- Hukuk Yargılamasında Kanun Yararına Temyiz Talebi
HUKUK YARGILAMASINDA KANUN YARARINA TEMYİZ MÜESSESESİ
Türk hukuk sisteminde, mahkemeler tarafından verilen kararların hukuka uygunluğunu sağlamak ve içtihat birliğini temin etmek amacıyla çeşitli kanun yolları öngörülmüştür. Bu yollar, olağan ve olağanüstü kanun yolları olarak ikiye ayrılır. Kesinleşmiş kararlara karşı kural olarak kanun yoluna başvurulamasa da, bazı istisnai durumlarda hukukun üstünlüğünü ve adil yargılanma hakkını korumak amacıyla olağanüstü kanun yolları kabul edilmiştir. Kanun yararına temyiz, bu olağanüstü kanun yollarından biridir ve özellikle alt derece mahkemelerince verilen ve denetimden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi ve ülke genelinde hukuk uygulamasında birliğin sağlanması amacını taşır.
1. KANUN YARARINA TEMYİZİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE AMACI
Kanun yararına temyiz, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 363. maddesinde düzenlenmiş olağanüstü bir kanun yoludur. Bu müessesenin temel özellikleri ve amaçları şu şekilde sıralanabilir:
a. Olağanüstü Kanun Yolu Olması: Kanun yararına temyiz, ancak istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olan nihai kararlara karşı başvurulabilen bir yoldur. Kararın verildiği anda kesin olması veya kanun yollarına başvurma süresinin geçirilmesi, haktan feragat edilmesi gibi nedenlerle kesinleşmiş olması mümkündür.
b. Hukuka Aykırılığın Giderilmesi Amacı: Temel amaç, maddi veya usul hukukuna ilişkin bir aykırılık içeren ve denetimden geçmeden kesinleşen kararların hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesidir (Kaynak: 5, 7, 8). Bu sayede, hatalı kararların emsal teşkil etmesi önlenir.
c. İçtihat Birliğinin Sağlanması: Farklı mahkemelerin benzer konularda farklı kararlar vermesi, hukuk güvenliğini zedeler. Kanun yararına temyiz, Yargıtay'ın ilgili konuda doğru hukuki yorumu ortaya koyarak ülke genelinde uygulama birliğini sağlamasına hizmet eder.
d. Kamu Yararı Niteliği: Bu kanun yolu, bireysel menfaatlerden ziyade hukukun doğru uygulanması ve kamu düzeninin korunması amacını güder. Bu nedenle başvuru yetkisi de Adalet Bakanlığı'na veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na (ceza yargılamasında) tanınmıştır. Tarafların bu yola doğrudan başvurma hakkı bulunmamaktadır; ancak Adalet Bakanlığı'na ihbarda bulunarak veya talepte bulunarak sürecin başlamasını tetikleyebilirler (Kaynak: 1, 6).
e. Kararın Sonuçlarına Etkisiz Olması: Kanun yararına temyiz sonucunda Yargıtay tarafından verilen bozma kararı, aleyhine başvurulan kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Yani, kararın taraflar açısından kesin hüküm niteliği devam eder. Yargıtay kararı, yalnızca hukuka aykırılığı tespit eder ve bu tespit Resmi Gazete'de yayımlanarak gelecekteki uygulamalar için yol gösterici olur (HMK m. 363/2).
2. KANUN YARARINA TEMYİZE BAŞVURU KOŞULLARI
HMK m. 363 uyarınca, kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilmesi için aşağıdaki koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
a. Kesinleşmiş Bir Kararın Varlığı: Kanun yararına temyiz talebine konu edilecek karar, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından verilmiş ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş bir nihai karar olmalıdır (Kaynak: 4). Kararın verildiği anda kesin nitelikte olması (örneğin, HMK m. 341/2 ve m. 362/1'deki parasal sınırların altında kalması) veya süresi içinde kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleşmesi bu kapsamdadır.
b. Hukuka Aykırılık: Kararda, yürürlükteki hukuka (maddi veya usul hukukuna) açık bir aykırılık bulunmalıdır (Kaynak: 5, 7, 8). Bu aykırılık, kanunun yanlış yorumlanması, yanlış uygulanması veya hiç uygulanmaması şeklinde ortaya çıkabilir. İşbu Dilekçe'nin usule (Kaynak: 7) ve esasa (Kaynak: 8) ilişkin itiraz başlıkları, bu koşulun somutlaştırıldığı bölümlerdir.
c. Daha Önce İncelenmemiş Olma: Karar, aynı hukuka aykırılık iddiasıyla daha önce Yargıtay tarafından temyiz incelemesinden geçmemiş olmalıdır. Eğer karar olağan kanun yoluyla Yargıtay'a taşınmış ve denetlenmişse, aynı konuda kanun yararına temyize gidilemez.
d. Adalet Bakanlığı Tarafından Talep Edilmesi: Hukuk davalarında kanun yararına temyiz talebinde bulunma yetkisi Adalet Bakanlığı'na aittir. Bakanlık, re'sen (kendiliğinden) veya ilgililerin (davanın tarafları veya diğer ilgililer) başvurusu üzerine bu yola başvurabilir. İlgililerin başvurusu, Bakanlık için bir ihbar veya talep niteliğindedir; Bakanlığın bu talebe uyma zorunluluğu yoktur, takdir yetkisi bulunmaktadır (Kaynak: 1, 6).
3. KANUN YARARINA TEMYİZ USULÜ
Kanun yararına temyiz süreci şu şekilde işlemektedir:
a. Başvuru ve İhbar: Davanın tarafları veya hukuki yararı bulunan diğer ilgililer, kesinleşen karardaki hukuka aykırılığı Adalet Bakanlığı'na (Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü) bildirebilirler. Bu bildirim, genellikle bir dilekçe ile yapılır. İşbu Dilekçe, bu amaçla hazırlanmış bir taslak niteliğindedir (Kaynak: 1). Dilekçede, aleyhine başvurulan kararın kimliği (mahkemesi, esas/karar numarası, tarihi) (Kaynak: 2, 4), hukuka aykırılık iddiaları (usule ve esasa ilişkin) (Kaynak: 7, 8), deliller (Kaynak: 12) ve talep sonucu (Kaynak: 9) yer alır. Dilekçe, kararı veren mahkeme aracılığıyla veya doğrudan Bakanlığa gönderilebilir.
b. Adalet Bakanlığı'nın İncelemesi: Adalet Bakanlığı, kendisine ulaşan ihbarları veya re'sen tespit ettiği durumları değerlendirir. Kararda HMK m. 363'te belirtilen koşulların varlığını ve hukuka aykırılığın kanun yararına temyizi gerektirecek nitelikte olduğunu tespit ederse, durumu Yargıtay'a bildirir.
c. Yargıtay'a Başvuru: Adalet Bakanlığı, kanun yararına temyiz istemini, hukuka aykırılık nedenlerini de açıklayan bir yazıyla Yargıtay'a iletir.
d. Yargıtay İncelemesi: Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesi, dosyayı inceler. İnceleme, sadece Adalet Bakanlığı tarafından ileri sürülen hukuka aykırılık sebepleriyle sınırlıdır. Yargıtay, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden karar verir.
e. Yargıtay Kararı: Yargıtay, yaptığı inceleme sonucunda Adalet Bakanlığı'nın gösterdiği sebeplerle bağlı olmaksızın, kararda başka hukuka aykırılıklar tespit ederse bunları da düzeltebilir. Eğer hukuka aykırılık tespit edilirse, Yargıtay kararı bozar. Ancak bu bozma kararı, daha önce belirtildiği gibi, aleyhine başvurulan kararın hukuki sonuçlarını etkilemez (HMK m. 363/2). Eğer hukuka aykırılık görülmezse, istem reddedilir.
f. Kararın Yayımlanması: Yargıtay'ın kanun yararına temyiz sonucunda verdiği karar (bozma veya ret), Resmi Gazete'de yayımlanır. Bu yayın, kararın emsal niteliğini pekiştirir ve hukuk uygulayıcıları için bağlayıcı bir yol gösterici olur.
4. KANUN YARARINA TEMYİZİN SONUÇLARI
Kanun yararına temyiz başvurusunun kabul edilmesi ve Yargıtay tarafından kararın bozulması halinde ortaya çıkan temel sonuçlar şunlardır:
a. Kararın Hukuki Sonuçlarının Devamı: En önemli sonuç, Yargıtay'ın bozma kararının, aleyhine kanun yararına temyize başvurulan yerel mahkeme veya bölge adliye mahkemesi kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmamasıdır (HMK m. 363/2). Karar, taraflar açısından geçerliliğini ve kesin hüküm etkisini sürdürür. Tarafların hak ve yükümlülüklerinde bir değişiklik olmaz.
b. Hukuka Aykırılığın Tespiti ve İlanı: Yargıtay kararı, mevcut hukuka aykırılığı tespit eder ve bu durumu hukuken tesciller. Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla bu tespit kamuoyuna ve hukuk çevresine duyurulur.
c. Emsal Niteliği: Yargıtay'ın verdiği karar, benzer hukuki uyuşmazlıklarda mahkemeler için yol gösterici bir emsal niteliği taşır. Bu sayede, gelecekte benzer hataların tekrarlanmasının önüne geçilmesi ve içtihat birliğinin sağlanması hedeflenir.
5. İLGİLİ MEVZUAT
Kanun yararına temyiz müessesesinin temel yasal dayanağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 363. maddesidir. Bu madde, başvuru koşullarını, usulünü ve sonuçlarını düzenlemektedir.
HMK Madde 363 - Kanun yararına temyiz:
(1) İlk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz istemi Yargıtayca yerinde görülürse karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazete’de yayımlanır.
Ayrıca, HMK'nın kesin kararları, istinaf ve temyiz yollarını düzenleyen diğer maddeleri (örneğin, m. 341, m. 361, m. 362) dolaylı olarak kanun yararına temyizin uygulama alanını belirlemede rol oynar.
6. DOKTRİNEL GÖRÜŞLER VE UYGULAMA
Doktrinde kanun yararına temyiz, hukukun yeknesak uygulanmasını sağlayan önemli bir denetim mekanizması olarak kabul edilir. Ancak, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaması nedeniyle, bireysel mağduriyetleri giderme işlevi görmediği eleştirisi de zaman zaman dile getirilir. Buna rağmen, kamu yararı ve içtihat birliği açısından vazgeçilmez bir müessese olduğu genel kabul görmektedir.
Uygulamada, kanun yararına temyiz yoluna sık başvurulmadığı gözlemlenmektedir. Bunun nedenleri arasında, Adalet Bakanlığı'nın bu yola başvuruda takdir yetkisinin bulunması, başvurunun belirli koşullara bağlanmış olması ve kararın sonuçlarını değiştirmemesi sayılabilir. Genellikle, ülke genelinde uygulamada tereddüt yaratan, yeni yasal düzenlemelerin yorumlanmasında ortaya çıkan farklılıklar veya kökleşmiş Yargıtay içtihatlarına aykırı kesinleşmiş kararlar söz konusu olduğunda bu yola başvurulduğu görülmektedir.
7. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Kanun yararına temyiz talebinde bulunulurken veya bu süreç işletilirken dikkat edilmesi gereken bazı genel noktalar şunlardır:
a. Hukuka Aykırılığın Somutlaştırılması: Adalet Bakanlığı'na sunulacak talep dilekçesinde veya ihbarda, karardaki hukuka aykırılığın hangi yasa maddesine, hangi hukuki ilkeye aykırı olduğunun açıkça ve somut gerekçelerle ortaya konulması büyük önem taşır. İşbu Dilekçe'deki usule (Madde III - Kaynak: 7) ve esasa (Madde IV - Kaynak: 8) ilişkin itiraz bölümlerinin bu netlikte ve detayda doldurulması, talebin Bakanlıkça dikkate alınma olasılığını artıracaktır. Soyut ve genel ifadeler yerine, kararın ilgili bölümüne atıf yapılarak aykırılık detaylandırılmalıdır.
b. Kamu Yararı ve İçtihat Birliği Vurgusu: Talebin sadece bireysel bir hakkın ihlali iddiasına dayanmaktan öte, söz konusu hukuka aykırılığın neden kamu yararını ilgilendirdiğini ve içtihat birliği açısından neden önemli olduğunu vurgulamak faydalı olabilir. Benzer hataların yaygınlaşma potansiyeli veya konunun genel hukuki önemine değinilebilir.
c. Kesinleşme Şerhi ve Karar Örneği: Bakanlığa başvuru yapılırken, kararın kesinleştiğini gösteren şerhin veya belgenin ve kararın onaylı bir örneğinin eklenmesi, sürecin hızlanması açısından önemlidir.
Sonuç olarak, kanun yararına temyiz, Türk hukuk yargılamasında kesinleşmiş kararlardaki hukuka aykırılıkları, kararın hukuki sonuçlarını etkilemeksizin tespit ederek hukuk birliğini sağlamaya yönelik istisnai ve önemli bir olağanüstü kanun yoludur. İşleyişi ve koşulları HMK m. 363'te açıkça düzenlenmiş olup, kamu yararı öncelikli bir denetim mekanizması olarak hukuk sistemimizdeki yerini korumaktadır.
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
HUKUK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Gönderilmek Üzere
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO : /
DAVACI : TC:
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ :
KONU : ... Hukuk Mahkemesinin / Esas, / Karar ve _._.20_ tarihli kararına karşı Kanun Yararına Temyiz başvurusudur.
AÇIKLAMALAR :
I. KANUN YARARINA TEMYİZİ GEREKEN MAHKEME KARARI:
Gerekçeli kararda açıklamaları ve numaraları gösterilen ... Hukuk Mahkemesinin, Kanun Yararına Temyizi talep edilen gerekçeli kararları aşağıdaki gibidir:
1. ...
2. ...