- Gerçeğe Aykırı Mal Beyanı Sebebiyle Şikayet Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
GERÇEĞE AYKIRI MAL BEYANINDA BULUNMA SUÇU (İİK m. 338) VE ŞİKAYET SÜRECİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Alacakların Devlet gücü aracılığıyla tahsilini sağlayan icra hukuku, borçlunun malvarlığı üzerinde cebri icra yetkisi tanır. Bu sürecin etkin bir şekilde işleyebilmesi için alacaklının, borçlunun haczedilebilecek malvarlığı değerleri hakkında bilgi sahibi olması elzemdir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK), bu ihtiyacı karşılamak üzere borçluya belirli şartlar altında mal beyanında bulunma yükümlülüğü getirmiştir. Ancak, borçlunun bu yükümlülüğe aykırı olarak kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunması veya malvarlığını eksik bildirmesi, alacaklının hak arama sürecini sekteye uğratan ciddi bir eylemdir. Kanun koyucu, bu tür davranışları yaptırımsız bırakmamış ve İİK'nın 338. maddesi ile "Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak" başlığı altında özel bir suç tipi düzenleyerek tazyik hapsi yaptırımını öngörmüştür. İşbu makalede, İİK m. 338 kapsamında düzenlenen gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma suçunun hukuki niteliği, unsurları, şikayet usulü, yargılama süreci ve yaptırımı, ilgili mevzuat ve doktrindeki görüşler ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. İLGİLİ MEVZUAT
Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma suçunun temel yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'dur. Konuyla doğrudan ilgili başlıca hükümler şunlardır:
a. İİK Madde 338: Suçun tanımını ve cezasını düzenleyen temel normdur. Maddeye göre, "Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılır." Hüküm, aynı zamanda haciz yoluyla takip sırasında borçlunun süresi içinde mal beyanında bulunmaması halinde de alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar hapisle tazyik olunacağını, ancak bu hapsin üç ayı geçemeyeceğini belirtir. Ancak uygulamada ve doktrinde, beyanda bulunmamanın cezası İİK m. 337 kapsamında değerlendirilirken, m. 338 daha çok verilen beyanın içeriğinin gerçeğe aykırı olmasına odaklanmaktadır. İşbu Dilekçe'de de atıf yapılan temel madde budur (Madde 6, Madde 10).
b. İİK Madde 74: Borçlunun mal beyanında bulunma mecburiyetini düzenler. Buna göre, mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal, alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın nev'ini, mahiyetini, vasıflarını, kıymetini ve her türlü gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.
c. İİK Madde 346: İcra suçlarına bakmakla görevli mahkemenin İcra Ceza Mahkemesi olduğunu belirtir. Yetkili mahkeme ise takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesidir. İşbu Dilekçe'nin muhatap olarak İcra Ceza Mahkemesi'ni göstermesi bu maddeye uygundur (Sayfa 1).
d. İİK Madde 347: Şikayet süresini düzenler. Buna göre, bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu süreler hak düşürücü niteliktedir.
e. İİK Madde 349: Şikayetin ve duruşmanın usulünü belirler. Şikayetin dilekçe ile veya sözlü olarak yapılabileceğini, duruşmanın basit yargılama usulüne göre görüleceğini düzenler.
f. İİK Madde 354: İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) ilgili hükümlerinin uygulanacağını belirtir.
g. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK): Özellikle adli yardım (Madde 11, 12, 13, Talep 2) ve delillere (Delil Listesi) ilişkin genel hükümler, icra ceza yargılamasında da kıyasen uygulama alanı bulabilir.
2. SUÇUN UNSURLARI
İİK m. 338'de düzenlenen gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekmektedir:
a. Fail: Suçun faili, hakkında başlatılan icra takibi kesinleşmiş olan borçludur. Tüzel kişi borçlular adına beyanda bulunan yetkili temsilci de bu suçun faili olabilir. İşbu Dilekçe'de davalı olarak gösterilen kişi, hakkında icra takibi yürütülen borçludur (Madde 2, 3).
b. Mağdur: Suçun mağduru, gerçeğe aykırı mal beyanı nedeniyle zarara uğrama tehlikesiyle karşılaşan veya alacağını tahsil etmekte zorlanan alacaklıdır. Şikayet hakkı da alacaklıya aittir. İşbu Dilekçe'de davacı (müşteki), icra takibinin alacaklısıdır (Madde 2).
c. Konu: Suçun konusu, borçlunun İİK m. 74 uyarınca yapmakla yükümlü olduğu mal beyanıdır. Bu beyanın içeriğinin gerçeğe aykırı olması veya hiç yapılmaması (m. 338/2'deki özel durum) suçun maddi unsurunu oluşturur.
d. Maddi Unsur (Fiil): Suçun maddi unsuru, kanunda tanımlanan hareketin yapılmasıdır. Bu hareket, İİK m. 338/1 açısından, kanuna göre istenen beyanın "hakikate aykırı surette" yapılmasıdır. Bu, iki şekilde gerçekleşebilir:
i. Aktif Hareketle: Borçlunun sahip olmadığı mal, alacak veya hakları varmış gibi göstermesi veya sahip olduğu malların vasıflarını, değerini kasten farklı bildirmesi.
ii. İhmali Hareketle (Gizleme): Borçlunun sahip olduğu ve haczi kabil olan mal, alacak veya haklarını beyanında kasten göstermemesi, eksik bildirmesi. Uygulamada en sık karşılaşılan durum budur. İşbu Dilekçe'de borçlunun gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddia edilmektedir (Madde 5, Madde 7).
e. Manevi Unsur (Kast): Bu suç, ancak kasten işlenebilir. Failin (borçlunun), beyanının gerçeğe aykırı olduğunu bilmesi ve bu sonucu istemesi (doğrudan kast) gereklidir. Olası kastın yeterli olup olmadığı doktrinde tartışmalı olsa da, genel kabul doğrudan kastın aranması yönündedir. Borçlunun unutkanlık, ihmal veya bilgisizlik gibi nedenlerle yaptığı eksik veya yanlış beyanlar bu suçu oluşturmaz. Kastın varlığı, somut olayın özelliklerine göre mahkemece takdir edilir ve ispatı genellikle zordur. Şikayetçinin, borçlunun belirli bir malvarlığını bildiği halde kasten gizlediğini veya yanlış bilgi verdiğini delillendirmesi gerekir.
f. Hukuka Aykırılık: Fiilin İİK m. 338'deki tanıma uyması ve herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması gerekir.
g. Diğer Şartlar:
i. Kesinleşmiş İcra Takibi: Suçun oluşabilmesi için borçlu aleyhine başlatılmış icra takibinin kesinleşmiş olması şarttır. Ödeme emrinin tebliğ edilmiş ve yasal itiraz süresinin geçmiş veya yapılan itirazın kaldırılmış/iptal edilmiş olması gerekir. İşbu Dilekçe'de takibin kesinleştiği belirtilmiştir (Madde 4).
ii. Geçerli Mal Beyanı Talebi ve İhtar: Borçludan usulüne uygun bir şekilde mal beyanında bulunmasının istenmiş olması ve bu talepte veya gönderilen ödeme emrinde (İİK m. 60), gerçeğe aykırı beyanda bulunmanın veya beyanda bulunmamanın sonuçlarına ilişkin yasal ihtarın (hapsen tazyik edileceği uyarısı) yer alması gerekir. İşbu Dilekçe'de ödeme emrinde bu ihtarın bulunduğu ifade edilmektedir (Madde 9).
3. ŞİKAYET USULÜ VE YARGILAMA
a. Şikayet Hakkı ve Süresi: Şikayet hakkı yalnızca icra takibinin alacaklısına aittir. Şikayet, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği (beyanın yapıldığı veya yapılması gereken son gün) tarihten itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır (İİK m. 347). Bu süreler hak düşürücü olup mahkemece re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır. Şikayetçinin, şikayetinin süresinde olduğunu ispatlaması gerekir.
b. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Görevli mahkeme İcra Ceza Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise, aleyhine şikayet yapılan borçlu hakkındaki icra takibinin yürütüldüğü yerdeki İcra Ceza Mahkemesi'dir (İİK m. 346).
c. Şikayet Dilekçesi/Beyanı: Şikayet, bir dilekçe ile veya İcra Ceza Mahkemesi zabıt katibine yapılacak sözlü beyanın tutanağa geçirilmesi suretiyle yapılır (İİK m. 349). İşbu Dilekçe, yazılı şikayet usulüne uygun bir örnektir. Dilekçede, tarafların kimlik bilgileri, icra takip dosyası numarası, olayın (gerçeğe aykırı beyanın) ne zaman ve nasıl gerçekleştiği, hangi malvarlığının gizlendiği veya yanlış beyan edildiği somut olarak açıklanmalı ve deliller sunulmalıdır (Madde 1, 2, 3, 5, 7, 8, 16).
d. Yargılama Usulü: Yargılama, İİK m. 349 vd. hükümlerine göre basit yargılama usulü ile yapılır. Mahkeme, şikayet dilekçesi ve eklerini (özellikle icra takip dosyasını celbederek) inceler, tarafları duruşmaya davet eder. Tanık dinlenmesi, bilirkişi incelemesi gibi deliller toplanabilir (Madde 17). Mahkeme, borçlunun mal beyanında bulunduğu tarihteki malvarlığı durumunu araştırır. Özellikle borçlunun beyan etmediği iddia edilen mallara (taşınmaz, araç, banka hesabı, maaş, alacak vb.) sahip olup olmadığını ilgili kurumlardan (Tapu Müdürlüğü, Trafik Tescil, Bankalar, SGK, UYAP vb.) müzekkere ile sorarak tespit eder.
e. İspat Yükü: Suçun işlendiğine dair ispat yükü, şikayet eden alacaklı üzerindedir. Alacaklı, borçlunun beyanda bulunduğu tarihte beyan etmediği malvarlığına sahip olduğunu ve bu durumu bilerek, kasten yaptığını (manevi unsuru) ispatlamakla yükümlüdür. İşbu Dilekçe ekindeki Delil Listesi (Madde 17), bu ispat külfetinin yerine getirilmesine yönelik çeşitli delilleri (tanık, bilirkişi, keşif, yemin, uzman görüşü, isticvap, icra dosyası) içermektedir.
f. Adli Yardım: Şikayette bulunan alacaklının yargılama giderlerini karşılama gücü yoksa, HMK hükümlerine göre adli yardım talebinde bulunabilir (HMK m. 334 vd.). Talebin kabulü için fakirlik belgesi veya mali durumunu gösterir belgeler sunulmalıdır. İşbu Dilekçe'de adli yardım talebi de yer almaktadır (Madde 11, 12, 13, Talep 2).
4. YAPTIRIM
İİK m. 338/1'de öngörülen yaptırım, üç aya kadar tazyik hapsidir. Tazyik hapsi, Türk Ceza Kanunu anlamında bir "hapis cezası" niteliğinde değildir. Amacı, borçluyu cezalandırmaktan ziyade, onu gerçeğe uygun mal beyanında bulunmaya veya borcunu ödemeye zorlamaktır. Bu nedenle:
a. Tazyik hapsi, adli sicil kaydına işlenmez.
b. Koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.
c. Erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.
d. Para cezasına çevrilemez.
İİK m. 340 uyarınca, tazyik hapsine karar verildikten sonra borçlu, borcun tamamını veya o tarihe kadar işlemiş faizleri ile birlikte icra veznesine yatırırsa veya gerçeğe uygun yeni bir mal beyanında bulunursa, hapis kararı uygulanmaz veya uygulanıyorsa derhal serbest bırakılır.
5. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Gerçeğe aykırı mal beyanı nedeniyle şikayet yoluna başvurulurken aşağıdaki noktalara özellikle dikkat edilmesi, sürecin başarısı açısından önemlidir:
a. Şikayet Süresi: İİK m. 347'de belirtilen 3 aylık öğrenme ve 1 yıllık fiilin işlenmesi tarihinden itibaren başlayan hak düşürücü sürelere riayet edilmesi kritik öneme haizdir. Şikayet dilekçesinde, fiilin hangi tarihte öğrenildiğinin belirtilmesi ve süresinde başvurulduğunun ortaya konulması faydalıdır. Bu husus, İşbu Dilekçe'nin "AÇIKLAMALAR" (IV) bölümünde daha detaylı işlenebilir.
b. Kastın İspatı: Suçun manevi unsuru olan kastın ispatı, bu tür davalardaki en önemli zorluklardan biridir. Şikayetçinin, borçlunun sadece beyan etmediği bir malvarlığı olduğunu değil, aynı zamanda bu malvarlığının varlığından haberdar olduğunu ve bunu kasten gizlediğini ortaya koyan delilleri (örneğin, yakın tarihli mal edinimleri, malvarlığını gizlemeye yönelik işlemler, tanık beyanları vb.) sunması gerekir. Delil Listesi'nde (Madde 17) yer alan delillerin bu amaca hizmet edecek şekilde somutlaştırılması önemlidir.
c. Mal Varlığı Araştırması Sonuçları: Şikayetten önce veya şikayetle birlikte, icra müdürlüğü aracılığıyla yapılmış kapsamlı bir mal varlığı araştırması (Tapu, Trafik, Banka, SGK, MERNİS, PTT vb. sorguları) sonuçlarının dosyaya sunulması, iddiaların somutlaştırılması açısından zorunludur. İşbu Dilekçe'de icra dosyasının celbi talebi (Delil 9) bu amaca yöneliktir.
d. Beyanın Somutlaştırılması: Şikayet dilekçesinde, borçlunun hangi tarihte verdiği mal beyanının gerçeğe aykırı olduğu ve spesifik olarak hangi malvarlığı değerlerinin (örneğin, "... plakalı araç", "... adresindeki taşınmaz", "... Bankası'ndaki hesap") kasten beyan edilmediğinin veya yanlış beyan edildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Bu detaylar, İşbu Dilekçe'nin "ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR" (IV) bölümünde yer almalıdır.
SONUÇ
İcra ve İflas Kanunu'nun 338. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma suçu, icra takibinin etkinliğini sağlamaya yönelik önemli bir düzenlemedir. Alacaklının alacağına kavuşmasını zorlaştıran ve icra organlarını yanıltan bu eylem, kanun koyucu tarafından tazyik hapsi yaptırımı ile karşılanmıştır. Ancak, bu suçun takibinin şikayete bağlı olması, belirli hak düşürücü sürelere tabi olması ve özellikle kast unsurunun ispatını gerektirmesi, uygulamada dikkatli bir hukuki süreç yönetimini zorunlu kılmaktadır. Başarılı bir sonuç elde etmek için, suçun unsurlarının titizlikle ortaya konulması, şikayet sürelerine riayet edilmesi ve iddiaların somut delillerle desteklenmesi elzemdir. Yaptırımın tazyik hapsi olması ve borcun ödenmesi veya doğru beyanda bulunulması halinde ortadan kalkması, düzenlemenin cezalandırmaktan çok borçluyu yükümlülüğünü yerine getirmeye zorlama amacını taşıdığını göstermektedir.
T.C.
...
İCRA CEZA MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : (Sanık) TC:
Adresi:
KONU : Gerçeğe aykırı mal beyanı sebebiyle şikayet talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkilim ... İcra Müdürlüğünün / Esas sayılı dosyasının alacaklısıdır.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Davalının, Müvekkilime olan borcunu vadesinde ödememesi üzerine, Müvekkil tarafından ... İcra Müdürlüğünün / Esas sayılı dosyası ile Davalı aleyhine ... özgü haciz yoluyla takip başlatılmıştır.
2. Ödeme emri _._.20_ tarihinde Davalıya tebliğ edilmiş olmasına karşılık takibe itiraz edilmemesi üzerine _._.20_ tarihinde dosya kesinleşmiştir.
3. Davalı yasal süre içerisinde borcu ödemediği gibi gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmuştur.
4. İİK Md. 338'e aykırı davranan Davalının cezalandırılması gerekmektedir.
5. Adli yardım talebimiz vardır.
6. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. Davalı yasal süre içerisinde borcu ödememiş ve gerçeğe aykırı mal beyanında bulunarak suç işlemiştir.
2. İcra İ