Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1999 Dava No 1/2001 Karar Tarihi 18.01.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1999 Dava No 1/2001 Karar Tarihi 18.01.2001
Numara: 95/1999
Dava No: 1/2001
Taraflar: Aziz Mehmet Kent ile İçişleri Köyişleri ve Çevre B
Konu: İnşaat izni....
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.01.2001

-D.1/2001 YİM 95/99
-Yüksek İdare Mahkemesinde.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A.Bensen.
Davacı: Aziz Mehmet Kent, Celebrity Hotel, Lapta
ile -
Davalı: İçişleri, Köyişleri ve Çevre Bakanlığı, Girne
Kaymakamlığı vas-ıtası ile KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Osman Ertekün
Davalı namına: Savcı Süleyman Candar.


-----------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Davacı, 17.9.1999 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare- Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemede Davalılar aleyhine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile özetle; Davalılar tarafından takriben 26.7.1999 tarihinde alınan ve Davacının bilgisine takriben 28.7.1999 tarihinde gelen, Davacını-n Girne Kazasında, Lapta'da Türk Mahallesinde 676 kayıt numaralı, Varaka/Harita XI/15.E.1 Parsel 345/2/1, 344/1, 345/1/1, 347/1/1/1 tahtında kâmilen kayıtlı mal sahibi olduğu taşınmaz malı üzerinde yapmayı tasarladığı çok maksatlı salon ve restorant projes-ine gerekli inşaat iznini vermeyi reddeden Davalıların kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini talep etti. Davacı aynı dava içerisinde Davalılar aleyhine 2. bir talepte bulunarak Davalıların i-şbu dava konusu taşınmaz malı üzerinde Davacının yapmayı tasarladığı çok maksatlı salon ve restorant projesi için gerekli iznin verilmemesi hususundaki ihmalin de yapılmaması gerektiği ve/veya verilmesi ihmal edilen inşaat izninin verilmesi gerektiği husus-unda leyhine karar verilmesini talep etti.

Mezkûr davanın Davalılara tebliğini müteakip Davalılar, 9.12.1999 tarihinde bir Müdafaa Takriri dosyalamışlardır. Davalılar Müdafaa Takrirlerinde sair müdafaalarının yanısıra ön itiraz da öne sürmüş ve ön i-tiraz ile davanın ünvanına itiraz ederken esas müdafaa olarak da özetle, Davacının Talep Takriri mucibince iptalini talep ettiği kararın hukuken doğru bir karar olduğunu, ve Mahkemenin müdahale ederek iptalini gerektiren bir kararın mevcut olmadığını iddia- edip Davalıların ne yetkilerini kötüye kullandığını ne de yetkilerini aşmış olduğunu da ileri sürdükten sonra Davacının davasının masraflarla reddini talep etmişlerdir. Davalılar bilhassa Müdafaa Takrirlerinin 2 ve 3. paragraflarında Davacının projesinin- 100 metrelik kıyı şeridi içerisinde inşaatı öngördüğünden buna inşaat izni verilemeyeceğini iddia etmişlerdir.

Davanın talimatı 11.1.2000 tarihinde gerçekleşmiş,
zapt-ı davası da 24.11.2000 tarihinde yapılıp taraflar arasındaki gerçek ihtilâf tespit- edildikten sonra duruşma olarak 6.12.2000 tarihine tayin edilmiş ve o gün duruşması gerçekleşip dava bilâmüddet karar için tehir edilmiş durumdadır. 6.12.2000 tarihinde dava duruşma olarak ele alındığında, taraflar olgularla ilgili aralarında mutabakat s-ağlandığını Mahkemeye beyan etmişler, dava ile ilgisi olan ve evraklardan oluşan emareleri de karşılıklı mutabakat çerçevesinde Mahkemeye ibraz ederek müşterek olarak davanın olgularını da Mahkemeye bildirip hitabelerini yapmışlardır. Bu şekilde Mahkemeye- ibraz edilen ve evraklardan oluşan emaraler 7 adet olup dosyada görülmektedir. Davanın duruşması başladığında Davalıları temsil eden Savcı, Fasıl 96'nın 2 ve 3. maddeleri ile bunu tadil eden 6/1992 sayılı
Yasa hükümlerine ve 19.9.1980 tarihinde 100 sayı-lı Resmi Gazetenin Ek III'ünde sayfa 692'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararına temas ettikten sonra Müdafaa Takririnde öngörülen davanın ünvanı ile ilgili iptidaî itirazlarını geri çekmiş ve bu davadaki Davalıların haklı olarak Devlet olduğunu teslim etmi-ştir. Bir başka deyişle Davalılar, davanın ünvanı ile ilgili iptidaî itirazlarını geri çekmişlerdir.

Yine karşılıklı mutabakat çerçevesinde tarafların Mahkemeye aktardığı ve bu davanın kökeninde yatan olgular özetle şöyledir:

Davacı Turizmle i-ştigal eden bir kişidir ve davada teferruatı gösterilen ve üzerinde Celebrity Hotel bulunan gayrımenkulün kamilen kayıtlı mal sahibidir. Sözü edilen gayrımenkul, takriben 2 dönüm 3 evlek bir alana haiz olup Güney hududunda Girne-Güzelyurt ana yoluna hemh-udut teşkil etmekte, Kuzey hududu ise denize kadar dayanmaktadır. Davaya konu gayrımenkul Lapta Belediye sınırları içinde bulunmaktadır. Davacı tesisini genişletmek amacı ile 8.6.1999 tarihinde Davalılara (Girne Kaymakamlığına) müracaat edip mevcut binas-ına ek olarak bir restorant ve salon inşası için izin talep etti ve 10.6.1999 tarihinde emare olarak Mahkeme önünde duran inşaat izni dilekçe formasını da müracaatına ekledi. Girne Kaymakamlığı haklı olarak konuyu Şehir Plânlama Dairesine görüş için ilett-i. Şehir Plânlama Dairesi ise Kaymakamlığa hitaben emare 4 olarak Mahkeme önünde duran aynen şu görüşü bildirdi:

"İnşaatı tasarlanan çok maksatlı salon ve
restorant projesinin yapılacağı arazi,
hukuk dairesinin .... yazısında belirttiği-
ve inşaat izni verilemez denilen 100
metrelik sahil şeridi içerisinde kaldığından
inşaat izni verilmesi uygun değildir.



Ahmet Savaş Örek
Müdür V."

- Bunun üzerine Girne Kaymakamlığı emare 5 olarak Mahkeme önünde duran ve dava konusu kararı ihtiva eden Davalıların kararını Davacıya 26.7.1999 tarihli bir yazı ile iletti ve:

"Söz konusu arazinin ........ 100 metrelik
sahil şeridi içerisind-e kaldığından inşaat
izni verilmesi uygun görülmemiştir.

Bilgilerinize saygılarımla rica ederim.


Hasan Akber
Kaymakam"

şeklindeki Davalıların kararını Davacıya bil-dirmiştir.

Akabinde Davacı önümüzdeki davayı Davalılar aleyhine dosyalamıştır. Tablonun tamamlanması amacı ile şunun da belirtilmesi yerinde olur ki dava karar için Mahkemece tehir edilmezden önce Davacı Talep Takririnde karar talep ettiği ve yukarı-da değinilen 2. talebini geri çekmiş, Davalıları temsil eden Savcı ise Davacının esas davasında haklı olduğunu ve Davalıların Davacının inşaat izni müracaatını sırf 100 metrelik kıyı şeridi içinde bulunduğu cihetle reddetmekle Davalıların hatalı hareket et-tiklerini Mahkemede teslim etmiştir.

Yukarıdakilerden anlaşılacağı gibi bu davada karar verilecek husus tekdir ve sadece dava öncesi (bilâhare taraflar mutabık kalmalarına rağmen) yasal bir görüş ayrılığından kaynaklanmakta idi ve o da Belediye sınır-ları içinde yer alan ve 100 metrelik kıyı şeridi içinde bulunan bir gayrımenkul üzerine sırf bu konumu itibarı ile inşaat izni verilip verilemeyeceğinin tezekkür edilip karara bağlanması bu davanın esas konusunu teşkil etmektedir. Bu konuyu karara bağlama-k için yürürlükte bulunan mevzuata bir göz atmada fayda vardır. Tarihsel olarak konuyu incelemeye kalktığımızda, yerini Fasıl 59'da bulan ve 7.12.1934 tarihinde yürürlüğe konan Sahilleri Koruma Yasasına önce yer vermemiz gerekmektedir. Bu Yasa 1960 yılın-da Kıbrıs Cumhuriyetinin ilanından sonra, 22/61 sayılı Yasa ile 1961 yılında, ve yine 1996 yılında 28/1996 sayılı Sahilleri Koruma (Değişiklik) Yasaları ile tadil edilmiştir ve tadil olunmuş şekli ile bu Yasaya göre, inter alia, KKTC'de belediye sınırları -dışında olan sahil şeridine inşaat yapamayacağı hükmü getirilmiştir. Önümüzdeki davanın konusu belediye sınırları dışında kalan sahil şeridine inşaat yapma ile ilgili olmadığından bu konu üzerinde daha fazla durmayacağız. Bu davanın konusu belediye sını-rları içinde Lapta'da bulunan sahil şeridine Davacının kendi özel gayrımenkulü üzerinde inşaat yapıp yapamayacağı ile sınırlıdır. Tadil olunmuş şekli ile Fasıl 59'da bir takım kısıtlayıcı hükümler olmakla beraber belediye sınırları içinde bulunan 100 metr-elik sahil şeridi içinde inşaat yapılamayacağını öngören herhangi bir madde yoktur.

Bu dava konusuna şamil esas mevzuatı 1946'da yürürlüğe giren ve bilâhare birkaç kez tadil olunan ve bu Yasa, yani Fasıl 96 altında yapılan emirname teşkil etmektedi-r. Bakanlar Kurulu tadil olunmuş şekli ile Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasasının kendine verdiği 14(1) maddesindeki yetkisini kullanarak, 3 Mayıs 1985 tarihli ve 40 sayılı Resmi Gazetenin Ek III'ünde sayfa 460 da yayınlanan bir bildiri ile "inter alia" da-va konusu gayrımenkulün bulunduğu Lapta'da, belediye sınırları içinde, sahil şeridinde bulunan gayrımenkuller üzerine, doğal güzellikleri ve görünümü bozmayacak oranda inşaat yapılmasına izin vermiştir. Sözü edilen mevzuat arazi kullanımlarına ve inşaatla-ra olanak sağlayarak, bildirinin ek cetvelinde gösterilen ve azami kat yüksekliği, kat sayısı, yapı-arsa oranı ile ilgili sınırlamaları içeren bir düzenleme getirmiştir ve bunlar halen yürürlüktedir. Burada vurgulanması gereken husus, Lapta'da 100 metreli-k kıyı şeridi içerisinde hiç bir inşaatın yapılamayacağını öngören bir kısıtlamanın olmadığıdır.

Bu mevzuata ilâveten konu ile ilgili olan Anayasanın 38. maddesine de yer verilmesi gerekir. "Kıyıları Koruma" başlığını taşıyan bu madde ise aynen ş-öyledir:

"(1) Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır ve yalnız kamu yararına
kullanılabilir.

(2) Belediye sınırları dışındaki kıyıların
yüz metrelik şeridi içinde kalan bölgede
yalnız Devlete -ait, çok gerekli ve kamu
yararına olan tesisler kurulabilir.
Ancak, bu gibi tesisler, kıyıların doğal
güzelliğini bozacak nitelikte olamaz.

Mevcut bina veya tesislerin gelecekteki
durumu yasa ile düzenl-enir.

(3) Belediye sınırları içindeki kıyıların
korunması ve yüz metrelik kıyı şeridi
içinde kalan bölgede inşaa edilebilecek
yapı ve tesisler ile mevcutların durumu,
kamu yararının ve kent plânlamasının
-gereklerine uygun olarak yasa ile düzenlenir.

(4) Ulusal güvenlik, kamu düzeni, kamu yararı,
genel sağlık ve çevre korunması amacıyla
yasa ile sınırlama konmadıkça, yurttaşların
yüz metrelik kıyı şeridi içerisine girmesi
- kimse tarafından engellenemez ve giriş ücrete
bağlı tutulamaz.

Ancak, bu kural, mülkiyet haklarına tecavüz
edilmesine olanak tanır biçimde yorumlanamaz."

Yukarıda alıntısı yapılan Anayasanın 38. maddesi incelend-iğinde 38. maddenin 2. fıkrasının yine bu davanın olgularına şamil olmadığı sarihtir. 38. maddenin 2. fıkrası, Belediye sınırları dışında kalan 100 metrelik sahil şeridi içinde yukarıda temas edilen mevcut Yasalardaki düzeni tabir caiz ise anayasal hükme -bağlamıştır. Buna göre; 100 metrelik kıyı şeridi içinde Belediye sınırları dışında kalan sahil şeridine şahısların inşaat yapamayacağı, ancak kamu yararına Devletin inşaat yapabileceği görülmektedir.

38. maddenin 1. fıkrasının da yine bu davanın olg-uları ile ilgisi olduğu söylenemez. O da mevcut yasal düzeni anayasal çerçeveye oturtmaktadır. İlk nazarda 1. fıkra, deniz suyunun en yüksek eriştiği nokta ile (High tide), deniz suyunun geri çekildiği en düşük nokta (Low tide) arasında
kalan topra-k parçasına şamildir. (Bak: R.v.Forty Nine Casks of Brandy 1836, 3 Hag. Adm. 257, ve Words and Phareses Judicially Defined, Vol. I 1943 baskı, sayfa 456, 'coast' yani sahil ve kıyı şeridinin tefsiri). Hali ile bu maddenin tefsiri bir dava ile gündeme gel-diğinde Anayasa Mahkemesi Anayasanın 149. maddesinin kendine verdiği yetkiyi kullanarak bunu tefsir edecektir. Anayasanın 38. maddesinin son ve 4. fıkrasının da içeriğinden görüldüğü gibi önümüzdeki dava ile bir ilgisi yoktur.

Önümüzdeki davayı e-n yakın ilgilendiren hüküm 38. maddenin 3. fıkrasıdır. Bu madde de yakından incelendiğinde 100 metrelik kıyı şeridi içerisine herhangi bir tür inşaat yapımını yasakladığı söylenemez; tam tersine inşaat yapılabileceğini ancak kamu yararı ve kent planlarına- uygun olarak yasal düzenlemeler öngörmekte ve bu hususu Yasa'ya bırakmaktadır. Bilindiği gibi iyi yerleşmiş bir prensiptir ki Anayasa yürürlüğe girdiğinde eski mevzuat Anayasa hükümlerine ters olmadıkça yürürlükte kalır. Bu prensip Anayasanın geçici 4. -maddesinde vurgulandığı bir yana, geçmiş Anayasa Mahkemesi kararlarında da birçok kez vurgulanmıştır. (Misal olarak bak: bu konuda ilk verilmiş kararlardan olan
1. Petros Elia of Tymhou, 2. Marulla Petrou of Tymhou, v The Republic of Cyprus, 3RSCC I). A -fortiori, bu meselede 7/5/85 tarihinde yürürlüğe giren Anayasanın (Bak: Resmi Gazete, Ek I, 1985, sayfa 643), tam 4 gün önce yapılan ve yukarıda tafsilatı verilen konuya direk olarak şamil emirnameyi genel kelimeler kullanarak ortadan kaldırdığını düşünmek- yanlış olur. Yasama Meclisi her zaman Yasa yapma hakkına haizdir, hatta bu Yasama Meclisinin görevidir. Ancak yeni Yasa yapılıncaya kadar ve eski Yasa ilga edilinceye kadar, konuya şamil eski mevzuat yürürlüktedir.

Yüksek İdare Mahkemesi ve tüm M-ahkemeler, önündeki bir davayı karara bağlamak için gerektiği takdirde Anayasayı da 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 38. maddesinin verdiği yetkiye istinaden herhangi bir Yasa gibi uygulamada serbesttir ve gerektiğinde bu yapılmaktadır. Buna misal olarak -YİM 47/77 ve YİM/İstinaf 27/87 (D.6/88) sayılı davalar gösterilebilir. Bu durumda Anayasanın 38(3) maddesi ve ona ters düşmeyen eski mevzuat bu davanın olgularına şamildir.

Tüm bu prensiplerin zihinde tutularak ve Anayasanın 38(3) maddesi ile Fasıl -96 tahtında yapılan ve yukarıda teferruatı gösterilen davaya şamil mevzuatı davanın olgularına uyguladığımızda davanın olgularına şamil herhangi bir yasal boşluk olmadığı ve belediye sınırları içinde kalan 100 metrelik kıyı şeridi içerisinde gayrımenkuller- üzerine kısıtlayıcı birtakım sınırlamalar mevcut olmakla birlikte, sırf 100 metrelik kıyı şeridi içerisinde bir bölgenin kalması

nedeni ile inşaat yapılamaz denemez. Bu yasal durum muvacehesinde Davacının davasında haklı olduğu ve talep ettiği emrin ke-ndine verilmesi gerektiği ortadadır.

Kararımıza son vermeden önce bir hususa daha değinmeyi uygun gördük. Benzer bir konu takriben 10 yıl önce (Bak: YİM 86/88 D.9/90) yine Yüksek İdare Mahkemesi önüne gelmiş ve bu husus karara bağlanmış, ve o günd-en sonra konuya şamil mevzuatta herhangi bir tadilât yapılmamış olmasına rağmen, Davalıların Davacıya sırf malı 100 metrelik kıyı şeridi içerisindedir diye inşaat izni vermemesi, Davalılar tarafından en kibar tabiri ile 'dikkatsizlik' olarak nitelendirileb-ilir. İdarenin vatandaşa karşı daha dikkatli davranması gerektiğini burada vurgulamak isteriz.

Netice olarak, Talep Takriri mucibince, 26 Temmuz 1999 tarihinde alınan ve Davacının, Girne Kazasında, Lapta'da, Kayıt No. 676, Varaka/Harita XI/15.E.1.,- Parsel 345/2/1, 344/1, 345/1/1, 347/1/1/1 tahtında kayıtlı taşınmaz malı üzerinde yapmayı tasarladığı çok maksatlı salon ve restorant projesine, sırf 100 metrelik sahil şeridi içerisinde kaldığı için, gerekli inşaat izni vermeyi reddeden Davalıların karar-ının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilir.

Davacının dava masraflarının, duruşma günü olan ve Davacının haklı olduğunun Davalılar tarafından teslim edildiği 6.12.2000 tarihine dek, Davalılar tarafı-ndan





ödenmesine emir verilir. Bunun miktarını Başmukayyit tespit edecektir.





Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



18 Ocak, 2001
-

-


10



-


Full & Egal Universal Law Academy