- İcra Emrinin İptali Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
İLAMLI İCRA TAKİBİNDE KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN HALLERDE İCRA EMRİNİN İPTALİ: HUKUKİ DAYANAKLAR, USUL VE SONUÇLARI
GİRİŞ
Türk icra hukukunda alacakların tahsili amacıyla başvurulan temel yollardan biri ilamlı icra takibidir. Bu takip yolu, alacaklının elinde bir mahkeme kararı (ilam) veya kanunen ilam niteliğinde sayılan bir belgenin bulunması halinde gündeme gelir. Kural olarak, mahkeme kararlarının icrası için kararın kesinleşmesi beklenmez. Ancak, kanun koyucu bazı istisnai durumlarda, ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşme şartı aramıştır. Kesinleşmeden icraya konulamayacak bir ilama dayanılarak takip başlatılması ve borçluya icra emri gönderilmesi halinde, bu durumun hukuki sonuçları ve borçlunun başvurabileceği hukuki yollar önem arz etmektedir. İşbu makalede, özellikle kesinleşmeden icraya konulamayacak bir ilama dayanılarak başlatılan takipte icra emrinin iptali talebi, bu talebin hukuki dayanakları, ileri sürülme usulü (şikayet), görevli ve yetkili mahkeme, süresi ve sonuçları, işbu Dilekçe'de (Madde 4, 9) belirtilen iddialar ekseninde ve ilgili mevzuat hükümleri ile Yargıtay içtihatları ışığında detaylı olarak incelenecektir.
İLAMLI İCRA VE KESİNLEŞME ŞARTI
a. İlamlı İcra Kavramı ve Dayanakları
İlamlı icra, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) İkinci Babında (m. 24-41) düzenlenen bir takip yoludur. Bu takip yoluna başvurulabilmesi için alacaklının elinde kural olarak bir mahkeme ilamı bulunmalıdır. İİK m. 38, mahkeme ilamları dışında hangi belgelerin "ilam niteliğinde" sayılacağını tahdidi olarak belirtmiştir. Bunlar arasında mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler yer almaktadır. Alacaklı, bu belgelerden birine dayanarak icra dairesine başvurup takip talebinde bulunur ve icra dairesi, borçluya bir "icra emri" (İİK m. 32) gönderir.
b. İlamların İcrası İçin Kesinleşme Şartı Aranmayan Haller (Kural)
Türk hukukunda kural, mahkeme ilamlarının (ve ilam niteliğindeki belgelerin) icraya konulabilmesi için kesinleşmelerinin beklenmemesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 350/1 ve m. 367/1 hükümleri uyarınca, kural olarak ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı kanun yoluna başvurulması, kararın icrasını kendiliğinden durdurmaz. Yani, alacaklı, lehine verilen ancak henüz kesinleşmemiş bir karara dayanarak ilamlı icra takibi başlatabilir. Ancak borçlu, icranın geri bırakılması (tehir-i icra) için teminat göstererek üst mahkemeden karar getirebilir (İİK m. 36).
c. İlamların İcrası İçin Kesinleşme Şartı Aranan Haller (İstisna)
Kanun koyucu, bazı ilamların niteliği gereği veya kamu düzeni mülahazasıyla, icraya konulabilmeleri için kesinleşmiş olmalarını zorunlu kılmıştır. İşbu Dilekçe'nin temelini oluşturan iddia da budur (Madde 4, 6, 9). Kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlar başlıca şunlardır:
i. Taşınmaz Mal ile İlgili Ayni Haklara İlişkin İlamlar: Gayrimenkulün aynına (mülkiyet, irtifak hakları gibi) ilişkin ilamlar ile gayrimenkul üzerindeki kişisel hakların kuvvetlendirilmesi niteliğindeki (şerh gibi) kararlar kesinleşmeden icra edilemez (HMK m. 350/2, 367/2). Örneğin, tapu iptali ve tescil davası sonucu verilen karar kesinleşmeden icraya konulamaz.
ii. Aile ve Kişiler Hukukuna İlişkin İlamlar: Boşanma, evliliğin butlanı, babalık, soybağının reddi gibi şahsın hukukuna veya aile hukukuna ilişkin ilamlar (nafaka kararları hariç) kesinleşmeden icra edilemez (HMK m. 350/2, 367/2). Nafaka alacağına ilişkin kararlar, ilişkin olduğu ana dava kesinleşmese bile icra edilebilir.
iii. Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizi Hakkındaki Kararlar: Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de icra edilebilmesi için verilen tenfiz kararları kesinleşmeden icra edilemez (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 57).
iv. Sayıştay İlamları: Sayıştay tarafından verilen ilamlar kesinleşmeden icra edilemez.
v. Ceza Mahkemesi Kararlarının Tazminat ve Giderlere İlişkin Hüküm Fıkraları: Ceza mahkemesi kararlarının tazminata veya yargılama giderlerine ilişkin kısımları, ancak kararın ceza kısmı kesinleştiğinde icra edilebilir (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m. 4).
vi. Menfi Tespit veya İstirdat Davaları Sonucu Verilen Kararlar: İİK m. 72 kapsamında açılan menfi tespit veya istirdat davaları sonucunda borçlu lehine verilen kararlar kesinleşmeden icra edilemez.
vii. Kira Tespit İlamları: Kira bedelinin tespiti davalarında verilen kararlar kesinleşmeden ilamlı icraya konu edilemez.
İşbu Dilekçe'de de dayanılan ilamın, bu kategorilerden hangisine girdiği ve kesinleşmeden icraya konulamayacağı iddia edilmektedir (Madde 4, 9).
d. İcra Müdürünün Denetim Yükümlülüğü
Alacaklı, kesinleşmesi gereken bir ilamı kesinleşmeden icra dairesine sunarak takip talebinde bulunduğunda, icra müdürünün bu durumu re'sen (kendiliğinden) dikkate alması gerekir. İşbu Dilekçe'de icra müdürünün bu yükümlülüğe aykırı davrandığı ileri sürülmektedir (Madde 10, 11). Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, icra müdürü, takip talebine eklenen ilamın niteliğini inceleyerek, kesinleşmeden icraya konulup konulamayacağını denetlemekle yükümlüdür. Eğer ilam kesinleşmeden icraya konulamayacak türden ise ve kesinleşme şerhi taşımıyorsa, icra müdürü takip talebini reddetmelidir. Bu denetimi yapmadan icra emri düzenleyip borçluya göndermesi, usule ve kanuna aykırı bir işlemdir.
KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK İLAMA DAYALI TAKİPTE İCRA EMRİNİN İPTALİ (ŞİKAYET)
a. Hukuki Yol: Şikayet
Kesinleşmeden icraya konulamayan bir ilama dayanılarak takip başlatılması ve icra emri gönderilmesi halinde, borçlunun başvuracağı temel hukuki yol "şikayet"tir (İİK m. 16). Şikayet, icra ve iflas dairesi işlemlerinin kanuna veya olaya uygun olmaması nedeniyle, ilgililer tarafından icra mahkemesine yapılan bir başvurudur. Burada şikayetin konusu, icra müdürünün, kesinleşmesi gereken bir ilama dayanarak takip başlatması ve icra emri düzenlemesi şeklindeki hukuka aykırı işlemidir. İşbu Dilekçe, esasen bir şikayet dilekçesi niteliğindedir (Madde 1).
b. Şikayetin Niteliği ve Süresi: Süresiz Şikayet
İcra dairesi işlemlerine karşı şikayet süresi kural olarak, şikayet edilecek işlemin öğrenildiği veya tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gündür (İİK m. 16/1). Ancak, yapılan işlemin "kamu düzenine" (ordre public) aykırı olması halinde şikayet süreye tabi değildir; yani "süresiz şikayet" yoluna başvurulabilir. Yargıtay'ın istikrarlı uygulamasına göre, kesinleşmeden icraya konulamayacak bir ilamın icraya konulması, kamu düzenine aykırılık teşkil eder. İşbu Dilekçe'de de bu husus vurgulanmaktadır (Madde 6, 12, 13). Dolayısıyla, borçlu, bu durumu öğrendiği andan itibaren herhangi bir süreye bağlı olmaksızın, icra emrinin veya takibin iptali için icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir.
c. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Şikayet başvurularını incelemeye görevli mahkeme, İcra Hukuk Mahkemesi'dir (İİK m. 4). Yetkili icra mahkemesi ise, şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesidir. İşbu Dilekçe de yetkili İcra Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazılmıştır.
d. Talebin Unsurları ve İspat
Şikayet başvurusunda bulunan borçlu (davacı), talebini ve dayandığı hukuki sebepleri açıkça belirtmelidir. İşbu Dilekçe'de bu unsurlar yer almaktadır:
i. Takip dayanağı ilamın hangi mahkeme tarafından verildiği, esas ve karar numarası (Madde 8, 23).
ii. İlamın konusunun ne olduğu ve neden kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlardan sayıldığına dair hukuki argümanlar (Madde 4, 9).
iii. İlamın henüz kesinleşmediği iddiası (ve mümkünse buna dair delil veya kesinleşme şerhinin bulunmadığının belirtilmesi).
iv. Bu ilama dayanılarak ... İcra Müdürlüğü'nün .../.. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı ve icra emri gönderildiği (Madde 2, 23).
v. İcra müdürünün işleminin (takip başlatma ve icra emri düzenleme) kanuna ve kamu düzenine aykırı olduğu iddiası (Madde 6, 11, 13).
vi. Talep sonucu olarak, öncelikle icra takibinin ve gönderilen icra emrinin iptali (Madde 1, 19).
İspat yükü kural olarak şikayet eden borçludadır. Ancak burada temel delil, icra takip dosyasının kendisi ve takip dayanağı ilamdır. Mahkeme, icra dosyasını celbederek (Madde 23) ve ilamın aslını veya onaylı örneğini inceleyerek (Madde 23), ilamın niteliğini ve kesinleşip kesinleşmediğini re'sen tespit eder. Borçlunun ayrıca ilamın kesinleşmediğini ispatlaması gerekmez; aksine, ilamın kesinleştiğini ispat yükü, takibi başlatan alacaklıya veya bunu re'sen gözetmesi gereken icra mahkemesine düşer. İşbu Dilekçe'de delil listesi sunulmuş ve ilgili belgelerin celbi talep edilmiştir (Madde 21, 23).
e. Adli Yardım Talebi
İşbu Dilekçe'de ayrıca adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde 14, 15, 16, 18). HMK m. 334 vd. maddelerine göre, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Borçlunun, mali durumunu gösterir belgelerle (fakirlik belgesi, gelir durumunu gösterir belgeler vb.) bu talebini desteklemesi gerekir. Mahkeme, talebi haklı bulursa, borçluyu yargılama harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutabilir.
ŞİKAYETİN KABULÜ HALİNDE SONUÇLAR
İcra mahkemesi, şikayeti inceleyip haklı bulursa, yani takip dayanağı ilamın gerçekten de kesinleşmeden icraya konulamayacak nitelikte olduğuna ve henüz kesinleşmediğine kanaat getirirse, şikayetin kabulüne karar verir. Bu kararın sonuçları şunlardır:
a. İcra Emrinin İptali: Mahkeme, borçluya gönderilen icra emrini iptal eder.
b. Takibin İptali: Şikayetin niteliğine göre, mahkeme sadece icra emrini değil, takibin tamamını veya en azından ilama dayanan kısmını iptal edebilir. Kamu düzenine aykırılık nedeniyle genellikle takibin iptaline karar verilir (Madde 19).
c. Yapılmış İşlemlerin Akıbeti: Takibin iptali kararı geriye etkili olabilir. Bu durumda, takip kapsamında yapılmış hacizler kalkar, satılmış mallar varsa satışın iptali gündeme gelebilir (ancak iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları saklıdır).
d. Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti: Şikayet kabul edildiğinde, yargılama giderleri ve vekalet ücreti, aleyhine karar verilen alacaklıya yükletilir (Madde 19).
SONUÇ
Kesinleşmeden icraya konulamayacak bir mahkeme ilamına dayanılarak ilamlı icra takibi başlatılması ve borçluya icra emri gönderilmesi, Türk icra hukukunda kamu düzenine aykırılık teşkil eden önemli bir usulsüzlüktür. İcra müdürünün bu tür ilamları re'sen denetleyerek takip talebini reddetmesi gerekirken, bu yükümlülüğün ihlali halinde borçlu, süreye tabi olmaksızın İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet yoluyla başvurarak icra emrinin ve/veya takibin iptalini talep etme hakkına sahiptir. İşbu Dilekçe, bu hakkın kullanımına yönelik usulüne uygun hazırlanmış bir başvuru örneğidir. İcra mahkemesinin yapacağı inceleme sonucunda, ilamın niteliği ve kesinleşme durumu tespit edilerek, şikayetin kabulü halinde hukuka aykırı başlatılan takip sonlandırılacak ve borçlunun hakları korunmuş olacaktır. Bu süreç, ilamlı icranın temel prensiplerinden olan "hukuka uygunluk" ve "kamu düzeninin korunması" ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
T.C.
...
İCRA HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : İlamlı icra takibinin iptali talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkil ... İcra Müdürlüğünün / Esas sayılı dosyasının borçlusudur.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Alacaklı ile Müvekkil arasında görülmekte olan davada, ... Mahkemesi alacaklı lehine karar vermiştir.
2. Söz konusu ilam kesinleşmeden icraya konu olamayacak kararlar arasında yer almaktadır.
3. Alacaklı kararın kesinleşmesi beklemeksizin icra takibi başlatmıştır.
4. Takibin iptali gerekmektedir.
5. Adli yardım talebimiz vardır.
6. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Kesinleşmeden icraya konu olamayacak bir ilamın, kesinleşmeden icra edilmesi ve bu hususta icra emri düzenlenerek tebligat yapılması kamu düzenine aykırılık teşkil etmekte olup, bu durum süresiz şikayete tabidir.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır: