Yüksek Seçim Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 79) (6235 S. K. Ek. m. 2) (298 S. K. m. 14, 16, 20)
Karar No: 11
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendisleri Odası (TMMOB) tarafından Kurulumuz Başkanlığına verilen 05/01/2006 tarihli ve 55 sayılı yazıda; İnşaat Mühendisleri Odasının 6235 (değişik 7303) sayılı Kanun ile kurulduğu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMMOB)’ne bağlı kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu, Odanın 12 - 14 Mart 2004 tarihlerinde yapılan 39. Dönem Genel Kurulunda, bir sonraki genel kurulun İzmir’de yapılmasının karar altına alındığı, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununda oda merkezinin Ankara olarak belirtilmesine rağmen, 2006 yılı Mart ayında yapılacak Genel Kurulun İzmir’de yapılıp yapılamayacağına ilişkin tereddüt hasıl olduğu belirtilerek, Genel Kurul tarihine az bir zaman kalmış olması nedeniyle bu konuda görüş bildirilmesi istenilmiş olmakla, konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendisleri Odasının yukarıda sözü edilen yazısında; İnşaat Mühendisleri Odası 39. Dönem Genel Kurul Toplantı ve Organ seçimlerinin yapılacağı öne sürülerek, genel kurulun başka bir il sınırları içerisinde yapılıp yapılamayacağının bildirilmesi istenilmiştir.
İnşaat Mühendisleri Odaları Birliği, 6235 sayılı Kanunla kurulmuş Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
Sadece, sözü edilen Kanunun Ek-2. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde birden fazla ilçe seçim kurulu bulunduğu takdirde görevli hakimin Yüksek Seçim Kurulunca belirleneceği hükmü öngörülmektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendisleri Odası (TMMOB) Başkanlığından alınan 05.01.2006 tarihli, 55 sayılı yazıda ise; Odanın 12 – 14 Mart 2004 tarihlerinde yapılan 39. Dönem Genel Kurulunda, bir sonraki genel kurulun İzmir’de yapılmasının karar altına alındığı bildirilmiştir.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkilerini sayan 14 üncü maddesinin 1 ila 13 üncü bentleri hükümleriyle Yüksek Seçim Kuruluna yükletilen görevler ve tanınan yetkiler arasında herhangi bir kimsenin veya resmi kuruluşun bir seçime ilişkin bir sorunun çözülmesinde tereddüde düşmesi halinde Yüksek Seçim Kurulunun bu kimsenin veya resmi kuruluşun başvurması üzerine bir danışma kararı vererek soruyu cevaplandırma görevi veya yetkisi yer almış değildir. Bundan başka diğer kanunlar dahi Yüksek Seçim Kuruluna böyle bir görev yüklemiş veya böyle bir yetki tanımamıştır. Yalnız, İl Seçim Kurullarının seçim işlerinde alacakları tedbirler veya verecekleri kararlarda tereddüde düşmeleri halinde Yüksek Seçim Kurulu yukarıda sözü edilen 14 üncü maddenin 10 uncu bendi hükmünce İl Seçim Kurullarının sorularını cevaplandırmakla görevlendirilmiştir.
298 sayılı Kanunun 16 ncı ve 20 nci maddesi gereğince İl ve İlçe Seçim Kurulları dahi her hangi bir kimsenin veya bir resmi kuruluşun seçim işlerine ilişkin sorusu üzerine danışma kararı vererek soruyu cevaplandırmakla yükümlü tutulmuş olmadıklarından, fertlerin veya resmi kuruluşların belli konularda İl ve İlçe Seçim Kurullarına soru yönelterek tereddüde konu olan bir durumun, dolayısıyla, Yüksek Seçim Kurulunun danışma kararına bağlanmasını sağlamaları dahi düşünülemez.
Yüksek Seçim Kurulu, gerek 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 79 uncu maddesi hükmünce gerekse 298 sayılı Kanun hükmünce seçim işlerince en yüksek idare yeri ve işlerde en yüksek karar yeridir. Yargı yeri olan bu kurul uyuşmazlıkları karara bağlamakla görevlidir. Kanun koyucu belli konularda yurttaşlar veya resmi kuruluşlar veya siyasi partiler gibi yurttaş toplulukları tarafından yönetilecek soruları cevaplandırma yetkisini, Yüksek Seçim Kuruluna tanınmış değildir. Demek ki, kanun hükümlerinin yazılışına dayanılarak varılan hüküm kanunun amacına dahi uygun bulunmaktadır.
Devlet kuruluşundaki her müessesenin görev ve yetkilerinin kanun hükmiyle belli edilmesi esastır. Bu bakımdan, her ne düşünce ile olursa olsun, bir müesseseye kanunun yüklemediği bir görev yükletilemeyeceği gibi kanunun tanımadığı bir yetki dahi tanınamaz. Diğer bir deyimle kamu müesseselerine kıyas yolu ile bir görev yükletilemeyeceği gibi bir yetki dahi tanınamaz. Varılan sonuç; bu hukuk kuralına da uygundur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yüksek Seçim Kuruluna, yurttaşların veya siyasi partiler gibi yurttaş topluluklarının veya herhangi bir resmi kuruluşun seçime veya buna bağlı belli bir konu üzerinde yönelteceği soruya cevap verme yetkisinin tanınmamış veya böyle bir görev yükletilmiş olmadığından görüş bildirilemeyeceğine, gündeme geldiğinde konunun hiyerarşik durum içinde yetkili kurullarca mevzuat değerlendirilmesi yapılarak çözümlenmesi gerektiğine,
2- Karar örneğinin İnşaat Mühendisleri Odası Birliği’ne gönderilmesine,
07.01.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy