- Boşanma ve Ferileri Talebi
- Maddi Tazminat
- Nafaka
- Uzaklaştırma
- Velayet
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
- .
TÜRK HUKUKUNDA BOŞANMA DAVALARI: HUKUKİ SEBEPLER, USUL VE FER’İLERİNE İLİŞKİN KAPSAMLI BİR İNCELEME
Evlilik birliği, taraflara karşılıklı hak ve yükümlülükler yükleyen hukuki bir kurumdur. Ancak çeşitli sebeplerle bu birlik devam ettirilemez hale gelebilir. Türk Medeni Kanunu (TMK), evlilik birliğinin sona erme hallerinden biri olan boşanmayı ve buna bağlı hukuki sonuçları düzenlemiştir. İşbu makalede, Türk hukuk sisteminde boşanma davalarının hukuki temelleri, dava süreci, ispat yükü, boşanmaya sebep olan vakıalar ve boşanmanın fer'ileri (eki niteliğindeki sonuçları) doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında, örnek bir dava dilekçesi yapısı referans alınarak incelenecektir.
1. BOŞANMA SEBEPLERİ
Türk Medeni Kanunu, boşanma sebeplerini özel ve genel boşanma sebepleri olarak iki ana kategoride düzenlemiştir. İşbu Dilekçe'de (Madde II, 4-9) de görüldüğü üzere, davacı tarafın birden fazla hukuki sebebe dayanarak kümülatif veya terditli olarak boşanma talep etmesi mümkündür.
a. Özel Boşanma Sebepleri (TMK m. 161-165): Kanunda sınırlı sayıda sayılmış olan, gerçekleşmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı karine olarak kabul edilen ve hâkime takdir yetkisi tanımayan (akıl hastalığı hariç) sebeplerdir.
i. Zina (TMK m. 161): Eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken karşı cinsten veya hemcinsinden biriyle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina olgusunun ispatı her türlü delille mümkündür. Ancak bu sebebe dayalı dava hakkı, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer (Madde 13, 14). Affeden eşin dava hakkı yoktur. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.A) zinaya ilişkin vakıaların somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir.
ii. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m. 162): Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi veya kendisine pek kötü davranması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunmasıdır. Hayata kast, öldürme niyetini ortaya koyan fiillerdir. Pek kötü davranış, eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelik ciddi saldırıları içerir (örneğin, sürekli fiziksel şiddet). Onur kırıcı davranış ise, eşin sosyal saygınlığını, şeref ve haysiyetini ağır şekilde rencide eden söz ve eylemlerdir (örneğin, alenen hakaret, iftira). Bu sebebe dayalı dava hakkı da, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle düşer (Madde 15, 16, 17). Af halinde dava hakkı düşer. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.B) bu tür davranışların ne zaman, nerede ve ne şekilde gerçekleştiği ayrıntılı olarak açıklanmalıdır.
iii. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi ve bu sebeplerden ötürü diğer eşten onunla birlikte yaşaması beklenememesi durumudur. Küçük düşürücü suç, toplum nazarında yüz kızartıcı kabul edilen suçlardır (hırsızlık, dolandırıcılık vb.). Haysiyetsiz hayat sürme ise, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, süreklilik arz eden bir yaşam biçimidir (kumarbazlık, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı vb.). Bu davranışların diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesi şarttır. Bu sebep için kanunda bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir, her zaman dava açılabilir. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.C) işlenen suçun niteliği veya haysiyetsiz hayat sürme biçimi ve bunun evlilik birliğine etkisi detaylandırılmalıdır.
iv. Terk (TMK m. 164): Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemesidir. Terk sebebine dayanabilmek için; terk eyleminin en az altı ay sürmüş olması, terk eden eşe hâkim veya noter aracılığıyla "ihtar" gönderilerek iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiğinin bildirilmesi ve bu ihtara rağmen eşin dönmemiş olması gerekir (Madde 18, 19, 20). İhtar talebinde samimiyet esastır. Terk eden eşin haklı bir sebebi varsa (örneğin şiddet görmesi) bu maddeye dayanılamaz. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.D) terk tarihi, ihtarın yapıldığı tarih ve sonuçsuz kaldığına dair bilgiler yer almalıdır.
v. Akıl Hastalığı (TMK m. 165): Eşlerden birinin akıl hastası olması ve bu yüzden ortak hayatın diğer eş için çekilmez hâle gelmesidir. Bu sebebe dayanabilmek için hastalığın iyileşemeyeceğinin resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi şarttır. Burada hâkimin takdir yetkisi vardır; hastalığın ortak hayatı çekilmez kılıp kılmadığını değerlendirir. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.E) akıl hastalığına ilişkin iddialar ve resmi sağlık kurulu raporu talebi belirtilmelidir.
b. Genel Boşanma Sebebi (TMK m. 166):
i. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK m. 166/1-2): En sık başvurulan boşanma sebebidir. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu durumda, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Ancak bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Bu sebep, özel boşanma sebeplerinin koşulları oluşmasa bile, evlilik birliğini çekilmez hale getiren her türlü olayı (geçimsizlik, şiddetli anlaşmazlık, ekonomik şiddet, güven sarsıcı davranışlar vb.) kapsar. İspat yükü davacıdadır ve hâkim geniş bir takdir yetkisine sahiptir. İşbu Dilekçe'nin ilgili bölümünde (Madde IV.F) evlilik birliğini sarsan olaylar somut örneklerle ve delilleriyle açıklanmalıdır.
ii. Anlaşmalı Boşanma (TMK m. 166/3): Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve boşanmaya karar verilir. İşbu Dilekçe, çekişmeli bir boşanma davası dilekçesi niteliğindedir.
iii. Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma (TMK m. 166/4): Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (Madde 9). İşbu Dilekçe'de bu sebep de bir talep olarak belirtilmiş (Madde IV.G), ancak bu sebebe dayanılabilmesi için öncelikle reddedilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma davasının varlığı ve üzerinden 3 yıl geçmiş olması gerekmektedir.
2. BOŞANMANIN FER’İLERİ (ANCILLARY ISSUES)
Boşanma kararı ile birlikte veya boşanma davası devam ederken talep edilebilecek, boşanmanın eki niteliğindeki hususlardır.
a. Maddi Tazminat (TMK m. 174/1): Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteme hakkıdır. Evlilik birliği nedeniyle elde edilen veya edilmesi beklenen ekonomik yararların (örneğin, diğer eşin sosyal güvencesinden yararlanma, mirasçılık beklentisi, yaşam standardı) kaybı bu kapsamdadır. Tazminat miktarının belirlenmesinde tarafların kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınır. İşbu Dilekçe'de bu talep (Madde V) yer almaktadır.
b. Manevi Tazminat (TMK m. 174/2): Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteme hakkıdır. Eşin sadakatsizliği, şiddete maruz kalması, hakarete uğraması gibi durumlar kişilik haklarına saldırı niteliğindedir ve manevi tazminat talep edilebilir. Miktarın belirlenmesinde olayın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur oranları göz önünde bulundurulur (Madde VI, 23, 24, 25, 26).
c. Nafaka:
i. Tedbir Nafakası (TMK m. 169): Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Bu kapsamda, dava süresince maddi durumu daha iyi olan eşin diğer eşe ve/veya müşterek çocuklara ödemesine karar verilen nafakadır. Kusur durumu aranmaz, ihtiyacın varlığı yeterlidir (Madde VIII, IX, 12, 13).
ii. Yoksulluk Nafakası (TMK m. 175): Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak isteyebileceği nafakadır (Madde 29). Yoksulluğa düşme kavramı, kişinin temel ihtiyaçlarını (barınma, gıda, sağlık, ulaşım vb.) kendi geliriyle karşılayamayacak durumda olmasını ifade eder (Madde 30). Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Miktarın belirlenmesinde tarafların ekonomik durumu, yaşam standartları dikkate alınır (Madde 31). İşbu Dilekçe'de talep edilmiştir (Madde VIII, 43). Talep halinde nafakanın gelecek yıllarda ÜFE/TÜFE oranında artırılması da istenebilir (Madde 43).
iii. İştirak Nafakası (TMK m. 182): Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olmasıdır. Bu nafaka, çocuğun ergin olmasına (genellikle 18 yaş) kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, eğitim süresince de nafaka ödenmesine devam edilebilir (TMK m. 328). Miktar belirlenirken çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitim durumu ve ebeveynlerin ekonomik gücü göz önünde bulundurulur (Madde 32). İşbu Dilekçe'de talep edilmiştir (Madde IX, 44). Talep halinde nafakanın gelecek yıllarda ÜFE/TÜFE oranında artırılması da istenebilir (Madde 44).
d. Velayet (TMK m. 182, 336 vd.): Boşanma halinde hâkim, re'sen veya talep üzerine müşterek çocukların velayetinin hangi tarafa verileceğine karar verir. Kararda esas alınacak temel ilke, çocuğun üstün yararıdır (Madde 27). Hâkim, karar vermeden önce anne ve babayı dinler, çocuğun idrak yaşındaysa onun görüşünü alır ve gerektiğinde pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacı gibi uzmanlardan görüş alır (Madde 46, item 9). Çocuğun yaşı, cinsiyeti, kardeşlerle ilişkisi, ebeveynlerin yaşam koşulları, çocuğa karşı tutumları gibi birçok faktör değerlendirilir. İşbu Dilekçe'de velayetin davacıya verilmesi talep edilmektedir (Madde VII, 11).
e. Mal Rejiminin Tasfiyesi (TMK m. 202 vd.): Boşanma kararı kesinleştiğinde, eşler arasındaki yasal mal rejimi (edinilmiş mallara katılma rejimi) veya sözleşmeyle seçilmiş diğer mal rejimleri sona erer ve tasfiyesi gündeme gelir. Tasfiye, genellikle ayrı bir dava konusu olmakla birlikte, boşanma davasıyla birlikte de talep edilebilir veya boşanma davasının sonucunu bekleyebilir. Mal rejiminin tasfiyesi, eşlerin evlilik birliği içinde edindikleri malların paylaştırılması anlamına gelir. İşbu Dilekçe'de mal rejiminin tasfiyesi açıkça talep edilmese de, davalıya ait malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebi (Madde XI, 36), tasfiyeye yönelik bir hazırlık ve güvence amacı taşımaktadır.
3. USULİ TALEPLER VE KORUYUCU ÖNLEMLER
Boşanma davalarında, davanın esasına ilişkin taleplerin yanı sıra, yargılama sürecini ve tarafların haklarını güvence altına almaya yönelik usuli taleplerde de bulunulabilir.
a. Adli Yardım (HMK m. 334 vd.): Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, talepte bulundukları hâlde adli yardımdan yararlanabilmeleridir. Adli yardım talebi, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden istenir. Talebin kabulü halinde kişi, yargılama harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulur (Madde XII, 37, 38, 39, 40). İşbu Dilekçe'de adli yardım talebi bulunmaktadır (Madde 42, item 4).
b. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında Tedbirler: Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amacıyla düzenlenmiştir. Boşanma davası ile birlikte veya bağımsız olarak Aile Mahkemesi hâkiminden; şiddet uygulayan eşin ortak konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi, silahlarına el konulması gibi koruyucu veya önleyici tedbirler talep edilebilir (Madde X, 10, 34, 35). Bu talepler ivedilikle karara bağlanır. İşbu Dilekçe'de uzaklaştırma kararı talep edilmektedir (Madde 42, item 5).
c. İhtiyati Tedbir (HMK m. 389 vd.): Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında verilen geçici hukuki korumadır. Boşanma davalarında özellikle mal rejiminin tasfiyesi veya tazminat alacaklarını güvence altına almak amacıyla, davalı eşin malvarlığı (taşınmaz, araç, banka hesabı vb.) üzerine, bunların devrini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir konulması talep edilebilir (Madde XI, 36). Tedbir genellikle teminat karşılığında veya duruma göre teminatsız olarak verilebilir. İşbu Dilekçe'de bu talep de yer almaktadır (Madde 42, item 3).
4. İSPAT VE DELİLLER
Boşanma davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) düzenlenen genel ispat kurallarına tabidir. Taraflar, iddialarını kanunda belirtilen delillerle ispat etmekle yükümlüdürler (HMK m. 187 vd.).
a. Delil Türleri: Boşanma davalarında en sık başvurulan deliller şunlardır:
i. Tanık Beyanları: Tarafların iddialarını doğrulayan veya çürüten, olaylara bizzat tanık olmuş kişilerin beyanlarıdır (Madde 47, item 1). Özellikle evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olayların ispatında önemli bir rol oynar.
ii. Yazılı Deliller: Fotoğraflar, mektuplar, mesajlaşma kayıtları (SMS, WhatsApp vb.), sosyal medya paylaşımları, banka kayıtları, otel kayıtları, kredi kartı ekstreleri gibi belgelerdir.
iii. Uzman Görüşü ve Bilirkişi Raporları: Özellikle akıl hastalığı (sağlık kurulu raporu), çocuğun velayeti (pedagog/psikolog raporu) (Madde 46, item 9) veya mal rejiminin tasfiyesi gibi teknik konularda mahkeme tarafından veya taraflarca uzman görüşüne başvurulabilir (Madde 47, item 2, 5).
iv. Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması: Tarafların mali durumlarının tespiti ve nafaka/tazminat miktarlarının belirlenmesi için kolluk marifetiyle yapılan araştırmadır (Madde 46, item 10).
v. Keşif: Mahkemenin, olayın geçtiği veya uyuşmazlıkla ilgili yerlerde doğrudan inceleme yapmasıdır (Madde 47, item 3).
vi. Yemin ve İsticvap: Diğer delillerle ispatlanamayan vakıalar hakkında son çare olarak başvurulabilen delillerdir (Madde 47, item 4, 6).
vii. Hukuka Uygun Elde Edilmiş Ses ve Görüntü Kayıtları: Belirli koşullar altında delil olarak kabul edilebilir.
b. Delillerin Sunulması: Taraflar, dava ve cevap dilekçeleriyle birlikte delillerini bildirmek ve ellerinde bulunanları sunmak zorundadırlar. Sonradan delil sunulması kural olarak mümkün olmamakla birlikte, istisnai hallerde (HMK m. 145) mümkündür. İşbu Dilekçe ekinde bir delil listesi sunulmuştur (Madde 46, 47).
5. DEĞİNİLMESİ GEREKLİ OLABİLECEK HUSUSLAR
a. Vakıaların Somutlaştırılması: Boşanma davası dilekçelerinde, dayanılan boşanma sebeplerini oluşturan vakıaların (olayların) soyut iddialar şeklinde değil, somut bir şekilde, yer, zaman ve kişi belirterek açıklanması büyük önem taşır. Örneğin, "evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" iddiası (Madde IV.F) veya "pek kötü davranış" iddiası (Madde IV.B) ileri sürülüyorsa, hangi olayların, ne zaman ve nasıl gerçekleştiğinin, evlilik birliğini ne şekilde etkilediğinin detaylıca anlatılması, ispat kolaylığı ve davanın kabulü açısından kritiktir. Genel ve soyut ifadeler, iddianın ispatını zorlaştırabilir.
b. Mal Rejiminin Tasfiyesi Talebinin Açıklığı: İşbu Dilekçe'de davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir talep edilmiş (Madde XI) ve bu talep sonuç kısmında da yinelenmiştir (Madde 42, item 3). Ancak boşanma ile birlikte mal rejiminin tasfiyesinin de talep edilip edilmediği, talep ediliyorsa hangi malların tasfiyeye konu edileceği ve tasfiyeden beklenen alacak miktarı gibi hususların, talep sonucunda veya dilekçenin ilgili bir bölümünde daha açık bir şekilde ifade edilmesi, yargılamanın daha sağlıklı yürümesi açısından faydalı olabilir. Aksi halde, mal rejiminin tasfiyesi için ayrı bir dava açılması gerekebilir.
SONUÇ
Türk hukukunda boşanma, belirli hukuki sebeplere dayandırılması gereken, usul kurallarına sıkı sıkıya bağlı ve maddi/manevi tazminat, nafaka, velayet, mal rejimi tasfiyesi gibi önemli fer'i sonuçları olan karmaşık bir süreçtir. İşbu Dilekçe'de görüldüğü üzere, boşanma talebi, TMK'da düzenlenen özel ve genel boşanma sebeplerinden bir veya birkaçına dayandırılabilir. Davanın başarısı, iddia edilen boşanma sebeplerini oluşturan vakıaların HMK çerçevesinde hukuka uygun delillerle somut bir şekilde ispatlanmasına bağlıdır. Ayrıca, boşanmanın fer'ilerine ilişkin taleplerin (tazminat, nafaka, velayet vb.) de hukuki dayanakları ve koşullarıyla birlikte açıkça ileri sürülmesi ve ispat edilmesi gerekmektedir. Yargılama sürecinde adli yardım, ihtiyati tedbir ve 6284 sayılı Kanun kapsamındaki koruyucu tedbirler gibi usuli imkanlardan yararlanılması da mümkündür. Sonuç olarak, boşanma davaları, hem maddi hukuk hem de usul hukuku açısından dikkatli bir hazırlık ve takip gerektiren, tarafların ve varsa müşterek çocukların geleceğini derinden etkileyen önemli hukuki süreçlerdir.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Boşanma ve fer'ileri talepleridir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA BİLGİ:
Müvekkil ile Davalı _._.20_ tarihinde evlenmişlerdir. Tarafların bu evliliğinden ... (TC: ) isimli müşterek çocuk dünyaya gelmiştir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Zina sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
2. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
3. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
4. Terk sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
5. Akıl hastalığı sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
6. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
7. Ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
8. Adli yardım talep edilmektedir.
9. Müvekkilim lehine 6284 S.K. gereği uzaklaştırma talep edilmektedir.
10. Maddi ve manevi tazminat talep edilmektedir.
11. Müşterek çocuğun velayeti talep edilmektedir.
12. Tedbiren ve devamında iştirak nafakası talep edilmektedir.
13. Tedbiren ve devamında yoksulluk nafakası talep edilmektedir.
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Zina nedeniyle açılan boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin, zinayı öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşmektedir. Müvekkilim, Davalının zina yaptığını _._.20_ tarihinde öğrenmiş olup, iş bu davamızı hak düşürücü süre içerisinde açmaktayız.
2. Hayata kast, pek kötü veya onu kırıcı davranışa ilişkin boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve herhalde bu sebebin doğduğu durumun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Davalının, müvekkilime karşı yapmış olduğu davranış _._.20_ tarihinde gerçekleşmiş olup, iş bu davamızı hak düşürücü süre içerisinde açmaktayız.
3. Terk nedeniyle boşanma davalarının açılabilmesi için terkin 4 ay sürmüş olması ve sonrasında terk eden eşe karşı ihtar çekilmiş olması gerekmektedir. Davalının ortak konutu terk etmesinin üzerinden 4 ay geçmiş olup, sonrasında Davalıya karşı ihtar çekilmiştir. Çekilen ihtarın üzerinde de 2 ay geçmiş olup, terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesinin şartı olan 6 aylık süre geçmiştir.
4. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Zinaya Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
B. Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
C. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
D. Terk Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
E. Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
F. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
G. Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebine Dayalı Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar: