOK kararının hukuka uygunluğunu ve özellikle kamu davası açılması için "yeterli şüphe" bulunup bulunmadığını denetleme yetkisi verir. İşbu Dilekçe örneğinde de görüldüğü üzere, itirazın usulüne uygun yapılması, gerekçelerin ve delillerin somut bir şekilde ortaya konulması, taleplerin açıkça belirtilmesi, itirazın başarıya ulaşması açısından kritik öneme sahiptir. Sulh Ceza Hakimliğinin yapacağı inceleme sonucunda vereceği karar, ya KYOK kararını kesinleştirerek soruşturmayı o aşamada sonlandıracak ya da kararı kaldırarak kamu davası açılması yolunu açacaktır.
T.C
...SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
Gönderilmek Üzere
...CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
SORUŞTURMA NO : /
MÜŞTEKİ :
VEKİLİ : Av.
ŞÜPHELİ :
KONU : Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itirazdır.
AÇIKLAMALAR :
1. ...Cumhuriyet Başsavcılığına _._.20_ tarihinde