- Borçlu Eklenmesi Talebi
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS NEZDİNDEKİ MAL, HAK VE ALACAKLARIN HACZİ VE İCRA VE İFLAS KANUNU MADDE 89 UYARINCA ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN DOSYA BORÇLUSU SIFATINI KAZANMASINA İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Alacaklının, borçlusundan olan alacağını tahsil edebilmesi amacıyla başvurduğu cebri icra yollarından biri de borçlunun üçüncü şahıslardaki mal, hak ve alacaklarının haczedilmesidir. Bu süreç, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 89. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. İİK m. 89, alacaklının talebi üzerine icra dairesi tarafından borçlunun üçüncü şahıslardaki muhtemel alacaklarının veya sair haklarının haczedilmesi ve bu haczin üçüncü şahsa bildirilmesi prosedürünü içerir. Bu prosedürün belirli aşamalarına riayet edilmemesi veya üçüncü şahsın kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, üçüncü şahıs, dosya borcu ile sorumlu hale gelebilmektedir. İşbu makalede, İİK m. 89 kapsamında haciz ihbarnameleri süreci, üçüncü şahsın sorumluluğunun doğması koşulları ve "Borçlu Eklenmesi Talebi"nin hukuki niteliği, ilgili mevzuat, doktrin ve Yargıtay içtihatları ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
1. GENEL OLARAK İİK M. 89 UYGULAMASI
İİK m. 89, borçlunun üçüncü kişilerde bulunan mal, hak ve alacaklarının haczi için özel bir yol öngörmektedir. Bu hükmün temel amacı, alacaklının tatminini kolaylaştırmak ve borçlunun mal kaçırma ihtimaline karşı alacaklıyı korumaktır. Uygulamada bu yola, özellikle borçlunun bankalardaki mevduatları, maaş veya ücret alacakları, kira alacakları veya diğer hak ve alacakları için başvurulmaktadır. Süreç, alacaklının talebi üzerine icra dairesinin üçüncü şahsa bir "haciz ihbarnamesi" göndermesiyle başlar. Bu ihbarname ile üçüncü şahsa, borçlunun kendisindeki mal, hak veya alacağının haczedildiği bildirilir ve kanunda belirtilen süreler içinde beyanda bulunması veya itiraz etmesi istenir.
2. HACİZ İHBARNAMELERİ VE HUKUKİ NİTELİKLERİ
İİK m. 89, kademeli bir ihbarname sistemi öngörmektedir:
a. Birinci Haciz İhbarnamesi (İİK m. 89/1): İcra dairesi, alacaklının talebi üzerine, borçlunun üçüncü şahıstaki alacağı veya sair hakkının haczedildiğini birinci haciz ihbarnamesi ile üçüncü şahsa bildirir. Bu ihbarnamede, üçüncü şahsın borcu veya haczedilen hakkı yedinde bulundurup bulundurmadığını, borcu varsa miktarını, malı elinde bulunduruyorsa niteliğini yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi istenir. Ayrıca, borcu veya malı olmadığı yönünde bir iddiası varsa, bunu da aynı süre içinde bildirmesi, aksi halde borcun zimmetinde ve malın yedinde sayılacağı ihtar edilir (İİK m. 89/1). Üçüncü şahsın bu ihbarnameye yedi gün içinde itiraz etmemesi, borcun veya malın kendi nezdinde bulunduğunu kabul ettiği yönünde bir karine oluşturur. İşbu Dilekçe'de, birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve cevap alınamadığı belirtilmektedir (Madde 1).
b. İkinci Haciz İhbarnamesi (İİK m. 89/2): Üçüncü şahıs, birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmezse, icra dairesi tarafından kendisine ikinci bir haciz ihbarnamesi gönderilir. Bu ihbarnamede, birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmediği için borcun zimmetinde veya malın yedinde sayıldığı belirtilir. Üçüncü şahsa, bu ikinci ihbarnamenin tebliğinden itibaren yine yedi gün içinde birinci ihbarnamede istenen bilgileri vermesi veya borcu ödemesi, malı teslim etmesi yahut birinci ihbarnameye neden itiraz etmediğini veya borcun/malın neden zimmetinde/yedinde sayılmaması gerektiğini haklı sebeplere dayanarak bildirmesi, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslim etmeye mecbur kalacağı ihtar edilir (İİK m. 89/2). İşbu Dilekçe'de, ikinci haciz ihbarnamesinin de gönderildiği ve cevap alınamadığı ifade edilmektedir (Madde 1).
c. Üçüncü Haciz İhbarnamesi (İİK m. 89/3 - Uygulamadaki Adıyla Talep): Üçüncü şahıs, ikinci haciz ihbarnamesine de süresi içinde itiraz etmez veya istenen beyanda bulunmazsa, İİK m. 89/3 devreye girer. Bu hükme göre, ikinci ihbarnameye süresinde itiraz etmeyen üçüncü şahsa, on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslim etmeye mecbur kalacağı bildirilir. Uygulamada bu bildirim, bazen "üçüncü haciz ihbarnamesi" veya "ödeme emri" niteliğinde bir talep olarak gönderilmektedir. İşbu Dilekçe'de, üçüncü kez gönderilen haciz ihbarnamesinin de cevapsız bırakıldığı ve menfi tespit davası açıldığına dair bir belge sunulmadığı belirtilmektedir (Madde 1, Madde 2).
3. ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN DOSYA BORÇLUSU HALİNE GELMESİ KOŞULLARI
İİK m. 89/4 uyarınca, üçüncü şahsın zimmetinde sayılan borcu ödemek veya yedinde sayılan malı teslim etmek zorunda kalması, yani dosya borcundan sorumlu tutulabilmesi için aşağıdaki koşulların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerekmektedir:
a. Üçüncü şahsa usulüne uygun olarak birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmiş olması.
b. Üçüncü şahsın, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde İİK m. 89/1 uyarınca itiraz etmemiş olması.
c. Üçüncü şahsa usulüne uygun olarak ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmiş olması.
d. Üçüncü şahsın, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde İİK m. 89/2 uyarınca itiraz etmemiş olması.
e. Üçüncü şahsa İİK m. 89/3 uyarınca on beş günlük ödeme veya menfi tespit davası açma süresini içeren bildirimin (uygulamada üçüncü haciz ihbarnamesi olarak adlandırılan talep) usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması.
f. Üçüncü şahsın, bu bildirimin tebliğinden itibaren on beş gün içinde parayı icra dairesine ödememiş veya malı teslim etmemiş ve aynı süre içinde menfi tespit davası açtığına dair bir belgeyi icra dairesine sunmamış olması (Madde 2).
Bu koşulların tamamının gerçekleşmesi halinde, üçüncü şahsın zimmetinde sayılan borcu ödeme veya yedinde sayılan malı teslim etme yükümlülüğü kesinleşir.
4. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDAKİ "BORÇLU EKLENMESİ TALEBİ"NİN HUKUKİ DAYANAĞI VE SONUÇLARI
İşbu Dilekçe ile icra müdürlüğünden talep edilen "Borçlu Eklenmesi", İİK m. 89'da sayılan prosedürün tamamlanması ve üçüncü şahsın sorumluluğunun kesinleşmesi üzerine yapılan bir tespiti ifade etmektedir. Hukuken, üçüncü şahıs teknik anlamda "asıl borçlu" haline gelmez veya takip talebindeki borçlu sıfatını değiştirmez. Ancak, İİK m. 89/4'ün amir hükmü gereği, zimmetinde sayılan borç miktarı kadar veya yedinde sayılan malın değeri kadar alacaklıya karşı sorumlu hale gelir.
Bu talep, esasen icra müdürlüğünün İİK m. 89/4'teki durumu tespit ederek, üçüncü şahsın malvarlığına (haczedilen alacak miktarı ile sınırlı olarak) haciz uygulanabilmesinin veya zimmetinde sayılan paranın tahsili için gerekli icrai işlemlere başlanmasının önünü açmaya yöneliktir. Üçüncü şahsın "borçlu olarak eklenmesi" ifadesi, uygulamada bu hukuki sonucun icra dosyasına işlenmesi ve takibin bu üçüncü şahsa karşı da (belirtilen sınırlı sorumluluk kapsamında) yürütülebilmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Dolayısıyla, talep kabul edildiğinde, icra müdürlüğü üçüncü şahsın malvarlığı üzerinde, dosya alacağı miktarı ile sınırlı olmak üzere haciz işlemleri yapabilir.
5. ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN HUKUKİ BAŞVURU YOLLARI
İİK m. 89 süreci işletilirken veya tamamlandıktan sonra üçüncü şahsın başvurabileceği hukuki yollar şunlardır:
a. İtiraz (İİK m. 89/1-2): Birinci veya ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itiraz edebilir. Süresinde yapılan geçerli bir itiraz, üçüncü şahsın sorumlu hale gelmesini engeller.
b. Menfi Tespit Davası (İİK m. 89/3): İkinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmeyen üçüncü şahıs, kendisine yapılan on beş günlük bildirim (üçüncü ihbarname/talep) üzerine, bu süre içinde mahkemede menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını veya malın yedinde bulunmadığını ispatlayabilir. Davayı açtığına dair belgeyi süresi içinde icra dairesine sunması halinde, aleyhine takip yapılamaz. Davayı kaybederse, İİK m. 72/5 uyarınca ayrıca %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilebilir. İşbu Dilekçe'de böyle bir davanın açıldığına dair belge sunulmadığı belirtilmiştir (Madde 2).
c. İstirdat Davası (İİK m. 89/5): Üçüncü şahıs, menfi tespit davası açma süresini kaçırdıktan sonra zimmetinde sayılan borcu ödemek veya yedinde sayılan malı teslim etmek zorunda kalırsa, ödeme veya teslimden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde istirdat davası açarak haksız yere ödediği paranın veya teslim ettiği malın iadesini talep edebilir. Bu davada, borçluya borçlu olmadığını veya malın yedinde bulunmadığını ispatlaması gerekir.
d. Şikayet (İİK m. 16): Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamelerinin tebliği gibi icra müdürlüğü işlemlerinin kanuna aykırı olduğunu veya bir hakkın yerine getirilmediğini düşünüyorsa, süresi içinde icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir. Özellikle tebligat usulsüzlüğü iddiaları şikayet konusu yapılabilir.
6. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Bu konudaki temel düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesidir. İlgili fıkralar özetle şöyledir:
İİK m. 89/1: Birinci haciz ihbarnamesi, içeriği ve 7 günlük itiraz süresi.
İİK m. 89/2: İkinci haciz ihbarnamesi, içeriği ve 7 günlük itiraz süresi.
İİK m. 89/3: Üçüncü bildirim (talep), 15 günlük ödeme veya menfi tespit davası açma süresi.
İİK m. 89/4: Üçüncü şahsın 15 günlük süreye uymaması halinde borcu ödeme veya malı teslim etme mecburiyeti.
İİK m. 89/5: İstirdat davası açma hakkı ve süresi.
İİK m. 89/8: Üçüncü şahsın gerçeğe aykırı beyanda bulunması halinde tazminat sorumluluğu.
Ayrıca, tebligat işlemlerinin usulüne uygunluğu açısından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri de büyük önem taşımaktadır.
7. DOKTRİN VE YARGITAY GÖRÜŞLERİ
Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında, İİK m. 89 uygulamasının sıkı şekil şartlarına tabi olduğu, özellikle tebligatların usulüne uygun yapılmasının ve kanuni sürelerin kesinliğinin altı çizilmektedir. Yargıtay, üçüncü şahsın sorumluluğunun doğması için kanunda belirtilen tüm aşamaların eksiksiz ve usulüne uygun olarak tamamlanmış olması gerektiğini vurgulamaktadır. Usulsüz tebligat halinde, üçüncü şahsın itiraz etmemiş olması veya menfi tespit davası açmamış olması sonuç doğurmaz ve üçüncü şahıs sorumlu tutulamaz. Menfi tespit davasında ispat yükünün üçüncü şahısta olduğu kabul edilmektedir. "Borçlu eklenmesi" talebinin hukuki niteliği, Yargıtay kararlarında genellikle İİK m. 89/4'ün uygulanması talebi olarak değerlendirilmekte ve üçüncü şahsın bu aşamadan sonraki sorumluluğunun, zimmetinde sayılan borç miktarı ile sınırlı olduğu belirtilmektedir.
8. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
İİK m. 89 prosedürüne dayalı olarak üçüncü şahsın sorumluluğuna gidilmesi ve "Borçlu Eklenmesi Talebi" gibi istemlerde bulunulması sürecinde şu hususlara özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir:
a. Tebligatların Usulüne Uygunluğu: Tüm haciz ihbarnamelerinin (birinci, ikinci ve üçüncü bildirim/talep) 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak üçüncü şahsa veya yetkili temsilcisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olması şarttır. Tebligat usulsüzlüğü, tüm süreci geçersiz kılar ve üçüncü şahsın sorumluluğunu ortadan kaldırır. İşbu Dilekçe'de ihbarnamelerin gönderildiği belirtilmekle (Madde 1), bu tebligatların usulüne uygun yapıldığına dair tebliğ mazbatalarının dosyada bulunması ve incelenmesi esastır.
b. Sürelere Riayet: Kanunda öngörülen 7 günlük (İİK m. 89/1-2 itiraz süreleri) ve 15 günlük (İİK m. 89/3 ödeme veya dava açma süresi) sürelere harfiyen uyulması zorunludur. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, icra müdürlüğü ve taraflarca resen dikkate alınmalıdır. İşbu Dilekçe'nin gerekçesi, bu sürelere riayet edilmediği iddiasına dayanmaktadır (Madde 1, Madde 2).
c. Üçüncü Şahsın Sorumluluğunun Kapsamı: "Borçlu eklenmesi" ile üçüncü şahıs, takip konusu asıl borcun tamamından değil, yalnızca haciz ihbarnamesinde belirtilen ve zimmetinde sayılan miktar kadar sorumlu olur. Üçüncü şahsın gerçekte borçluya böyle bir borcu olmasa veya malı yedinde bulundurmasa dahi, süresinde itiraz etmemesi veya dava açmaması nedeniyle bu sorumluluk doğar. Ancak bu sorumluluk, haciz ihbarnamesi ile talep edilen miktarı aşamaz.
d. Yetkili ve Görevli Merci: İİK m. 89 işlemlerini yapmaya yetkili merci, asıl icra takibinin yapıldığı yer icra dairesidir. Üçüncü şahsın açacağı menfi tespit veya istirdat davalarında görevli mahkeme ise genel hükümlere göre belirlenecek olan Asliye Hukuk Mahkemesi veya (uyuşmazlığın niteliğine göre) Ticaret Mahkemesidir.
SONUÇ
İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi, alacaklının alacağına kavuşmasını kolaylaştıran önemli bir mekanizma olmakla birlikte, üçüncü şahıslar açısından ağır sonuçlar doğurabilen, sıkı şekil şartlarına ve sürelere bağlanmış bir prosedürdür. Üçüncü şahsın, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine kanunda belirtilen süreler içinde usulüne uygun olarak itiraz etmemesi ve sonrasında tanınan 15 günlük süre içinde ödeme yapmaması veya menfi tespit davası açmaması halinde, zimmetinde sayılan borçtan veya yedinde sayılan maldan sorumlu hale gelmesi kaçınılmazdır. İşbu Dilekçe'de yer alan "Borçlu Eklenmesi Talebi", bu hukuki sonucun icra dosyasına yansıtılması ve üçüncü şahsın sınırlı sorumluluğu kapsamında takibe devam edilebilmesi istemini ifade etmektedir.
T.C
...
İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE
DOSYA NO : /
1. Yukarıda esas numarası yazılı İcra Dosyasının, Borçlusunun hak ve alacaklarının haczi amacıyla ...'ya İİK m.89 kapsamında birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup, herhangi bir cevap alınamamıştır. Buna karşın üçüncü kez gönderilen haciz ihbarnamesi de cevapsız bırakılmış, Menfi Tespit Davası açıldığına dair