- Boşanma, Mal Paylaşımı, Ziynet ve Tazminatlara Cevap
- Boşanma, Mal Paylaşımı, Ziynet ve Tazminat İstemli Karşı Dava
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
BOŞANMA DAVALARINDA KARŞI DAVA VE CEVAP, MAL PAYLAŞIMI VE ZİYNET ALACAĞI TALEPLERİNİN HUKUKİ ÇERÇEVESİ
1. GİRİŞ
Aile hukuku, toplumun temel taşı olan ailenin kuruluşunu, işleyişini ve sona ermesini düzenleyen hukuk dalıdır. Evlilik birliğinin sona erme biçimlerinden biri olan boşanma, hem taraflar hem de varsa müşterek çocuklar açısından önemli hukuki sonuçlar doğuran karmaşık bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) başta olmak üzere ilgili mevzuat, boşanma sürecini, boşanma sebeplerini, boşanmanın mali sonuçlarını ve çocuklarla ilgili düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele almaktadır. İşbu makalede, bir boşanma davasına karşı sunulan cevap dilekçesi ile birlikte açılan karşı boşanma davası, mal paylaşımı ve ziynet alacağı taleplerini içeren bir dilekçe ekseninde, Türk hukukundaki ilgili düzenlemeler, dava şartları, ispat yükü ve Yargıtay uygulamaları ışığında kapsamlı bir hukuki değerlendirme yapılacaktır.
2. BOŞANMA DAVASINA CEVAP VE KARŞI DAVA MEKANİZMASI
Boşanma davası, TMK'da düzenlenen boşanma sebeplerinden birine veya birkaçına dayanılarak açılır. Kendisine karşı boşanma davası açılan eş (davalı), HMK'da öngörülen süreler içerisinde davaya cevap vermekle yükümlüdür. Davalı, cevap dilekçesinde davacının iddialarına karşı savunmalarını ileri sürebileceği gibi, aynı dilekçeyle veya ayrı bir dilekçeyle karşı dava açma hakkına da sahiptir (HMK m. 132).
İşbu Dilekçe, hem davacının açtığı boşanma davasına karşı cevapları (Madde II, III, IV, V, VI, VII, VIII, IX, X, XI, XII) hem de davalı/karşı davacı tarafından ileri sürülen karşı boşanma ve fer'i talepleri (Madde II, III, IV, V, VI, VII, VIII, IX, X, XI, XII, XIII, XIV) içermektedir (Konu). Karşı dava, asıl davanın açıldığı mahkemede görülür ve genellikle asıl dava ile birleştirilerek tek bir yargılama süreci yürütülür. Karşı davada da, asıl davada olduğu gibi, boşanma sebepleri, fer'i talepler (tazminat, nafaka, velayet vb.) ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talepler ileri sürülebilir.
3. BOŞANMA SEBEPLERİ VE İLGİLİ MEVZUAT
Türk Medeni Kanunu, boşanma sebeplerini sınırlı sayıda belirlemiştir. Bu sebepler "özel boşanma sebepleri" ve "genel boşanma sebepleri" olarak ikiye ayrılır. İşbu Dilekçe'de hem cevap kısmında davacının iddialarına karşı savunma yapılırken hem de karşı dava kısmında talep olarak çeşitli boşanma sebeplerine değinildiği görülmektedir.
a. Özel Boşanma Sebepleri:
i. Zina (TMK m. 161): Eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken karşı cinsten veya hemcinsinden biriyle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina sebebine dayalı dava açma hakkı, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer (TMK m. 161/2). İşbu Dilekçe'de hem davacının zina iddiasına karşı hak düşürücü süre itirazında bulunulmakta (Madde III.A.2, Madde IV.A) hem de karşı davada zina sebebine dayanılmaktadır (Madde II.1, Madde III.1, Madde IV.A).
ii. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m. 162): Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi veya kendisine pek kötü davranması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunmasıdır. Bu sebebe dayalı dava açma hakkı da, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle düşer (TMK m. 162/2). İşbu Dilekçe'de bu sebebe hem cevap (Madde III.A.1, Madde IV.B) hem de karşı dava (Madde II.2, Madde III.2, Madde IV.B) bölümlerinde yer verilmiştir.
iii. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi ve bu sebeplerden ötürü diğer eşten onunla birlikte yaşaması beklenememesidir. Bu sebebe dayanılabilmesi için diğer eş açısından birlikte yaşamanın çekilmez hale gelmesi şarttır. İşbu Dilekçe'de bu iddiaya karşı savunma yapılmış (Madde IV.C) ve karşı davada bu sebebe dayanılmıştır (Madde II.3, Madde IV.C).
iv. Terk (TMK m. 164): Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemesidir. Terk sebebine dayanılabilmesi için ayrılığın en az altı ay sürmüş ve devam etmekte olması, talep üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kalmış olması gerekir. İhtar için terk eden eşe en az iki ay süre verilir. İşbu Dilekçe'de terk iddiasına cevap verilmiş (Madde IV.D) ve karşı davada terk sebebine dayanılmıştır (Madde II.4, Madde III.3, Madde IV.D).
v. Akıl Hastalığı (TMK m. 165): Eşlerden birinin akıl hastası olması ve bu yüzden ortak hayatın diğer eş için çekilmez hâle gelmesidir. Davanın açılabilmesi için hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir. İşbu Dilekçe'de bu iddiaya cevap verilmiş (Madde IV.E) ve karşı davada bu sebebe dayanılmıştır (Madde II.5, Madde IV.E).
b. Genel Boşanma Sebepleri:
i. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK m. 166/1-2): Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu, uygulamada en sık karşılaşılan boşanma sebebidir. Davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Ancak bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. İşbu Dilekçe'de bu sebebe hem cevap (Madde IV.F) hem de karşı dava (Madde II.6, Madde IV.F) bölümlerinde atıf yapılmıştır.
ii. Anlaşmalı Boşanma (TMK m. 166/3): Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. İşbu Dilekçe'nin mahiyeti gereği bu sebep doğrudan ele alınmamıştır.
iii. Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma (TMK m. 166/4): Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. İşbu Dilekçe'de bu sebebe ilişkin hak düşürücü süre itirazları ve karşı dava talepleri bulunmaktadır (Madde III.A.3, Madde IV.G, Madde II.7, Madde IV.G).
4. BOŞANMANIN FER'İLERİ (TAZMİNAT, NAFAKA, VELAYET)
Boşanma davası ile birlikte veya boşanma kararının kesinleşmesinden sonra talep edilebilen, boşanmaya bağlı hak ve yükümlülüklerdir.
a. Maddi ve Manevi Tazminat (TMK m. 174):
i. Maddi Tazminat: Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. İşbu Dilekçe'de davacının maddi tazminat talebine itiraz edilmekte (Madde V) ve karşı davada maddi tazminat talep edilmektedir (Madde II.12, Madde V, Talep Sonucu 9).
ii. Manevi Tazminat: Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. İşbu Dilekçe'de davacının manevi tazminat talebine itiraz edilmekte (Madde VI), fahiş olduğu savunulmakta (Madde VI.2) ve karşı davada manevi tazminat talep edilmektedir (Madde II.12, Madde VI, Talep Sonucu 10).
b. Yoksulluk Nafakası (TMK m. 175): Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. İşbu Dilekçe'de davacının yoksulluk nafakası talebine, kusur ve yoksulluğa düşme şartları yönünden itiraz edilmekte (Madde VIII), talep edilen miktarın yüksek olduğu belirtilmekte (Madde VIII.4) ve karşı davada hem tedbiren hem de sürekli yoksulluk nafakası talep edilmektedir (Madde II.15, Madde VIII, Talep Sonucu 11). Yoksulluk nafakası, taraflardan birinin ölümü, yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır (TMK m. 176/3).
c. İştirak Nafakası (TMK m. 182): Boşanma veya ayrılık durumunda velâyet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderleri gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini de karara bağlayabilir. Bu nafaka, çocuğun ergin olmasına (18 yaşını doldurmasına) kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, eğitim sonuna kadar nafaka ödenmesine devam edilebilir (TMK m. 328/2). İşbu Dilekçe'de davacının iştirak nafakası talebine miktar yönünden itiraz edilmekte (Madde IX) ve karşı davada müşterek çocuk için tedbiren ve sürekli iştirak nafakası talep edilmektedir (Madde II.14, Madde IX, Talep Sonucu 12).
d. Velayet (TMK m. 182, 335 vd.): Boşanma durumunda hâkim, ana ve babayı dinledikten ve Çocuk Koruma Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere, çocuğun menfaatini göz önünde tutarak velayeti eşlerden birine verir. Velayet düzenlemesinde temel ilke "çocuğun üstün yararı"dır. Hâkim, çocuğun yaşı, eğitimi, sağlık durumu, kardeşleriyle ilişkisi, ana ve babanın kişisel özellikleri, sosyal ve ekonomik durumları gibi birçok faktörü değerlendirir. İşbu Dilekçe'de davacının velayet talebine itiraz edilmekte (Madde VII) ve karşı davada velayetin müvekkile verilmesi talep edilmektedir (Madde II.13, Madde VII, Talep Sonucu 8). Delil listesinde pedagog raporu alınması talebi de bu kapsamdadır (Delil Listesi 9).
e. Koruyucu ve Önleyici Tedbirler (6284 Sayılı Kanun): Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişiler için mahkeme tarafından koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilir. Bu tedbirler arasında uzaklaştırma, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme gibi kararlar yer alır. İşbu Dilekçe'de davacının uzaklaştırma talebine itiraz edilmekte (Madde X) ve karşı davada müvekkil lehine uzaklaştırma kararı talep edilmektedir (Madde II.11, Madde X, Talep Sonucu 6).
5. MAL REJİMİNİN TASFİYESİ
Türk Medeni Kanunu'na göre, eşler arasında yasal mal rejimi "edinilmiş mallara katılma rejimi"dir (TMK m. 202). Bu rejim, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini (mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı) kabul etmedikleri sürece bu rejime tabidirler. Boşanma davası açıldığında, mal rejimi dava tarihi itibarıyla sona erer (TMK m. 225/2). Tasfiye, malların bu tarihteki değerleri üzerinden yapılır (TMK m. 235/1).
İşbu Dilekçe'de hem davacının mal paylaşım taleplerine itiraz edilmekte (Madde XII) hem de karşı davada mal rejiminin tasfiyesi talep edilmektedir (Madde II.8, Madde XII, Talep Sonucu 17).
a. Edinilmiş Mallar ve Kişisel Mallar: Tasfiyede öncelikle eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları ayrılır.
i. Kişisel Mallar (TMK m. 220): Kanuna göre kişisel mallar şunlardır: Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları, kişisel mallar yerine geçen değerler (ikame değerler). İşbu Dilekçe'de kişisel eşya ve ziynetlerin kişisel mal olduğu vurgulanmakta (Madde XI, Madde XII.A), karşı davada da kişisel taşınır malların iadesi talep edilmektedir (Madde XII.A, Talep Sonucu 14, 15).
ii. Edinilmiş Mallar (TMK m. 219): Her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Özellikle çalışma karşılığı olan edinimler, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri ve edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş mal kabul edilir. İşbu Dilekçe'de 01.01.2002 sonrası edinilen mallar için katılma alacağı talep edilmektedir (Madde XII.B).
b. Tasfiye Talepleri:
i. Katılma Alacağı (TMK m. 231, 236): Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde her eş, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olur. Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır (TMK m. 229, 231). İşbu Dilekçe'de karşı davada bu talep açıkça yer almaktadır (Madde XII.B, Talep Sonucu 17). Malların edinme tarihleri ve değerleri belirtilmiştir (Madde XII.B.a, b).
ii. Değer Artış Payı (TMK m. 227): Eşlerden biri, diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Bu talep, malın tasfiye sırasındaki değeri üzerinden hesaplanır. İşbu Dilekçe'de karşı davada bu talep ileri sürülmektedir (Madde XII.D).
iii. Katkı Payı Alacağı: 01.01.2002 öncesi, yani yasal mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallara yapılan katkılar için talep edilen alacaktır. Yargıtay içtihatlarıyla gelişmiştir. Eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine yaptığı katkının iadesi istenir. İşbu Dilekçe'de karşı davada 01.01.2002 öncesi edinilen mallara yapılan katkılar için bu talep ileri sürülmektedir (Madde XII.C).
iv. Denkleştirme (TMK m. 230): Eşlerden biri, diğer eşin kişisel malına veya edinilmiş malına katkıda bulunmuşsa veya bir mal kesiminden diğerine yapılan harcamalar varsa, bunlar tasfiye sırasında denkleştirilir. İşbu Dilekçe'de evlilik birliği içinde ortak ödenmiş kişisel borçların (Madde XII.F) ve ortak giderler için harcanmış kişisel aktif borçların (Madde XII.E) denkleştirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
c. İhtiyati Tedbir: Mal rejiminin tasfiyesi davalarında, dava konusu malların dava süresince devrini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir talep edilebilir (HMK m. 389 vd.). Bu talep, diğer eşin malları kaçırma riskine karşı güvence sağlar. İşbu Dilekçe'de hem davacının ihtiyati tedbir talebine itiraz edilmekte (Madde VII) hem de karşı davada davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmektedir (Madde XIII, Talep Sonucu 4).
6. ZİYNET ALACAĞI TALEPLERİ
Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları (altın, takı vb.), Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, bağışlanmadığı ispatlanmadıkça kadının kişisel malı sayılır (TMK m. 220/1-b.1). Kural olarak, evlilik birliği içinde edinilen ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin ödenmesi talep edilebilir.
İspat yükü konusunda Yargıtay, hayatın olağan akışına göre ziynet eşyalarının kadının üzerinde veya onun hâkimiyetinde bulunduğunu kabul eder. Bu nedenle, ziynetlerin erkek eşte kaldığını veya onun tarafından bozdurulup harcandığını iddia eden kadın eş, bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Ancak, ziynetlerin iade edilmemek üzere verildiği (örneğin, erkeğe bağışlandığı veya evin ortak ihtiyaçları için harcandığı ve iade şartı olmadığı) iddiası varsa, bu iddiayı ispat yükü erkek eşe aittir.
İşbu Dilekçe'de, davacının ziynet alacağı talebine karşı, ziynetlerin davacıda olduğu savunması yapılmakta ve Yargıtay kararına atıfta bulunulmaktadır (Madde XI). Karşı davada ise, müvekkile ait ziynetlerin davalıda kaldığı veya onun tarafından harcandığı iddia edilerek iadesi, mümkün değilse bedelinin ödenmesi talep edilmektedir (Madde II.9, Madde XI, Talep Sonucu 13). Ziynetlerin cinsi ve miktarı belirtilmiştir (Madde XI.3). Düğün fotoğrafları ve video kayıtları delil olarak sunulmaktadır (Delil Listesi 10).
7. USUL HUKUKU AÇISINDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
a. Yetki (TMK m. 168, HMK m. 6): Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. İşbu Dilekçe'de yetki itirazında bulunulmuştur (Madde III.B).
b. Hak Düşürücü Süreler: Özel boşanma sebeplerinden zina (TMK m. 161) ve hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162) ile fiili ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166/4) belirli sürelere tabidir. Bu sürelerin geçirilmesi halinde dava hakkı düşer. İşbu Dilekçe'de bu sürelere ilişkin itirazlar ve beyanlar yer almaktadır (Madde III.A, Madde III.1, 2, 3).
c. İspat Yükü (TMK m. 6, HMK m. 190): Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Boşanma davalarında iddia edilen boşanma sebebini, kusuru, tazminat şartlarını, nafaka ihtiyacını, mal rejimi alacaklarını ve ziynetlerin durumunu iddia eden taraf ispat etmelidir. İşbu Dilekçe'de ispat yüküne ilişkin genel bir beyan bulunmaktadır (Madde III.C).
d. Adli Yardım (HMK m. 334 vd.): Yargılama giderlerini karşılayacak gücü bulunmayan kişiler, adli yardım talebinde bulunabilirler. Talebin kabulü halinde, gerekli yargılama giderlerinden geçici olarak muafiyet sağlanır. İşbu Dilekçe'de hem cevap hem de karşı dava bölümlerinde adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde VIII [cevap], Madde XIV [karşı dava], Talep Sonucu 5).
8. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Boşanma ve fer'ileri ile mal rejimi davalarında iddiaların ispatı için HMK'da sayılan her türlü delilden yararlanılabilir. İşbu Dilekçe'nin delil listesi bölümünde (Sayfa 13-14) tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, uzman görüşü, isticvap, mevzuat ve içtihatlar, vekaletname, pedagog raporu, fotoğraf ve video kayıtları, tapu ve trafik sicil kayıtları, banka hesap dökümleri ve sosyal ekonomik durum araştırması gibi çeşitli delillere dayanıldığı görülmektedir. Bu deliller, iddia edilen vakıaların (boşanma sebebi, kusur, malvarlığı durumu, ziynetler vb.) ispatlanması amacıyla mahkemeye sunulacak veya celbi talep edilecektir. Özellikle tanık beyanları, boşanma davalarında kusur durumunun belirlenmesinde; bilirkişi raporları ise mal rejimi tasfiyesi ve nafaka miktarının tespitinde önemli rol oynar.
9. GENEL DEĞERLENDİRME VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DİĞER HUSUSLAR
İşbu Dilekçe, bir boşanma davasında davalının hem savunmalarını hem de kendi taleplerini içeren kapsamlı bir hukuki metin niteliğindedir. Dilekçede, boşanma, mal paylaşımı ve ziynet alacağına ilişkin hemen hemen tüm olası hukuki sebepler ve taleplere yer verildiği görülmektedir. Ancak, davanın başarısı açısından dikkat edilmesi gereken bazı genel hususlar bulunmaktadır:
a. İddiaların Somutlaştırılması ve Delillendirilmesi: Dilekçede ileri sürülen tüm iddiaların (zina, şiddet, terk, mal kaçırma, ziynetlerin durumu vb.) somut olaylarla desteklenmesi ve her bir vakıanın hangi delillerle ispatlanacağının açıkça belirtilmesi yargılamanın seyri açısından önemlidir. Özellikle özel boşanma sebeplerine dayanılıyorsa, bu sebeplerin varlığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamak gerekir.
b. Mal Rejimi Hesaplamaları: Katılma alacağı, değer artış payı ve katkı payı alacağı taleplerinde, ilgili malların edinme tarihleri, edinme değerleri, tasfiye anındaki değerleri, yapılan katkılar veya eklemeler/denkleştirmeler gibi unsurların doğru ve eksiksiz bir şekilde ortaya konulması, gerekirse bilirkişi incelemesi ile desteklenmesi gereklidir. Borçların mahsubu taleplerinde de borcun niteliği (kişisel/ortak) ve miktarı netleştirilmelidir (Madde XII.E, F).
c. Ziynet Alacağında İspat: Ziynet alacağı taleplerinde, ziynetlerin sayısı, cinsi, niteliği ve kimde kaldığına dair delillerin (tanık, fotoğraflar, videolar, faturalar vb.) güçlü olması önem taşır. Yargıtay'ın ispat yüküne ilişkin kriterleri göz önünde bulundurulmalıdır (Madde XI).
d. Alternatif ve Tercihli Talepler: Dilekçede birden fazla boşanma sebebine dayanılması (Örn: Zina, Hayata Kast, Evlilik Birliğinin Sarsılması) mümkündür. Mahkeme, öncelikle özel boşanma sebeplerini değerlendirecek, bunların ispatlanamaması halinde genel boşanma sebebini (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) inceleyecektir. Taleplerin bu hiyerarşiye uygun olarak kurgulanması faydalı olabilir.
10. SONUÇ
Boşanma davaları, içerisinde birden fazla hukuki uyuşmazlığı barındıran (boşanma, velayet, nafaka, tazminat, mal rejimi, ziynetler) ve hem usul hem de esas açısından dikkatli bir hukuki çalışma gerektiren davalardır. İşbu Dilekçe örneğinde olduğu gibi, davaya cevap verirken aynı zamanda karşı dava açılması, tarafların tüm hak ve taleplerini tek bir yargılama içerisinde ileri sürmelerine olanak tanır. Davanın her aşamasında, TMK ve HMK başta olmak üzere ilgili mevzuat hükümlerine, Yargıtay içtihatlarına ve ispat kurallarına riayet edilmesi, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Dilekçede yer alan taleplerin kabulü veya reddi, ileri sürülen vakıaların somut delillerle desteklenmesine ve mahkemece yapılacak değerlendirmeye bağlı olacaktır.
T.C.
...
AİLE MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVALI / KARŞI DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVACI / KARŞI DAVALI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
KONU : Davaya cevap ve karşı dava olarak; Boşanma ve fer'ileri, mal paylaşımı, ziynetlerin iadesi talepleridir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA BİLGİ:
Müvekkil ile Davacı _._.202_ tarihinde evlenmişlerdir. Tarafların bu evliliğinden ... (TC: ) isimli müşterek çocuk dünyaya gelmiştir.
---------- CEVAP DİLEKÇESİ ----------
(Sayfa 1 ile ... arasıdır.)
II. CEVAP DİLEKÇESİ ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkilime karşı açılan boşanma davasındaki iddialar tamamen asılsız olup, gerçeği yansıtmamaktadır. Davanın reddi gerekmektedir.
2. Davacı evlilik birliği içerisindeki son 6 ayda olan olaylara dayanmamıştır.
3. Mal Rejimi tasfiyesine ilişkin iddialar ve bilgiler yanlıştır.
4. Ziynetlere ve kişisel eşyaya ilişkin iddialar ve bilgiler yanlıştır.
5. Davacının kusuru, Müvekkilimin kusurundan daha ağırdır. Boşanma talebi kabul edilemez.
6. Aynı zamandan Davacının talep etmiş olduğu nafaka miktarı Müvekkilimin mali gücü ile orantılı olmayıp, oldukça yüksektir.
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
A. Hak Düşürücü Süre İtirazına İlişkin Açıklamalar:
1. Hayata kast, pek kötü veya onu kırıcı davranışa ilişkin boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve herhalde bu sebebin doğduğu durumun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Kabul anlamına gelmemekle birlikte, Davacı iddia ettiği olayların tarihi boşanma dilekçesi tarihinden geriye doğru 6 aydan fazla bir süre önce gerçekleşmiştir ve bu hususta dava açma hakkı düşmüştür.
2. Zina nedeniyle açılan boşanma davaları hak düşürücü süreye tabidir. Davaya hakkı olan eşin, zinayı öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşmektedir. Kabul anlamına gelmemekle birlikte, Davacının söz konusu zina iddiasını öğrendiğini beyan ettiği tarih itibariyle zinaya dayalı dava açma hakkı düşmüştür.
3. Davacının ortak hayatın yeniden kurulamaması iddiasına ilişkin yeniden dava açabilmesi için daha öncesinde görülen boşanma davasının kesinleşme tarihinin üzerinden 3 yıl geçmesi gerekmektedir. Söz konusu 3 yıllık süre henüz dolmamıştır.
4. ...
B. Yetki İtirazına İlişkin Açıklamalar:
1. Her ne kadar dava ... Aile Mahkemesi'nde açılmış ise de HMK hükümleri uyarınca somut olay bakımından ... Aile Mahkemeleri yetkilidir.
2. ...
C. İspat Yüküne İlişkin Açıklamalar:
1. İşbu davada Davacı tarafından ... isteminde bulunulmakta olup davacı iddiasını ... delille ispat yükümlülüğü altındadır.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Zina İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
B. Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
C. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. Davacının iddiaları tamamen asılsızdır. Müvekkilim hiçbir zaman kasten hareket ederek suç işlememiş olup, ayrıca haysiyetsiz bir hayatta da sürmemiştir.
2. ...
D. Terk İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilim evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konutu terk etmemiştir.
2. ...
E. Akıl Hastalığı İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilimin akıl hastası olduğu iddiaları asılsız olup, iş bu durum Mahkemenizce alınacak olan sağlık kurulu raporunda da açıkça görülecektir.
2. ...
F. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. ...
2. ...
G. Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması İddiasına İlişkin Açıklamalar:
1. Müvekkilim ile Davacı arasında daha öncesinde ... Aile Mahkemesinde / Esas numaralı boşanma davası görülmüş ve bu dava reddedilmiştir.
2. Davacının ortak hayatın yeniden kurulamaması iddiasına ilişkin yeniden dava açabilmesi için daha öncesinde görülen boşanma davasının kesinleşme tarihinin üzerinden 3 yıl geçmesi gerekmektedir. Söz konusu 3 yıllık süre henüz dolmamıştır.
3. ...
V. MADDİ TAZMİNAT TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. Davalı maddi zarar iddiasını ispatlayamamıştır. Kaldı ki ileri sürülen vakıalarda Müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmamaktadır.
2. ...
VI. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. Meydana gelen olayda Müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Öncelikle manevi tazminat talebinin reddi gerekmektedir.
2. Aksi taktirde davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat hükümlerinin teselli işlevi görmesi ilkesine aykırılık oluşturarak zenginleşme vasıtası teşkil etmektedir. Fahiş olarak talep edilen manevi tazminat miktarının kabulü mümkün değildir.
3. ...
VII. İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. İşbu dava yönünden hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaştıracak veya imkansız hale getirecek ve hakkın derhal korunmasında zorunluluk teşkil eden bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle müvekkile ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi gerekmektedir.
2. ...
VII. DAVACININ VELAYET TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. ...
2. ...
VIII. YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. TMK m.175' e göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak
koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir."
2. Mahkemeniz nezdinde görülen davanın sonunda anlaşılacağı üzere Davacının kusuru, Müvekkilimin kusurundan daha ağırdır.
3. İş bu boşanma kararı sonucunda da, Davacının yoksulluğa düşmeyeceği Sosyal Ekonomik Araştırma Raporununda da görülecektir.
4. Aynı zamandan Davacının talep etmiş olduğu nafaka miktarı Müvekkilimin mali gücü ile orantılı olmayıp, oldukça yüksektir.
5. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz hususlar neticesinde Davacının, Müvekkilimde nafaka talep etmesi TMK m. 2 de düzenlenen dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır.
6. ...
IX. İŞTİRAK NAFAKASI TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. Talep edilen iştirak nafakası Müvekkilimin mali gücünün oldukça üzerindedir.
2. ...
X. UZAKLAŞTIRMA KARARI TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
1. Davacının iddiaları tamamen asılsız olup gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilim, Davacıya hiçbir zaman fiziksel şiddet veya psikolojik şiddet uygulamamıştır.
2. ...
XI. ZİYNET ALACAĞI TALEBİNE YÖNELİK İTİRAZLAR:
1. Yargıtaya göre; "ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz."
2. Davacı, evden ayrılmayı uzun bir süredir tasarlamakta olup, kendisinin zilyetliğinde bulunan ziynetleri yanında götürmüştür. Davacının kişisel eşyası niteliğindeki ziynetin Müvekkilimde kalmış olabileceği hususunda Davacı tarafından bir karine iddia edilememiştir.
3. Ziynetlerin Müvekkilim tarafından harcanmış olduğu iddiası temelsizdir. Ziynetler Davacının zilyetliğinde bulunmaktadır. Bu hususun aksini ispat etme yükü Davacıdadır.
4. ...
XII. MAL PAYLAŞIM TALEBİNE İLİŞKİN İTİRAZLAR:
A. Teslimi İstenen Kişisel Taşınır Mallara İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
B. Katılma Alacağı Talebine İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
C. Katkı Alacağı Talebine İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
D. Değer Artış Payı Talebine İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
E. Evlilik Birliğinde Kullanılan Aktif Borçlara İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
F. Evlilik Birliğinde Ortak Ödenmiş Olan Kişisel Borçlara İlişkin İtirazlar:
1. ...
2. ...
VIII. ADLİ YARDIM TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Müvekkilimin sabit bir geliri ve hukuk sigortası bulunmamaktadır. İşbu davadaki masraf ve giderleri şu an için karşılaması mümkün değildir. Kişilerin üstün hukuki haklarının korunması ve hukuken zorunlu olarak açtığımız bu davanın yürütülebilmesi için tüm dava masraf ve diğer giderlerin; sonradan dava aleyhine sonuçlanacak kişi tarafından karşılanmak üzere, şimdilik ilgili kamu ödeneği tarafından karşılanması gerekmektedir.
2. ...
----------KARŞI DAVA DİLEKÇESİ----------