- İşe İade Sonrasında İşverene İşe Başlama Başvurusu
İŞE İADE KARARI SONRASI İŞVERENE YAPILACAK İŞE BAŞLATMA BAŞVURUSUNUN HUKUKİ ANALİZİ
1. GİRİŞ
Türk İş Hukuku sisteminde iş güvencesi, belirli koşulları taşıyan işçilerin iş sözleşmelerinin işveren tarafından keyfi veya geçersiz nedenlerle feshine karşı korunmasını amaçlayan temel bir müessesedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. ve devamı maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümleri, işçinin işini koruması amacıyla feshe karşı itiraz hakkı ve feshin geçersizliğinin tespiti halinde işe iade edilme imkanı tanımaktadır. İşe iade davası sonucunda feshin geçersizliğine ve işçinin işe iadesine karar verilmesi, iş ilişkisinin kendiliğinden yeniden kurulduğu anlamına gelmemektedir. İş Kanunu'nun 21. maddesi, mahkeme kararının hukuki sonuç doğurabilmesi için işçinin işverene belirli bir süre içerisinde işe başlatılması talebiyle başvuruda bulunmasını zorunlu kılmaktadır. İşbu makalede, işe iade kararının ardından işçinin işverene yapacağı işe başlatma başvurusunun hukuki niteliği, koşulları, usulü, tarafların yükümlülükleri ve başvurunun sonuçları, ilgili mevzuat, doktrin görüşleri ve Yargıtay uygulamaları ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
2. İŞE İADE DAVASI VE SONUÇLARI
4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli bir sebep gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasıyla feshedilmesi durumunda, işçi, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde İş Mahkemesinde işe iade davası açılabilir.
Mahkeme, yaptığı yargılama sonucunda feshin geçersizliğine karar verirse, aynı kararda işçinin işe başlatılmaması halinde işverenin ödemesi gereken tazminat miktarını (işçinin en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında) ve işçinin kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını da belirler (İş Kanunu Md. 21/1, 21/3). Ancak, mahkemenin işe iade kararı vermesi, işçinin otomatik olarak işe başladığı veya iş ilişkisinin kesintisiz devam ettiği anlamına gelmez. Kararın sonuçlarının doğması, işçinin Kanun'da öngörülen süre ve usulde işverene başvurmasına bağlıdır.
3. İŞE BAŞLATMA BAŞVURUSUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ VE UNSURLARI
İşe iade kararının ardından işçinin işverene yaptığı işe başlatma başvurusu, mahkeme kararının icrasını sağlayan ve işe iade veya tazminat alacaklarının muaccel hale gelmesi için gerekli olan hukuki bir işlemdir.
a. Hukuki Nitelik
İşe başlatma başvurusu, işçinin işe iade kararının gereğinin yerine getirilmesi yönündeki iradesini işverene bildirdiği, tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanıdır. Bu başvuru, işe iade kararının sonuçlarından yararlanabilmek için Kanun'un aradığı bir ön koşul niteliğindedir. İşçinin bu başvuruyu yapmasıyla birlikte, işverenin işe başlatma veya başlatmama yönündeki hukuki süreci işlemeye başlar.
b. Başvurunun Tarafları
Başvurunun aktif tarafı, lehine işe iade kararı verilen işçi veya vekili; pasif tarafı ise aleyhine işe iade kararı verilen işverendir (İşbu Dilekçe, "BAŞVURUDA BULUNAN" ve "İŞVEREN" başlıkları ile tarafları belirtmektedir).
c. Başvurunun Konusu
Başvurunun konusu, işçinin kesinleşen veya tebliğ edilen mahkeme kararına dayanarak işe başlama isteğini açık ve net bir şekilde işverene bildirmesidir (İşbu Dilekçe'nin "KONU" bölümü ve "AÇIKLAMALAR" bölümündeki 3. madde bu unsuru içermektedir). İşçi, işe iade kararında belirtilen koşullar çerçevesinde (eski işi veya benzer bir pozisyon, güncel haklar) işe dönme arzusunu ifade etmelidir (Madde 3).
d. Başvuru Süresi
İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrası uyarınca işçi, kesinleşen mahkeme kararının veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. On işgünlük sürenin başlangıcı, gerekçeli kararın işçiye veya vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihtir. Yargıtay kararlarında, sürenin işlemeye başlaması için gerekçeli kararın tebliğinin esas alındığı vurgulanmaktadır. İşçinin bu süre içinde başvuruda bulunmaması halinde, işverence yapılan fesih geçerli bir fesih gibi sonuç doğurur ve işçi, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretini talep etme hakkını kaybeder. İşveren bu durumda sadece feshin diğer hukuki sonuçlarından (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi koşulları varsa) sorumlu olur.
e. Başvurunun Şekli
Kanunda başvurunun şekline ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, ispat kolaylığı açısından başvurunun yazılı olarak yapılması ve tebliğ tarihinin resmi olarak belgelendirilmesi (örneğin, noter aracılığıyla ihtarname göndermek veya iadeli taahhütlü posta yoluyla) şiddetle tavsiye edilir. İşbu Dilekçe gibi yazılı bir metin kullanılması, talebin içeriğini ve başvuru iradesini net bir şekilde ortaya koyar. Sözlü başvuru hukuken geçerli olsa da, ispatı son derece güçtür ve hak kayıplarına yol açabilir.
f. Başvurunun İçeriği ve Samimiyet
Başvurunun içeriğinde, işe iade kararına atıf yapılması (Madde 2), işe başlama talebinin açıkça belirtilmesi (Madde 3, Madde 5.1) ve işçinin işe başlamaya hazır olduğunun ifade edilmesi yer almalıdır. Doktrin ve Yargıtay uygulamasında önemle üzerinde durulan bir diğer husus ise başvurunun "samimi" olmasıdır. İşçinin gerçek amacının işe başlamak olması gerekir. Sadece işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretini alabilmek amacıyla, gerçekte işe başlama niyeti olmadan yapılan başvurular samimi kabul edilmeyebilir ve işverenin işe başlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırabilir. İşçinin işe başlamaya hazır olduğunu belirtmesi ve işverenin daveti üzerine makul sürede işbaşı yapması samimiyetin göstergelerindendir.
4. İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE SEÇENEKLERİ
İşçinin süresi içinde ve usulüne uygun olarak yaptığı işe başlatma başvurusu üzerine işverenin belirli yükümlülükleri ve seçenekleri doğar:
a. Başvuruyu Değerlendirme
İşveren öncelikle başvurunun Kanunda öngörülen on işgünlük hak düşürücü süre içinde yapılıp yapılmadığını ve başvuranın işe başlama iradesinin ciddiyetini değerlendirir.
b. İşe Başlatma Yükümlülüğü
Usulüne uygun başvuru halinde, İş Kanunu Md. 21/5 uyarınca işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Bu bir aylık süre, işçinin başvurusunun işverene tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
c. İşe Başlatma Daveti
İşveren, işçiyi işe başlatma kararı alırsa, işe başlama tarihini, çalışma koşullarını ve hangi görevde başlatılacağını işçiye yazılı olarak bildirmelidir (İşbu Dilekçe'de bu bildirim talebi Madde 5.2'de yer almaktadır). İşverenin teklif edeceği iş, öncelikle işçinin fesih öncesi çalıştığı işi olmalıdır. Bu mümkün değilse, çalışma koşulları (ücret, görev, unvan vb.) açısından önceki işine denk bir iş teklif edilmelidir. İşçinin ücreti ve diğer sosyal hakları, boşta geçen süre içinde emsal işçilere yapılan artışlar veya işyerindeki genel ücret düzenlemeleri dikkate alınarak güncellenmelidir (Madde 3'te bu hususa değinilmiştir).
d. İşe Başlatmama Seçeneği
İşveren, işe başlatma başvurusuna rağmen işçiyi işe başlatmamayı tercih edebilir. Bu, işverenin Kanundan doğan bir takdir hakkı olmamakla birlikte, fiili bir durum olarak ortaya çıkabilir ve Kanun bunun sonuçlarını ayrıca düzenlemiştir. İşverenin işçiyi işe başlatmayacağını açıkça bildirmesi veya bir aylık süre içinde işe başlatma yönünde bir davette bulunmaması, işe başlatmama iradesi olarak kabul edilir.
5. BAŞVURU SONRASI HUKUKİ SONUÇLAR
İşe başlatma başvurusunun ardından işverenin tutumuna göre farklı hukuki sonuçlar ortaya çıkar:
a. İşçinin İşe Başlatılması Durumu
İşveren, bir aylık süre içinde işçiyi işe başlatırsa:
* İş sözleşmesi, fesih hiç yapılmamış gibi devam eder.
* İşveren, işçiye mahkeme kararında hükmedilen ve kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer haklarını (boşta geçen süre ücreti) ödemek zorundadır (İş Kanunu Md. 21/3). Bu ücrete ilişkin yasal kesintiler (vergi, SGK primi) yapılır ve bu süreler hizmet süresinden sayılır.
* İşçi, işverenin usulüne uygun yaptığı işe başlama davetine icabet etmek ve belirtilen tarihte işbaşı yapmakla yükümlüdür. Haklı bir nedeni olmaksızın işbaşı yapmayan işçinin iş sözleşmesi, işverence yapılan ilk feshin geçerli hale gelmesi suretiyle sona erer ve işçi işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretini talep edemez.
b. İşçinin İşe Başlatılmaması Durumu
İşveren, işçinin süresinde yaptığı başvuruya rağmen bir ay içinde işe başlatmazsa (açıkça reddederek veya sessiz kalarak):
* İş sözleşmesi, işverenin işe başlatmadığı tarihte sona ermiş sayılır.
* İşveren, mahkeme kararında belirlenen işe başlatmama tazminatını (4 ila 8 aylık ücret tutarında) işçiye ödemekle yükümlü olur (İş Kanunu Md. 21/1).
* İşveren, ayrıca mahkeme kararında hükmedilen dört aya kadar boşta geçen süre ücretini ve diğer haklarını da ödemek zorundadır (İş Kanunu Md. 21/3).
* Fesih, işe başlatmama anında gerçekleşmiş sayılacağından, işçinin kıdem ve ihbar tazminatı gibi diğer feshe bağlı hakları, boşta geçen sürenin de eklenmesiyle bulunan toplam hizmet süresi üzerinden ve işçinin işe başlatılmadığı tarihteki giydirilmiş brüt ücreti esas alınarak hesaplanır.
c. İşçinin Süresinde Başvuru Yapmaması Durumu
İşçi, kesinleşen kararın tebliğinden itibaren on işgünü içinde işverene başvurmazsa, işverence yapılan ilk fesih geçerli hale gelir (İş Kanunu Md. 21/5). Bu durumda işçi, işe iade hakkını, işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen süre ücretini kaybeder. Sadece, eğer koşulları varsa, ilk fesih tarihine göre hesaplanacak kıdem ve ihbar tazminatı gibi diğer haklarını talep edebilir.
d. İşçinin İşe Başlama Davetine Uymaması Durumu
İşveren süresi içinde samimi bir işe başlatma davetinde bulunur, ancak işçi haklı bir mazereti olmaksızın işe başlamazsa, yine ilk fesih geçerli hale gelir ve işçi işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretini alamaz.
6. İLGİLİ MEVZUAT
İşe iade süreci ve işe başlatma başvurusuna ilişkin temel düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanunu'nda yer almaktadır. Özellikle aşağıdaki maddeler konuyu doğrudan düzenlemektedir:
Madde 18: Feshin Geçerli Sebebe Dayandırılması (İş güvencesinin kapsamı ve koşulları)
Madde 20: Fesih Bildirimine İtiraz ve Usulü (Dava açma süresi, arabuluculuk)
Madde 21: Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonuçları (İşe iade kararı, işe başlatma başvurusu süresi, işverenin yükümlülükleri, tazminat ve boşta geçen süre ücreti)
Ayrıca, başvurunun ve mahkeme kararının tebliğine ilişkin usuller bakımından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri de uygulama alanı bulmaktadır.
7. DOKTRİN GÖRÜŞLERİ VE YARGITAY UYGULAMASI
Doktrin ve Yargıtay kararları, Kanun metnindeki bazı boşlukları doldurmakta ve uygulamaya yön vermektedir:
Samimi Başvuru: Yargıtay, işçinin işe başlama başvurusunun samimi olması gerektiğini, yani gerçek niyetinin işe dönmek olması gerektiğini istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır. İşçinin işverenin davetine rağmen işe başlamaması veya işe başlama konusunda isteksiz tavırlar sergilemesi, başvurunun samimi olmadığına karine teşkil edebilir.
Sürelerin Hesaplanması: On işgünlük başvuru süresi ile bir aylık işe başlatma süresinin "işgünü" esasına göre mi yoksa takvim günü esasına göre mi hesaplanacağı konusunda tereddütler yaşanabilmektedir. Kanun metni on işgünü ifadesini kullandığından başvuru süresi işgünü olarak hesaplanmalıdır. Bir aylık işe başlatma süresi ise genellikle takvim ayı olarak yorumlanmaktadır. Sürelerin başlangıcı konusunda Yargıtay, kural olarak gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ tarihini esas almaktadır.
İspat Yükü: İşe başlatma başvurusunun süresi içinde ve usulüne uygun yapıldığını ispat yükü işçiye aittir. Bu nedenle yazılı ve tebliğ şerhli başvuru yöntemleri önem kazanmaktadır.
Eşdeğer İş: İşverenin teklif ettiği işin "eşdeğer" olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusu olabilir. Yargıtay, eşdeğer işin belirlenmesinde sadece ücretin değil, aynı zamanda görev tanımı, unvan, çalışma koşulları, işyerinin bulunduğu yer gibi faktörlerin de dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir.
Ücret ve Hakların Belirlenmesi: Boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının hesabında esas alınacak ücret, işçinin emsal işçilere ödenen veya işyerindeki ücret artışları uygulanmış giydirilmiş brüt ücretidir.
8. DİLEKÇE TASLAĞINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Genel olarak işe başlatma başvurusunun temel unsurlarını içeren bir dilekçe taslağı hazırlanmıştır. Ancak, hukuki süreçte ispat ve kesinlik açısından bazı eklemelerin faydalı olabileceği değerlendirilmektedir:
a. Süre Unsurunun Belirtilmesi
İşe başlatma başvurusunun en kritik unsurlarından biri süresinde yapılmasıdır. Dilekçenin "AÇIKLAMALAR" bölümünde, işe iade kararının kesinleşme veya tebliğ tarihine kısaca değinildikten sonra (Madde 2), başvurunun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinde öngörülen on işgünlük yasal süre içerisinde yapıldığına dair bir ifadenin eklenmesi, başvurunun zamanında yapıldığı iddiasını pekiştirecektir.
b. Tebligat Bilgileri
Yine "AÇIKLAMALAR" bölümünde, işe iadeye ilişkin gerekçeli mahkeme kararının işçiye veya vekiline tebliğ edildiği tarihin açıkça belirtilmesi, on işgünlük sürenin başlangıcını netleştirecek ve olası süre aşıldı iddialarının önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, "... Mahkemesi .../... E. .../... K. sayılı .../.../20.. tarihli ilamı tarafıma/vekilime .../.../20.. tarihinde tebliğ edilmiştir." şeklinde bir ifade eklenebilir.
c. Ekler Bölümü
İşbu Dilekçe'nin "EKLER" bölümünde mahkeme kararının örnek olarak sunulacağı belirtilmiştir (Ekler Madde 1). Başvurunun süresinde yapıldığını tevsik etmek amacıyla, eğer mevcutsa, mahkeme kararının tebliğ edildiğine dair belgenin (tebliğ mazbatası) bir örneğinin de eklere dahil edilmesi ispat açısından fayda sağlayacaktır.
9. SONUÇ
İşe iade davası sonucunda verilen kararın ardından işçinin işverene işe başlatma talebiyle başvurması, iş güvencesi müessesesinin hayata geçirilmesi ve mahkeme kararının hukuki sonuçlarını doğurması açısından vazgeçilmez bir adımdır. İşçinin, kesinleşen veya tebliğ edilen mahkeme kararına istinaden, on işgünlük hak düşürücü süre içinde, işe başlama iradesini açık ve samimi bir şekilde ortaya koyarak işverene başvurması gerekmektedir. Bu başvurunun usulüne uygun yapılması, işçinin işe iade edilme veya işe başlatılmaması halinde Kanunda öngörülen tazminat ve ücret alacaklarına hak kazanabilmesi için zorunludur. İşveren ise bu başvuru üzerine bir ay içinde işçiyi işe başlatma veya başlatmama yönünde hareket etmek durumundadır ve her iki durumda da Kanunda belirtilen hukuki sonuçlarla karşılaşacaktır. Süreler, şekil şartları ve ispat külfeti gibi usuli detaylar hak kayıplarına yol açabileceğinden, sürecin dikkatle takip edilmesi ve başvurunun ispatı kabil yöntemlerle yapılması büyük önem taşımaktadır.
BAŞVURUDA BULUNAN :
İŞVEREN :
KONU : İşe iade kararı sonucu işe başlatma başvurusudur.
AÇIKLAMALAR :