Yüksek Seçim Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 79, 140, 154, 155, 159; Geç. m. 19) (298 S. K. m. 95, 111, 112, 130, 132)
Karar No: 985
Karar Tarihi: 23/10/2010
Kurulumuz Başkanlığına Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU tarafından verilen 21/10/2010 tarihli dilekçede;
1- Seçim hukukunda Yüksek Seçim Kurulunun geçmişten beri ortaya koyduğu tam kanunsuzluk haline yönelik kararlarına göre, seçimlerin hukuk düzeni içinde hukuka uygun biçimde açık kurallara aykırı olarak yerine getirilmemesinin tam kanunsuzluk olarak nitelendirildiği, 17 Ekim 2010 Pazar günü adli ve idari yargı hakim ve savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl ve yedek üyeliği için yapılan seçimlere ilişkin olarak kamuoyunda Bakanlık listesi olarak adlandırılan listenin bütün halinde seçilmesinin, seçimlerin demokratik ortamda yapılmadığını, eşit rekabet koşullarının oluşmadığını, objektif biçimde gerçekleşmediğini ve seçimler sırasında hakim ve savcıların etki altında bırakıldığını ortaya koyduğu, varlığı özellikle her yönüyle inkar edilen bir listenin sonradan gerçek olduğunun sandıktan çıkan sonuçlardan anlaşılmasının tam kanunsuzluk halini içerdiği,
2- Adaylara kendilerini tanıtma olanağı verilmediği, oy pusulalarında adayların fotoğraflarının basılmadığı, oy verirken soyadı farklı da olsa aynı veya benzer adı taşıyan kişilerin varlığı da gözetildiğinde oy pusulalarının hukuka uygun oluşturulmadığı, internet ortamında yayınlanan adaylara ait özgeçmişlerde içerik denetimi yoluna gidildiği, Anayasa hükmü uyarınca yargıç ve savcılara müşahit olma veya bulundurma olanağı da sağlanmadığından tam kanunsuzluk halinin mevcut olduğu,
3- Ayrıca Adalet Bakanlığı gibi idari görevlerde süreli veya süresiz görev yapmakta olan dolayısıyla, meslekten sayılanlar kapsamında yer alanlar konusunda açık bir vurgu yapılmadığından bu kapsamdaki kişilerin Anayasanın 140/son maddesinden hareketle üye adayı olamayacakları, aksine yorumun ise Anayasanın bütünselliğine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun bağımsızlık içinde çalışacağı ilkelerine aykırılık oluşturacağı, Anayasadaki düzenlemeye göre, aday olacak kişiler adli ve idari yargıda görev yapan birinci sınıf yargıç ve savcılar ile sınırlı tutulduğu ve idari görevde çalışan yani bu meslekten sayılanlar kapsam dışında bırakıldıkları halde, idari görevde çalışanların seçmen ve seçilen yapılmasının yasama yetkisinin devredilmezliği kuralı yoluyla Anayasa koyucunun yerine geçerek işlem yapmak anlamında olduğu,
İleri sürülüp Yüksek Seçim Kurulunun konuyu tüm yönleriyle inceleyerek tam kanunsuzluk hali nedeniyle seçimlerin yenilenmesine karar vermesi, ihbaren ve itirazen talep edilmiş olmakla konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 07/05/2010 tarih ve 5982 Sayılı Kanun, Anayasa Mahkemesi’nin 07.07.2010 gün ve 49-87 sayılı kısmi iptal kararı sonrasındaki haliyle 12/09/2010 Pazar günü yapılan halkoylaması sonucu kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 5982 sayılı Kanunla eklenen Geçici 19 maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir.”
(d) bendinde; “Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adaylık başvurularını ilân eder. İlân tarihinden itibaren üç gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve aday listesini belirleyerek ilân eder. Takip eden iki gün içinde bu listeye karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde itirazlar incelenir, sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır. Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir. Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”
(e) bendinde; “Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından, idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi hükümleri uygulanır.”
hükümleri yer almıştır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 79. maddesinin birinci fıkrası; “Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.”
Aynı maddenin ikinci fıkrası ise; “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”
Diğer taraftan 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 112. maddesinin üçüncü fıkrası; “… gerekçesi ve delili olmayan yazılı itirazlar da incelenmez. …”,
Aynı maddenin beşinci fıkrası da; “İtirazlarda, delillerin hangi resmi makamlarda bulunduğunun bildirilmesi delil yerine geçer ve bu delili seçim kurulu temin eder.”
hükmünü içermektedir.
İtiraz dilekçesinde ileri sürülen konunun Kurulumuzca re’sen ele alınabilmesi için, 298 sayılı Kanunun 130. maddesinin beşinci fıkrasında sayılan ve adaylığın kesinleşmesinden sonra, seçilenin Türk olmadığı, yaşının kanunda gösterilenden küçük olduğu, okur-yazar olmadığı ve seçilme yeterliliğini kaybettiren bir mahkumiyeti bulunduğu ile ilgili iddia ve itirazların süresine bakılmaksızın ve seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra dahi Anayasanın 79 uncu maddesinin verdiği görev ve tam kanunsuzluk hali sebebiyle, Yüksek Seçim Kurulunca her zaman ele alınıp karara bağlanabileceği Kurulumuzca kabul edilmektedir.
1- Yukarıda açıklanan Yasa hükümleri ışığında itiraz dilekçesinde ileri sürülen (1) numaralı itiraz incelendiğinde, 17 Ekim 2010 tarihinde yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçiminin demokratik, serbest ve eşit koşullar çerçevesinde gerçekleşmediğine ilişkin somut herhangi bir bilgi, belge ve delil bildirilmemiştir. Diğer yandan, seçmenlerin etki altında bırakılarak seçimin yapıldığına ilişkin iddia, seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmemiştir.
2- Anayasanın 5982 sayılı Kanunla eklenen Geçici 19. maddesinin (d) bendinde, “… Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler. …” hükmü yer almakta olup, bu Yasa hükmüne dayanılarak Kurulumuzun 23/09/2010 tarih ve 851 sayılı kararı ile kabul edilen Genelgenin 5. maddesinde de, seçim takviminin başlangıcı olan 24 Eylül 2010 Cuma gününden, oy vermenin bitim tarihine kadar olan süreçte her türlü propagandanın yasak olduğu, sadece adayların özgeçmişlerinin istekleri halinde Yüksek Seçim Kurulunca tahsis edilmiş internet sitesinde yayımlanacağı, propaganda yasağına uymayanlar hakkında 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
Geçici 19. madde ile getirilen propaganda yasağı ile, Anayasa koyucunun, hakimlik ve savcılık mesleğinin yüceliğinin korunmasını ve bu görevi yapan hakim ve savcıların yıpratılmamasını amaçladığı anlaşılmaktadır.
Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan “Türkçe Sözlük” de öz geçmiş; “Bir kimsenin doğumundan yaşadığı güne kadar geçirdiği belli başlı evreleri içeren yazı, hayat hikayesi, yaşam öyküsü, biyografi, hal tercümesi, tercümei hal.” olarak tanımı yapılmıştır. (Türk Dil Kurumu Yayınları: 549 Türkçe Sözlük, Ankara - 2005, 10. Baskı, sayfa 1557) Adayların öz geçmişleri yukarıdaki tanıma uygun olarak Yüksek Seçim Kurulu’na ait web sitesinde fotoğrafları ile birlikte yayımlanmış, tüm adaylara bu anlamda eşit hak tanınmıştır. Bu nedenle, adayların kendilerini tanıtamadıkları yönündeki iddia doğru bulunmamıştır.
Öte yandan, gerek 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 95., gerek Yüksek Seçim Kurulunun 23/09/2010 gün ve 851 sayılı kararı ile kabul edilen Genelgenin 31. maddesi uyarınca; sayım ve döküm işlemlerinin açık olarak yapıldığı ve oy verme yerinde hazır bulunanların sayım ve dökümü takip etme olanağı bulunduğundan, aksi yöndeki iddia da yerinde görülmemiştir.
3- Dilekçenin (3) numarası altında ileri sürülen konuda, adı geçen itirazcı tarafından yapılan başvuru üzerine Kurulumuzun 29/09/2010 tarih ve 879 sayılı kararı ile “17 Ekim 2010 tarihinde yapılacak olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçiminde aday olacaklara ilişkin, adli ve idari yargıda görev yapan birinci sınıf hakim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan birinci sınıf tetkik hakimi ve savcılarla sınırlı uygulama yapılması ve idari görevde çalışan hakim ve savcıların kapsam dışında tutulmaları ile ilgili talebin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79., 140/son., 154., 155., 159 ve Geçici 19. maddeleri ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 3. maddesindeki düzenlemeler uyarınca reddine” karar verildiğinden ve Yüksek Seçim Kurulu kararları Anayasanın 79 ve 298 sayılı Kanunun 111/2. ve 132/4. maddelerine göre kesin olduğundan itiraz dilekçesinin (3) numarası altında ileri sürülen iddianın kesinlik nedeniyle yeniden incelenme olanağı bulunmamaktadır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- 17 Ekim 2010 tarihinde yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçiminin demokratik, serbest ve eşit koşullar çerçevesinde gerçekleşmediğine ilişkin somut herhangi bir bilgi, belge ve delil bildirilmediğinden bu iddiayla ilgili bir inceleme yapılamayacağına, diğer yandan, seçmenlerin etki altında bırakılarak seçimin yapıldığına ilişkin iddianın, seçmenlerin konumları gereği yerinde görülmediğine,
2- Adayların öz geçmişleri tanıma uygun olarak Yüksek Seçim Kurulu’na ait web sitesinde fotoğrafları ile birlikte yayımlanmış olması nedeniyle, tüm adaylara bu anlamda eşit hak tanındığından, adayların kendilerini tanıtamadıkları, müşahit olma veya bulundurma olanağı sağlanmadığı yönündeki iddianın da doğru olmadığına,
3- Kurulumuzca 29/09/2010 tarih ve 879 sayıyla; “17 Ekim 2010 tarihinde yapılacak olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçiminde aday olacaklara ilişkin, adli ve idari yargıda görev yapan birinci sınıf hakim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan birinci sınıf tetkik hakimi ve savcılarla sınırlı uygulama yapılması ve idari görevde çalışan hakim ve savcıların kapsam dışında tutulmaları ile ilgili talebin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79., 140/son., 154., 155., 159 ve Geçici 19. maddeleri ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 3. maddesindeki düzenlemeler uyarınca reddine” karar verildiğinden ve Yüksek Seçim Kurulu kararları Anayasanın 79 ve 298 sayılı Kanunun 111/2. ve 132/4.maddelerine göre kesin olduğundan itiraz dilekçesinin (3) numarası altında ileri sürülen iddianın kesinlik nedeniyle yeniden incelenme olanağı bulunmadığına,
Bu durumda 17 Ekim 2010 Pazar günü Adli ve İdari Yargı Hakim ve Savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl ve yedek üyeliği için yapılan seçimlerde, tam kanunsuzluk hali görülmediğinden seçimlerin yenilenmesi isteminin reddine,
4- Karar örneğinin Kurulumuz resmi internet sitesinde yayımlanması için Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğüne, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU’na tebliğ için Ankara İl Seçim Kurulu Başkanlığına gönderilmesine,
23/10/2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy