- Hakimin Sorumluluğu Sebebiyle Tazminat Talebi
- Maddi Tazminat
- Manevi Tazminat
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU VE TAZMİNAT DAVASI: HMK MADDE 46 BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME
GİRİŞ
Yargı erkinin temelini oluşturan hakimlik mesleği, hukukun üstünlüğünün ve adaletin tesisinin güvencesidir. Hakimler, görevlerini yerine getirirken Anayasa, kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler (Anayasa Md. 138). Bu görevlerini ifa ederken bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri esastır. Ancak, yargısal faaliyetin doğası gereği, verilen kararların veya yapılan işlemlerin hukuka aykırı olması ve bundan bir zararın doğması ihtimali de mevcuttur. İşte bu noktada, yargısal faaliyetten doğan zararların tazmini meselesi gündeme gelmektedir. Türk hukuk sisteminde, hakimin hukuki sorumluluğu, istisnai ve kanunda sınırlı olarak sayılan hallerde devletin sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu makalede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 46. maddesi çerçevesinde hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlete karşı açılacak tazminat davasının hukuki temelleri, şartları, usulü ve işbu Dilekçe'de ileri sürülen iddialar bağlamında konunun unsurları detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ DAYANAĞI VE NİTELİĞİ
Hakimlerin yargılama faaliyetleri sırasındaki eylem ve kararlarından dolayı kural olarak doğrudan doğruya kendilerine karşı tazminat davası açılması mümkün değildir. Bu durum, yargı bağımsızlığının korunması ve hakimlerin görevlerini baskı altında kalmadan yerine getirebilmeleri amacıyla kabul edilmiştir. Ancak bu, yargısal faaliyetten doğan zararların tazminsiz kalacağı anlamına gelmez.
Anayasa'nın 40. maddesinin 3. fıkrası, "Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır." hükmünü amirdir. Yine Anayasa'nın 129. maddesinin 5. fıkrası, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceğini düzenlemektedir.
Bu anayasal temellere uygun olarak, HMK'nın 46. maddesi, hakimin yargılama faaliyetiyle ilgili olarak hangi durumlarda hukuki sorumluluğunun doğacağını ve bu sorumluluğun Devlete ait olduğunu açıkça düzenlemiştir. HMK Madde 46/1'de sayılan sorumluluk sebepleri numerus clausus (sınırlı sayıda) olup, bu haller dışında hakimin yargısal faaliyetinden dolayı Devlete karşı tazminat davası açılamaz.
Sorumluluğun niteliği itibarıyla, HMK 46 kapsamında açılan dava, Devletin sorumluluğuna dayanan bir tazminat davasıdır. Dava doğrudan hakime değil, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na (Devlet'e) karşı açılır (Madde II). Devlet, ödemek zorunda kaldığı tazminatı, HMK 48. maddesi uyarınca, sorumluluğu bulunan hakime rücu edebilir. Bu rücu davası, tazminatın Devlet tarafından ödendiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.
2. HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN SEBEPLER (HMK MD. 46)
HMK Madde 46/1, Devletin sorumluluğunu doğuran sebepleri sınırlı olarak saymıştır. İşbu Dilekçe'de de bu sebeplerin bir kısmına dayanıldığı görülmektedir (Madde II, IV). Bu sebepler şunlardır:
a. Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması (HMK Md. 46/1-a): Bu hal, hakimin tarafsızlığını ağır şekilde ihlal ettiğini gösteren sübjektif unsurlara dayanır. Davacı, hakim ile kendisi veya karşı taraf arasında kin, düşmanlık, kayırma veya taraf tutmayı gerektirecek bir ilişkinin varlığını ve bu durumun verilen hukuka aykırı karara etki ettiğini ispatlamalıdır. İşbu Dilekçe'de, hakim ile müvekkil arasında kin ve düşmanlık bulunduğu ve bu nedenle aleyhe karar verildiği iddia edilmektedir (Madde IV.A.1).
b. Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması (HMK Md. 46/1-b): Bu durum, hakimin maddi veya manevi bir menfaat karşılığında görevini kötüye kullandığını gösterir. Rüşvet veya benzeri çıkar ilişkilerinin varlığı ve bunun kararı etkilediğinin ispatı gerekir. İşbu Dilekçe'de, hakimin kendisine sağlanan menfaat nedeniyle hukuka aykırı karar verdiği ileri sürülmektedir (Madde IV.B.1).
c. Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması (HMK Md. 46/1-c): Bu sebep, hakimin yorum yoluyla dahi farklı bir sonuca ulaşılamayacak, son derece net bir kanun hükmünü açıkça ihlal etmesini ifade eder. Hakimin takdir yetkisinin sınırlarının aşıldığı veya hukukun temel prensiplerinin göz ardı edildiği objektif bir aykırılık halidir. İşbu Dilekçe'de bu sebebe de dayanılmıştır (Madde IV.C.1).
ç. Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması (HMK Md. 46/1-ç): Yargılamanın aleniyeti ve kararların gerekçeli olması ilkelerinin bir gereği olarak, hükmün dayandığı olgusal temellerin duruşma tutanaklarında yer alması gerekir. Tutanağa geçmemiş, tartışılmamış bir vakıanın hükme esas alınması, bu sorumluluk sebebini oluşturur. İşbu Dilekçe'de bu husus da iddia edilmektedir (Madde IV.Ç.1).
d. Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması (HMK Md. 46/1-d): Bu hal, yargılama belgelerinde sahtecilik veya gerçeğe aykırı beyanların belgeye yansıtılması gibi ciddi usulsüzlükleri kapsar. Tutanakların veya kararın aslına uygun olmaması veya duruşmada sarf edilmeyen bir ifadenin kararı etkileyecek şekilde tutanağa geçirilmesi bu kapsamdadır. İşbu Dilekçe'de, duruşma sırasında söylenmeyen bir sözün söylenmiş gibi gösterilerek hüküm kurulduğu iddiası yer almaktadır (Madde IV.E.2).
e. Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması (HMK Md. 46/1-e): Bu durum, "ihkak-ı haktan imtina" veya "adaletten kaçınma" olarak da bilinir. Hakimin, önüne gelen bir davayı görmekten, talep edilen bir işlemi yapmaktan veya karar vermekten hukuka aykırı olarak ve kasten kaçınması halidir. Bu, genellikle hakimin belirli bir süre içinde yerine getirmesi gereken bir görevi yerine getirmemesi şeklinde ortaya çıkar. İşbu Dilekçe'de bu sebebe de yer verilmiştir (Madde IV.F.1).
Bu sebeplerin varlığını iddia eden davacı, dayandığı sorumluluk sebebini veya sebeplerini somut delillerle ispat etmekle yükümlüdür.
3. TAZMİNAT TALEBİNİN UNSURLARI VE KAPSAMI
HMK 46 kapsamında açılacak davada talep edilebilecek tazminat, maddi ve manevi zararları kapsar. Tazminat talebinin kabul edilebilmesi için şu unsurların bir arada bulunması gerekir:
a. HMK Md. 46'da Sayılan Sorumluluk Sebeplerinden Birinin Varlığı: Yukarıda detaylandırılan ve kanunda sınırlı olarak sayılan fiillerden birinin hakim tarafından gerçekleştirilmiş olması gerekir.
b. Zarar: Hakimin hukuka aykırı eylemi veya kararı sonucunda davacının malvarlığında veya şahıs varlığında bir zararın meydana gelmiş olması şarttır.
* Maddi Zarar: Davacının malvarlığında meydana gelen fiili eksilmeler (fiili zarar) ve mahrum kalınan kazançlar (yoksun kalınan kar) maddi zararı oluşturur. İşbu Dilekçe'de maddi kayıplar ve mahrum kalınan gelir kalemlerinin tazmini talep edilmektedir (Madde V.1).
* Manevi Zarar: Hakimin hukuka aykırı eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının (şeref, haysiyet, itibar vb.) ihlal edilmesi, elem, ızdırap, yaşama sevincinin azalması gibi manevi acıların yaşanması durumunda manevi tazminat talep edilebilir (Madde VI.1). Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde olayın özellikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı gibi faktörler göz önünde bulundurulur (Madde VI.1). İşbu Dilekçe'de de müvekkilin yaşadığı acı, elem, itibar kaybı ve ruhsal yıkım gerekçe gösterilerek manevi tazminat talep edilmektedir (Madde VI.1).
c. Nedensellik (İlliyet) Bağı: Meydana gelen zarar ile hakimin HMK 46 kapsamındaki hukuka aykırı fiili arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir. Yani, zararın doğrudan doğruya hakimin sorumlu tutulan eyleminin veya kararının bir sonucu olması şarttır.
d. Hukuka Aykırılık ve Kusur: Fiilin HMK 46'da sayılan sebeplerden birine girmesi, zaten hukuka aykırılığı ifade eder. Kusur unsuru ise sorumluluk sebebine göre farklılık gösterebilir. Özellikle (a) ve (b) bentlerindeki haller kast veya ağır kusuru gerektirirken, (c) bendindeki açık kanun hükmüne aykırılık gibi durumlarda objektif bir aykırılık yeterli görülebilir. Ancak genel olarak bu tür davalarda ağır kusurun varlığı aranmaktadır.
4. DAVA USULÜ VE YARGILAMA
Hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davaları, özel usul kurallarına tabidir:
a. Görevli ve Yetkili Mahkeme: HMK Madde 47/1 uyarınca, Devlet aleyhine açılacak tazminat davası, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesinde görülür. İşbu Dilekçe de Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesine hitaben yazılmıştır (Madde 1). Yargıtay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı bu davalara karşı temyiz yolu kapalı olup, karar düzeltme yoluna başvurulabilir (HMK Md. 47/4 - Not: Karar düzeltme yolu 2016 yılındaki değişikliklerle kaldırılmıştır, ancak HMK 47/4'teki bu atıf henüz güncellenmemiş olabilir, mevcut durumda bu kararlara karşı temyiz değil, ilgili kanun yolları işletilir).
b. Davalı Taraf: Dava, sorumluluğu iddia edilen hakime değil, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na (Devlet'e) karşı açılır (HMK Md. 46/1). İşbu Dilekçe'de de davalı olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı gösterilmiştir (Madde 2).
c. Dava Dilekçesi ve İçeriği: Dava dilekçesinde, HMK'da öngörülen genel unsurların yanı sıra, HMK 47/2 uyarınca, sorumluluğu iddia edilen hakimin disiplin veya ceza soruşturması geçirip geçirmediği, geçirdiyse bunun sonucu gibi bilgilere yer verilmeli ve ilgili belgeler eklenmelidir. İşbu Dilekçe'nin "Açıklamalar" bölümünde HMK 46'ya dayanak oluşturan vakıaların ayrıntılı olarak anlatıldığı (Madde IV), delillerin sunulduğu veya celbinin talep edildiği (Delil Listesi) görülmektedir.
d. Zamanaşımı: HMK Madde 47/3, tazminat isteminin, zararın öğrenilmesinden itibaren iki yıl ve her hâlde zararı doğuran fiilin veya hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını belirtir. Ancak işbu Dilekçe'de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) haksız fiil zamanaşımını düzenleyen 72. maddesine atıf yapıldığı görülmektedir (Madde III.2). HMK 47/3'teki özel düzenleme öncelikli olarak uygulanmalıdır. Zararın ve sorumluluğun öğrenilmesinden itibaren iki yıllık sübjektif süre ve fiilin işlenmesinden/hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıllık objektif süre içinde davanın açılması gerekir. Dilekçede davanın süresinde açıldığı belirtilmiştir (Madde III.2).
e. İspat Yükü: HMK 46'da sayılan sorumluluk sebeplerinin varlığını, zararı ve nedensellik bağını ispat yükü davacıya aittir. Davacı, iddialarını her türlü delille ispatlayabilir. İşbu Dilekçe'de tanık, bilirkişi, keşif, yemin, uzman görüşü, isticvap ve özellikle hakimin hukuka aykırı davrandığı iddia edilen davanın dosyası gibi çeşitli delillere dayanılmaktadır (Delil Listesi - Madde 41, 43). Hakimin hukuka aykırı davrandığı iddia edilen ... Mahkemesinin .../... Esas ve .../... Karar sayılı dosyasının celbi talebi, davanın ispatı açısından merkezi bir öneme sahiptir (Madde 43).
SONUÇ
Hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davası, yargı bağımsızlığı ile bireylerin hak arama özgürlüğü ve uğradıkları zararların tazmini ihtiyacı arasında hassas bir denge kurmayı amaçlayan istisnai bir hukuki yoldur. HMK Madde 46'da sınırlı olarak sayılan ağır yargısal hataların varlığı halinde, zarar gören kişilerin Devlet'e başvurarak maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu davanın açılabilmesi için kanunda aranan şartların titizlikle değerlendirilmesi, iddiaların somut delillerle desteklenmesi ve zamanaşımı sürelerine riayet edilmesi büyük önem taşımaktadır. Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen bu davalar, adaletin sadece tesis edilmesini değil, aynı zamanda yargısal faaliyet sırasında meydana gelebilecek ciddi hataların sonuçlarının giderilmesini de temin etme fonksiyonunu yerine getirir. İşbu Dilekçe'de ileri sürülen iddiaların yargılama sırasında HMK 46'daki koşullar çerçevesinde değerlendirilmesi ve ispatlanması halinde, talep edilen tazminata hükmedilmesi mümkün olacaktır.
T.C.
YARGITAY
İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
(İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı
Adresi:
KONU : HMK Md. 46 kapsamında tazminat talebidir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkilim, ... Mahkemesinin /Esas ve / Karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılamanın ... olarak tarafıdır.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. HMK m.46/1-a hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
2. HMK m.46/1-b hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
3. HMK m.46/1-c hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
4. HMK m.46/1-ç hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
5. HMK m.46/1-d hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
6. HMK m.46/1-e hükmü kapsamında Müvekkil lehine tazminata hükmedilmelidir.
7. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. İş bu davada haksız fiile ilişkin zaman aşımı süresileri uygulanmalıdır. TBK m.72'ye göre "Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." İş bu davamızı zaman aşımı süresi içerisinde açmaktayız.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. HMK Md. 46/1-a Hükmüne İlişkin Açıklamalar:
1. Yargılama faaliyetini yürüten Hakim ... (Sicil No: ); ile Müvekkilim arasında kin ve düşmanlık bulunmaktadır. Bu sebeple dosya kapsamında Hakim tarafından Müvekkilim aleyhine kusurlu olarak hukuka aykırı karar verilmiştir.
2. HMK'nın "Hakimin Hukuki Sorumluluğu" başlığı altında düzenlen Md. 46/1-a "Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması." hükmü doğrultusunda tazminat düzenlenmiştir.
3. ...
4. Bu kapsamda Müvekkil lehine tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
B. Hmk Md. 46/1-b Hükmüne İlişkin Açıklamalar:
1. Yargılama faaliyetini yürüten Hakim ... (Sicil No: ); kendisine sağlanan menfaat nedeniyle hukuka aykırı karar vermiştir. Bu sebeple dosya kapsamında Hakim tarafından Müvekkilim aleyhine kusurlu olarak hukuka aykırı karar verilmiştir.
2. HMK'nın "Hakimin Hukuki Sorumluluğu" başlığı altında düzenlen Md. 46/1-b "Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması." hükmü doğrultusunda tazminat düzenlenmiştir.