Yüksek İdare Mahkemesi Numara 98,16/1999,2000 Dava No 21/2000 Karar Tarihi 30.11.2000
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 98,16/1999,2000 Dava No 21/2000 Karar Tarihi 30.11.2000
Numara: 98,16/1999,2000
Dava No: 21/2000
Taraflar: Sayber Ltd. ile Turizmden Sorumlu Devlet Bakanı
Konu: Kumarhane işletme izni
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.11.2000

-D.21/2000 Konsolide
YİM 98/99 ve 16/2000
-
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A-. Bensen.

YİM 98/99

Davacı: Sayber Ltd., Saray Casino, Saray Otel, Atatürk
Meydanı, Lefkoşa
- ile -
Davalı: 1. Turizm'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı vasıtasıyle KKTC,- Lefkoşa
2. Ekonomi ve Maliye Bakanı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
İlgili Kişi: Ersay İşletmeleri Ltd., Girne
A r a s ı n d a.

YİM 16/2000
Davacı: Sayber Ltd., Saray Casino, Saray Otel, Atatürk
Meydan-ı, Lefkoşa
- ile -
Davalı: 1. Turizmden de Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
2. Ekonomi ve Maliye Bakanı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
3. Bakanlar Kurulu vasıtasıyle, KKTC, Lefkoşa
-İlgili Kişi: Ersay İşletmeleri Ltd., Girne
-A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Kıvanç M. Riza
Davalılar namına: Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad
İlgili Şahıs namına: Avukat Ergin Ulunay ve Avukat Güneş
Menteş ve Avukat Mustafa İnan adına
Avukat Gün-eş Menteş.



----------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen davaların kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Davacılar 4.10.1999 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdar-e Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme'de Davalılar aleyhine dosyaladıkları YİM 98/99 sayılı bir dava ile özetle Girne'de, Davacılara ait olup Antik veya Liman Otel olarak bilinen otelde ve/veya binada, Casino çalıştırmak için Davalılarca Ersay İşl-etmeleri Ltd.'e verilmiş bulunan kumarhane işletme izninin en erken bir zamanda Bakanlar Kurulu tarafından iptal edilmesi için gerekli teklifte bulunmalarını Davalılardan talep eden ve Davalılar tarafından takriben 27.3.1999 tarihinde alınmasına rağmen ayn-ı tarihli yazıya Davalıların, aradan 30 günden fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, herhangi bir cevap vermemekle göstermiş oldukları ihmalin, yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda Mahkemece karar verilmesini talep etmişlerdir. Mezkûr davanın -Davalılara tebliğini müteakip, Davalılar 21.12.1999 tarihinde bir Müdafaa Takriri dosyalamışlardır. Davalılar Müdafaa Takrirlerinde sair müdafaaları yanısıra iki de ön itiraz öne sürmüş ve Davacıların 23.7.1999 tarihli yazısı doğrultusunda işlem yapmamakl-a Davacıların herhangi bir meşru menfaatının doğrudan doğruya etkilenmediğini ve Davacıların şikayetci konumunda olamayacağını, keza geç de olsa Davalıların Davacılara bir yanıt verdiğini iddia edip Müdafaa Takrirlerinde öne sürdükleri ön itirazlar, sair h-ukuki esaslar ve gerekçeler ışığında Davacıların davasının reddolunmasını talep etmişlerdir. Mezkûr dava ile yakın ilgisi olduğu görülen Ersay İşletmeleri Ltd., Mahkeme tarafından İlgili Şahıs olarak 24.1.2000 tarihli bir emir ile davaya dahil edilmiş ve -onlar da 17.5.2000 tarihinde sair müdafaaların yanısıra 5 ön itiraz içeren bir Müdafaa Takriri dosyalamışlardır. İlgili Şahısların ön itirazları özetle şöyle sıralanabilir:-

Davacıların esas yakınması olan 9.6.1999 tarihli ve E-1007-99 sayılı Bakanlar Ku-rulu kararı ile bilâhare 25.6.1999 tarihli Davalılar ile İlgili Şahıslar arasında aktedilen kumarhane imtiyaz sözleşmesi ve kumarhane işletme imtiyaz izni aleyhine Davacılarca 75 günlük süre içinde dava açılmadığından, sonradan bu karar ve iznin geri alınm-ası için talepte bulunarak bu talebe uymayan İdare aleyhine ihmal nedeni ile Davacılar dava açamaz, bu nedenle davanın iptal edilmesi gerekir.
Davacıların 23.7.1999 tarihli avukatları vasıtası ile Davalılara yaptığı dilekçeye 30 gün içerisinde cevap verilm-emesi veya 30 günden daha sonra cevap verilmesi Davacıların meşru herhangi bir menfaatını etkilemediğinden, Davacıların bu nedenle Davacı olamayacağı, Davacıların davasının bu nedenle iptali gerekmektedir.
Davacıların 23.7.1999 tarihli yazısına Davalıların- 20.12.1999 tarihinde yazılı bir yanıt vermiş olduklarını
ve Davacıların da bu yanıta karşı Yüksek İdare Mahkemesi
nezdinde YİM 16/2000 sayılı başka bir dava açmış
olduklarından YİM 98/99 sayılı davanın (Müdafaa Takririnden
- alınan kelimelerle) "hükümsüz hale" geldiğini veya
"yargısal süreci istismar" niteliğine dönüştüğünü bu
nedenle YİM 98/99 sayılı davanın iptal edilmesi talep
edilmektedir.
Maliye Bakanlığı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin bu davaya- dahil edilmeden ikame edildiği, bu nedenle daha ileri gidemeyeceği, İlgili Şahıslarca iddia edilmekte ve
bu nedenle de davanın iptali talep edilmektedir.
Davacılar ile kendileri (yani İlgili Şahıslar) arasındaki
esas ihtilâfı teşkil eden kumarhane -işletme imtiyaz iznine
konu taşınmaz malın mülkiyet ve tasarrufu hakkında ihtilâf
olduğunu, konunun halen Yargıtay Mahkemesinde
neticelenmediğini bu durumda bu davayı Yüksek İdare
Mahkemesinin dinleyip karara bağlamasının Yargıtayın
yetkiler-ine bir müdahale oluşturacağı İlgili Şahıslarca
iddia edilerek, Yargıtayın önündeki davanın neticesine dek
bu davanın daha ileri gitmeden sonuçlandırılmayıp
ertelenmesi gerektiği öne sürülmektedir.

Yukarıda özetlenerek çerçevesi çizilen YİM -98/99 sayılı dava ikame edildikten sonra, bu davaya paralel olarak Davacılar yine Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkeme nezdinde 20.1.2000 tarihinde aynı Davalılar veya KKTC aleyhine (bu defa 3. Davalı olarak Bakanlar Kurulu da Davalı o-larak davaya dahil edilmiştir) YİM 16/2000 sayılı bir başka dava dosyalamış ve bu davada da özetle aşağıdaki talepleri doğrultusunda Mahkemeden karar talep etmişlerdir. Davacıların YİM 16/2000 sayılı davadaki taleplerini de aşağıdaki şekilde özetlemek müm-kündür:

Girne'de, Antik veya Liman Otel olarak bilinen otel'de Ersay İşletmeleri Ltd.'e, Casino çalıştırmak için Davalılarca verilmiş bulunan kumarhane işletme izninin en erken bir zamanda Bakanlar Kurulu tarafından iptal edilmesi için gerekli teklif-te bulunmalarını Davalı 1 ve 2'den talep eden ve Davalı 1 ve 2 tarafından 23.7.1999 tarihinde alınıp aynı tarihi yani 23.7.1999 tarihini taşıyan yazıya Davalı 1'in müsteşarı tarafından gönderilen DB30/94/3-1186 sayılı ve 20.12.1999 tarihli yazının içerdiği- tüm kararların tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini Davacılar talep etmişlerdir. Davacıların talepleri arasında, özellikle, Liman Otelin tahliyesinin icrasının ilgili tarihte Mahkemece durdurulduğu,- istinaf neticesine değin Liman Otelin tasarrufu mülk sahibi Sayber Ltd.'e ait olmadığı cihetle mevzuat gereği kumarhane işletme izninin yenilenmesi sırasında mal sahibinin konu binada kumarhane işletilmesine razı olduğuna dair yazılı belgenin ibrazına ger-ek kalmadığı yönündeki kararın ve keza Girne Kaza Mahkemesinde 548/96 sayılı davada 26.4.1999 tarihinde verilen tahliye kararının icrasının durdurulduğu göz önünde bulundurularak Ersay İşletmeleri Ltd.'in kumarhane işletme izninin iptal edilmesini Bakanlar- Kuruluna önermenin sakıncalı olacağı ve istinafın neticelenmesinden sonra konunun değerlendirileceğini öngören kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair Davacılarca karar talep edilmektedir.

Davacılar yine YİM -16/2000 sayılı davalarındaki Talep Takrirlerine dahil ettikleri ikinci bir taleple, KKTC'de 21 adet kumarhaneye 1 yıllık kumarhane işletme izni verilmesini onaylayan E2194/99 sayılı ve 1.12.1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararının, Ersay İşletmeleri Ltd.'e L-iman Otelde, Casino Liman adı altında 1 yıl daha kumarhane işletme izni verilmesini öngördüğü oranda hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar talep etmişlerdir. Davacılar keza YİM 16/2000 sayılı davalarında 3. bir tale-pte bulunarak, Ersay İşletmeleri Ltd.'e, Liman Otelde Casino Liman adı altında 1 yıl daha kumarhane işletme izni verilmesi ile ilgili olarak Davalılarca yapılan herhangi bir işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına- dair Mahkemeden karar talep etmektedirler.

Yukarıda sözü edilen YİM 16/2000 sayılı davanın da Davalılara tebliğini müteakip, Davalılar 9.2.2000 tarihinde 2 iptidaî itiraz içeren bir Müdafaa Takriri dosyalamışlar ve müdafaalarında öne sürdükleri ip-tidaî itirazlar, hukuki esaslar ve gerekçeler ışığında Davacıların YİM 16/2000 sayılı davasının reddedilmesini talep etmişlerdir. Davalıların YİM 16/2000 sayılı davada müdafaa olarak öne sürdükleri hususlar içerik olarak YİM 98/99 sayılı davada öne sürdük-leri hususlarla bir benzerlik teşkil etmektedir. Davalılar iptidaî itirazları ile yine Davacıların YİM 16/2000 sayılı davayı açmada herhangi bir meşru menfaatları olmadığı iddiası üzerinde durmakta ve bu nedenle bu davanın da iptal edilmesini talep etmekl-e birlikte Girne Kaza Mahkemesince İlgili Şahıslar aleyhine verilen tahliye emrinin icrasının durdurulmuş olduğunu, tahliye emrinin kesinleşmemiş olduğunu ve İlgili Şahısların tasarruf haklarını kaybetmesi halinde o zaman imtiyaz izni ile kumarhane çalıştı-rma izninin Bakanlar Kurulu kararı ile sona erdirilebileceğini öne sürmekte ve mevcut status quo'nun devamı esnasında dava açarak Davacılarca böyle bir talepte bulunulamayacağını iddia etmektedirler. Davalılar Müdafaa Takrirleri ile esas müdafaa olarak da-, inter alia, bilhassa Müdafaa Takrirlerinin 10'uncu paragrafında, Davacıların iddia ettiği gibi Özel Şartlara (Müdafaa Takririnden alınan kelimelerle) 'uyulmaması neticesinde işletme iznini iptal etmeye yetkilerinin olduğunu ancak bunu yapmakta zorunlu ol-madıklarını her konuyu olgularına göre değerlendirdiklerini ve takdir haklarının olduğunu iddia ederler' demektedirler. Duruşma sonunda Mahkemeye yaptıkları hitabeleri sırasında ise Davalılar Özel Şartların emredici değil de yön verici olduğunu iddia etmi-şlerdir.

İlgili Şahıslar da 25.1.2000 tarihinde İlgili Şahıs olarak YİM 16/2000 sayılı davaya dahil edildikten sonra, 17.5.2000 tarihinde yine YİM 98/99 sayılı davada olduğu gibi 5 iptidai itiraz içeren bir Müdafaa Takriri dosyalamış ve özetle Dav-acıların YİM 16/2000 sayılı davalarının reddedilmesi talebinde bulunmuşlardır. İlgili Şahısların YİM 16/2000 sayılı davada iptidai itiraz ve müdafaa olarak öne sürdükleri hususlar, YİM 98/99 sayılı davada öne sürdükleri hususların büyük bir ölçüde benzeri- olduğundan bunları bu safhada tekrarlamayı gereksiz bulmaktayız, ancak 2 davadaki iptidaî itirazlar arasında 2 fark olduğunu belirtmekle yetineceğiz. YİM 98/99 sayılı davada 3'üncü iptidaî itiraz olarak İlgili Şahıslar, Davacıların YİM 16/2000 sayılı dav-ayı dosyalamakla, zamanında Davalılardan 23.7.1999 tarihli müracaatlarına yanıt almamaktan YİM 98/99'da yakınırken, YİM 16/2000 sayılı dava ile esas yakınmaları aleyhine dava açtıklarından YİM 98/99 sayılı davanın 'hükümsüz hale geldiğini veya yargısal sür-eci istismar niteliğine dönüştüğünü' iddia etmekte ve bu nedenle YİM 98/99'un iptalini talep etmiş, YİM 16/2000 de ise, Davalıların 20.12.1999 tarihli Davalıların Müsteşarı tarafından Davacılara verilen yazılı yanıtın herhangi bir idari karar içermediğini,- bu nedenle Davacılarca iptali talep edilemeyeceğini iddia etmişlerdir. YİM 16/2000 de, Davacıların hak düşürücü 75 günlük süre dışında dava ikame ettikleri iddiası yer almamaktadır.

Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen her 2 davanın layihalarla ç-izilen çerçevesini yukarıdaki şekilde özetledikten sonra Davalılar ile İlgili Şahısların müdafaalarının büyük bir ölçüde aynı paralelde olduklarını belirtmek isteriz.

Her 2 dava da Adli Tatilden önce, tüm tarafların temsilcileri huzurunda Mahkemece, -'Mention' olarak ele alınmış, davaların sulh yolu ile hallolamayacağı saptandıktan sonra, her 2 dava da tüm ilgililerin müracaatı ve Mahkemenin de uygun görmesi neticesi konsolide edilmiş ve konsolide edilen davalar duruşma olarak 11.10.2000 tarihine tayin- edilmiştir. 11.10.2000 tarihinde duruşmada, taraflar karşılıklı mutabakat çerçevesinde davalara konu ve evraklardan oluşan emareleri Mahkemeye ibraz etmişlerdir. Bu şekilde Mahkemeye ibraz edilen evraklardan oluşan ve dosyada görülen emareler 35 adettir-. 11.10.2000 tarihinde davanın duruşması ele alındığında Davacı tarafı Mahkeme önündeki emarelerle yetinip başka şifahi şahadet ibraz etmeyeceğini Mahkemeye beyan etmiş, Davalı tarafı Sadık Ulupınar isimli Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinde görevli bir ta-nığa kısa bir şahadet verdirip onlar da başka şahadet ibraz etmeyeceklerini beyan edip emarelerle yetineceklerini söyledikten sonra, İlgili Şahısların avukatları, İlgili Şahısların direktörlerinden Aysel Cibo isimli bir şahsa şahadet verdirmek istediklerin-i beyan etmişler, bu şahit olacak kişinin de o gün sabah acilen oğlunun tedavisi için İngiltere'ye gittiğini söyleyip durumunu gösteren doktor ve sair evrakları emare 36 olarak Mahkemeye ibraz ettikten sonra, davanın, bu şahidin Kıbrıs'a geleceği ileriki b-ir tarihe ertelenmesini talep etmişlerdir. Mahkeme ise 11.10.2000 tarihinde, aynı Mahkeme önünde duruşma olarak YİM 124/96 sayılı bir başka dava olduğunu, o davanın bu davalar dinlenecek diye duruşma başlamadan tehir edildiğini, günün bu davalara ayrılmış- olduğunu, yapılan tehir talebinin daha önceden değil de son anda yapıldığını, bunun uygun olmadığı kararını verip ara kararda görülen bu ve sair nedenlerden ötürü tehir talebini reddetmiş ve konsolide edilen davaların dinlenmesi yönüne gitmiştir. Duruşma- başladığında gerek Davalılar gerekse İlgili Şahıslar ön itirazların öncelikle ele alınmasını talep etmiş Mahkeme ise, davaları dinledikten sonra ön itirazları esas müdafaada öne sürülen diğer hususlarla birlikte ele alıp tezekkür etmeyi uygun bulmuş ve bu- doğrultuda karar üretmiştir. Akabinde İlgili Şahısların avukatları tehir taleplerinden feragat etmiş ve onlar da olgularla ilgili olarak Mahkeme önünde bulunan emarelerle yetineceğini beyan edip davanın hitabelerine geçilmiştir. Duruşma bu şekilde 11.10-.2000 tarihinde başlayıp hitabeler 13.10.2000 tarihinde devam edip hitam bulduktan sonra davalar karar için bilâmüddet ertelenmiş durumdadır.

Önümüzde ibraz olunan şahadet, emareler ve yapılan hitabeleri değerlendirdikten sonra davaların kökeninde -yatan olgular ile ilgili bulgularımız şöyledir:

Bu dava ile ilgili tarihlerde Davacı Şirket 24.12.1993 tarihinden beridir Girne'de Liman veya Antik Otel olarak bilinen gayrımenkulün kâmilen kayıtlı mal sahibidir. (Bak, emare 2). Bu binanın zemin ka-tında Casino Liman diye bilinen Casino veya kumarhane bulunmaktadır. Üst katı otel, zemin katı da kumarhaneden oluşan bina dava ile ilgili tarihlerde ve halen İlgili Şahısların tasarrufundadır ve üst katlar otel, zemin kat da kumarhane olarak çalıştırılma-ktadır. İlgili Şahıslar 1989 yılından beridir Davalılardan aldığı ve zaman zaman yenilenen imtiyaz neticesi zemin katı Casino veya kumarhane olarak çalıştırmaktadırlar. Otel 3 yıldızlı ve 32 yataklı bir Oteldir. Bugünkü mevzuata göre bu otele Casino ça-lıştırma izni verilemez, çünkü mevzuatta öngörülen sair kriterlerin yanısıra bir otelin kumarhane izni alabilmesi için en az 500 yataklı olması gerekmektedir. Casinonun işgal ettiği zemin kattaki alanın tümü Davacılara ait değildir. Büyük bir kısmı Davac-ılara ait olmakla beraber, İlgili Şahısların bir yan kuruluşlarının kirasında olan küçük bir alanı da İlgili Şahıslar bu yan kuruluşlarından temin ederek ve aradaki bölmeyi açarak kumarhaneye birleştirmiş durumdadırlar.

İlgili Şahıslar, 2.6.1992 tari-hinde bugün mülkiyeti kâmilen Davacılara ait olan binanın tümünü 31.12.2010 tarihine kadar, o zamanki yetkililerden yazılı bir mukavele ile kiralama yönüne gitmiştir. (Bak, Emare 1) Davacılar otelin mal sahibi olduktan sonra taraflar arasında ihtilâf doğm-uş ve Davacılar bu davadaki İlgili Şahıslar aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde 12.6.1996 tarihinde 548/96 sayılı tahliye davasını ikâme etmişlerdir. Bu dava Girne Kaza Mahkemesinde dinlenmiş ve 16.4.1999 tarihinde karara bağlanmıştır. Girne Kaza Mahkemesi -emare 18 olarak önümüzde duran kararında sair hususlar yanında emare 1'in kira mukavelesi olmadığı kanaatine varmış ve kira mukavelesi olsa bile emare 1'in süresinin 1 seneden fazla olduğunu gözönünde bulundurarak ve mevzuatın amir hükmü hilâfına yazılı mu-kavelenin 2 şahit önünde imzalanmadığı gerçeğini de gözönünde bulundurarak bu mukavelenin geçersiz olduğu kararını vermiştir. Sözü edilen Girne Kaza Mahkemesindeki 548/96 sayılı dava, Davacıların lehine neticelenmiş ve Mahkeme İlgili Şahıslara sözü edilen- binayı tahliye edip boş olarak Davacılara teslim etmelerini emretmiştir. İlgili Şahıslara 1.6.1996 tarihinden itibaren binayı tahliye edip Davacılara teslim edinceye kadar ayda 10.000 Sterlin "mesne profits" ödemesini emretmiştir. İlgili Şahıslar bu kar-ar aleyhine Yargıtay olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye 19.4.1999 tarihinde bir istinaf dosyalamışlardır. Bu istinafın henüz neticelenmediği bir yana duruşması için günü dahi henüz belirlenmemiştir. Yine ihtilâf konusu olmayan bir hususa göre istinafın- neticesine dek İlgili Şahısların ayda 10.000 Sterlin "mesne profits" ödedikleri sürece tahliye emrinin icrası durudurulmuştur ki önümüzdeki davaların duruşması esnasında tüm taraflardan edindiğimiz bilgiye göre Mahkemece ödenmesi emrolunan "mesne profits-" ödenmektedir (en azından bu davanın duruşma gününe kadar ödenmekte idi) ve dolayısıyle icra istinafın neticesine dek durdurulmuş durumdadır.

KKTC'deki mevzuata göre, kumar oynatma izni veya imtiyazı, Bakanlar Kurulu kararı ile 20/75 sayılı Yasa ile- tadil edilmiş bulunan Fasıl 151'in hükümlerine istinaden verilmektedir. 20/75 sayılı Yasa, Esas Yasaya yeni bir 17. madde getirmiş ve buna göre Davalıların kumarhane izni verirken Yasanın 17(1) maddesi tahtında uyulması gereken
Özel Şartlar koyma yetkis-i vermiştir. 20/75 sayılı tadilât yasasının getirdiği 17(1) maddesi aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulu özel şartlara tabi olarak
ve sadece turistlere ve yabancı uyruklulara
açık bulundurulmak üzere Esas Yasanın 4 ve 6.
maddelerinin y-asaklamış olduğu oyunların belirli
yerlerde oynanmasına izin verebilir." (underline
supplied).

Sözü edilen Özel Şartlar yapılıp zaman zaman İdarece değiştirilmektedir. Bugün yürürlükte olan Özel Şartlar 16.6.1999 tarihli 74 sayılı Resmi- Gazetenin Ek III'ünde sayfa 555'de yayınlanmış ve Amme Enstrümanı 341 olarak yerini atıfta bulunulan Resmi Gazete'de sayfa 592-597'de bulmuştur. Bundan önce yürürlükte olan Özel Şartlar 1977 senesinde yapılmış ve A.E620 olarak, Resmi Gazete'de Ek 3'de, 4-.9.1999 tarihinde 100 sayılı Resmi Gazete'de sayfa 1208'de yayınlanmıştı. Bu davayı özellikle ilgilendiren ve gerek 1977'de yayınlanmış olan, gerekse 1999'da yapılıp halen yürürlükte olan ve her 2 mevzuatta da aynı sayılı paragraflarda belirtilen Özel Şar-tların 1,6(4)(d),9 ve 22(2). maddeleridir. Bu madde hükümleri ise aynen şöyledir:

"1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu;
Bahse Tutuşma Evleri, Kumarhaneler ve Kumarı
Önleme Yasası'nın 17. maddesinin (1). fıkrasının
- verdiği yetkiye dayanarak Esas Yasanın 4. ve 6.
maddelerinin yasaklamış olduğu oyunların belirli
yerlerde, sadece yabancı turistler ve yabancı
uyruklular tarafından oynanmasına aşağıdaki
şartlara tabi olmak üzere -izin verebilir.
(underline supplied)
................................."


"6. Kumarhane işletmek için ihaleye katılacak veya
ihaleye katılmadan doğrudan doğruya Bakanlığa

teklif sunacak gerçek veya tüze-l kişilerin
yükümlülükleri şöyledir.

................................
................................
................................
(4)(a)...............................
(b)...............................
(c)............-...................
(d)Yıllık yenileme de dahil olmak üzere,
işletme izninin konu kumarhane binasının
mülkiyeti işletme izni sahibine aitse
koçanı veya sureti;başka suretle tasarruf
ediliy-orsa, binanın kayıtlı mal sahibinin
koçan suretiyle birlikte işletmecisi
tarafından konu binada mesleğin icra
edilmesine razı olduğuna dair Bakanlığa
muhatap yazılı ve tasdikli beyanını temin
- etmek." (underline supplied).


"9. Kumarhane işletmecisi, kumarda kazananları
ödeyebilmesi amacıyla kumarhane kasasında
daimi olarak ve en az 20,000.-USD veya
karşılığı Türk Lirası bulundurmak zorundadır.
Ku-marda kazananlar nakit olarak ödenebileceği
gibi KKTC'nde faaliyette bulunan bankalara ait
çeklerle de ödenebilir. Kumarda kazananlara
ödemeler KKTC sınırları dışında yapılamaz."


"22 Kumarhane işletme izni alan bir gerçe-k veya
tüzel kişinin bu izin hakkı aşağıda gösterilen
sebeplerle Maliye ve/veya Turizmle ilgili
Bakanın teklifi ile Bakanlar Kurulu tarafından
tek taraflı olarak iptal edilir. Kumarhane
işletme izninin iptaline- ilişkin karar,
işletmeciye tebliğ edildiği andan itibaren
yürürlüğe girer.
.......................................
Bu özel şartları ve/veya imzalanan
mukavelenin içerdiği yükümlülüklerden
herhangi birini yerine getirmemek;"
(underline s-upplied).


YİM 98/99 sayılı davaya konu yazılı müracaatını Davacılar avukatları vasıtası ile Davalılara 23.7.1999 tarihli bir yazı ile aynı tarihte gönderdi, ancak Davacıların bu müracaatlarına Davalılar cevaplarını sözü edilen davanın dosyalanmasınd-an sonra ve Müdafaa Takriri dosyalamadan sadece 1 gün önce 20.12.1999 tarihinde verdiler. Bir başka deyişle 30 günün hitamından sonra cevap verdiler. Davacıların Davalılara yaptığı yazılı müracaat emare 26, Davalıların buna verdiği 20.12.1999 tarihini ta-şıyan cevap da emare 29 olarak dosyada görülmektedir. YİM 16/2000 sayılı davada iptali istenen 1.12.1999 tarihini taşıyan Bakanlar Kurulu kararı emare 28 olarak Mahkemeye ibraz edilmiş bu kararı müteakip Davalılar ile İlgili Şahıslar arasında aktedilen ve- 22.12.1999 tarihini taşıyan kumarhane işletme mukavelesi de emare 30'da görülmektedir. Emare 26'nın ekinde, ve emare 27'de, dava konusu Casino'da 12.7.1999 tarihinde, Özel Şartlarda öngörülen miktarda nakit para bulunmadığının saptandığını gösteren Girne- Kaza Mahkemesi Mukayyidinin yazısı, emare 27'de de Davalıların yetkili memurları tarafından 19.11.1999 tarihinde dava konusu Casino'ya yapılan denetim esnasında yine mevzuatın yani Özel Şartların öngördüğü miktarda nakit para bulunmadığını gösteren deneti-m raporları görülmektedir. Yine bulgularımız arasında, Davacılarca YİM 16/2000 sayılı dava ile iptali istenen ve davada yakınma konusu yapılan tarihlerde Davacıların kâmilen kayıtlı mal sahibi oldukları Liman Otel'de İlgili Şahısların kumar oynatılmasına -Davacıların mal sahibi olarak razı olduklarına dair yukarıda alıntısı yapılan Özel Şartlar arasında aranan mal sahibinin yazılı ve tasdikli rızasının olmadığı ve Bakanlar Kurulunun buna rağmen İlgili Şahıslara Davacıların malında kumar oynatma imtiyazların-ı yenilediğine yer vermemiz gerekir. Duruşma ve hitabeler esnasında İlgili Şahısların mal sahibinden böyle bir rıza temin edemedikleri gerek Davalılarca gerek İlgili Şahıslarca teslim edilmiştir. Davacılar kendileri için Davalılara sözü edilen otel'de ku-mar oynatmak için izin talebinde bulunmuş değillerdir.

Önümüzdeki davaları karara bağlamak için olgular ile ilgili başka bulgu yapmamıza gerek yoktur. Taraflar arasındaki ihtilâf büyüktür ve başka Mahkemelerde de başka davalara konudur. Olgular il-e ilgili bulgularımızı genişletecek olursak, istemeden başka Mahkemeler önündeki davalar ile ilgili hususlarda da görüş beyan etmiş olacağız ki bunun doğru olmadığı bir yana böyle bir işlemden de özellikle kaçınmak isteriz.

Bu davaların kökeninde yat-an bulgularımızı yukarıdaki şekilde özetledikten sonra, davaların esasına inip davaları karara bağlamadan önce, iptidai itirazları ele alıp incelemeyi ve bilâhare gerekirse davaların esasını karara bağlamayı uygun bulduk.

YİM 98/99 sayılı davada Dava-lılar yukarıda değinildiği gibi 2 iptidai itiraz öne sürmüşlerdir. Bunların birincisi Davacıların Davalılara yaptığı ve emare 26'da görülen 23.7.1999 tarihli yazılı müracaatlarına Davalılarca zamanında yanıt verilmemesinden Davacıların dava açamayacağı; ç-ünkü yasal anlamda bir meşru menfaatları olmadığı iddiası, ikincisi de geç de olsa, yani 30 gün hitamından sonra da olsa 20.12.1999 tarihinde emare 29 ile bunun yanıtlandığını, dolayısıyle bir yakınma nedeni kalmadığını, bu nedenle de YİM 98/99 sayılı dava-nın iptal edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Davalıların YİM 98/99 sayılı davadaki bu ön itirazları, İlgili Şahısların YİM 98/99 sayılı davada öne sürdükleri ve yukarıda özetlenen 5 ön itirazın 2. ve 3. ön itirazları ile aynı paralelde olduğundan önce-likle bunları birlikte tezekkür etmeyi uygun gördük. Bu hususu karara bağlarken ilgili mevzuata bir göz atmamız yerinde olacaktır. Anayasamızın "Dilekçe Hakkı" başlığını taşıyan 76 (1) maddesi aynen şöyledir:

- "76(1) Herkes, kendileri ile veya kamu ile ilgili
dilek ve şikayetleri hakkında tek başına
veya topluca yetkili makamlara yazı ile
başvurma ve bunların süratle incelenmesi
ve karara bağlanması hakkına s-ahiptir.
-
Gerekçeye dayanacak olan bu karar en
geç 30 gün içinde, dilek ve şikayet sahibine
yazılı olarak bildirir. Böyle bir karardan
zarar gören herkes- veya 30 gün içerisinde
kendisine bir karar bildirilmeyen her ilgili,
dilek ve şikayet konusu hakkında yetkili
Mahkemeye başvurabilir."

Benzeri bir madde 1975 Anayasasında madde 62 ve yine 1960 Anayasasında madde 2-9 olarak yerini bulmuştu. İdarenin kararına karşı vatandaşın iptal davası açma hakkı ise Anayasanın 152. maddesi ile düzenlenmiştir. Aynı hak 1975 Anayasasının 118. maddesi ve 1960 Anayasasının 146. maddeleri ile de vatandaşlara tanınmıştı. Bu iptidai i-tirazları karara bağlamak için mevcut Anayasa maddesi ve ondan önceki benzeri (corresponding) Anayasa hükümleri ile onları yorumlayan içtihatlardan faydalanmamız uygun olur görüşündeyiz. Davacıların meşru menfaatı olup olmadığı konusu sadece Anayasanın ön-gördüğü 30 gün içinde İdareden cevap almamasından ötürü açılan YİM 98/99 sayılı davaya şamil olmayıp YİM 16/2000 sayılı davaya da şamildir. Bu nedenle gerek Davalıların gerekse İlgili Şahısların meşru menfaat ile ilgili iptidaî itirazlarını bu safhada değ-il de bilâhare incelemeyi, önce geç de olsa Davalıların Davacılara cevap verdiği gerçeği ve Davacıların esas yakınmalarını oluşturan ve YİM 16/2000'e konu olan davayı açmalarının YİM 98/99 sayılı davayı ne şekilde etkilediğini tezekkür etmek isteriz. Zaim- Necatigil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku isimli, 1988 baskılı, kitabının 96. sayfasında aynen şöyle demektedir:

"Anayasanın 76. maddesi altında kişilerin yetkili
makamlara yaptıkları dilekçelere, en geç 30 gün
- içinde, yazılı olarak yanıt verilmesi gerekmektedir.
Bu süre içerisinde yanıt almayan kişi, dilek
ve şikayeti konusunda yetkili Mahkemeye
başvurabilir. Yüksek İdare Mahkemesinin
içtihatlarına göre, böyle bir kişi,
şikayet-in esası hakkında Yüksek İdare
Mahkemesine başvurmuş ise, Mahkeme konunun
esası üzerinde karar vereceğinden, şikayet-
cinin, dilekçesine cevap verilmediğinden
yakınması söz konusu olamaz; çünkü bu bakımdan
meşru menfaatı kalma-mış sayılır."

Yine Zaim Necatigil, Administrative Law, isimli kitabında (1974) baskı sayfa 258 ve 259 da "Correlation of paragraph 2 of Article 146 and Article 29 of the Constitution" başlığı altında sayfa 259 da aynen şöyle demektedir:

"-A person, as a rule, cannot claim under
Article 146 a distinct and separate decision of
the Supreme Court in respect of the failure to
comply with Article 29 when by his recourse he
has proceeded in respect of the substance of the
-matter for which a reply has been sought, because
it cannot be said that such a person continues
any longer to have any existing legitimate interest
as required by paragraph 2 of Article 146."

Zaim Necatigil'-den bu son alıntısı yapılan prensip Kyriakides v. The Republic davasındaki karara dayanmaktadır. (Bak: Phedias I. Kyriakides of Limassol and The Republic of Cyprus, Through The Minister of İnterior, vol. I RSCC sayfa 66.) Sözü edilen bu davada Prof. Fors-thoff, sayfa 77'de 6. paragrafta aynen şöyle demişti:

"Therefore such a person cannot, as a rule,
claim under Article 146 a distinct and separate
decision of this Court in respect of the failure
to comply with Article 29 when he h-as proceeded
in respect of the substance of the matter for
which a reply had been sought."

Neticede de o davadaki Davacı, davasını kaybetmesine rağmen Davalıların 30 gün içinde Davacının müracaatına cevap vermeye kusur ettiklerinden Davacın-ın masraflarını da kısmen olsun Davalılar ödemeye mahkûm edilmişlerdi. Yine YİM 71/84 (D.16/86) ve YİM 130/86 (D.19/87)'de vurgulandığı gibi Mahkemeye başka bir çare için müracaat eden bir kişinin, artık onun yapmış olduğu dilekçeye cevap verilmediğinden -yakınması söz konusu olamaz. Böyle bir durumda artık onun meşru menfaatı olmaz diye kabul edilmişti. Bunlardan anlaşılacağı gibi genel kaide olarak bir kişi Anayasanın 76. maddesi ile bahşedilen Dilekçe Hakkı'nı kullanırken, zamanında İdare'den yanıt ala-mamasından ötürü yakınma konusunun esası ile ilgili bir dava başlatmış ise zamanında cevap alamamaktan yakınarak ayrı bir karar talep edemez. Bir başka deyişle Anayasanın bahşettiği Dilekçe Hakkı ile ilgili olarak dava açabilme, tabir caiz ise, kısıtlanmı-ş durumdadır. Yukarıda özetlenen prensibi YİM 98/99 sayılı davaya, bilhassa İlgili Şahısların, 2. ön itirazları ışığında uyguladığımızda, Davacılar YİM 16/2000 sayılı davayı meselenin esası ile ilgili olarak ikame ettiklerinden YİM 98/99 sayılı davanın yuk-arıdakiler ışığında iptal edilmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu durumda YİM 98/99 sayılı dava ile ilgili olarak gerek Davalılarca gerek İlgili Şahıslarca öne sürülen diğer iptidaî itirazlar ile müdafaa olarak öne sürülen diğer hususları tezekküre gerek kalm-adığı kararını veririz. YİM 16/2000 sayılı davaya gelince, gerek Davalıların gerekse İlgili Şahısların, Davacıların meşru menfaatı olmadığına yönelik iptidaî itirazlarını şimdi ele almayı uygun görürüz.

Karara bağlamaya çalıştığımız davaların kökeni-nde yatan olguları, kararımızın başında özetlerken değindiğimiz gibi, Davacılar mülkiyeti kendilerine ait olan ve Davalılarca İlgili Şahıslara kumarhane işletmek için verilen imtiyazın iptalini talep ederken, Davacıların İlgili Şahıslara aynı binada kumarh-ane işletmek için müracaat etmediklerine değinmiştik. Davacılar Davalılara böyle bir müracaatta bulunmuş olsalar dahi binanın 500 yataktan az kapasitede bir otel olduğundan zaten böyle bir izin verilmemesi gerekir, verilmesinin mevzuata ters düşeceği sari-htir. (Bak. Özel Şartların 5(a) maddesi). Bu durumda Davalılarla İlgili Şahıslar, Davacıların meşru menfaatı yoktur iddialarında haklımıdırlar? Şimdi de bunun tezekkür edilmesi yerinde olacaktır. Bilindiği gibi Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası, s-ahip olduğu meşru bir menfaatı, söz konusu yürütsel veya yönetsel karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından açılabilir. Meşru menfaatın ne olduğu konusundaki içtihatlar incelendiğinde "meşru menfaat" -veya İngilizce tabiri ile "legitimate" veya "lawful interest", kavramları bir Davacının sadece maddi menfaatının haleldar olması halleri ile sınırlı değildir. Davacının bir "moral" menfaatı, şikayet konusu idari karar veya işlem ile menfi yönde etkilenmiş-se o kişinin Yüksek İdare Mahkemesinde şikayet konusu yaptığı idarenin karar veya eyleminden ötürü dava açma hakkı vardır ve bu prensip İdare Hukukumuza da girmiştir. (Bak: Zaim Necatigil'in yukarıda alıntısı yapılan Administrative Law isimli kitabının 25-6-257 sayfaları).
Bizim önümüzdeki YİM 16/2000 sayılı davada, Davacılar, üzerinde kumar oynatılan gayrımenkulün kâmilen kayıtlı mal sahibidirler. İlgili Şahısların bir yan kuruluşlarından temin ettikleri ve Davacıların mallarına birleştirdikleri diğer yer- çok küçük bir alandır. Davacıların kendi mallarının üzerinde kumar oynatılmasına izinleri yoktur. Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat, yani gerek halen yürürlükte bulunan Özel Şartlar 6(4)(d) maddesi, gerekse ondan önce yürürlükte bulunan Özel Şartlar, Da-valıların İlgili Şahıslara, Davacıların malında kumar oynatmak için izin verdikleri tarihte, Davacılara böyle bir itiraz hakkı tanımıştı. Mülkiyet olayı Özel Hukuk alanında olduğu gibi İdare Hukuku alanında da mühimdir. Mülkiyet kavramı ile ilgili Türkiy-e'deki mevzuat incelendiğinde Danıştay kararlarına göre kiracı olarak bir gayrımenkulü tasarruf eden bir kişinin tasarruf ettiği malın istimlâk edilmesi ile dava açamayacağı, meşru menfaatı olmadığı kabul edilirken, mal sahibinin hiç kullanımında olmayan b-ir gayrımenkulün istimlâki ile ilgili dava açabileceği ve meşru menfaatının olduğu kabul edilmektedir.

"(Bak: Yönetsel Yargı 6. baskı, Şeref Gözübüyük
sayfa 133 ve 134) ve yine gör: Ş. Hocaoğlu ve
diğerleri, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkeme-si
Karar Hulasaları 2. kitap, 1963, sayfa 56,
Danıştay 6. Dairesinin 61-2605 sayılı kararı
ve yine gör: Danıştay 6. Daire kararları
1965-1977, sayfa 614 sıra no. 1875; Danıştay 6.
Dairesinin 5.3 1975 gün, E.73/3117, K.75/1330
- sayılı kararı."

Yine bu prensipler YİM 108/89 (D.33/90) sayılı kararda da KKTC'de benimsenmişti. Bu prensipleri, YİM 16/2000 sayılı davanın iptidai itirazlarla ilgili Davalıların yaptığı ön itiraz ve İlgili Şahısların yaptığı 2. ön itirazı kar-ara bağlamak için uyguladığımızda bu ön itirazların yersiz olduğu ve reddedilmesi gerektiği ortadadır. Davacıların ilgili malın mal sahibi olmaları ve mevzuatın kendilerine bu malda kumar oynatılmasına itiraz hakkı tanıdığı gerçeği ışığında, Davacıların m-eşru menfaatleri olmadığı iddiası geçerli olamaz. Bu durumda Davalıların meşru menfaat ile ilgili ön itirazı ile İlgili Şahısların 2. ön itirazı reddolunur.

Önümüzdeki davaları sonuca bağlamak için şimdi de İlgili Şahısların 1,4 ve 5. ön itirazları- ile Davalıların buna paralel yaptıkları ön itirazları inceleyelim.

İlgili Şahısların 1. ön itirazları ile (ki buna Davalılar da katılmaktadırlar) Davacıların, Davalılara hitaben yazdığı 23.7.1999 tarihli yazıya cevaben Davalıların Devlet Bakanlığı v-e Başbakan Yardımcısı Müsteşarı Bülent Kanol imzası ile gönderilen yazılı yanıtın herhangi bir idari karar içermediği, bu nedenle bunun Yüksek İdare Mahkemesinde bir dava konusu olamayacağı öne sürülmektedir. Emare 29 olarak Mahkeme önünde duran Bülent Ka-nol imzalı yazılı yanıt dikkatlice incelendiğinde Davalıların, İlgili Şahıslara verdiği dava konusu kumarhane işletme izninin iptalinde bir takdir hakları olduğu yazılmakta ve bu takdir haklarını Davacıların talepleri mucibince kullanmamayı uygun gördükler-i sarahaten belirtilmektedir. Bülent Kanol imzalı yazı daha ileri gitmekte ve Liman Otel'in, İlgili Şahıslarca tahliyesi ile ilgili Girne Kaza Mahkemesi Davacılar lehine karar vermiş olmasına rağmen, ilgili Mahkeme kararından yapılan istinafın neticesine -dek ve İlgili Şahıslar ayda 10.000 Sterlin ara kârı Davacılara ödemeleri durumunda otelin tasarrufu Davacılarda olmadığından, Özel Şartların öngördüğü mal sahibinden temin edilmesi gereken malların da kumar oynatma iznini almalarına gerek olmadığından bahs-etmektedir. Keza İlgili Şahısların kumarhanedeki kasalarında Davacıların iddia ettiği gibi 20.000 Amerikan Doları veya karşılığı Türk Lirasını nakit olarak kasalarında zikrolunan tarihlerde bulundurmadığının sabit olduğunu, ancak konu yerde oynatılan kum-arda kazanan kişilerden ödenmediklerine dair bir şikayet almadıklarını, İlgili Şahısların, Davalılarca bu usulsüzlükleri ile ilgili şifahi olarak uyarıldıklarını, ancak Davacıların talebine emare 29 da gösterilen bu ve sair nedenlerle uymayacaklarını bildi-rdikleri görülmektedir. Kanımızca emare 29'un muhteviyatında görülen bu hususlar birer idari karardır. Bunun başka türlü yorumlanması düşünülemez. Dolayısıyle İlgili Şahısların 1. ön itirazları ve bu iddiayı paylaşan Davalıların aynı meyandaki ön itiraz-ları reddolunur.

İlgili Şahısların 4. ön itirazı "Maliye Bakanlığı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürü ve/veya Müdürlüğü" YİM 16/2000 sayılı davaya taraf edilmediğinden bu davanın daha ileri gitmeden iptali gerektiği iddiasıdır. Davanın ünvanı in-celendiğinde 2. Davalı olarak "Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtası ile KKTC" olarak görülmektedir. Diğer 1 ve 3. Davalılara bakıldığında 1. Davalı "Turizmden de Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı vasıtası ile KKTC", 3. Davalı ise "Bakanlar Kuru-lu vasıtası ile KKTC" olarak görülmektedir. Bir başka deyişle Davacıların bu dava ile dava ettikleri Devlettir. Devletin her Bakanlığı veya Dairesi Devletten ayrı bir hükmi şahsiyete haiz değildir. Bu husus ile ilgili olarak Kıbrıs'ta ilk verilen bir id-are davasının kararında (Bak: Miltiades Christodoulou of Tsada v. The Republic of Cyprus, through The Collector of Customs, Nicosia, RSCC 1960-61 VolI, page 1 at page 9) Editorial note No.I başlığı altında aynen şöyle denmişti:

"The court before givi-ng judgment in this case
decided to order the amendment of the original
title of the proceedings so as to bring it into
comformity with the true facts of the case.
The court was of the opinion that such amendment
- at that stage did not prejudice either the
parties concerned or the interests of justice.
The court further declared that in proceedings
of this nature the proper respondent should be
the Republic, represented through the appropria-te
organ, authority or person" (underline supplied)

Bu prensibi, mutatis mutandis, önümüzdeki davaya uygulayacak olursak, Davalı Devlet olduğuna göre ve davada Devletin ilgili Bakanlığı veya Bakanlıkları da zikrolunduğuna göre, bunların altında- yer alan kişinin veya müdürlüklerin de ayrıca ve ilaveten davada (veya davanın ünvanında) zikrolunmalarına gerek yoktur. Bu durumda Maliye Bakanlığı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürü veya Müdürlüğünün ilâveten bu davaya Davalı olarak dahil edilmesin-e gerek yoktur. Bu iddia hukuki mesnetten yoksundur ve bu nedenle reddolunur.

İlgili Şahısların 5. ön itirazı, emare 18 Girne Kaza Mahkemesi kararının istinaf konusu olduğundan ve istinaf henüz neticelenmediğinden önümüzdeki bu davanın Yüksek İdare -Mahkemesince görüşülmemesi, çünkü bunun Yargıtayın yetkilerine müdahale oluşturacağı iddiasını içermektedir. Yargıtayın önündeki istinaf Girne Kaza Mahkemesince Davacılar lehine ve İlgili Şahıslar aleyhine verilen bir tahliye kararından neşet etmektedir. - Önümüzdeki davanın konusu ise Davalılarca İlgili Şahsa verilen kumarhane işletme izninin iptali ile ilgilidir. Bunlar tamamıyla 2 ayrı dava sebebidir. Birbiri ile ilgisi yoktur. Davalılarca İlgili Şahıslara verilen kumar oynatma izninin iptali münhasır-an Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinde iken, Girne Kaza Mahkemesi kararından yapılan istinafı neticelendirmek Yargıtayın yetkisi dahilindedir. Bir an için İlgili Şahıslar İstinaf Mahkemesi veya Yargıtayın önündeki davayı kazandıklarını kabul etsek dahi b-u ihtimalin veya olgunun önümüzdeki davayı nasıl etkilediğini anlamak mümkün değildir. Dolayısıyle bu itirazdaki görüşü benimsememize olanak yoktur ve bu iddiayı da reddederiz. Kanımızca İlgili Şahıslar ile Davalılar "mülkiyet" mefhumu ile bir gayrımenku-lün "tasarruf" mefhumunu ayırt edememişler ve paylaşmamıza olanak olmayan bu iddiayı bu nedenle yapmışlardır.

İlgili Şahısların müdafaalarında iptidaî itiraz olarak yer alan bir husus da Davacıların kendi mallarını yani Liman Otel'i ilgilendirdiği o-randa iptali istenen 1.12.1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra, yani emare 28'e istinaden, Davalılar ile İlgili Şahıslar arasında 22.12.1999 tarihinde emare 30 mukavelenin imzalandığı bunların (İlgili Şahısların avukatının tabiri ile) "Comp-osite act" oluşturduğu, bu durumda Bakanlar Kurulu kararına karşı iptal davası olamayacağını, mukavelenin iptali ile ilgili dava olmadığından, YİM 16/2000 sayılı davanın iptali talep edilmiştir. Bu iddiaya istinaden YİM 16/2000 sayılı davada Davacıların T-alep Takriri incelendiğinde paragraf (a),(b),(c) altında esas olarak 3 talep içerdiği görülmektedir. Kanımızca (b) başlığı altında yer alan talep, Davacıların malını yani Liman Otel'i ilgilendirdiği oranda emare 28 Bakanlar Kurulu kararının iptali talep e-dilirken (c) başlığı altındaki talepte bu Bakanlar Kurulu kararına istinaden Davalılar ile İlgili Şahıslar arasında (Talep Takririnden alınan kelimelerle);

"...Yapılan herhangi bir işlemin tamamen
hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi
- bir sonuç doğuramayacağına dair Mahkeme
kararı"

talep edilmektedir. Bu gerçekler muvacehesinde Bakanlar Kurulu kararının, karardan sonra yapılan mukavele ile İlgili Şahısların iddiasına göre "Composite act" oluşturup oluşturmadığını incelememiz-e gerek yoktur. Talep Takriri bir bütün olarak incelendiğinde Davacıların her ikisinin de iptalini talep ettikleri ortadadır, dolayısıyle, bu iptidaî itiraz da reddolunur.

Davada gerek Davalıların gerekse İlgili Şahısların yaptıkları ön itirazları y-ukarıda görüldüğü şekilde ve nedenlerle reddedip neticelendirdikten sonra şimdi de yapmamız gereken şey, davanın esasında Davacıların taleplerinde haklı olup olmadığını incelemektir. Bu safhada kendimizi tekrarlama pahasına can alıcı olgulara bir göz atma-da fayda vardır:- Dava ile ilgili tarihlerde Davacılar halen İlgili Şahısların tasarrufunda bulunan gayrımenkulün kâmilen kayıtlı mal sahibi idi. İlgili Şahıslar Davalılardan mevzuat gereği temin ettikleri izin ile bu malın zemin katında kumar oynatmakta-dırlar. Davalılar İlgili Şahıslara bu şikayet konusu izni verirken Yasaya ve onun altında yapılan Özel Şartlara uymak zorunda idiler. Bu şartlar arasında mal sahibi Davacıların kendilerine ait malda kumar oynatılmasına izinleri olduğunu gösteren yazılı v-e tasdikli olarak verdikleri bir belgenin varolması gerekirdi. Davacılar bu belgeyi vermediler. Buna rağmen Davalılar, İlgili Şahıslara yakınma konusu kumar oynatma iznini 1 sene için yenilediler ve bir de mukavele yaptılar. Kanımızca yalnız bu olay başl-ı başına Davacılara talep ettikleri kararın verilmesine yeterlidir. Bu durumda Özel Şartlar hilâfına Bakanlar Kurulunun karar alıp Davalıların İlgili Şahıslara kasalarında 20.000 Amerikan Doları veya karşılığı TL'yi bulundurmamaları hususunu da ayrıca inc-elemeye gerek kalmadığı görüşündeyiz.

Davalılar müdafaalarında Özel Şartların emredici olmayıp yön verici olduğuna ve bu nedenle bunlara harfiyen uyulmamasının iptal nedeni olmayacağını öne sürmüşlerdir.
Bu görüşü paylaşmamıza olanak yoktur, çünkü -Özel Şartların yapılmasına izin veren ve Fasıl 151'i tadil eden 20/75 sayılı Yasanın getirdiği 17(1) maddesi:

"Bakanlar Kurulu, Özel Şartlara tabi olmak ...
üzere Esas Yasanın 4 ve 6. maddelerinin
yasaklamış olduğu oyunların belirli yerl-erde
oynanmasına izin verebilir" demektedir.
(underline supplied).

Yasanın kullandığı lisan hiçbir şüpheye açık kalmayacak şekilde emredici bir hükümdür. Yasa altında yapılan ve ilgili maddelerine kararımızın içeriğinde yer verilen Özel -Şartların ilgili maddeleri de incelendiğinde emredici hükümler taşıdığı ortadadır. Meselâ, Özel Şartların 1. maddesinin son birkaç kelimesi şöyledir:

".... Aşağıdaki şartlara tabi olmak üzere izin
verebilir" (underline supplied)

Yine -Özel Şartların 22. maddesinin 2. paragrafı aynen şu kelimelerle kaleme alınmıştır:

"Bu Özel Şartların ........ içerdiği
yükümlülüklerden herhangi birini yerine
getirmemek" (underline supplied)

kumarhane işletme izninin iptal nedenidir. - Görülebileceği gibi bunlar emredici hükümlerdir. Davalılar Özel Şartların bazı maddelerine uymayarak veya bunları gözardı ederek veya yanlış tefsir ederek Davacıların şikayeti hilâfına İlgili Şahısların kumarhane işletme izinlerini yenilemiş ve akabinde -İlgili Şahıslar ile bir de mukavele yapmışlardır. Bu karar ve fiillerin mevzuat ile bağdaşması olanaksızdır.

Netice olarak yukarıda izah edilen nedenlerle Davacıların ikâme ettiği YİM 98/99 sayılı dava reddedilip iptal edilir. YİM 16/2000 sayılı -davada da Talep Takririnin (a), (b) ve (c) paragrafları mucibince aşağıdaki şekilde karar verilir:

Ersay İşletmeleri Ltd.'e Girne'de kâin olup Antik veya Liman Otel olarak bilinen otel'de ve/veya binada Casino çalıştırmak için verilmiş bulunan kumarhane i-şletme izninin en erken bir zamanda Bakanlar Kurulu tarafından iptal edilmesi için gerekli teklifte bulunmalarını Davalı No.1 ve 2'den rica eden ve Davalı No.1 ve 2 tarafından takriben 23.7.1999 tarihinde alınan ve aynı yani 23.7.1999 tarihini taşıyan yazı-ya atfen Davalı No.1 adına müsteşarı tarafından Davacıların avukatına gönderilen DB 30/94/3-1186 sayılı ve 20.12.1999 tarihli yazının içerdiği tüm kararların tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.
Bakanlar- Kurulu tarafından alınan ve 21 adet kumarhaneye
1 yıllık kumarhane işletme izni verilmesini onaylayan
E.2194-99 sayılı ve 1.12.1999 tarihli kararın, Ersay
İşletmeleri Ltd.'e Liman Otel'de "Casino Liman" adı altında
1 yıl daha kumarh-ane işletme izni verilmesini öngördüğü
oranda tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğurmayacağına karar verilir.
Davalılar ile İlgili Şahıslar arasında aktedilen 22.12.1999 tarihli emare 30 mukavelenin tamamen hükümsüz v-e etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.

Dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.





Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç

-
30 Kasım 2000



















26






Full & Egal Universal Law Academy