Yüksek İdare Mahkemesi Numara 98/1984 Dava No 13/1985 Karar Tarihi 17.05.1985
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 98/1984 Dava No 13/1985 Karar Tarihi 17.05.1985
Numara: 98/1984
Dava No: 13/1985
Taraflar: Dr. Niyazi Manyera ile Ek. Ve Mal. Bak.
Konu: Temsiliyet ödeneği talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.05.1985

-D.13/85YİM 98/84

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi,
Niyazi F. Korkut.

Anayasanın 118. Maddesi hakkında.

Müstedi: Dr. Niyazi Manyera, Lefkoşa.

ile-

Müstedaaleyh-: KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı ve/veya Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürlüğü vas. KKTC, Lefkoşa.

Arasında.

Müs-tedi namına: A.M. Berberoğlu.
Müstedaaleyh namına: Akın Sait.



Yasa Maddesi: Fasıl 311 Emeklilik Yasası Nizamnamelerinin 2. maddesi, 5/71 sayılı Emeklilik (Tadil) Yasası ve 14/84 sayılı Kamu Görevlilerinin 21 Aralık 1963 Tarihinden Sonra Alamadıkları Ma-aş ve Ücretlerinin Tespit ve Tediyesi Konularını Düzenleyen Yasa.

İstemin Özeti: Maaş farklarının saptanıp ödenmesi işleminde temsiliyet ödeneğinin dik ate alınmasına yasal. yönden olanak olmadığına karar veren Müstedaaleyh kararının hükümsüz ve etkisiz o-lduğuna ve herhangi bir sonuç doğurma.yacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 21.1.1962 - 28.2.1970 dönemi için Müstediye maaş farkı ödendi. Ancak Müstedinin bu devre içerisinde aldığı temsiliyet ödeneği, maaş farkı hesaplanırken dikkate alınmadı. Müstedi -de Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürüne yazdığı yazıda temsiliyet ödeneğinin dikkate alınmadığından ya.kındı ve eksik ödemenin düzeltilerek ödenmemiş farkın kendisine ödenmesini istedi.

SONUÇ: 14/84 sayılı Yasa yürürlüğe girdiğinde 26/77 sayılı Yasa yürürl-ükte idi. Dolayısı ile emeklilik amaçları için esas alınacak ödenekler deyiminin bu yasa altındaki ödenekleri kastetmiş olduğu açıktır. 14/84 sayılı yasa bir tazmin yasasıdır ve tazmin edilmesi gereken ödenekleri tek tek saymak yerine sadece 26/77 sayılı y-asanın sıraladığı ödeneklere atıfta bulunmakla yetinmiştir.


Başvurunun oy çokluğu ile kabul edilmesine ve Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürünün Müstediye gönderdiği ve 1963-1970 tarihleri arasındaki tahsisatının dikkate alınmasına yasal yönden olanak olma-dığına karar verildiğini bildiren yazısının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.



HÜKÜM
Salilh S.Dayıoğlu; İşbu başvuruda olgular hususunda taraflar arasında hıç ır ıhtı a yoktur. Şöyle ki:

Müstedi 16.8.1960 -tarihinde Sağlık Bakanı oldu. 2/60 sayılı Yasaya göre yıllık maaşı 2200KL ve 600KL temsiliyet ödeneğinden oluşan toplam 2800KL idi. Müstediye ayrıca bunun üzerinden hayat pahalılığı ödenmekte idi. Müstedi Sağlık Bakanı olarak fülen 1.2.1969'a kadar görev i-fa etti. Bu tarihten tekrar Sağlık Bakanı olarak göreve başladığı 12.3.1973 tarihine kadar 7718 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca ödeneksiz izinli addolundu ve 1.2.1969 12.3.1973 tarihleri arasındaki sürenin Fasıl 311 Emeklilik Yasası nizamnamelerinin- 2. maddesinin öngördüğü şekilde "vasıflı hizmet" (qualify service) olarak kabul edilmesine karar verildi. Müstedi 26.9.76 tarihinde emekliye ayrıldı.

Müstedinin Bakanlık görevi bu göreve ilk atandığı tarihte emeklilik hakkı veren bir mevki değildi. Mamaf-ih 5/71 sayılı Emeklilik (Tadil) Yasası ile emeklilik kazandıran hizmet olarak belirlendi. Müstedinin mevkünin emeklilik hakkı kazandıran bir mevki olduğunu öngören 5/71 sayılı Yasanın ilgili maddesi 25.3.1971 tarihinde yürürlüğe giren bu Yasanın yayınlanm-asından 45 ' gün sonra yürürlüğe girdi.

29.2.1984 tarihinde yürürlüğe giren l4/84 sayılı Kamu Görevlilerinin 21 Aralık 1963 Tarihinden Sonra Alamadıkları Maaş ve Ücretlerinin Tespit ve Tediyesi Konularını Düzenleyen Yasa ile, sair hususlar arasında 21 Ara-lık 1963 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyetinden maaş çekenlerin bu tarih ile 28.2.l970 tarihleri arasında hizmet şartları uyarınca almaya hak ka.zandıkları maaş ile fülen aldıkları ödenekler arasındaki farkın hak sahiplerine ödenmesi öngörüldü. İşbu başvurunun b-ir sonuca bağlanmasında etkisi olan ve müstediyi ilgilendiren 14/84 sayılı Yasanın ilgili 3(1)(a) maddesi aynen şöyledir:

"Hak sahiplerine, 21 Aralık 1963 tarihinde uygulanan hizmet koşulları gereğince devre esnasında almaya hak kazandıkları maaş veya ücr-et ile Türk Cemaat İdaresince veya kurum veya kuruluşlarca ödenen miktar arasındaki fark."
Müstediye 21.12.1963 - 28.2.1970 dönemi için maaş farkı ödendi ancak bu fark hesaplanırken müstedinin 21.12.1963'de aldığı yılda 600KL temsiliyet -ödeneği dikkate alınmadı. Müstedi Ekonomi ve Maliye Bakanlığına bağlı Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürüne (bundan sonra sadece müdür olarak anılacaktır) yazdığı 21.5.1984 tarihli bir yazı ile maaş farkı olarak alacağının hesa lanmasında yılda 600KL temsili-yet ödeneğinin dikkate alınmadığından yakındı ve bu miktarın dikkate alınmak suretiyle yapılan eksik ödemenin düzeltilerek ödenmemiş farkın kendisine ödenmesini talep etti.
Müdür de müstediye yazdığı 16.7.1984 tarihli bir yazı ile maaş
Farlarının sapt-anıp ödenmesi işleminde temsiliyet ödeneğinin
Dikkate alınmasına yasal yönden olanak olmadığına karar verildiğini duyurdu. Müstedi de bunun üzerine işbu başvuruyu dosyaladı ve Müdürün sözü edilen kara.rının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhan i bir sonu- doğuramayacağına karar verilmesi isteminde bulundu. gç

Müstediye göre 14/84 sayılı Yasanın 3(1)(a) maddesinde yer alan hak sahiplerine .... devre esnasında almaya hak kazandıkları maaş .... ile Türk Cemaat İdaresince. ödenen. " söz dizisinde yer alan ve- 2. maddede maaş sözcüğünün tanımlanmasında yer alan emeklilik maaşları için esas alınan alınan ödenekler" söz dizisinden, Yasa koyucunun 26/77 sayılı Yasanın 4. maddesinde belirlenen ödenekleri
kasttetiğini ve bunlar arasında da temsiliyet ödeneği bulundu-ğuna
göre, ilgili devre esnasında maaş farklarının saptanmasında temsiıyet ödeneğinin dikkate alınmasını gerektirir.

Öte yandan müstedaaleyhi temsilen Başsavcı Yardımcısına ise "emeklilik amaçları için ödenekler"göre söz dizisi devre" ile sınırlandırıldığ-ı, "devre"nin ise 21.12.l963'ten 28.2.1970 tarihine kadar olduğu, bu devrede yürülükte olan Emeklilik Yasası Fasıl 311. oldu u ve bu Yasaya göre müstedinin işgal etmiş olduğu mevkiin emeklilik bahşeden bir mevki olmadığı bir yana emeklilik amaçları bakımın-dan dikkate alınacak ödenekler arasında temsiliyet ödeneği veya tahsisatı bulunmadığı için müstedinin yılda 600KL temsil ödeneğinin maa farklarının saptanmasında dikkate alınmasına olanak yoktur.
14/84 sayılı Yasanın 3 (1) (a) maddesi yukarıya çıkar-ılmıştır Aynı yasanın 2. Maddesi ''maaş'' ve devre" sözcüklerini sırası ile
şu şekilde tanımlamıştır:

"Maaş, hayat pahalılığı da dahil asli maaş ve emeklilik amaçları için esas alınan ödenekleri anlatır.

Devre, 21 Aralık 1963 tarihinden 28 Şubat l970 ta-rihine kadar olan devreyi anlatır. Ancak bu devre esnasında muktesep hak iblâğ olunmayanların hakkı saklıdır.

Kanaatımca "maaş"tanımlanması ''devre" sözcüğü ile sınırlanmı tır. Diğer bir deyimle devre içindeki "maaş" asli maaş ile devre içinde öden-en hayat pahalılığından ve devxe içinde "emeklilik amaçları için esas alınan ödenekler"den ibarettir. Devre içinde yürürlükte olan Emeklilik Yasası Fasıl 311 idi. Bu Yasanın 2. maddesi emeklilik amaçları bakımından alınacak ödenekleri sıralamak
tadır. Bunl-ar arasında "temsiliyet ödeneği" yoktur. Bu durumda müstedi asli maaş ve hayat pahalılığına ek olarak devre içinde emeklilik amaçları bakımından bir ödeneği bulunmadığına hükmetmek kaçınılmazdır. Bu çeşit ödeneğin daha sonra 5/71 ve 26/77 sayılı yasalar il-e emeklilik amaçları bakımından dikkate alınacak bir ödenek olarak öngörülmesi durumu değiştirmez. Çünkü 14/84 sayılı Yasa bakımından esas alınacak zaman 21.12.1963 ile 28.2.1970 tarihleri arasındaki zama.ndır. Şayet yasa koyucu her türlü ödeneği kastetmiş- olsaydı bu hususu maaş tanımlamasında rahatlıkla ve açıklıkla söyleyebilirdi. Sonuç olarak başvurunun reddolunması gerektiği görüşündeyim.

N.Ergin Salâhi: Bu başvuruda olgular ve tarafların iddiaları Sayın Yargıç Salih S. Dayıoğlu'nun özetlediği gibidir -ve bunları betekrar özetlemeyi luzumsuz görüyorum.

Bu meselede esas itibarı ile karara bağlanması gereken husus 14/84 sayılı yasada "Maaş" ve "Devre" tanımlamalarına verilecek mana ve Yasa bir bütün olarak incelendiğinde başvuru sahibinin 21.12.1963 tarih-inde almakta olduğu 600KL temsiliyet ödeneğinin bu yasa kapsamında müstediye ödenip ödenmeyeceğidir.

14/84 sayılı Yasa Kamu görevlilerinin 21 Aralık 1963 tarihi ile 28.2.1970 tarihleri arasında almağa hak kazandıkları ancak mevcut olağanüstü durum nedeni -ile alamadıkları maaş ve ödenek farklarının ödenmesini öngörmektedir. 14/84 sayılı Yasanın ilgili 3(1)(a) maddesi şöyledir:

"Hak sahiplerine, 21 Aralık 1963 tarihinde uygulanan hizmet koşulları gereğince, devre esnasında almaya hak kazandıkları maaş veya -ücret ile Türk Cemaat İdaresince veya kurum veya kuruluşlarca ödenen miktar arasındaki fark."

Bilindiği ve adli ihbar alınabileceği gibi 21.12.1963 Cemaatlar arası olayları müteakip Türk Cemaatı kendi yönetimini kurmak ve idame ettirmek mecburiyetinde bır-akılmıştır. Bu arada Kıbrıs Cumhuriyetinde kamu görevlisi bulunan ve zorla görevlerinden men edilen Türk kamu görevlıleri Türk yönetimine intikal ederek günün koşulları gereği yeni görevlendirilen personelle Yönetimimiz takviye edilerek 21.12.1963 tarihini- müteakip Türk Cemaatı Yönetimi bünyesinde görevlerine devam etmişlerdir. Ancak o günlerin zor koşulları içerisinde almakta oldukları maaşları verilememiş geçincelerinin temini için ancak avans olarak belirli miktarlar verilebilmiştir. Bu durum 28.2.1970 t-arihine kadar devam etmiş ve neticede bu tarihte 1963 maaşları esas alınarak normal anlamda maaşlar verilmeğe başlanmıştır. 14/84 sayılı Yasanın esas amacı içeriğinden de görüleceği üzere bu devre esnasında kamu görevlilerinin fülen almağa hak kazandıkları- ancak olağanüstü durum nedeni ile alamadıkları maaş ve sair ödenek farklarının ödenmesidir.
Yasanın ilgili maddeleri ve amacı gözönünde tutulduğunda başvuru sahibi bu devre esnasında hizmette olduğuna göre avans yerine 21.12.1963'deki maaşı ödense 600KL t-emsiliyet ödeneğini alabilecek mi idi ? Bu sorunun yanıtı tabiatı ile evettir. Bu durumda ilk nazarda müstediye, almağa hak kazandığı ve alamadığı bu ödeneğin ödenmesi gerekir. Tabiatı ile birçok kamu görevlisine yaptıkları işlere göre, maaşlarına. ilâvete-n 1963 yılı itibarı ile muhtelif ve çok değişken ödenekler ödenmekte idi. Yasa koyucu bunları ilgili yasada teker teker sıralamak yerine yeknesaklığı sağlamak ve yasanın uygulanmasını kolaylaştırmak a.macı ile maaş deyimine yasada açıklık getirmiş ve şu ta-nımı yapmıştır:

" ' Maaş' hayat pahalılığı dahil asli maaş ve emeklilik amaçları için esas alınan ödenekleri a.nlatır."

14/84 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihte 26/77 sayılı Emeklilik Yasası yürürlükte olduğuna göre emeklilik amaçları için esas alı-nacak ödenekler deyimi"nin bu yasa altındaki ödenekleri kastetmiş olduğu açıktır.

Devre esnasında yani 21.12.1963 ile 28.2.1970 tarihleri arasında emekliye ayrılan kişiler için 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının uygulanamayacağı hususundaki Başsavcı Yardımc-ısının iddiası doğrudur ancak 14/84 sayılı Yasanın bir emeklilik yasası olmayıp tazmin yasası olduğu ve bu devre içerisinde kamu görevlisinin fülen almağa hak kazandıkları miktarı tespit yönünde kurallar içerdiği de gözden uzak tutulmamalıdır. Kanaatımca y-asa koyucu her kamu görevlisinin fülen almağa hak kazandığı ve tazmin edilmesi gereken ödeneklerin dökümünü yapmak yerine sadece yürürlükte bulunan 26/77 sayılı yasanın sıraladığı ödeneklere atıfta bulunmakla yetinmiştir. 14/84 sayılı yasa bir tazmin yasas-ı olduğuna göre konu devrede emekliye ayrılan kamu görevlilerinin emeklilik durumlarını etkilememekte olup sadece onların konu devrede fülen almağa hak kazandıkları ve hakikatte alamadıkları ve tazmin edilmeleri gereken ödeneklerin tarifini yapmak için eme-klilik amaçları bakımından kabul edilen ödeneklere atıfta bulunmuştur. 14/84 sayılı yasa yürürlüğe girdiğinde tanım için kullanılan yasa 26/77 sayılı Emeklilik Yasası olması gerekir. Bunun aksi düşünülmüş olsa idi rahatlıkla ayırım yapılarak mezkûr devre e-snasında yürülükte bulunan Fasıl 311 Emeklilik Yasasına spesifik olarak atıfta bulunulabilirdi. 14/84 sayılı Yasa bir tazmin yasası olduğuna göre dönem içerisinde fülen çalışan kişilerin tazmin edilmesini öngördüğünden bunlar arasında ayrıcalık yaparak far-klı farklı yasalara bağlanmalarının öngörülmediği de Yasanın lâfzından ve ruhundan belirlenmektedir.

Müstedinin 600KL karşılığındaki ödeneği yukarıdaki tanımı yapılan yasa kapsamına girdiği cihetle bu miktarın da hesaplanarak müstediye ödenmesi gerekirdi.-

Yukarıdaki nedenler ile başvurunun kabul edilerek müstedi tarafından 21.5.1984 tarihinde KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürlüğüne gönderilen ve 14/1984 sayılı Yasa tahtında alması gereken maaş farklarının yeniden hesaplanma-sını ve eksik ödenen farkların müstediye ödenmesini talep eden yazısına Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürü tarafından verilen HMDP 6466 sayılı ve 16 Temmuz 1984 tarihli cevapta "müracaatınıza konu edilen 600KL tahsisatınızın 1963-1970 maaş farkları hakların-ın dikkate alınmasına yasal yönden olanak olmadığına karar verilmiştir" biçiminde ifadesini bulan kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Niyazi F.Korkut: Sayın Yargıç N. Ergin Sa-lâhi tarafından verilen
hüümde belirtilen görüşleri benimser ve vardığı sonuca katılırım.

Salih S. Dayıoğlu: Sonuç olarak başvuru oyçokluğu ile kabul edilir ve Hazıne ve Muhasebe Dairesi Müdürünün müstediye gönderdiği HMDP 6466 sayılı ve 16 Temmuz 1984 t-arihli yazıda "konu edilen 600KL tahsisatınızın 1963-1970 maaş fa.rkları haklarının dikkate alınmasına yasal yönden olanak olmadığına karar verilmiştir" şeklinde ifadesini bulan kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramaya.cağına- karar verilir.


(Salih S. Dayıoğlu)(N. Ergin Salâhi)(Niyazi F. Korkut)
Yargıç Yargıç Yargıç

17 Mayıs 1985





- 80 -



Full & Egal Universal Law Academy