- İlamlı İcra Takibinin İptali Geriye Bırakılması Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
İLAMLI İCRANIN GERİYE BIRAKILMASI VE İPTALİ: HUKUKİ DAYANAKLAR, KOŞULLAR VE USUL
Giriş olarak, ilamlı icra takibi, alacaklının mahkeme kararı (ilam) veya kanunlarca ilam niteliğinde sayılan bir belgeye dayanarak borçlunun malvarlığı üzerinde cebri icra yoluyla alacağını tahsil etme sürecidir. Hukuk sistemimizde mahkeme kararlarının kesinliği ve bağlayıcılığı (kesin hüküm) esastır. Ancak bazı istisnai durumlarda, ilamın veya dayanak belgenin kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan ve borcun sona erdiğini veya ertelendiğini gösteren sebeplerle, başlatılmış olan ilamlı icra takibinin durdurulması veya iptal edilmesi mümkündür. Bu durumlar, temel olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 33. ve 33/a maddelerinde düzenlenmiştir. İşbu makale, bu hukuki yolların mahiyetini, şartlarını ve usulünü ele alacaktır.
1. İLAMLI İCRANIN GERİYE BIRAKILMASI (İİK Madde 33)
İİK Madde 33, ilamlı icra takibine karşı koymanın sınırlı yollarından birini teşkil eder. Bu maddeye göre borçlu, icra emrinin tebliğinden sonraki bir dönemde, borcun itfa edildiğini (ödendiğini/sona erdiğini) veya ertelendiğini (imhal) yahut zamanaşımına uğradığını (bu sonuncusu artık özel olarak 33/a'da düzenlenmekle birlikte, 33. maddenin lafzında halen yer almaktadır) ileri sürerek icra mahkemesinden takibin geri bırakılmasını talep edebilir.
a. İtfa Nedeniyle Geri Bırakma:
Borçlunun, takibe konu olan borcu, ilamın kesinleşmesinden sonra fakat icra emrinin tebliğinden sonraki bir dönemde (veya icra takibi devam ederken) ödediğini veya başka bir sebeple (örneğin ibra, takas) sona erdirdiğini iddia etmesidir (Madde 2, Madde 5-8). İtfa iddiasının icra mahkemesinde kabul edilebilmesi için, bu durumun İİK Madde 33/1'de belirtilen nitelikte belgelerle ispat edilmesi zorunludur. Bu belgeler şunlardır:
i. Yetkili mercilerce re'sen düzenlenmiş veya usulüne göre tasdik edilmiş belgeler (örneğin noter senedi).
ii. İmzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş (kabul edilmiş) adi senet.
Doktrin ve Yargıtay uygulamasına göre, banka dekontları da, eğer açıklaması borcun ödendiğine dair bir şüpheye yer bırakmıyorsa ve alacaklının hesabına yapılmışsa, itfa belgesi olarak değerlendirilebilmektedir. İspat yükü borçlu üzerindedir.
b. İmhal (Erteleme/Süre Verilmesi) Nedeniyle Geri Bırakma:
Borçlunun, ilamın kesinleşmesinden sonra, alacaklının kendisine borcu ödemesi için bir süre verdiğini (mühlet) veya alacağı ertelediğini iddia etmesidir (Madde 4, Madde 12-15). İmhal iddiasının da, tıpkı itfa iddiası gibi, İİK Madde 33/1'de sayılan nitelikte belgelerle (yetkili mercice düzenlenmiş/onaylanmış belge veya imzası ikrar edilmiş adi senet) ispatlanması gerekir. Alacaklının borçluya süre tanıdığını gösteren bu belgeler sunulduğunda, mahkeme verilen süre sonuna kadar icranın geri bırakılmasına karar verebilir. İspat yükü yine borçluya aittir.
c. İİK Madde 33 Kapsamında Usul:
İtfa veya imhal iddiasına dayalı geri bırakma talebi, icra takibinin yapıldığı yerdeki İcra Hukuk Mahkemesine yapılır. İİK Madde 33, bu talep için özel bir süre öngörmez; takip konusu alacak tamamen tahsil edilinceye veya mal teslim edilinceye kadar bu talepte bulunulabilir. Ancak, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde başvurulması halinde, İİK Madde 33/3 uyarınca, borçlunun talebi üzerine icra mahkemesi hakimi, geri bırakma talebi hakkındaki kararını verinceye kadar takibin geçici olarak durdurulmasına (ihtiyati tedbir niteliğinde) karar verebilir. Bu durumda genellikle borçludan teminat alınır. Mahkeme, sunulan belgeler üzerinden basit yargılama usulüne göre inceleme yapar ve talebin kabulü halinde icranın geri bırakılmasına, reddi halinde ise takibin devamına karar verir.
2. İLAMLI İCRADA ZAMANAŞIMI NEDENİYLE İCRANIN GERİYE BIRAKILMASI (İİK Madde 33/a)
İİK Madde 33/a, ilama dayalı takiplerde zamanaşımı definin ileri sürülmesi usulünü özel olarak düzenler. Bu madde, özellikle ilamın kesinleştiği tarih ile icra takibinin başlatıldığı tarih arasında kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu iddiaları için uygulama alanı bulur.
a. Koşullar:
Borçlunun bu maddeye dayanabilmesi için aşağıdaki koşulların varlığı gerekir:
i. Takibin dayanağı olan ilamın (veya İİK Madde 38'deki ilam niteliğindeki belgenin) kesinleştiği tarihten itibaren, ilgili kanunda (genellikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu - TBK) belirtilen zamanaşımı süresinin dolmuş olması (Madde 3, Madde 9-11). Mahkeme ilamlarına dayanan alacaklar için genel zamanaşımı süresi TBK Madde 156/son (eski BK Madde 135/son) uyarınca 10 yıldır. Bu süre, ilamın kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar (Madde 10).
ii. Bu süre içerisinde alacaklı tarafından zamanaşımını kesen veya durduran işlemlerin yapılmamış olması (TBK Madde 154, 155).
iii. Borçlunun, icra emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı defini ileri sürmesi. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.
b. İspat Yükü ve Usul:
Zamanaşımı iddiasında ispat yükü borçluya aittir. Borçlu, ilamın kesinleşme tarihini ve takibin başlama tarihini göstererek 10 yıllık sürenin dolduğunu ispatlamalıdır. Alacaklı ise, zamanaşımı süresi içinde zamanaşımını kesen veya durduran bir sebebin (örneğin borç ikrarı, kısmi ödeme, dava açılması, icra takibi vb.) varlığını ispatlayarak talebin reddini sağlayabilir. İcra mahkemesi, bu iddiayı da basit yargılama usulüne göre inceler. Talep kabul edilirse icranın geri bırakılmasına (fiilen takibin iptali sonucunu doğurur), reddedilirse takibin devamına karar verilir. İİK 33/a'ya dayalı başvurularda, İİK 33/3'teki gibi doğrudan takibi durdurma imkanı açıkça düzenlenmemiştir, ancak genel hükümler çerçevesinde tedbir talep edilebilir.
3. USULİ HUSUSLAR VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
a. Yetkili ve Görevli Mahkeme: Bu tür taleplerde görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yerdeki icra hukuk mahkemesidir (İİK Madde 4).
b. Taraflar: Davacı sıfatı borçluya, davalı sıfatı ise takibi başlatan alacaklıya aittir (Madde 1).
c. Dava Şartları ve Süreler: Genel dava şartlarının (hukuki yarar, taraf ve dava ehliyeti vb.) yanı sıra, özellikle İİK Madde 33/a'daki zamanaşımı iddiası için öngörülen 7 günlük hak düşürücü süreye dikkat edilmelidir. İİK Madde 33'teki itfa ve imhal iddiaları için ise takip bitene kadar başvuru mümkündür.
d. İspat Yükü ve Deliller: Yukarıda belirtildiği gibi, itfa, imhal ve zamanaşımı iddialarında ispat yükü borçluya aittir. İİK Madde 33'teki itfa ve imhal iddiaları için kanunun aradığı nitelikte (resmi veya imzası ikrar edilmiş) yazılı belge sunulması esastır (Madde 25). Tanık dinlenmesi veya yemin teklifi gibi deliller bu tür davalarda kural olarak kabul görmez. Zamanaşımı iddiasında ise ilamın kesinleşme tarihi, takip tarihi ve zamanaşımını kesen/durduran sebeplerin varlığı veya yokluğu belgelerle (mahkeme kararları, tebligat parçaları, ödeme belgeleri vb.) ispatlanır (Madde 23). İsticvap (Madde 23) ve bilirkişi incelemesi (Madde 23) de somut olayın özelliklerine göre delil olarak kullanılabilir.
e. Yargılama Usulü: İcra Hukuk Mahkemesi bu tür talepleri Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) düzenlenen basit yargılama usulüne göre (HMK Madde 316 vd.) inceler. İnceleme, kural olarak dosya üzerinden veya duruşmalı olarak yapılabilir. Mahkeme, takibin dayandığı ilamın esasını (yani ilk davadaki uyuşmazlığı) yeniden inceleyemez; sadece ilamdan sonra ortaya çıkan itfa, imhal veya zamanaşımı iddialarını değerlendirir.
f. Karar ve Sonuçları: Mahkeme, talebi haklı bulursa "icranın geri bırakılmasına" karar verir. Bu karar, ilgili icra dosyası özelinde takibin durdurulması ve/veya iptal edilmesi anlamına gelir (Madde 22). Talep reddedilirse, takip devam eder. İcra Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı, kararın niteliğine ve parasal sınırlara göre istinaf ve temyiz kanun yolları açıktır.
g. Adli Yardım: Dava harç ve masraflarını karşılayacak gücü olmayan borçlular, HMK'daki şartları taşımaları halinde adli yardım talebinde bulunabilirler (Madde 16-19, Madde 21). Talebin kabulü halinde borçlu, yargılama giderlerinden geçici olarak muaf tutulur.
4. DEĞİNİLMESİNDE FAYDA GÖRÜLEN HUSUSLAR
a. İspat Vasıtalarının Niteliği: İİK Madde 33 kapsamında itfa ve imhal iddialarının ispatında kanunun aradığı belge niteliği son derece önemlidir. Adi bir makbuz veya belgenin kabulü için alacaklının imzasını ikrar etmesi (kabul etmesi) şarttır. Alacaklı imzayı inkâr ederse, bu belge tek başına ispat için yeterli olmaz. Banka dekontlarının delil olarak kabulü de Yargıtay kararlarında belirli şartlara bağlanmıştır (açıklama kısmının yeterliliği, paranın alacaklının hesabına geçmesi vb.). Bu nedenle, ispat gücü yüksek, resmi veya noter onaylı belgelerin temini veya imzası ikrar edilmiş adi senetlerin kullanılması, talebin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Bu husus, dilekçenin "Esasa İlişkin Vakıalar" (Madde 5-8, 12-15) ve "Delil Listesi" (Madde 23, 25) bölümlerinde sunulan delillerin niteliği açısından dikkate alınmalıdır.
b. Zamanaşımı Süresinin Hesaplanması ve Kesilmesi/Durması: Zamanaşımı iddiasında (Madde 9-11), ilamın kesinleşme tarihinin net olarak belirlenmesi ve 10 yıllık sürenin bu tarihten itibaren doğru hesaplanması gerekir. Ayrıca, bu süre içinde TBK Madde 154 ve 155'te sayılan zamanaşımını kesen (örneğin, alacaklının icra takibi yapması, dava açması, borçlunun borcu veya faizini ödemesi/ikrar etmesi) veya durduran (örneğin, alacaklının veya borçlunun evli olması, vesayet durumu) sebeplerin olup olmadığı titizlikle araştırılmalıdır. Alacaklının bu yöndeki ispatı, zamanaşımı defini sonuçsuz bırakabilir.
c. İhtiyati Tedbir Talebi: Özellikle İİK Madde 33'e dayalı itfa veya imhal iddiasında, icra mahkemesinden karar verilinceye kadar takibin durdurulması için ihtiyati tedbir talep edilmesi (İİK 33/3), borçlunun hak kaybına uğramasını önleyebilir. Ancak mahkeme bu tedbir kararı için genellikle borçludan teminat yatırmasını isteyecektir. Bu talep, dilekçenin "Talep Sonucu" (Madde 20-22) kısmına eklenebilir.
SONUÇ
İİK Madde 33 ve 33/a, kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayalı takiplerde borçlunun başvurabileceği istisnai hukuki yollardır. İlam sonrası gerçekleşen ödeme, erteleme veya zamanaşımı gibi durumların varlığı halinde borçlu, icra hukuk mahkemesine başvurarak takibin geri bırakılmasını veya iptalini talep edebilir. Ancak bu yollar, özellikle ispat ve süreler açısından sıkı şekil şartlarına tabidir. İtfa ve imhal iddialarında kanunun aradığı nitelikte yazılı delillerin sunulması, zamanaşımı iddiasında ise 7 günlük hak düşürücü süreye riayet edilmesi ve zamanaşımı süresinin dolduğunun doğru bir şekilde ispatlanması büyük önem taşımaktadır.
T.C.
...
İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : İlamlı icra takibinin iptali (geriye bırakılması) talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Davalı; ... Mahkemesinin / Esas, / Karar sayılı ve _._.20_ tarihli ilamına dayalı olarak, ... İcra Müdürlüğü'nün / Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatmıştır.
2. Borcun itfa edilmesi nedeniyle icranın geriye bırakılması gerekmektedir.
3. Borcun zaman aşımına uğraması nedeniyle icranın geriye bırakılması gerekmektedir.
4. Alacaklı tarafından borçluya süre verilmiş olması nedeniyle icranın geriye bırakılması gerekmektedir.
5. ...
II. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
III. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. İtfa Nedeniyle İcranın Geriye Bırakılması Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. Ödeme emri _._.20_ tarihinde Müvekkilime tebliğ edilmiştir. Müvekkilim söz konusu takip borcunu _._.202_ tarihinde haricen alacaklıya ödemiştir.
2. Müvekkilimin dosya borcunu alacaklıya ödemiş olmasına karşın, alacaklı kötü niyetli olarak takibi devam ettirmektedir.
3. Bu nedenle söz konusu icra takibinin geriye bırakılması gerekmektedir.
4. ...