- Alacak talebi
- Adli yardım
- İhtiyati Haciz
- İhtiyati Tedbir
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
BELİRSİZ ALACAK DAVASI: KAPSAMLI BİR HUKUKİ İNCELEME
GİRİŞ
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile Türk hukuk sistemine giren belirsiz alacak davası, alacak miktarının veya değerinin davanın açıldığı anda tam ve kesin olarak belirlenmesinin objektif olarak imkânsız olduğu durumlarda alacaklının hukuki korunmasını amaçlayan özel bir dava türüdür. Bu dava türü, özellikle zararın veya alacağın hesaplanmasının özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği, yargılama sırasında yapılacak araştırma, inceleme veya bilirkişi raporuyla ancak belirlenebileceği hallerde davacıya önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Belirsiz alacak davası, hak arama özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve adaletin tecellisi açısından kritik bir öneme sahiptir. İşbu makalede, belirsiz alacak davasının hukuki niteliği, şartları, yargılama süreci, sonuçları ve uygulamadaki yeri, "işbu Dilekçe" deki talepler ve yapısı da dikkate alınarak ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.
BELİRSİZ ALACAK DAVASININ TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Belirsiz Alacak Davası Nedir?
HMK'nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası, davacının, davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun objektif olarak imkânsız olduğu hâllerde, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle açabileceği bir dava türüdür. Davacı, bu dava ile öncelikle alacağının varlığının ve hukuki sebebinin tespitini, ardından yargılama sırasında belirlenecek olan tam miktar üzerinden alacağının tahsilini talep eder.
Hukuki Niteliği
Belirsiz alacak davası, niteliği itibarıyla bir "eda davası" olmakla birlikte, başlangıçta talep sonucunun tam olarak belirlenememesi nedeniyle klasik eda davalarından ayrılır. Davanın başında talep edilen asgari tutar, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi için yeterlidir (Madde 2). Yargılama ilerledikçe ve alacak miktarı netleştikçe, dava tam bir eda davasına dönüşür. Bu dava türü, "kısmi dava"dan da farklıdır. Kısmi davada alacak miktarı bellidir veya belirlenebilir durumdadır, ancak davacı alacağının sadece bir kısmını dava etmeyi tercih eder. Belirsiz alacak davasında ise başlangıçta tam miktarın bilinmemesi veya bilinememesi esastır.
BELİRSİZ ALACAK DAVASININ ŞARTLARI
HMK m. 107'ye göre bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için şu şartların birlikte bulunması gerekir:
a. Alacağın Miktar veya Değerinin Tam ve Kesin Olarak Belirlenememesi: Davanın açıldığı anda davacının alacak miktarını net bir şekilde hesaplayamaması gerekir. Bu durum, genellikle zararın veya alacağın niteliğinden, hesaplama yönteminin karmaşıklığından veya gerekli bilgi ve belgelere davacının ulaşamamasından kaynaklanabilir. Örneğin, haksız fiil sonucu oluşan cismani zararlarda maluliyet oranının ve tedavi giderlerinin tam olarak belirlenmesi, işçilik alacaklarında fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi alacakların davalı işveren kayıtlarına göre hesaplanması gerekliliği gibi durumlar bu kapsama girer. İşbu Dilekçe'de talep edilen maddi ve manevi tazminat kalemlerinin (Madde V, VI) niteliği gereği, özellikle maddi zararın tüm boyutlarının (mal varlığındaki eksilmeler, fiili zararlar, mahrum kalınan gelirler) (Madde 5) başlangıçta tam olarak hesaplanması zor olabilir.
b. Belirleyememenin Davacıdan Beklenememesi veya Objektif İmkânsızlık: Alacak miktarının belirlenememesinin nedeni, davacının kendi ihmali veya kusuru olmamalıdır. Davacının gerekli özeni göstermesine rağmen miktarı belirleyemiyor olması veya miktarın belirlenmesinin objektif olarak (örneğin, bilirkişi incelemesi gerektirmesi gibi) imkânsız olması şarttır. Mahkeme, bu şartın varlığını kendiliğinden araştırır.
c. Hukuki İlişkinin Gösterilmesi: Davacı, alacağının dayandığı hukuki ilişkiyi (sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme vb.) ve bu ilişkiyi destekleyen temel vakıaları dava dilekçesinde açıkça belirtmelidir (Madde IV).
d. Asgari Bir Miktar veya Değerin Belirtilmesi: Davacı, dava dilekçesinde talep ettiği alacak için geçici de olsa asgari bir miktar veya değer göstermek zorundadır (Madde 2). Bu asgari miktar üzerinden dava harcı yatırılır. Bu miktar, genellikle sembolik veya o an için hesaplanabilen en düşük tutar olabilir.
BELİRSİZ ALACAK DAVASININ AÇILMASI VE YARGILAMA SÜRECİ
Dava Dilekçesi
Belirsiz alacak davası, HMK'daki genel dava dilekçesi şartlarına uygun olarak hazırlanır. Ancak diğer dava dilekçelerinden farklı olarak:
a. Davanın belirsiz alacak davası olduğu açıkça belirtilmelidir (genellikle "Konu" veya "Açıklamalar" kısmında).
b. Alacağın neden tam olarak belirlenemediği açıklanmalıdır (Madde IV altında veya Usule İlişkin Açıklamalar bölümünde belirtilebilir - Madde III).
c. Dayanılan hukuki ilişki ve vakıalar net bir şekilde ortaya konulmalıdır (Madde IV).
d. Talep sonucu kısmında, belirlenecek olan alacağın tamamı talep edilmekle birlikte, harca esas olmak üzere "şimdilik" veya "asgari" bir miktar belirtilmelidir (Madde 2, Madde 19).
e. Alacağın tam miktarının yargılama sırasında (genellikle bilirkişi incelemesiyle) belirlenmesi talep edilmelidir (Madde 19).
Harç ve Giderler
Dava açılırken harç, dilekçede gösterilen asgari (geçici) değer üzerinden hesaplanır ve ödenir. Yargılama sırasında alacağın gerçek miktarı belirlendiğinde, davacı bu tam miktar üzerinden eksik harcı tamamlamak zorundadır. Harcın tamamlanmaması durumunda, davaya sadece başlangıçta belirtilen asgari miktar üzerinden devam edilir. İşbu Dilekçe'de adli yardım talep edilmiş olması (Madde IX, Madde 13, 14, 15, 16), harç ve giderlerin başlangıçta karşılanamaması durumunda başvurulabilecek bir yoldur. Adli yardım talebinin kabulü halinde, harç ve giderler devlet tarafından karşılanır ve davanın sonunda haksız çıkan tarafa yükletilir.
Delillerin Toplanması ve Alacağın Belirlenmesi
Belirsiz alacak davasının en kritik aşaması, alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesidir. Bu belirleme genellikle mahkeme tarafından görevlendirilecek uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılır (Madde 19, Madde 23). Tanık beyanları (Madde 23), keşif (Madde 23), taraf isticvabı (Madde 23), uzman görüşü (mütalaa) (Madde 23) ve diğer belgeler de alacağın belirlenmesinde önemli rol oynar. Mahkeme, toplanan deliller ve özellikle bilirkişi raporu doğrultusunda alacağın miktarını tespit eder.
Talep Sonucunun Artırılması/Belirlenmesi
Alacak miktarı yargılama sırasında (örneğin bilirkişi raporuyla) tam olarak belirlendikten sonra, davacı HMK m. 107/2 uyarınca, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın ve ıslaha başvurmasına gerek kalmaksızın talep sonucunu artırabilir. Davacı, belirlenen yeni ve tam miktar üzerinden talebini mahkemeye sunar ve eksik harcı tamamlar. Bu işlem, klasik anlamda bir ıslah olmadığından, ıslah hakkını tüketmez. Bu, belirsiz alacak davasının davacıya sağladığı en önemli usuli avantajlardan biridir. Davacının, belirlenen miktara göre talebini artırması için kendisine mahkeme tarafından süre verilmesi de gerekebilir.
BELİRSİZ ALACAK DAVASININ SONUÇLARI
Zamanaşımı
Belirsiz alacak davasının açılmasıyla birlikte, dava dilekçesinde belirtilen asgari miktar için değil, alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Bu, davacıyı, alacağın tam miktarının belirlenmesini beklerken zamanaşımı riskinden koruyan çok önemli bir güvencedir. Kısmi davada ise zamanaşımı sadece dava edilen kısım için kesilir, dava edilmeyen kısım için işlemeye devam eder.
Faiz
Belirsiz alacak davasında faiz, alacağın tamamı için, alacak muaccel olduğu veya davalının temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren işlemeye başlar. Talep sonucunun yargılama sırasında artırılması, faizin başlangıç tarihini etkilemez. Yani, faiz artırılan miktar için artırım tarihinden değil, yine temerrüt tarihinden itibaren hesaplanır. İşbu Dilekçe'de de faizin muacceliyet tarihinden itibaren talep edilmesi (Madde 19) bu prensibe uygundur. Faiz türü (yasal faiz, ticari faiz vb.) alacağın niteliğine göre belirlenir.
Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti
Yargılama giderleri ve vekalet ücreti, davanın sonunda hükmedilen toplam alacak miktarı üzerinden hesaplanır. Davanın kısmen kabul kısmen reddi durumunda, kabul ve ret oranlarına göre taraflar arasında paylaştırılır.
BELİRSİZ ALACAK DAVASI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ HUSUSLAR VE UYGULAMA SORUNLARI
Kısmi Dava ile Karşılaştırılması
Belirsiz alacak davası ile kısmi dava sıkça karıştırılmaktadır. Temel farklar şunlardır:
a. Alacağın Belirlenebilirliği: Belirsiz alacak davasında alacak başlangıçta objektif olarak belirlenemezken, kısmi davada alacak belirlidir veya belirlenebilir durumdadır.
b. Talep Artırımı: Belirsiz alacak davasında talep, iddianın genişletilmesi yasağına takılmadan ve ıslaha gerek kalmadan artırılabilir. Kısmi davada ise dava dışı bırakılan kısım için ek dava açmak veya şartları varsa ıslah yoluna başvurmak gerekir.
c. Zamanaşımı: Belirsiz alacak davasında zamanaşımı alacağın tamamı için kesilirken, kısmi davada sadece dava edilen kısım için kesilir.
d. Faiz: Belirsiz alacak davasında faiz, belirlenen alacağın tamamı için temerrüt tarihinden başlar. Kısmi davada, dava edilmeyen kısım için faiz ancak o kısım talep edildiğinde (ek dava veya ıslah ile) işlemeye başlar (genellikle dava veya ıslah tarihinden itibaren).
Hangi Alacakların Konu Olabileceği
Uygulamada belirsiz alacak davası en çok şu tür alacaklar için açılmaktadır:
a. İşçilik alacakları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, UBGT alacakları gibi – özellikle hesaplamanın işveren kayıtlarına veya bilirkişi incelemesine dayandığı durumlar)
b. Haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri (özellikle cismani zararlar, maluliyet oranının tespiti, destekten yoksun kalma tazminatı) (İşbu Dilekçe'deki maddi ve manevi tazminat talepleri gibi - Madde V, VI).
c. Sözleşmeye aykırılıktan doğan ve miktarı net olarak hesaplanamayan tazminat talepleri.
d. Eser sözleşmesinden kaynaklanan ve bedeli işin ilerleyişine göre belirlenecek alacaklar.
e. Sigorta tazminatları.
Yargıtay İçtihatları
Belirsiz alacak davasının hangi durumlarda açılabileceği, hangi alacakların "belirsiz" kabul edileceği konusunda Yargıtay içtihatları yol gösterici olmaktadır. Yargıtay, özellikle işçilik alacakları konusunda sık sık değişen ve zaman zaman birbiriyle çelişen kararlar verebilmektedir. Bu nedenle, güncel Yargıtay içtihatlarının takip edilmesi büyük önem taşımaktadır (Madde 23'te delil olarak sunulması istenmiştir). Yargıtay, genel olarak davacının basit bir araştırma veya hesaplama ile alacağını belirleyebileceği durumlarda belirsiz alacak davası açılamayacağını kabul etmektedir.
İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Talepleri
Alacağın tahsilini güvence altına almak amacıyla, belirsiz alacak davasıyla birlikte ihtiyati tedbir (HMK m. 389 vd.) veya ihtiyati haciz (İİK m. 257 vd.) talep edilmesi mümkündür ve uygulamada sıklıkla başvurulan bir yoldur. İşbu Dilekçe'de de hem ihtiyati tedbir (Madde VII, 10) hem de ihtiyati haciz (Madde VIII, 11, 12) talep edilmiştir. Bu taleplerin kabulü için alacağın varlığına dair yaklaşık ispat yeterli olup, tedbir veya haciz kararı genellikle dava dilekçesinde belirtilen asgari miktar veya mahkemenin takdir edeceği bir miktar üzerinden verilebilir.
İŞBU DİLEKÇE BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRME
İşbu Dilekçe, belirsiz alacak davasının temel unsurlarını taşımaktadır:
a. Dava değeri "belirsiz" olarak belirtilmiş ve "şimdilik" bir değer gösterilmiştir (Madde 2).
b. Maddi ve manevi tazminat ile alacak talep edilmektedir (Madde 1), ki bu tür talepler genellikle başlangıçta net bir hesaplamaya elverişli olmayabilir (Madde V, VI).
c. Alacak kalemlerinin ve miktarının uzman bilirkişilerce hesaplanması talep edilmektedir (Madde 19, Madde 23).
d. Geçici talep (şimdilik ... TL maddi tazminat) ile birlikte faiz istenmektedir (Madde 19).
e. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur (Madde 17).
f. Alacağın tahsilini güvence altına almak için ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi geçici hukuki koruma tedbirleri talep edilmiştir (Madde VII, VIII).
g. Davacı tarafın mali durumu nedeniyle adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde IX).
h. Delil listesinde, alacağın belirlenmesi için gerekli olan bilirkişi, tanık, keşif gibi delillere yer verilmiştir (Madde 23).
Bu yapı, HMK m. 107'nin amacına ve ruhuna uygun bir dava açma stratejisini yansıtmaktadır.
SONUÇ
Belirsiz alacak davası, alacaklının alacağının miktarını davanın başında tam olarak bilemediği veya ispat edemediği durumlarda hak kaybına uğramasını engellemeyi amaçlayan, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan önemli bir usul hukuku müessesesidir. Özellikle karmaşık hesaplamaları gerektiren veya davalının uhdesindeki bilgilere erişimin zorunlu olduğu alacak ve tazminat taleplerinde davacıya büyük kolaylıklar sunar. Zamanaşımını alacağın tamamı için kesmesi ve faizin tüm alacak için temerrüt tarihinden itibaren işlemesi gibi avantajları, bu dava türünü cazip kılmaktadır. Ancak, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği hususunda mahkemelerin ve Yargıtay'ın yaklaşımı değişkenlik gösterebildiğinden, dava açmadan önce somut olayın özelliklerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve güncel içtihatların takip edilmesi büyük önem arz etmektedir.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Maddi, manevi tazminat ve alacak talebidir.
DAVA DEĞERİ : Belirsiz olarak şimdilik ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. ...
2. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2...
IV. ESASA İLİŞKİN VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
1. ...
2. ...
V. İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Dava sonuçlanana kadar, hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından veya imkansız hale geleceğinden, hakkın derhal korunmasında zorunluluk bulunması sebebiyle davalı taraf dinlenmeksizin, davalıya ait banka hesapları, taşınmaz mallar ve araçlar üzerine öncelikle teminatsız olarak, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek teminat karşılığında, ihtiyati tedbir konulmasını talep etmekteyiz.
2. ...
VI. İHTİYATİ HACİZ TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunmaktadır. Davalının, taşınır, taşınmaz malları ve banka hesapları, 3. kişilerden alacakları üzerine borcu ödemeye yeter miktarda ihtiyati haciz konulması gerekmektedir.
2. ...
VII. ADLİ YARDIM TALEBİMİZ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
1. Müvekkilimin sabit bir geliri ve hukuk sigortası bulunmamaktadır. İşbu davadaki masraf ve