- Davaya Dahil Edilmesi Talebi
- Talep Sonucu
DAVAYA ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN DAHİL EDİLMESİ TALEBİ VE HUKUKİ ÇERÇEVESİ
1. GİRİŞ
Türk Hukuk Muhakemeleri Usulü, adil yargılanma hakkı ve usul ekonomisi ilkeleri çerçevesinde, görülmekte olan bir davaya, davanın tarafları dışında kalan ancak dava konusu hak veya hukuki ilişkiyle bağlantısı bulunan üçüncü kişilerin katılabilmesine veya dahil edilebilmesine imkan tanıyan mekanizmalar öngörmektedir. Davanın sonucundan hukuki durumu etkilenecek olan kişilerin yargılamaya katılımının sağlanması, hem çelişkili kararların önlenmesi hem de yargılamanın daha sağlıklı yürütülmesi açısından önem taşımaktadır. İşbu makalede, bir davaya üçüncü bir kişinin dahil edilmesine yönelik taleplerin hukuki dayanakları, koşulları, usulü ve sonuçları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri ve doktrindeki görüşler ışığında incelenecek ve bu kapsamda sunulan "Davaya Taraf Dahil Etme Talebi Dilekçesi" taslağının unsurları değerlendirilecektir.
2. DAVAYA DAHİL OLMA YOLLARI
HMK, üçüncü kişilerin davaya katılımını farklı usullerle düzenlemiştir. Bir tarafın mahkemeye başvurarak üçüncü bir kişinin davaya "dahil edilmesini" talep etmesi, HMK'da doğrudan bu başlıkla düzenlenmiş tek bir müessese olmamakla birlikte, genellikle "ihbar" (bildirim) veya "müdahale" (katılma) kurumları çerçevesinde veya zorunlu dava arkadaşlığının sonradan fark edilmesi gibi durumlarda gündeme gelebilir. İlgili başlıca mekanizmalar şunlardır:
a. İhbar ve Davaya Katılma (HMK m. 63-64)
Taraflardan biri, davayı kaybetmesi halinde üçüncü bir kişiye rücu edebilecekse veya üçüncü kişinin davayı kaybetmesi halinde kendisine rücu edilebilecekse, bu durumu üçüncü kişiye bildirebilir (HMK m. 63). Bu bildirime "ihbar" denir. İhbar, yargılamanın her aşamasında yapılabilir. İhbar edilen üçüncü kişi, davaya kimin yanında katılmak istediğini bildirerek fer'i müdahil olarak davada yer alabilir (HMK m. 64). Burada amaç, üçüncü kişiyi durumdan haberdar etmek ve olası bir rücu davasında "davanın ihbar edilmediği" itirazını engellemektir. Bir tarafın "dahil etme" talebi, esasen bu ihbarın yapılması ve sonucunda üçüncü kişinin davaya katılmasının teşvik edilmesi amacını taşıyabilir. İşbu Dilekçe'deki talep (Madde 1, 6), bu mekanizmanın işletilmesi yönünde bir talep olarak yorumlanabilir.
b. Asli Müdahale (HMK m. 61-62)
Üçüncü bir kişi, yargılama konusu üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia ediyorsa, görülmekte olan davaya, taraflara karşı yeni bir dava açmak suretiyle müdahale edebilir (HMK m. 61). Bu durumda üçüncü kişi, davada taraf sıfatını kazanır ve kendi hakkını ileri sürer. Asli müdahale talebi, tahkikat sona erinceye kadar yapılabilir (HMK m. 62/1). Bu yol, üçüncü kişinin kendi iradesiyle başvurduğu bir yoldur; mevcut tarafların talebiyle doğrudan bir "asli müdahil" olarak dahil etme mekanizması bulunmamaktadır.
c. Fer'i Müdahale (HMK m. 65-69)
Üçüncü bir kişi, davanın taraflarından birinin davayı kazanmasında hukuki yararı varsa, o taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar davaya katılabilir (HMK m. 65). Fer'i müdahale talebinde bulunan kişi, yanında katıldığı tarafın usul işlemlerini yapabilir ancak onunla çelişen işlemler yapamaz. Fer'i müdahil, taraf sıfatını kazanmaz ancak hüküm onun hakkında da etkili olur (HMK m. 69). Bir tarafın "dahil etme" talebi, hukuki yararı bulunan üçüncü kişinin fer'i müdahale yoluyla davaya katılmasına zemin hazırlama amacı taşıyabilir. İşbu Dilekçe'deki "taraf sıfatıyla" (Madde 1) ifadesi, fer'i müdahil sıfatını da kapsayacak şekilde geniş yorumlanabilir.
d. Mecburi Dava Arkadaşlığı (HMK m. 59-60)
Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kişiye karşı birlikte ileri sürülmesi gereken hallerde, bu kişiler davada birlikte yer almak zorundadırlar (HMK m. 59). Bu duruma "mecburi dava arkadaşlığı" denir. Eğer dava açılırken mecburi dava arkadaşlarından biri veya birkaçı eksik bırakılmışsa, mahkeme eksikliğin giderilmesi için davacıya süre verir. Bu eksiklik giderilmezse dava usulden reddedilir. Yargılama sırasında böyle bir eksikliğin fark edilmesi halinde, eksik olan kişinin davaya dahil edilmesi bir zorunluluktur. İşbu Dilekçe'deki "dahil edilmesi zorunluluğu doğmuştur" (Madde 1) ifadesi, böyle bir durumun varlığına işaret ediyor olabilir. Bu durumda talep, eksik tarafın usulen davaya katılımının sağlanması yönündedir.
e. İradi Taraf Değişikliği (HMK m. 124)
Bu madde, dava konusunun devri veya davada tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi gibi durumlarda taraf değişikliğine imkan tanır. Ancak bu, genellikle mevcut bir tarafın yerine başka birinin geçmesi veya temsilcideki hatanın düzeltilmesi gibi durumlar için öngörülmüştür ve sıfırdan yeni bir tarafın eklenmesi talebinden farklılık arz edebilir. Yine de, dürüstlük kuralına aykırı olmamak ve karşı tarafın rızası (belirli aşamadan sonra) gibi koşullarla uygulama alanı bulabilir.
3. DAHİL ETME TALEBİNİN KOŞULLARI VE USULÜ
Bir üçüncü kişinin davaya dahil edilmesini veya katılmasını sağlamaya yönelik bir talebin mahkemece kabul edilebilmesi için belirli koşulların ve usulün takip edilmesi gerekmektedir:
a. Hukuki Yarar
Her türlü usuli talepte olduğu gibi, üçüncü bir kişinin davaya dahil edilmesini talep etmede de hukuki yararın bulunması gerekir. Talepte bulunan taraf, bu dahil etmenin veya katılımın sağlanmasının yargılamanın esasına veya kendi hukuki durumuna ne gibi olumlu bir etki yapacağını açıklamalıdır. Örneğin, ihbarda rücu hakkının korunması, fer'i müdahalede davanın lehe sonuçlanmasındaki menfaat, mecburi dava arkadaşlığında ise usuli zorunluluk hukuki yararı teşkil eder.
b. Talep Şekli ve İçeriği
Davaya dahil etme talebi, bir dilekçe ile mahkemeye sunulmalıdır (İşbu Dilekçe gibi). Bu dilekçede;
Dahil edilmesi istenen kişinin kimlik ve adres bilgileri (Madde 2, 4)
Dahil etme talebinin gerekçesi; yani üçüncü kişinin dava konusuyla olan bağlantısı, dahil edilmesindeki hukuki sebep (örneğin, potansiyel rücu ilişkisi, mecburi dava arkadaşlığı, hukuki menfaat) (Madde 1 - gerekçe kısmı doldurulmalıdır)
Üçüncü kişinin davada hangi sıfatla yer almasının talep edildiği (örneğin, ihbar edilen, fer'i müdahil, davalı) (Madde 1, 6 - taraf sıfatı belirtilmelidir)
Dayanılan hukuki deliller
Açık ve net bir talep sonucu (Madde 5, 6) yer almalıdır.
c. Mahkemenin Değerlendirmesi
Mahkeme, sunulan dilekçeyi ve gerekçeleri değerlendirir. Talebin HMK'daki hangi müesseseye (ihbar, müdahale koşullarının varlığı, mecburi dava arkadaşlığı vb.) uyduğunu tespit eder. Mahkeme, talebi yerinde görürse, ilgili usuli işlemleri yapar (örneğin, ihbar kararı verir, mecburi dava arkadaşının davet edilmesine karar verir veya müdahale talebini kabul eder). Mahkeme, talebin yasal koşulları taşımadığı veya hukuki yarar bulunmadığı kanaatindeyse talebi reddedebilir.
d. Tebligat ve Süreç
Talebin kabulü halinde, mahkeme genellikle ilgili üçüncü kişiye durumu bildirir. Örneğin, ihbar kararı verilmişse, dava dilekçesi veya duruşma günü üçüncü kişiye tebliğ edilir. Mecburi dava arkadaşlığında, eksik taraf davaya davet edilir. Müdahale taleplerinde ise, talep diğer taraflara tebliğ edilerek beyanları alınır. Dahil edilen veya katılan kişinin de usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanması (Madde 6) ve dosya içeriğinden haberdar edilmesi (Madde 6) gerekir.
4. DAHİL OLMANIN HUKUKİ SONUÇLARI
Üçüncü kişinin davaya dahil olması veya katılması, katılımın şekline göre farklı hukuki sonuçlar doğurur:
a. Taraf Sıfatı Kazanılması
Asli müdahalede bulunan kişi ile mecburi dava arkadaşı olarak sonradan davaya dahil edilen kişi, davanın tarafı haline gelir ve taraf ehliyetine sahip olur. Fer'i müdahil ise taraf sıfatını kazanmaz. İhbar edilen kişi, davaya katılmazsa taraf sıfatını kazanmaz ancak ihbarın hukuki sonuçları (rücu davasındaki etkisi) ortaya çıkar.
b. Usuli Hak ve Yükümlülükler
Taraf sıfatını kazananlar (asli müdahil, mecburi dava arkadaşı), iddia ve savunmada bulunma, delil gösterme, kanun yollarına başvurma gibi tüm usuli haklara sahip olur ve ilgili usuli yükümlülüklere tabi olurlar. Fer'i müdahil, yanında katıldığı tarafın işlemlerine yardımcı olabilir ancak onunla çelişemez ve kural olarak tek başına kanun yoluna başvuramaz (ancak yanında katıldığı tarafın menfaatine başvurabilir).
c. Hükmün Etkisi
Dava sonunda verilecek hüküm, davanın tarafları (asli müdahil ve mecburi dava arkadaşları dahil) hakkında kesin hüküm teşkil eder. Fer'i müdahil hakkında hüküm doğrudan kesin hüküm etkisi doğurmaz ancak HMK m. 69 uyarınca, kendi katıldığı davadaki tespitlere ve sonuca, asıl tarafla arasındaki ilişkide itiraz edemez (müdahalenin etkisi). İhbar edilen kişi davaya katılmasa bile, ihbarın yapılmış olması, ileride açılabilecek rücu davasında önemli sonuçlar doğurur (HMK m. 64 göndermesiyle m. 69/2).
5. İŞBU DİLEKÇE TASLAĞI BAĞLAMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Sunulan "Davaya Taraf Dahil Etme Talebi Dilekçesi" taslağı, genel bir çerçeve sunmakla birlikte, somut bir olayda kullanılmadan önce aşağıdaki hususların detaylandırılması önem arz etmektedir:
a. Hukuki Dayanağın Belirtilmesi
Dilekçenin "Açıklamalar" bölümünde (Madde 1), dahil etme talebinin hangi hukuki nedene dayandığı (örneğin, HMK m. 63 uyarınca ihbar zorunluluğu, HMK m. 65 uyarınca fer'i müdahale koşullarının varlığı, HMK m. 59 uyarınca mecburi dava arkadaşlığının tespiti vb.) açıkça belirtilmelidir. Hukuki dayanağın gösterilmesi, mahkemenin talebi doğru bir şekilde değerlendirmesi için kritiktir.
b. Gerekçenin Detaylandırılması
"Açıklamalar" bölümündeki "... gerekçesiyle" (Madde 1) ifadesinin somut olay özelinde detaylı bir şekilde doldurulması gerekmektedir. Üçüncü kişinin dava konusu ile olan maddi veya hukuki bağlantısı, davaya dahil edilmesinin veya katılmasının neden zorunlu veya gerekli olduğu, bunun davaya ve tarafların haklarına nasıl etki edeceği ayrıntılı olarak açıklanmalıdır.
c. Talep Edilen Sıfatın Netleştirilmesi
Dilekçede, dahil edilmesi istenen kişinin hangi "taraf sıfatıyla" (Madde 1, 6) davada yer almasının istendiği netleştirilmelidir. Bu kişinin davalı mı, davacı mı, fer'i müdahil mi yoksa sadece ihbar edilen mi olacağı belirtilmelidir. Zira her bir sıfatın usuli hakları, yükümlülükleri ve hükmün etkisi farklıdır.
d. Zamanlama Faktörü
HMK, müdahale talepleri için tahkikatın sonuna kadar süre tanımışken (HMK m. 62, 67), ihbar her aşamada yapılabilir (HMK m. 63). Mecburi dava arkadaşlığının sonradan fark edilmesi halinde ise gecikmeksizin bu eksikliğin giderilmesi talep edilmelidir. Talebin hangi aşamada yapıldığı ve yasal süreler içinde olup olmadığı hususu da dilekçede örtülü veya açık olarak belirtilebilir veya mahkemece re'sen dikkate alınır.
6. SONUÇ
Görülmekte olan bir hukuk davasına üçüncü bir kişinin dahil edilmesi veya katılması, HMK'da düzenlenen ihbar, müdahale veya mecburi dava arkadaşlığı gibi kurumlar aracılığıyla mümkündür. Bu yöndeki bir talep, usulüne uygun bir dilekçe ile ve somut gerekçelere dayandırılarak yapılmalıdır. İşbu Dilekçe taslağı, böyle bir talep için genel bir yapı sunmakta olup, somut olayın özelliklerine göre hukuki dayanağın, gerekçelerin ve talep edilen sıfatın açıkça belirtilmesi, talebin başarısı ve yargılamanın sağlıklı ilerlemesi açısından elzemdir. Üçüncü kişilerin davaya katılımı, maddi gerçeğe ulaşılmasına, usul ekonomisine ve hak kayıplarının önlenmesine hizmet eden önemli bir usul hukuku müessesesidir.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
KONU : Kişilerin davaya dahil edilmesi talebidir.