Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1990 Dava No 22/1990 Karar Tarihi 07.06.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1990 Dava No 22/1990 Karar Tarihi 07.06.1990
Numara: 95/1990
Dava No: 22/1990
Taraflar: Mehmet Emin Özsuer ile Güv. Kuv. Kom. Vd
Konu: Mücahitlik terhis belgesi istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 07.06.1990

-D.22/90 YİM 95/90

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Salih S. Dayıoğlu huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Mehmet Emin Özsuer (-Askeri Yargıç) Güvenlik Kuvvetleri
Mahkemesi, Lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: 1. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı.
2. KKTC Başsavcılığı ve/veya G.K.K. Askeri Savcılığı, Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Kıvanç M. Riza
Müstedaaleyhler namına: Yaşar Boran



Yasa Maddesi: 1970 Kıbrıs Türk Toplumu Silahlı Kuvvetleri Mücahitlik Tüzüğünün 6. maddesi, 14/80 sayılı A-skerlik Yasasının geçici 1. maddesi, 23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silaâhlı Kuvvetleri Yasası madde 23(a)(b)(c), 1977 Kıbrıs Türk Toplumu, 1949 Doğumlu ve Daha Yaşlı Mükelleflerin Mücahitliklerini Tanzim Eden (değişiklik) Tüzüğünün 2(e) maddesi, Resmi Gazete sa-yı 29, Ek III, 6.11.1970 tarih, A.E.71 Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47. maddesi.

İstemin Özeti: Müstedaaleyhin Müstediye muvazzaf askerlik temel eğitimi için Güvenlik Kuvvetleri er eğitimi tabur komutanlığında hazır bulunmasını öngören karar ve/veya e-mrinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 1968'de Türiyeye kendi imkanları ile gitmek isteyen Müstediye, iki yıllık mücahitliği olmadığı için burs verilmedi fakat kendi imkanları ile gidebilmes-i için 1 ay 16 gün mücahitlik yapmış olmasına rağmen terhis edildi. 1973'de Kıbrısa dönen Müstedi, avukatlık yaptıktan sonra yargıç olarak atandı. Küçük boyda mücahitlik kartı almak isteyen ve Müstedaaleyhe müracaat eden Müstediye, bir ay 16 gün askerlik y-aptığına dair mücahitlik terhis belgesi veren Müstedaaleyh, daha sonra bunun yanlışlıkla verildiğini bildirerek iadesini istedi. Müstedinin iade etmeği reddetmesi üzerine eksik mücahitlik hızmetinin tamamlanması için eğitim taburuna celb edilmesine karar v-erilerek Müstediye başvuru konusu yazı gönderildi.

SONUÇ: 14/80 sayılı Askerlik Yasasının geçici 1. maddesine göre 1949 ve daha yaşlı doğumluların bu madde uyarınca bir ay süreli temel eğitime tabi tutulacağı açıktır. Müstedi 2 yıl olan muvazzaf ödevini y-erine getirmediğine ve "1977 Kıbrıs Türk Toplumu 1947 Doğumlu ve Daha Yaşlı Mükelleflerin Mücahitliğini Tanzim Eden (Değişiklik) Tüzüğü"nün 2(e) maddesi uyarınca ona terhis belgesi verilmesi olanaksız olduğuna göre, Müstedi başvurusunda başarılı olamamıştı-r.
Başvuru reddolunur.


Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihalar:
YİM 171/89 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt 1, sayfa 552-555.



H Ü K Ü M

-B-aşvuruda olgular büyük ölçüde taraflar arasında ihtilâf konusu değildir. İhtilâf konusu olmayan olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

1949 doğumlu olan müstedi, 1 Eylül 1968'de, mücahitliğe başladı. Ekim 1968'de 1965/66 ders yılı mezunu olup iki yıllı-k mücahitlik hizmetini yapan mücahitlerin burslu olarak Türkiye'ye gitmelerine zamanın ilgilileri izin verdi. Müstedi de Türkiye'ye gitmek istedi ancak iki yıllık mücahitliği olmadığı için burslu olarak gönderilenler arasına katılamadı. Bununla beraber müs-tediye kendi imkânlarıyle Türkiye'ye gidebileceği bildirildi. Bunun üzerine müstedi kendi imkânlarıyle yüksek tahsile gideceğini bildirerek terhis edilmesini istedi. İstemi kabul edilen müstedi, "kendi imkânlarıyle" yüksek tahsile gidebilmesi için 17 Ekim -1968'de terhis edildi. Terhis edildiği zaman müstediye büyük boyda bir mücahitlik terhis belgesi verildi.

Müstedi Şubat 1973'de mezun olup Kıbrıs'a avdet etti. Bir süre avukatlık yapan müstedi, 1978'de Kaza Mahkemesi Yargıcı, Ocak 1988'den itibaren de Gü-venlik Kuvvetleri Askeri Mahkemesi Yargıcı olarak atandı.

Müstedi 3.4.1979'dan sonra Kıbrıs'tan altı kez çıkış yaptı. Her defasında müstedi ilk zamanlar Muhaceretten ve daha sonra da Güvenllik Kuvvetlerine bağlı Asal Şube sorumlusundan yazılı izin belges-i aldı. Müstedi 1979 yılından önce 29.3.1977 tarihinde de Kıbrıs'tan çıkış yaptı. Müstedinin sadece bu çıkışında - şayet 1977 de gerekiyorsaydı çıkış izni belgesi aldığı gözükme-mektedir.

Küçük boyda mücahitlik kimlik kartı elde etmek için, müstedi, 27.4-.1988 tarihinde yazılı bir müracaatta bulundu. Müstediye, mücahitliğe 1.9.1968'de başladığını ve 17.10.1968'de terhis edildiğini yani toplam 1 ay 16 gün mücahitlik yaptığını gösterir bir mücahitlik kimlik kartı 22.5.1988'de verildi. Bu kartın üzerine ise "-14/80 sayılı Askerlik Yasasının geçici 1. madde kapsamındadır" şerhi konuldu.

Tam tarihi belli olmayan, ancak 1989 içerisinde müstedaaleyhlerce yapılan araştırmada, müstediye mücahitlik kimlik kartı düzenlenirken yukarıda sözü edilen mücahitlik kimlik ka-rtının hatalı olarak verildiği farkedildi ve gerekli düzenlemenin yapılması için Asal Şube Müdürü müstediyi görüp ondan mücahitlik kartını geri istedi. Tanıklık yapan Şube Müdürüne göre, müstedi mücahitlik kimlik kartını vermeği reddetti. Bunun üzerine müs-tedaaleyh, müstediye 17 Ekim 1989 tarihli bir yazı gönderip mücahitlik kimlik kartının sehven yazıldığı ve gerekli düzeltmenin yapılabilmesi için kartın ivedilikle Asal Şube Müdürlüğüne teslim edilmesini istedi. Müstedi bu çağrıya icabet etmedi ve YİM 171/-89 sayılı başvuruyu dosyaladı.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, müstediye yazdığı 11.5.1990 tarihli bir yazıda özetle 1 ay 16 gün mücahitlik yaptığı, mücahitlik kimlik kartını talep edildiği halde Asal Şubeye getirmediği, 14/80 sayılı Yasanın geçici 1. m-addesi gereğince eksik mücahitlik hizmeti bulunduğunu da ifade ederek, bir aylık temel eğitimini yapmak üzere 14.5.1990 tarihinde Eğitim Tabur Komutanlığında hazır bulunmaya çağırdı. Bu yazı ile müstediye bir de celp pusulası gönderildi. Bunun üzerine müst-edi bu başvuruyu dosyaladı ve,

"11.5.90 tarihinde müstediye tebliğ olunan ve müstedaaleyhlerce alınan 11.5.90 tarih ve ASAL 4000-205-90/309 sayılı yazı ve/veya karar ile müstedaaleyhin ASAL 4000-811-89-840 sayılı emri uyarınca müstediyi askere celb eden -yazı ve/veya kararı ile buna ekli 11.5.1990 tarihli celp pusulası ve/veya celp pusulası ile müstedinin muvazzaf askerlik temel eğitimi için 14.5.1990 tarihinde Güvenlik Kuvvetleri er eğitim tabur komutanlığı (Gülseren-Magosa)'da hazır bulunmasını"

öngören- karar ve/veya emrinin hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi.

Başvurunun duruşmasında taraflar birer tanık celbettiler. Bu tanıkların şahadeti başvurunun bir neticeye vardırılmasında kayda değer önem arzetmediğ-i cihetle, bu şahadetler üzerinde sadece gereksinme duymam halinde duracağım.

Başvuruda müstedi iddialarını esas itibarıyle iki nokta üzerinde teksif etti. Bunlar özetle şöyledir:

Müstedi mücahitlik konusunda zamanın tek otoritesi olan Bayrak--tar-lığın emri ile 1 ay 16 gün mücahitlikten sonra terhis edilmiştir. Bu terhis, şartlı veya geçici bir terhis değildir. Kısa olan süreye bakılmaksızın, 1968 yılında verilen bu terhis belgesi ile müstedi, 1968 de herhangi bir süre ile sınırlı olmayan mücahitli-ğini tamamlamış oldu.

Yukarıda (a) altında özetlenenlere halel gelmeksizin, müstedinin 25.3.1977'de Resmi Gazete sayı 16 Ek III A. 47 altında yayınlanan 1977 Kıbrıs Türk Toplumu, 1949 Doğumlu ve Daha Yaşlı Mükellef- lerin Mücahitliklerini Tanzim Eden (Değ-işiklik) Tüzüğünün 2(e) maddesi kapsamında mütalâa edilmesi gerekir. Bunun yapılması halinde müstedi bir aydan fazla mücahitlik yaptığına göre terhis belgesi almaya hak kazanmıştır.

-Müstedaaleyhi temsil eden Başsavcılığın görüşü ise tamamen farklı olup şöyle özetlenebilir:
-
Müstedi yüksek tahsile gitmek için terhis edilmiştir. Bu terhis müstedinin tüm mücahitlik yükümlülüklerini yerine getirdiği anlamına gelmez.

Gerek 23/70 sayılı Askerlik Yasası ve gerekse bu yasaya uygun olarak çıkarılan muhtelif tüzükler müstedinin asker-i yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve ona verilen mücahitlik kimlik kartının sehven düzenlendiğini göstermektedir.

-Gerek müstedi ve gerekse müstedaaleyh tarafından ileri sürülen iddiaları hep birlikte ele alıp bir sonuca varmayı uygun buldum.
-
5.6.1970 tarihinde yürürlüğe giren 23/70 sayılı Kıbrıs Türk Silahlı Kuvvetleri Yasasından önce mücahitlerin görev süreleri, terhisleri veya görevlerinin tecili ile ilgili olarak, yazılı mevzuatın bulunmadığı taraflar arasında kabul edilen bir olgudur. Ma-hkemeye serdedilen şahadetten, bu gibi hususların düzenlenmesi zamanın Bayraktarlığı tarafından emir veya genelgelerle yapılmakta idi. Özellikle 1960'lı yıllarda Kıbrıs Türk Halkının geçirdiği zor dönem ve koşullar dikkate alındığında bu uygulamayı anlayış-la karşılamamak mümkün değildir. Bu dönemde mücahitliğe alınma veya mücahitlikten serbest bırakılma tamamen Bayraktarlığın takdirine kalmış bir husustu. Kıbrıs Türk halkının o dönemde vermek zorunda bırakıldığı ulusal kavganın daha ne kadar süreceği belli -olmadığı için özellikle yüksek tahsile gideceklere fırsat verilmesi düşünüldü. İşte o zaman mücahitliğin en az iki yıl olarak yapılması benimsendi ve uygulamaya başlandı. Öte yandan müstedi gibi iki yıl mücahitlik yapmayan kişiler kendi imkânlarıyla yüksek- tahsile gidebiliyor ve bu maksat için terhis edilebiliyorlardı. Daha sonra geçirilen 23/70 sayılı Askerlik Yasası ve sair mevzuat iki yıl olarak benimsenen ve uygulanan mücahitlik süresini aynen korudu. Bu safhada müstedi tarafından da ileri sürülen şu so-runla karşılaşırız; İki yıllık mücahitliğini yapmadan kendi imkânlarıyle yüksek tahsile gidebilmek için terhis edilen Müstedi -veya onun durumunda olan diğerleri- terhis açısından mücahitliğini iki yıl olarak yapmış olanlar gibi telâkki edilebilirler mi? Ç-ok uygunsuz koşullarda bir ölüm kalım savaşı vermek zorunda bırakıldığımız 1963 sonrası yıllarda herkesin mücaitlik yaptığını ve bu kutsal görevin halkın her ferdi tarafından mümkün olduğu nisbette eşit koşullar altında yapıldığı veya yapılmasına çalışıldı-ğı alenen bilinen ve bu mahkemenin adli ihbar olarak aldığı bir husustur. İstisna veya haklı nedenler dışında bu safhada yapılan uygulama herkese ayni olmuştur. 1968 yılında da bir öğrencinin burslu olarak yüksek öğrenime başlaması iki yıllık mücahitliğini- yapma koşuluna bağlanmıştır. İki yıldan az bir süre için mücahitlik yapan birisi kendi imkânlarıyle yüksek öğrenime gitmeye hak kazanırken ulusal askerlik görevinden de, diğer mücahitlerden ayrı olarak ilelebet muaf tutulacağının öngörüldüğünü söylemek; a-çık ve seçik mevzuat veya şahadet yokluğunda, kanımca yukarıda temas ettiğim eşitlik ilkesine de ters düştüğü için, mümkün değildir. Bunun aksini düşünmek maddi imkânı olan kişilerin yüksek tahsil nedenini ileri sürerek terhis edilmeyi sağlamak ve bu şekil-de bir daha ulusal görevini yapmamak anlamına gelir. Unutulmaması gerekir ki, müstedinin "terhis" edildiği dönem Kıbrıs Türk Halkının verdiği ulusal kavganın çok önemli bir dönemi idi ve daha sonra gerçekleşen Mutlu Barış Harekâtının emareleri henüz ufukta- bile yoktu. Hal böyle olduğuna göre, sırf yüksek tahsile gidebilmek için sadece 1 ½ ay olan mücahitlik hizmetini -ki bu süre 1-2 gün de olabilirdi- iki yıl veya daha fazla mücahitlik hizmeti ile ayni sayıp müstediye verilen terhis belgesini normal bir ter-his belgesi saymak mümkün değildir.

1 ½ aylık hizmete bakılmaksızın, müstediye verilen terhis belgesinin, verildiği zaman, mücahitliğini tamemen yaptığı anlamına gelse bile daha sonra çıkarılan mevzuatın bu süreyi iki yıla çıkardığı görülecektir. Şöyle k-i; mecburi mücahitlik görevi ile ilgili olarak 23/70 sayılı Yasanın 3. maddesinin (a)(b) ve (c) fıkraları aynen şöyledir:

"3. a. 18 yaşına basmış Kıbrıs Türk Cemaatına mensup her Türk, mücahitlik görevi yapmak mecburiyetindedir. Gönüllü olarak müracaat e-denler için bu yaş haddi 17 olarak kabul edilebilir.

b. Mücahitlik görevi azami iki sene sürer ve 50 yaşını tamamlayıncaya kadar devam edilir. Ancak, bu süre şartlar ve ihtiyaçlara göre teşkilâtın teklifi üzerine gerekli istişarelerden sonr-a Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi Yürütme Kurulunca azaltılabilir.

21 Aralık 1963'den bu yana mücahitlik görevi yapmamış olan veya 2 seneden az mücahitlik görevi yapan Kıbrıs Türk Cemaatına mensup Türkler mücahitlik görevlerini, bu kurala tabi olmak ve genç -yaşlardan başlamak üzere Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi Yürütme Kurulu'nun görevlendireceği makamalar tarafından yapılacak çağrıya ve direktifle uyarak ifa etmek veya tamamlamak mecburiyetindedirler.

......."

-Yukarıdaki maddenin içeriğine göre Kıbrıs Türk Cemaatı mensubu olup da 18 yaşına basmış her Türk iki yıllık mücahitlik görevini yapmak yüküm-lülüğündedir.
-
20 sayılı Resmi Gazetenin Ek III'ünde 27.8.1970 tarih ve AE 62 altında yayımlanan 1970 Kıbrıs Türk Toplumu Silahlı Kuvvetleri Mücahitlik Tüzüğünün 6. maddesi de ayni mahiyette olup aynen şöyledir:

"6. Mücahitlik mükellefiyeti bir kimsenin 18 yaşına bas-tığı senenin Ocak aynının 1'inci günü başlayıp 50 yaşına girdiği senenin Ocak ayının 1.inci günü bitmek üzere 32 senedir. Gönüllü olarak müracaat edenler için bu yaş 17 olarak kabul edilir."

Daha sonra 29 sayılı Resmi Gazetenin EK III'ünde 6.11.1970 tari-hinde AE 71 tahtında yayımlanan ancak 5.9.1970 tarihinde yürürlüğe konan Mücahit Celp ve Sevk Talimatının 47. maddesi kendi imkânlarıyle yüksek tahsile gidenlerden tahsilini tamamlayarak dönenlere eksik kalan hizmetlerinin tamamlattırılmasını öngörür. Bu m-adde de aynen şöyledir:

"47. Kendi imk-ânları- ile yüksek tahsile gidenlerden tahsilini tamam---lıyarak KIBRIS'a dönenlere eksik kalan hizmetleri tamamlattırılır."

Yukarıda yapılan alıntıdan da açıklıkla görülebileceği gibi, bir an için müstedinin 1 ay -16 günlük mücahitlik hizmeti do-l-ayısıyle ger-çek- anlamda terhis edildiği kabul e-dilse dahi, bu sürenin artık iki yıla çıktığı ve yasa ile tüzüklerin geçmesiyle müstedinin eksik olan mücahitliğinin tamamlanması gerekmektedir. Müstedinin zamanında terhis edildiği ve bu işlem onun için artık bir müktesep hak olduğu görüşü ve iddiası geçe-rli olamaz me-ğer ki, mücahitliği iki yıla çı-k-a-ran mevzuat böyle bir muktesep hakkı açık seçik bir şekilde öngörmüş olsun. Sıddık Sami Onar'ın İdare Hukukunun Umumi Esasları isimli eserinin 1. cildinin 552. sayfasında kaide - tasarruflarındaki değişikliklerin huku-k-i durumlara etkisi konusunda şöyle denmektedir:

"Teşrii veya tanzimi tasarruf ş-ek-l-i-nde görünen yani anayasa, kanun, nizamname, talimatname, kararname veya bu mahiyette olan şartname gibi kaide-tasarruflar daima kaldırılabilir veya değiştirilebilirler. Bu da bunları ilga veya fesih veyahut tâdil eden yeni bir teşrii veya tanzimi tasarrufl-a vâki olur.

Objektif hukuk âleminde vâki olacak bu değişikliğin, bu kaide-tasarrufların doğurmuş olduğu objektif ve umumi hukuki duruma tesir edeceği, ileride doğacak hükümleri kaldıracağı ve mevcut durumlarda da nihayet vereceği malûmdur. Objektif kaid-elerin ve onlardan doğan umumi hukuki durumların mahiyetlerinden çıkan bu netice o kadar mutlaktır ki bunların devamları için bir müddet tayin edilmiş olması, malûm ve muvakkat bir zaman için tâdil edilmiyeceklerine dair bir hüküm mevcut bulunması teşri ve-ya tanzim salâhiyetini haiz organları bu değiştirme kudretleri üzerinde hiç bir tesir husule getirmez. Zaman ve mekân ihtiyaçlarından doğan ve o zaman ve mekânın kıymet hüküm-lerine tabi olan objektif kaidenin değişmezliğine dair olan hiç bir hüküm, kayıt -ve şartın kıymeti yoktur. Bu gibi kayıt ve şartlara reğmen kaide-tasarruf değişebilir ve buna tâbi olan umumi hukuki durumlar da aynı surette değişirler. Esasen, yukarıda söylediğimiz gibi, mücerret ve umumi hukuki durumların en esaslı karakteri bunların d-aima değişe-bilmesi ve bu değişikliğin de herkese karşı dermeyan olunabilmesidir.

Bir kaide-tasarrufun fesih veya ilga veya tâdil edilmesinin evvelce doğan hükümlerine tesir etmemesi icap eder. Binaenaleyh bu kaidenin doğurmuş olduğu umumi hukuki durumun- verdiği salâhiyete dayanılarak yapılmış tasarruflar ve bunlardan doğan diğer umumi veya müşahhas veyahut ferdi durumlar ve husule gelen neticeler muteber kalmak lâzım gelir.

Ancak bu kaidenin tatbiki bazı güçlükler ve meseleler doğu-rabilir. Bilhassa de-ğişikliğin tesir sahasını tayin etmek bazı hallerde ehemiyet kesbeder."

Aynı eserin 55. sayfasında ise konumuzu tamamıyle kapsamı içine alan kısmında aynen şöyle denmektedir:

"2. Askerlik statüsünün değimesi. Yeni bir kanun askerlik müddetini, fiili hiz-met şartlarını değiştirmiş bulunursa bu yeni hükümler askerlik müddetini bitirmiş veya fiili hizmetini görmüş olanlara da tesir eder. Binaenaleyh bunların tekrar askerlik mükellefiyetine tabi olmaları fiili hizmetlerini yeni şartlar dahilinde ifa etmeleri -lâzım gelir. Çünkü ferdin askerlik durumu da objektif ve umumi bir hukuki durumdur. Bu durumun hükümleri tatbik edildiği günde bu vaziyette bulunan h-e-r fert hakkında umumi ve müsavi bir şekilde tatbik edilir. Eğer yeni kanun eski durumları muhafaza etmek istiyorsa, yukarıda söylediğimiz gibi bu husu-s-ta sarih bir hüküm koyması icap eder. Bu takdirde bu istisnai durumlar eski statünün devamından değil, yeni statünün istisani hükümerinden doğmuş olur."

Yukarıdaki alıntıdan görülüyor ki mücahitliğini ifa edip terhis edilmiş bir kişi, sürenin yükseltilme-si halinde eksik süreyi tamamlamakla mükelleftir. Meğer ki, yukarıda da değindiğim gibi, sonradan belirlenen süreden az hizmet yapıp da terhis edilenlerin eksik sürelerini tamamlamalarına gerek olmadığı mevzuatını açıklıkla düzenlemiş olsun. Önümüzdeki mes-elede eksik sürenin tamamlanma-sına gerek olmadığı doğrultusunda- yasal bir düzenleme ol-m-a-dığı bir yana, bunun tam aksine, böyle bir eksikliğin, tahsil dönüşü tamamlattırılacağı öngrülmektedir.

9 sayılı Resmi Gazetenin Ek III'ünde 28.4.1972 tarihinde AE 25 tahtında yayımlanan "1977 Kıbrıs Türk Toplumu, 1949 Doğumlu ve Daha Yaşlı Mükelleflerin- Mücahitliklerini Tanzim Eden Tüzük"te, 1949 doğumlu ve daha yaşlı mükellef mücahitlerin özetle mücahitliklerini 4 ay için belirli zamanlarda yapabilecekleri düzenlendi. Bu düzenleme daha sonra değişik tarihlerde muhtelif tüzüklerle değiştirldi. (Gör 13 sa-yılı ve 20.6.1972 tarihli Resmi Gazete Ek III AE 38 ve 25 sayı ve 30 Kasım 1972 tarihli Resmi Gazete Ek III AE 85.)

Müstedi Kıbrıs'a Şubat 1973'de geldiği zaman kendisine uygulanacak mevzuat -1949 doğumlu olduğu için- yukarıda iktibas edilen mevzuat idi.- Ne var ki şu veya bu nedenle müstedi eksik olan mücahitliğini hukuken tamam-lamadı. Bu arada 16 sayılı ve 25.3.1977 tarihli Resmi Gazetenin Ek III'ünde AE 47 tahtında yayımlanan değişiklik Tüzüğü ile esas tüzük olan 28.4.1972 tarihli tüzük değiştirildi. B-u değişiklikle 1949 doğumlu ve daha yaşlı mükelleflerin 28.4.1972 tarihli esas tüzük altında mükellef mücahitliklerini hiç yapmamış olanlar bir aylık temel eğitime tabi tutulmalarını öngördü. Bu tüzük kapsamına girip de mücahitliklerini bir aydan fazla yap-anlara terhis belgesinin verilmesini öngörmektedir. Bu tüzüğün ilgi 2(e) maddesi aynen şöyledir:

"-(e). E-sas Tüzükte aksine kural bulunmasına bakılmaksızın Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, esas tüzük kapsamına girip de esas tüzük gereğ-i-nce mükellef müchitliklerini bir aydan fazla yapmış olan kişilerden bu hizmet sürelerinin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Merkez Şube Müdürlüğü kayıtlarında bulunanlara, 1949 doğumlu ve daha yaşlı mükellefler için öngörülen süre sonunda terhis belgesi veri-lir."

Müstedinin yaptığı 1 aylık 16 günlük mücahitlik 1968 de yapıldığına göre bu hizmetin esas tüzük altında yapılan hizmet olmadığı ve dolayısıyle onun bundan yararlanamayacağı açıktır. Bu bir yana, müstedi 1977 değişiklik tüzüğünden yararlanmak üzere -ilgililere müracaat dahi etmedi.

Son olarak 13.5.1980 tarihli 14/80 sayılı Askerlik Yasası yürürlüğe girdi. Bu yasanın 1949 doğumlu ve daha yaşlı yükümlüler için geçici 1. maddesi aynen şöyledir:

"1. (1) 1949 doğumlu ve daha yaşlı yükümlülerden muvazaff-lık ödevini yerine getirmeyenler, askere alınarak bir ay süreli temel eğitime tabi tutulurlar.

(2) Bu eğitimi eksiksiz ve kusursuz tamamlayanlara temel eğitimi tamamladıklarına dair bir belge verilir ve serbest bırakılırlar. Ancak temel eğitime başla-nılan zamanda muvazzaflık ödevi için öngörülen süre kadar süre geçmedikçe bunlara terhis belgesi verilmez ve bu süre esnasında herhangi bir zamanda hizmete çağrılabilirler."

Yukarıda alıntısı yapılan maddenin içeriği uyarınca 1949 doğumlu ve daha yaşlı o-lup da muvazzaflık ödevini yerine getirmeyenler bir ay süreli temel eğitime tabi tutulur ve bir aydan s-onra serbest bır-a-k-ılır. Ancak iki yıl geçmedikten sonra ona terhis belgesi verilmez. Müstedi iki yıl olan muvazzaflık ödevini yerine getirmediğine ve 25.3.1977 tarihinde AE 47 tahtında yayınlanan 1977 Kıbrıs- Türk Toplumu, 1949 Doğumlu ve Daha Y-aşlı Mükelleflerin Mücahitliğini Tanzim Eden (Değişiklik) Tüzüğünün 2(e) maddesi uyarınca ona terhis belgesi verilmesinin de olanaksız olduğuna göre, onun 14/80 sayılı Askerlik Yasasının Geçici 1. maddesi kapsamında mütalâa edilerek bu madde uyarınca bir a-y süreli temel eğitime tabi tutulacağı açıktır. Müstedaaleyhin bundan hareketle müstediye gönderdiği ve başvuru konusu edilen kararında herhangi bir hata görülmemektedir.

Yukarıda belirtilenler ışığında müstedi başvurusunda başarılı olmamıştır.

Sonuç o-larak başvuru reddolunur.


(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç

7 Haziran 1990

-


-196-



-


Full & Egal Universal Law Academy