- Boşanma Talebi
- Mal Paylaşımı Talebi
- Ziynet Eşyalarının İadesi Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
BOŞANMA DAVASI, MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ZİYNET ALACAĞI TALEPLERİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
İşbu hukuki makale, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve ilgili mevzuat çerçevesinde, boşanma, boşanmanın fer’ileri niteliğindeki talepler, mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet alacağı iddialarını içeren bir dava dilekçesinin hukuki dayanaklarını, unsurlarını ve uygulama esaslarını incelemektedir. Analiz, dava konusu taleplerin mevzuat, doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında genel bir değerlendirmesini sunmayı amaçlamaktadır.
BOŞANMA SEBEPLERİ VE USULÜ
Evlilik birliğinin sona erdirilmesi talebi olan boşanma davası, kanunda sınırlı sayıda sayılan sebeplere dayandırılabilir. İşbu Dilekçe’de birden fazla boşanma sebebine dayanıldığı görülmektedir (Dilekçe Özeti, Maddeler 1-7). Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılır.
a. Özel Boşanma Sebepleri:
i. **Zina (TMK Madde 161):** Eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken karşı cinsten veya hemcinsten bir başkasıyla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina eyleminin ispatı halinde, diğer eşin kusuru ne olursa olsun boşanmaya karar verilir. Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK Madde 161/2). İşbu Dilekçe’de zinaya dayalı boşanma talebi için hak düşürücü sürelere riayet edildiği belirtilmiştir (Usule İlişkin Açıklamalar, Madde 1; Madde 16).
ii. **Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK Madde 162):** Eşlerden her biri, diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Bu eylemlerin varlığı halinde boşanmaya karar verilir. Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK Madde 162/2). İşbu Dilekçe’de bu sebebe dayanıldığı ve hak düşürücü sürelere dikkat edildiği ifade edilmiştir (Usule İlişkin Açıklamalar, Madde 2; Madde 17; Madde 18; Madde 19).
iii. **Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK Madde 163):** Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Bu sebebin sürekli olması ve diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez kılması aranır.
iv. **Terk (TMK Madde 164):** Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş boşanma davası açabilir. İhtar için terk olayının üzerinden en az dört ay geçmiş olması gerekir. İhtarın sonuçsuz kalmasından kasıt, ihtardan sonra iki ay içinde haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönülmemesidir. İşbu Dilekçe’de terk sebebi için gerekli sürelerin dolduğu ve ihtar şartının yerine getirildiği belirtilmiştir (Usule İlişkin Açıklamalar, Madde 3; Madde 20; Madde 21; Madde 22).
v. **Akıl Hastalığı (TMK Madde 165):** Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
b. Genel Boşanma Sebepleri:
i. **Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK Madde 166/1-2):** Ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması halinde eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu, en sık başvurulan boşanma sebebidir ve kusur araştırması yapılır. Davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Ancak bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
ii. **Anlaşmalı Boşanma (TMK Madde 166/3):** Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
iii. **Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma (TMK Madde 166/4):** Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. İşbu Dilekçe’de bu sebebe de dayanıldığı görülmektedir (Dilekçe Özeti, Madde 7; Esasa İlişkin Vakıalar, Başlık G).
BOŞANMANIN FER’İLERİ (SONUÇLARI)
Boşanma davası ile birlikte veya boşanma kararının kesinleşmesinden sonra talep edilebilen, boşanmaya bağlı hukuki sonuçlardır.
a. Maddi ve Manevi Tazminat (TMK Madde 174):
i. **Maddi Tazminat:** Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Evlilik birliği nedeniyle elde edilen veya edilmesi beklenen ekonomik yararların (örneğin, diğer eşin sosyal güvencesinden yararlanma, mirasçılık hakkı gibi) kaybı söz konusudur. İşbu Dilekçe’de bu talep yer almaktadır (Madde V; Madde 1).
ii. **Manevi Tazminat:** Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması, fiziksel veya psikolojik şiddet uygulaması gibi durumlar manevi tazminat gerektirebilir. İşbu Dilekçe’de kişilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talep edilmektedir (Madde VI; Madde 26; Madde 27; Madde 28).
b. Nafaka:
i. **Tedbir Nafakası (TMK Madde 169):** Boşanma davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Bu kapsamda, dava süresince eşlerden birinin diğerine ve/veya çocuklara ödemesine karar verilen nafakadır. İşbu Dilekçe’de hem eş hem de çocuk için tedbir nafakası talep edilmektedir (Madde VIII; Madde IX; Madde 14; Madde 71; Madde 72).
ii. **Yoksulluk Nafakası (TMK Madde 175):** Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk durumu, kişinin temel ihtiyaçlarını (barınma, gıda, sağlık, ulaşım vb.) karşılayamayacak durumda olmasıdır. İşbu Dilekçe’de bu talep yer almaktadır (Madde VIII; Madde 31; Madde 32; Madde 33; Madde 14; Madde 71).
iii. **İştirak Nafakası (TMK Madde 182/2):** Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmasıdır. Hâkim, çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile ana ve babanın ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak nafaka miktarını belirler. Nafaka, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK Madde 328). İşbu Dilekçe’de bu talep mevcuttur (Madde IX; Madde 35; Madde 72).
c. Velayet (TMK Madde 182, 335 vd.): Boşanma halinde hâkim, ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayetin düzenlenmesinde temel ilke, çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun yaşı, kardeş durumu, ana babanın durumu, çocuğun alıştığı ortam gibi faktörler dikkate alınır. Gerekirse uzman (pedagog, psikolog, sosyal çalışmacı) görüşüne başvurulur (Deliller Listesi, Madde 9; Madde 77). İşbu Dilekçe’de velayetin davacıya verilmesi talep edilmektedir (Madde VII; Madde 13; Madde 29).
MAL REJİMİNİN TASFİYESİ
Eşler arasındaki yasal mal rejimi, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK ile “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir (TMK Madde 218 vd.). Farklı bir mal rejimi sözleşmesi yapılmamışsa, evlilik süresince bu rejim geçerlidir. Mal rejiminin tasfiyesi, boşanma davasıyla birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile de istenebilir. Tasfiye, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla yapılır (TMK Madde 225).
a. Mal Grupları:
i. **Kişisel Mallar (TMK Madde 220):** Kanun gereği kişisel mal sayılanlar (eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları) ve kişisel mallar yerine geçen değerler (ikame değerler). Bunlar tasfiyeye dahil edilmez.
ii. **Edinilmiş Mallar (TMK Madde 219):** Her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir (çalışmasının karşılığı olan edinimler, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, kişisel mallarının gelirleri vb.). Tasfiyede paylaşıma konu olan mallardır.
b. Tasfiye Alacakları:
i. **Değer Artış Payı Alacağı (TMK Madde 227):** Bir eşin, diğerinin kişisel veya edinilmiş malına, o malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunması halinde, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkı doğar. İşbu Dilekçe’de bu talep ileri sürülmüştür (Madde XII.D; Madde 50; Madde 51; Madde 52; Madde 53).
ii. **Katılma Alacağı (TMK Madde 231, 236):** Her eşin veya mirasçılarının, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olmasıdır. Artık değer, edinilmiş mallardan bu mallara ilişkin borçlar düşüldükten sonra kalan miktardır (TMK Madde 229, 230). İşbu Dilekçe’de katılma alacağı talebi bulunmaktadır (Madde XII.B; Madde 44; Madde 45; Madde 46).
iii. **Katkı Payı Alacağı (01.01.2002 Öncesi Edinilen Mallar İçin):** 2002 öncesi dönemde geçerli olan yasal mal rejimi “mal ayrılığı” idi. Ancak Yargıtay içtihatları ile, bu dönemde edinilen ve diğer eş adına tescil edilen mallara katkıda bulunan eşin, katkısı oranınca bir alacak hakkı olduğu kabul edilmiştir. İşbu Dilekçe’de bu döneme ilişkin katkı payı alacağı da talep edilmektedir (Madde XII.C; Madde 47; Madde 48; Madde 49).
c. Borçların Durumu: Tasfiye sırasında, eşlerin kişisel malları veya edinilmiş malları üzerindeki borçlar dikkate alınır. Eşlerden birinin kişisel borcunun edinilmiş mallardan veya diğer eşin kişisel borcunun kendi kişisel mallarından ödenmesi gibi durumlarda denkleştirme yapılır (TMK Madde 230). İşbu Dilekçe’de ortak giderler için harcanan kişisel borçlar (Madde XII.E; Madde 54; Madde 55; Madde 56; Madde 57; Madde 58; Madde 59) ve evlilik birliği içinde ödenen kişisel borçlar (Madde XII.F; Madde 60; Madde 61; Madde 62; Madde 63) için mahsup talepleri yer almaktadır.
d. İhtiyati Tedbir (HMK Madde 389 vd.): Mal rejimi tasfiyesi davalarında, diğer eşin mallarını kaçırmasını önlemek amacıyla, dava konusu mallar (taşınmazlar, araçlar, banka hesapları vb.) üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilebilir. İşbu Dilekçe’de bu talep mevcuttur (Madde XIII; Madde 64; Madde 65).
ZİYNET ALACAĞI TALEBİ
Evlilik sırasında kadına hediye edilen ziynet eşyaları (takılar), Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bağışlanmadığı veya rıza ile iade edilmemek üzere verilmediği ispatlanmadıkça kadının kişisel malı sayılır (TMK Madde 220/b.1). Kadın eş, bu ziynetlerin aynen iadesini, mümkün değilse bedelini talep edebilir. Ziynetlerin varlığı, cinsi, miktarı ve kimde kaldığı hususları ispatlanmalıdır. Düğün fotoğrafları, videoları, tanık beyanları gibi deliller kullanılabilir (Deliller Listesi, Madde 10; Madde 77). İşbu Dilekçe’de ziynetlerin davalı eşte kaldığı iddia edilerek iadesi veya bedeli talep edilmektedir (Madde XI; Madde 39; Madde 40; Madde 41). Ayrıca, kişisel nitelikteki diğer taşınır malların iadesi de istenmektedir (Madde XII.A; Madde 42; Madde 43).
USULİ TALEPLER
a. Adli Yardım (HMK Madde 334 vd.): Yargılama giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmayan kişiler, adli yardım talebinde bulunabilirler. Talebin kabulü halinde, kişi yargılama harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulur. İşbu Dilekçe’de adli yardım talebi yer almaktadır (Madde XIV; Madde 66; Madde 67; Madde 68).
b. Koruma Tedbirleri (6284 Sayılı Kanun): Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişiler lehine koruyucu ve önleyici tedbirler (örneğin, uzaklaştırma, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme) talep edilebilir. İşbu Dilekçe’de uzaklaştırma kararı talep edilmektedir (Madde X; Madde 12; Madde 37; Madde 38).
DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Bu tür karmaşık davalarda başarı, iddiaların somut vakıalar ve hukuki delillerle desteklenmesine bağlıdır. Aşağıdaki hususlar genel olarak önem arz etmektedir:
a. Boşanma Sebeplerinin Somutlaştırılması: Dilekçede dayanılan her bir boşanma sebebinin (zina, hayata kast, terk, evlilik birliğinin sarsılması vb.), hangi somut olaylara dayandığı "Esasa İlişkin Vakıalar" başlığı altında (Başlıklar IV.A-G) ayrıntılı olarak açıklanmalı ve bu olaylar delillerle (tanık, mesaj kayıtları, fotoğraflar, raporlar vb.) ilişkilendirilmelidir. Genel ve soyut ifadeler yeterli olmayabilir.
b. Mal Rejimi Taleplerinin Detaylandırılması: Katılma alacağı, değer artış payı veya katkı payı taleplerine konu edilen malların (Madde XII.B, C, D) edinme tarihleri, ne şekilde edinildikleri, davacı eşin bu malların edinimine, iyileştirilmesine veya korunmasına yaptığı iddia edilen katkının niteliği (nakdi, ayni, emek vb.) ve miktarı somutlaştırılmalıdır. Banka kayıtları, tapu ve trafik tescil bilgileri, bilirkişi incelemesi gibi deliller sunulmalıdır (Deliller Listesi, Madde 2, 11, 12, 13; Madde 75; Madde 77).
c. Ziynet Alacağının İspatı: Talep edilen ziynetlerin (Madde XI) cinsi, adedi, düğünde takıldığı ve davalı eş tarafından alındığı veya tasarruf edildiği hususları açıkça ortaya konulmalı ve ispat vasıtaları (düğün videoları/fotoğrafları, tanık beyanları vb.) belirtilmelidir (Deliller Listesi, Madde 1, 10; Madde 75; Madde 77). Ziynetlerin kişisel mal olduğu karinesine dayanılmakla birlikte, varlığının ve davalıda kaldığının ispatı davacıya aittir.
d. Belirsiz Alacak Davası: Mal rejimi tasfiyesi ve ziynet alacağı gibi taleplerin niteliği gereği, dava açıldığı anda alacak miktarının tam olarak belirlenememesi mümkündür. Bu durumda, dava "belirsiz alacak davası" olarak açılabilir (HMK Madde 107). Ancak dava değerinin (Dava Değeri; Madde 2) bu şekilde belirlenmesinin gerekçesi dilekçede açıklanmalıdır. Yargılama sırasında bilirkişi incelemesi ile miktar netleşince talep artırılabilir.
SONUÇ
Boşanma, mal rejimi tasfiyesi ve ziynet alacağı taleplerini içeren davalar, hem usul hem de esas yönünden dikkatli bir hazırlık ve takip gerektiren, birden fazla hukuki alanı ilgilendiren karmaşık süreçlerdir. Taleplerin Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili diğer mevzuat ile Yargıtay içtihatlarına uygun olarak somut vakıalar ve delillerle desteklenmesi, davanın seyri ve sonucu açısından büyük önem taşımaktadır. İşbu Dilekçe, bu tür bir davada ileri sürülebilecek temel iddia ve talepleri ana hatlarıyla içermekle birlikte, davanın başarısı için her bir talebin ilgili hukuki şartları taşıdığının ve yeterli delillerle ispatlandığının mahkemece değerlendirilmesi gerekecektir.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Boşanma ve fer'ileri, mal paylaşımı ve ziynetlerin iadesi talepleridir.
DAVA DEĞERİ : Ziynet alacağına ilişkin belirsiz olarak şimdilik .... TL, mal rejimi tasfiyesine ilişkin belirsiz olarak şimdilik ... TL'dir. Toplam: ... TL'dir
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Müvekkil ile Davalı _._.20_ tarihinde evlenmişlerdir. Tarafların bu evliliğinden ... (TC: ) isimli müşterek çocuk dünyaya gelmiştir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Zina sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
2. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
3. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
4. Terk sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
5. Akıl hastalığı sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
6. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
7. Ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmaları talep edilmektedir.
8. Mal rejiminin tasfiyesi ve ihtiyati tedbir talep edilmektedir.
9. Ziynetlerin iadesi talep edilmektedir.
10. Adli yardım talep edilmektedir.
11. Müvekkilim lehine 6284 S.K. gereği uzaklaştırma talep edilmektedir.
12. Maddi ve manevi tazminat talep edilmektedir.
13. Müşterek çocuğun velayeti talep edilmektedir.
14. Tedbiren ve devamında iştirak nafakası talep edilmektedir.
15. Tedbiren ve devamında yoksulluk nafakası talep edilmektedir.
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Zina nedeniyle açılan boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin, zinayı öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşmektedir. Müvekkilim, Davalının zina yaptığını _._.20_ tarihinde öğrenmiş olup, iş bu davamızı hak düşürücü süre içerisinde açmaktayız.
2. Hayata kast, pek kötü veya onu kırıcı davranışa ilişkin boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve herhalde bu sebebin doğduğu durumun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Davalının, müvekkilime karşı yapmış olduğu davranış _._.20_ tarihinde gerçekleşmiş olup, iş bu davamızı hak düşürücü süre içerisinde açmaktayız.
3. Terk nedeniyle boşanma davalarının açılabilmesi için terkin 4 ay sürmüş olması ve sonrasında terk eden eşe karşı ihtar çekilmiş olması gerekmektedir. Davalının ortak konutu terk etmesinin üzerinden 4 ay geçmiş olup, sonrasında Davalıya karşı ihtar çekilmiştir. Çekilen ihtarın üzerinde de 2 ay geçmiş olup, terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesinin şartı olan 6 aylık süre geçmiştir.
4. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Zinaya Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
B. Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
C. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
D. Terk Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
E. Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
F. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
G. Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebine Dayalı Boşanma Talebimize İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
V. MADDİ TAZMİNAT TALEBİMİZ HAKKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Davalının kusurlu davranışları neticesinde Müvekkilimin evlilikten beklediği maddi yarardan mahrum kalacak olması sebebiyle uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
2. ...
VI. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Manevi tazminatın objektif unsuru uyarınca yukarıda anlatılan hususların; Müvekkilimin kişilik değerlerinde eksilmeye yol açacak seviyede sosyal ve psikolojik etkilere neden olabilecek fiiller olduğu açıktır. Ayrıca sübjektif unsur uyarınca; Müvekkilimin nezdinde devam eden acı, elem, itibar kaybı ve ruhsal yıkım meydana gelmiştir. Bu sebeplerle; tarafların kusur derecesi ve sosyo-ekonomik durumları gözetilerek Müvekkilimin yaşadığı ruhsal yıkımı telafi edecek nitelikte uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
2. ...
VII. VELAYET TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALARIMIZ:
1. Müşterek çocuğun üstün menfaati gereği, dava aşamasında tedbiren ve davanın sonunda kalıcı olarak velayetin müvekkilime verilmesi gerekmektedir.
2. ...
VIII. TEDBİREN VE DEVAMINDA; YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Medeni Kanun Md. 175'te "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" denilmektedir. Müvekkil; olağan gider ve masrafları, giyim, bakım, sağlık, barınma, ulaşım ve gıda gibi hayatını devam ettirebilmesi için gerekli bütün ihtiyaçları tek başına karşılamak zorunda kalacaktır. Hükmedilecek yoksulluk nafakasında davalı eşin geliri göz önünde bulundurularak müvekkilin mağdur edilmeden boşanma sürecinde ve sonrasında hayat standartları düşürülmeden ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için tedbiren ve boşanma sonrası için de yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir.
2. ...
IX. TEDBİREN VE DEVAMINDA; İŞTİRAK NAFAKASI TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Müşterek çocuk/çocukların olağan gider ve masrafları, eğitim, giyim, bakım, sağlık, barınma, ulaşım ve gıda gibi hayatını devam ettirebilmesi için gerekli bütün ihtiyaçlarına Davalı katkısı için; yaşanılan bölge ve alışılmış standartlar da göz önüne alınarak iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir.
2. ...
<