Yüksek İdare Mahkemesi Numara 97/1989 Dava No 25/1990 Karar Tarihi 29.05.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 97/1989 Dava No 25/1990 Karar Tarihi 29.05.1990
Numara: 97/1989
Dava No: 25/1990
Taraflar: Dt. Beyzade Beysoy ile Eko. Ve Mal. Bak.
Konu: Emeklilik maaşının milletvekilliği bareminden hesaplanması istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.05.1990

-D.25/90 YİM 97/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Salih S. Dayıoğlu huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Dt. Beyzade Beysoy,- 10, İskenderun Caddesi, Girne
-ile-
Müstedaaleyh: Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtasıyle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Kıvanç M. Riza
Müsteda-aleyh namına: Mehmet A. Şefik



Yasa Maddesi: 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3(9), 4(2). maddeleri, 3/86 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası, Temel Kurallar.

İstemin Özeti: Müstedinin emeklilik haklarının milletvekilliği baremi esas alınarak hesaplanm-ası talebine, Müstedaaleyhin verdiği olumsuz yanıtın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Diş hekimi olan Müstedi, 1960'da Cemaat Meclisi üyeliğine seçildi. 1961'e kadar bu görevde kalan Müstedi,- daha sonra sırası ile 2. ve 1. derece diş hekimi olarak kamu görevine atandı ve Cemaat Meclisi üyeliğinden ayrıldı. Müstedi 1.3.1989'da emekli oldu ve emeklilik haklarının milletvekilliği baremi üzerinden hesaplanmasını talep etti. Müstedaaleyh Müstedinin- bu talebini reddetti.

SONUÇ: Türk Cemaat Meclisi üyeliğinin Yasama Meclisi üyeliği mevkileriyle bir ve ayni olduğuna hükmetmek gerekir. Müstedinin, emekliye ayrıldığı tarihte 1. sınıf diş hekimi ödenkelerinin milletvekili ödeneklerinden daha az olduğu hu-susunda taraflar arasında görüş ayrılığı olmadığına göre, Müstedinin emeklilik hakları hesaplanırken milletvekilliği için öngörülen ödeneklerin dikkate alınması gerekir.
Başvuru kabul edilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 36/78 sayılı Yüks-ek İdare Mahkemesi kararı.




H Ü K Ü M

Bu başvuruda olgular hususunda taraflar aras-ında herh-a-n-gi bir görüş ayrılığı yoktur. Olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Bütün ilgili zamanlarda müstedi diş hekimi idi. 16.8.1960 tarihinde zamanın Cemaat Meclisi üyeliğine seçilen müstedi bu görevde 8.5.1961 tarihine kadar kaldı. 8.5.1961 tarihinde 2. sı-nıf diş hekimi olarak kamu görevine atanan müstedi Türk Cemaat Meclisi üyeliğinden ayrıldı. Müstedi 1. sınıf dış hekimi görevinden 1.3.1989 tarihinde emekli oldu.

Maliye Bakanlığına yazdığı 23.3.1989 tarihli bir yazı ile müstedi 1.3.1989 tarihinden itiba-ren emekliye ayrıldığını duyurdu ve emeklilik haklarının, milletvekilliği baremi esas alınmak suretiyle verilmesini talep etti. Müstedaaleyh ise müstedinin bu talebini reddetti. Bunun üzerine bu başvuruyu dosyalayan müstedi istemini reddeden müstedaaleyhin- kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi.

Gerek başvuruda ve gerekse başvurunun duruşmasında müstedi şu iddiada bulunmuştur; kendisi 16.8.1960 ile 8.5.1961 dönemi arasında Türk Cemaat Meclisi- üyeliği yapmıştır. Bu sıffat özellikle Temel Kuralların yürülüğe girmesiyle Temsilciler Meclisi üyeliği ile eşit tutulmuştur. Nitekim Temel Kuralların yürürlüğe girmesiyle oluşan yasama meclisinde bu meclisi oluşturan Temsilciler Meclisi üyeleri ile Türk -Cemaat Meclisi Üyeleri aynı maaşı çekmeğe başladılar. Bu durumda Türk Cemaat Meclisi Üyeliği, Temsilciler Meclisi Üyeliği ile ve dolayısıyle milletvekilliği sıffatıyle aynı oldu. Milletvekilliği için öngörülen baremin müstedinin emekliye ayrılırken çektiği- I. sınıf diş hekimi mevkiinin bareminden daha yüksek olması nedeniyle, değitirilmiş şekliyle 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 4(2) maddesinin şart bendi uyarınca emeklilik haklarının milletvekilliği ödenekleri dikkate alınarak ödenmesi gerekir.

Öte yand-an müstedaaleyhi temsil eden Başsavcılık ise müstedinin Türk Temsilciler Meclisi Üyeliğinden 8.5.1961 tarihinde ayrıldığı zaman bu mevkiin ödeneğinin diş hekimi için öngörülen ödeneklerden daha az olduğunu, Temel Kuralların yürürlüğe girdiği zaman müstedi -Türk Cemaat Meclisi Üyesi olmadığını, bugün ise böyle bir mevki veya muadilinin bulunmadığını iddia etti.

Değiştirilmiş şekliyle 26/77 sayılı Emeklilk Yasasının 3(9) maddesinin Türk Cemaat Meclisi Üyeliği dolayısıyle yapılan hizmetlerin emeklilik hakkı k-azandıran hizmet olduğunu öngördüğüne kuşku yoktur. Aynı yasanın 4(2) maddesi ise aynen şöyledir:

"4 (2) Bir hak sahibinin emeklilik maaşı veya ikramiyesinin hesaplan-masında, o hak sahibinin, emeklilik hakkı kazandıran veya kazandırdığı bu Yasaca kabul h-izmet süresi içinde aldığı, emekl-ilik amaçları için kabul e-dilen ve fiilen çekilen en yüksek yıllık ödenekler esas alınır. 17. madde kuralları saklıdır.

Ancak, hizmet süresi içinde görev yaptığı emeklilik hakkı kazandıran mevkilerden herhangi bir hak sahibine daha yüksek emeklilik menfaati verilmesine olanak t-anırsa o hak sahibi için daha yüksek emeklilik menfaati kazandıran ödenekler, emeklilik amaçları için kabul edilen ödenekler olarak ele alınır ve uygulanır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olup da geçici, arizi veya sözleşmeli olarak görev ifa e-denlerin hizmet süreleri içinde ölmeleri halinde de, o güne kadar kamu görevinde bulundukları mevkiler karşılğında aldıkları en yüksek ödenekler esas alınır ve uygulanır."

Yukarıda alıntısı yapılan maddenin birinci pargrafı yorum gerektirmeye- cek kadar -açıktır-. Esas sorun şart bendindedir. Ş-art bendi 3/1986 sayılı yasa ile değiştirilerek şimdiki halini almıştır. Daha önceki şekli ile şart bendi şöyle idi:

-"Ancak, hizmet süresi içinde işgal ettiği mevkilerden biri, bu yasanın 30. maddesinin uygulanması dolayısıyle hak sahibine daha yüksek emeklilik maaşı verilmesine olanak tanırsa, o hak sahibi için daha yüksek emeklilik maaşı kazandıran kurallar uygulanır.-"
-
Yukarıdaki alıntıdan görülebileceği gibi Yasanın 30. maddesinin uygu---lanmasının söz konusu olduğu hallerde, değişiklikten önceki şart bendi bir anlam ifade ederdi. Nitekim 36/79 sayılı başvuruda Yüksek İdare Mahkemesi bu hususta şöyle demişti:

-"Yasanın istisnai fıkrası hak sahibinin hizmet süresi içinde işgal ettiği mevkilerden birisi Yasanın 30. maddesinin uygulanması dolayısıyle kendisine daha Yüksek emeklilik maaşı kazandıran kuralların uygu-lanmasını öngörmektedir. Başka bir deyişle Yasanın- 4(2) maddesinin istisnai hükmü Yasanın 30. maddesi uyarınca hak sahibine daha yüksek emeklilik maaşı verilmesine olanak tanıyıp tanımadığına tabi olmaktadır. Yasanın 30. maddesi herhangi bir hak sahibine uygulanmasını öngörmektedir. Acaba Yasanın 30. mad-desi müstedinin daha yüksek emeklilik maaşı almasına olanak vermekte midir? Yasanın 30. maddesinin hükümleri emekliye ayrılırken uygulanmamaktadır. Yasanın 30. maddesinin hükümleri herhangi bir hak sahibinin emekliye ayrıldıktan sonra emekliye ayrılmış old-uğu görevin emekilik amaçları için kabul edilen ödeneklerinde sonradan yükselme olması halinde emeklilik maaşının yeniden ayarlanmasını öngörmektedir."
-
9.7.1982 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen 3/86 sayılı Emekilik (Değişiklik) Yasası, önceki şart bendini niçin kaldırıp yerine şimdikini öngördü? Hiç şüphe yoktur ki yasa koyucu bu değişiklikle eski durumu değiştirmek istemiştir. Diğer bir ifade şekli-yle uygulama alanı dar olan eski şart bendini, daha geniş uygulama olan, şimdiki şekliyle değiştirmiştir. Bu nedenle daha geniş bir yorum yaparak, bir hak sahibinin geçmişte emeklilik hakkı kazandıran bir hizmette görev yapması halinde, önceki görev şimdik-inden daha fazla olması durumunda, emeklilik haklarının hesaplanmasında eski görevin ödeneklerinin dikkate alınması gerekir.

Türk Cemaat Meclisi üyeliği görevi bugün yoktur. Bu Meclis ile Temsicliler Meclisi üyeliklerinin Temel Kuralların yürürlüğe girme-siyle oluşturulan Yasama Meclisi üyeliğine dönüştürüldüğüne kuşku yoktur. Başlangıçta Temsilciler Meclisi üyeliğinden ayrı olan Türk Cemaat Meclisi üyeliği, Temel Kuralların kabulü ile oluşan Yasama Meclisinde Temcilciler Meclisi üyeliği ile aynı saviyeye -getirilerek gerek temsiliyet ve sair nitelikler ve gerekse ödenekler bakımından aralarında fark gözetilmemiştir. O halde Türk Cemaat Meclisi üyeliğinin Yasama Meclisi üyeliği veya daha sonra milletvekilliği mevkileriyle bir ve aynı olduğuna hükmetmek gerek-ir. Müstedinin emekliye ayrıldığı 1.3.1989 tarihihinde milletvekili ödenekleri I. sınıf diş hekimlerine oranla daha yüksek olduğu hususunda görüş ayrılığı olmadığına göre müstedinin emeklilik hakları hesaplanırken milletvekilliği için öngörülen ödeneklerin-in dikkate alınması gerekirdi. Bunun aksini yapmakla müstedaaleyh hatalı hareket etmiştir.

Sonuç olarak başvuru kabul edilir ve müstedinin emeklilik haklarının hesaplanmasında milletvekilliği ödeneklerinin dikkate alınamayacağı biçimde ifadesini bulan mü-stedaaleyhin başvuru konusu kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.


(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç

29 -Mayıs 1990

-


-216-



-


Full & Egal Universal Law Academy