- Adli Tıp Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan ve İtirazlar
- Talep Sonucu
ADLİ TIP KURUMU BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZIN HUKUKİ DAYANAKLARI VE USULÜ
Türk hukuk yargılamasında, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Bu kapsamda, özellikle tıbbi konularda uzmanlık gerektiren durumlarda Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından düzenlenen raporlar, mahkemeler için önemli bir delil niteliği taşımaktadır. Ancak, bilirkişi raporları hakimi bağlayıcı nitelikte olmayıp, tarafların bu raporlara karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkının temel bir gereğidir. İşbu makalede, Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itiraz müessesesi, ilgili mevzuat hükümleri, doktrindeki görüşler ve yargı uygulamaları ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. TÜRK HUKUKUNDA BİLİRKİŞİLİK MÜESSESESİ
a. Bilirkişiliğin Hukuki Niteliği ve Amacı
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 266 uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişilik, hakimin hukuki bilgisi dışında kalan, özel ve teknik uzmanlık gerektiren konularda aydınlatılmasına hizmet eden bir yargılama faaliyetidir. Temel amaç, uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan teknik veya özel bilginin dosyaya kazandırılmasıdır. Ancak hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz (HMK m. 266/1, c.2).
b. Bilirkişinin Görevlendirilmesi ve Nitelikleri
Bilirkişi, mahkeme tarafından resen veya talep üzerine görevlendirilir. 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve ilgili yönetmelikler, bilirkişilerde aranacak nitelikleri, bilirkişiliğe kabul şartlarını ve bilirkişilik sicilinin tutulmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Bilirkişinin, inceleme konusuyla ilgili özel ve teknik bilgiye sahip olması, tarafsız olması ve görevini özenle yerine getirmesi beklenir. Taraflar, HMK madde 272'de sayılan sebeplerle bilirkişinin reddini talep edebileceği gibi, bilirkişinin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren diğer durumlarda da ret talebinde bulunabilirler.
c. Bilirkişinin Görev ve Yetkileri (HMK ve Bilirkişilik Kanunu Çerçevesinde)
Bilirkişinin görevi, mahkeme tarafından belirlenen sınırlar çerçevesinde, özel ve teknik bilgisine dayanarak inceleme yapmak ve ulaştığı sonuçları içeren bir raporu mahkemeye sunmaktır. Bilirkişi, incelemesini yaparken dosyadaki belgeleri inceleyebilir, gerekli görürse tarafları veya tanıkları dinleyebilir, keşif yapabilir. Ancak bilirkişi, hukuki değerlendirme yapamaz (HMK m. 266; Bilirkişilik Kanunu m. 3/2). Bilirkişinin görevi, olguları tespit etmek ve bu olguların teknik açıdan ne anlama geldiğini açıklamaktır; hukuki nitelendirme ve sonuç çıkarma yetkisi münhasıran hakime aittir. İşbu Dilekçe'de de bu hususa değinilmiştir (Madde 4).
d. Bilirkişinin Sorumluluğu
Bilirkişiler, görevlerini kanuna uygun ve özenle yerine getirmekle yükümlüdürler. Görevini kasten veya ağır ihmal suretiyle yerine getirmeyen, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bilirkişiler hakkında hem hukuki hem de cezai sorumluluk doğabilir (Bilirkişilik Kanunu m. 4, 5).
e. Bilirkişi Raporunun Delil Niteliği ve Hakimin Takdir Yetkisi
Bilirkişi raporu, HMK anlamında bir takdiri delildir. Hakim, bilirkişi raporuyla bağlı değildir (HMK m. 282). Hakim, raporu serbestçe takdir eder; raporu yeterli görmezse ek rapor isteyebileceği gibi, yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına da karar verebilir. Hakimin, raporun aksine karar vermesi halinde, bu kararın gerekçesini açıkça belirtmesi gerekir. Raporun hükme esas alınabilmesi için yeterince gerekçeli, denetime elverişli ve dosyadaki diğer delillerle uyumlu olması aranır.
2. ADLİ TIP KURUMU'NUN BİLİRKİŞİ OLARAK ROLÜ VE İŞLEVİ
a. ATK'nın Yasal Statüsü ve Görevleri
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu ile kurulan Adli Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı'na bağlı, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmekle görevli resmi bilirkişilik kurumudur. Kurum, merkez ve grup başkanlıkları ile şube müdürlüklerinden oluşur.
b. ATK Raporlarının Yargılamadaki Yeri ve Önemi
Adli Tıp Kurumu raporları, özellikle ceza davalarında suçun unsurlarının tespiti, yaralanma ve ölüm olaylarında nedensellik bağının kurulması, maluliyet oranlarının belirlenmesi gibi konularda; hukuk davalarında ise özellikle cismani zarar, maluliyet, destekten yoksun kalma tazminatı gibi taleplerin değerlendirilmesinde kritik öneme sahiptir. ATK, sahip olduğu uzman kadro ve laboratuvar imkanları nedeniyle tıbbi konularda en yetkin bilirkişi kurumu olarak kabul edilir. Ancak bu durum, ATK raporlarının mutlak ve tartışılamaz olduğu anlamına gelmez.
c. ATK İhtisas Daireleri ve Üst Kurul
Adli Tıp Kurumu bünyesinde, farklı tıbbi uzmanlık alanlarına göre ihtisas daireleri bulunmaktadır. Mahkeme tarafından istenen inceleme, ilgili ihtisas dairesi tarafından yapılır. İhtisas daireleri arasında veya ihtisas dairesi raporu ile mahkemenin daha önce aldığı diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, dosya Adli Tıp Üst Kurulu'na gönderilerek çelişkinin giderilmesi istenir. İşbu Dilekçe'de de bu yönde bir talep bulunmaktadır (Madde 14/2).
3. BİLİRKİŞİ RAPORUNA BEYAN VE İTİRAZ HAKKI
a. Hukuki Dayanak (HMK Madde 281)
HMK'nın 281. maddesi, taraflara bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunma ve itiraz etme hakkı tanımaktadır. Maddeye göre, taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Bu süre, kesin süre niteliğindedir.
b. İtiraz Süresi ve Şekli
Yukarıda belirtildiği gibi, itiraz süresi raporun tebliğinden itibaren iki haftadır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, süresi içinde kullanılmayan itiraz hakkı ortadan kalkar. İtirazlar, bir dilekçe ile mahkemeye sunulmalıdır. Dilekçede, itiraz edilen hususlar, itirazın gerekçeleri ve talep sonucu açıkça belirtilmelidir. İşbu Dilekçe, bu usule uygun olarak hazırlanmış bir itiraz dilekçesi niteliğindedir.
c. İtiraz Sebepleri (Genel ve İşbu Dilekçede Belirtilenler Özelinde)
Taraflar, bilirkişi raporuna çeşitli sebeplerle itiraz edebilirler. İşbu Dilekçe'de ileri sürülen itiraz sebepleri, uygulamada sıkça karşılaşılan ve HMK ile Bilirkişilik Kanunu temelinde geçerli kabul edilebilecek niteliktedir:
* i. Raporun Eksik veya Yetersiz İncelemeye Dayanması: Bilirkişinin, inceleme konusuyla ilgili tüm delilleri dikkate almaması, gerekli araştırmayı yapmaması veya incelemeyi yüzeysel geçmesi durumunda rapor eksik veya yetersiz kabul edilir (Madde 3, 6).
* ii. Raporun Gerekçesiz Olması veya Dayanaklarının Gösterilmemesi: Bilirkişi raporu, ulaşılan sonuçların hangi verilere, bilimsel veya teknik prensiplere dayandığını açıkça göstermeli ve gerekçelendirilmelidir. Dayanakları gösterilmeyen veya soyut değerlendirmeler içeren raporlar hükme esas alınamaz (Madde 3).
* iii. Bilirkişinin Uzmanlık Alanı Dışına Çıkması veya Hukuki Değerlendirme Yapması: Bilirkişi, sadece kendi uzmanlık alanına giren teknik konularda görüş bildirebilir. Hakimin görev alanına giren hukuki meselelerde değerlendirme yapamaz. Bu yasağın ihlali, önemli bir itiraz sebebidir (Madde 4).
* iv. Bilirkişinin Tarafların İddia ve Delillerini Dikkate Almaması: Bilirkişi, incelemesini yaparken tarafların iddialarını ve sundukları delilleri göz önünde bulundurmalıdır. Özellikle itiraz eden tarafın sunduğu ve sonuca etkili olabilecek delillerin değerlendirilmemesi, raporun eksikliği anlamına gelir (Madde 5).
* v. Raporlar Arasındaki Çelişkiler: Dosyada mevcut önceki bilirkişi raporları ile sonradan alınan rapor arasında veya aynı raporun farklı bölümleri arasında çelişkiler bulunması, raporun hükme esas alınmasını engeller. Bu durumda çelişkinin giderilmesi için ek rapor veya yeni bilirkişi incelemesi talep edilebilir (Madde 7). ATK raporları arasındaki çelişkilerde ise dosya genellikle ATK Üst Kurulu'na gönderilir.
* vi. Bilirkişinin Gerekli Uzmanlığa Sahip Olmaması: İnceleme konusu, özel bir uzmanlık alanı gerektiriyorsa, raporu düzenleyen bilirkişinin o alanda uzmanlığının bulunmaması geçerli bir itiraz sebebidir. Raporu düzenleyen bilirkişinin uzmanlık alanı ile inceleme konusu arasındaki uyumsuzluk vurgulanabilir (Madde 8).
* vii. İncelemenin Heyet Tarafından Yapılması Gerekliliği: Uyuşmazlığın niteliği gereği, konunun farklı uzmanlık alanlarına sahip birden fazla bilirkişiden oluşan bir heyet tarafından incelenmesi gerekebilir. Tek bir uzman tarafından hazırlanan raporun bu nedenle yetersiz olduğu ileri sürülebilir (Madde 9).
d. İtirazın Sonuçları: Ek Rapor veya Yeni Bilirkişi İncelemesi Talebi (HMK Madde 281, 282)
Mahkeme, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazları ciddi ve yerinde bulursa, HMK madde 281/2 uyarınca, rapordaki eksikliklerin giderilmesi veya belirsizliklerin açıklığa kavuşturulması için bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, HMK madde 282 uyarınca yeni görevlendireceği bir bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir. Özellikle Adli Tıp Kurumu raporlarına yapılan itirazlarda, mahkeme çelişki veya yetersizlik görürse dosyayı genellikle Adli Tıp Üst Kurulu'na gönderme eğilimindedir. İşbu Dilekçe'deki talep de bu yöndedir (Madde 14/2).
4. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDAKİ İTİRAZ SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İşbu Dilekçe'de ileri sürülen itirazlar, HMK ve Bilirkişilik Kanunu hükümleri çerçevesinde geçerli ve dikkate alınması gereken hukuki argümanlar içermektedir:
a. Maddi ve Hukuki Hatalar İddiası: Raporun hem maddi vakıaların tespitinde hem de (yapılmaması gereken) hukuki değerlendirmelerde hatalar içerdiği iddiası, genel bir itiraz başlangıcıdır (Madde 2). Bu iddianın somutlaştırılması önemlidir.
b. Yetersiz İnceleme ve Gerekçelendirme Eksikliği İddiaları: Raporun kapsamlı olmadığı, kusur tespitine ilişkin dayanakların açıklanmadığı ve eksik incelemeye dayandığı iddiaları, raporun denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte olmadığını göstermeye yöneliktir (Madde 3, 6). Bu iddialar, HMK m. 279'da belirtilen raporun içeriğine ilişkin gerekliliklerin karşılanmadığı anlamına gelebilir.
c. Hukuki Nitelendirme Yasağının İhlali İddiası: Bilirkişinin uzmanlık alanı dışına çıkarak hukuki değerlendirme yaptığı iddiası, Bilirkişilik Kanunu m. 3/2 ve HMK m. 266'ya aykırılık teşkil eden önemli bir itirazdır (Madde 4). Hakimin yetki alanına müdahale anlamına gelen bu durum, raporun bu kısımlarının dikkate alınmamasını gerektirir.
d. Delillerin Dikkate Alınmaması İddiası: Bilirkişinin, özellikle itiraz eden tarafın iddia ve delillerini değerlendirme dışı bırakması, raporun eksik ve taraflı olduğu algısı yaratabilir ve adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabilir (Madde 5).
e. Raporlar Arası Çelişki ve Giderilmesi Talebi: Önceki rapor ile itiraza konu rapor arasındaki çelişki iddiası, mahkemenin sağlıklı bir karar verebilmesi için çözümlenmesi gereken bir durumdur (Madde 7). Bu durumda genellikle ek rapor, yeni bilirkişi veya ATK söz konusu ise Üst Kurul incelemesi talep edilir.
f. Uzmanlık Alanı ve Heyetle İnceleme Gerekliliği İddiaları: Raporu düzenleyen bilirkişinin uzmanlık alanının incelenen konu için yetersiz olduğu (Madde 8) veya konunun niteliği gereği farklı uzmanlardan oluşan bir heyetçe incelenmesi gerektiği (Madde 9) iddiaları, raporun bilimsel yeterliliğine yönelik ciddi itirazlardır.
5. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Bilirkişi raporuna itiraz sürecinde temel alınacak başlıca mevzuat hükümleri şunlardır:
a. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)
* i. Madde 266 vd.: Bilirkişi incelemesine ilişkin genel hükümler, bilirkişiye başvurulacak haller, bilirkişinin nitelikleri ve görevlendirilmesi.
* ii. Madde 279: Bilirkişi raporunun içeriği, gerekçeli olması gerekliliği.
* iii. Madde 281: Bilirkişi raporuna itiraz hakkı, süresi ve itiraz üzerine mahkemenin yapacağı işlemler.
* iv. Madde 282: Hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir etme yetkisi, ek rapor veya yeni bilirkişi incelemesi kararı verebilmesi.
b. 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu
* i. Madde 3: Bilirkişinin görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirme yükümlülüğü, hukuki değerlendirme yapma yasağı.
* ii. Diğer ilgili maddeler: Bilirkişilerin nitelikleri, sicile kayıt, denetim ve sorumlulukları.
c. 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu
* i. İlgili maddeler: Kurumun teşkilat yapısı, görevleri, ihtisas daireleri, Adli Tıp Üst Kurulu ve raporlama usullerine ilişkin hükümler.
6. DİKKATE ALINABİLECEK EK HUSUSLAR
a. Bilirkişinin Tarafsızlığına İlişkin İtirazlar: Eğer bilirkişinin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren somut durumlar mevcutsa (örneğin, taraflardan biriyle menfaat ilişkisi, davaya konu olayla ilgili önceden görüş bildirme vb.), bu durum HMK madde 272 kapsamında bilirkişinin reddi sebebi olarak ileri sürülebilir. Bu tür iddialar, itiraz dilekçesinin ilgili bölümünde veya gerekirse ayrı bir başlık altında detaylıca açıklanmalıdır.
b. İtirazların Somutlaştırılması: Bilirkişi raporuna itiraz edilirken, soyut ve genel ifadelerden kaçınılması, itiraz edilen her bir noktanın rapordaki hangi tespitle ilgili olduğunun belirtilmesi, hatanın veya eksikliğin neden kaynaklandığının somut gerekçelerle açıklanması ve mümkünse bu iddiaları destekleyen karşı delil veya bilimsel görüşlerin sunulması, itirazın mahkemece kabul edilme olasılığını artıracaktır. İşbu Dilekçe'nin "AÇIKLAMALAR" bölümünde yer alan boş bırakılmış kısımların (Madde 2, 3, 5, 7, 8, 9) bu somutlaştırma ilkesine uygun olarak doldurulması, dilekçenin etkinliği açısından zorunludur.
Sonuç:
Adli Tıp Kurumu raporları da dahil olmak üzere bilirkişi raporları, yargılamada önemli birer araç olmakla birlikte, yanılmaz ve eleştirilemez belgeler değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, taraflara bu raporlara karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı tanıyarak, adil yargılanma hakkını ve silahların eşitliği ilkesini güvence altına almıştır. İşbu Dilekçe'de yer alan itiraz gerekçeleri gibi, raporun eksikliği, yetersizliği, gerekçesizliği, bilirkişinin uzmanlık alanı dışına çıkması, delilleri dikkate almaması, önceki raporlarla çelişmesi gibi hususlar, usulüne uygun ve somut gerekçelerle ileri sürüldüğünde, mahkemenin ek rapor almasına, yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına veya ATK raporları söz konusu olduğunda dosyanın Üst Kurul'a gönderilmesine karar vermesini sağlayabilir. Bu süreç, maddi gerçeğe ulaşılması ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesi açısından hayati öneme sahiptir.
T.C.
...
... HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
KONU : Bilirkişi Raporuna karşı beyan ve itirazlarımızdır.