Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1981 Dava No 6/1984 Karar Tarihi 09.03.1984
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 95/1981 Dava No 6/1984 Karar Tarihi 09.03.1984
Numara: 95/1981
Dava No: 6/1984
Taraflar: Hurşit Enver ile Gazi Mağusa İskân Şube Müdürü
Konu: Tahsis iptali – Yapılan hata işlemin esasını etkileyici nitelikte değilse verilen karar iptal edilmez.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.03.1984

-D.6/84 YİM 95/81 Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Anayasanın 118. Maddesi hakkında.

Müstedi: Hurşit Enver, Gazi Mağusa.

ile -

Müsted-aaleyh: Gazi Mağusa İskân Şube Müdürü ve/veya İmar
İskân Bakanlığı vasıtasıyle KTFD.

Arasında.

Müstedi namına: İlkay Hİkmet.
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan.



Yasa Maddesi 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal -Yasasının 29(1) ve (3). maddeleri. 41/77 sayılı Yasanın 27/82 sayılı tadil yasasından önceki şekli ile 38(2) maddesi ve 27/82 sayılı yasa ile değiştirilmiş şekli ile 41/77 sayılı Yasanın 38(2) maddesinin 1. paragrafı ve İnceleme ve Dağıtım Tüzüğünün 14. ma-ddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin adına tahsisli evin tahsisinin iptâli ile ilgili Müstedaaleyh kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangibir sonuç vermeyeceğine ilişkin karar verilmesi istemi.

OLAY: 1974 olayları sırasında kirada oturduğu- konutuna bomba isabet eden Müstedi yetkililerce başka bir eve yerleştirildi. Bilahare baldızı ile arsa satın alan ve biri zemin katta diğeri birinci katta ev inşa eden Müstedi ve baldızı koçan alamadıkları için 1/2 oranında evler üzerinde hak sahibi oldul-ar. Her ikisi de evlerini kiraya verdiler. İnceleme ve Dağıtırrı Komisyonu önerisi ve Bakanlık onayı ile adına tahsisli evi iki hane ev üzerinde 1/2 hisse sahibi olması ve hak sahibi olmaması nedeni ile iptal edilen müstedi, işhu başvuruyu dosyaladı.

SONU-Ç: Müstedi tarafından ileri sürülen iptidai itirazda, kendisine gönderilen yazının şeklen hatalı olduğu nedeni ile iptal kararının iptali istendi. Tebliğ yöntemine uyulmaması başvuru konusu karar açısından basit önemsiz ve istemin esasını etkileyici niteli-kte değildir. Bu nedenle iptidai itiraz reddolunur. Başvurunun esasında ise, Müstedinin Yasanın 38(2) maddesinde herhangi bir konutun bu Yasanın kurallarına aykırı olarak işgal edilmesi halinde konutla ilgili tahsisin iptal edilmesini öngörür. Hak sahibi a-çısından da Yasanın 3. maddesi kapsamında bir hak sahibi olmadığı açıktır.

Başvuru reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1-YİM 18/77 sayılı Ahmet Hüseyin Soyer ile Amme Hizmeti Komisyonu arasındaki Yüksek İdare Mahkemesi kararı.



HÜKÜM

Sa-lih S. Dayıoğlu: İşbu başvuru ile müstedi, Gazi Mağusa İskân Şube Müdürü tarafından gönderilen 3.2.1981 tarihli yazıda Gazi Mağusada Boğaziçi Sokak No.BA'da ikamet ettiği evin tahsisinin 29.1.1981 tarihli bir kararla iptal edildiğini duyuran yazının tamame-n hükmsüz ve etkisiz olduğu ve herhangi bir sonuç veremeyeceği doğrultusunda bir karar verilmesi isteminde bulundu.

Başvuruya dayanıklık eden olguların büyük bir kısmı taraflar arasında ihtilaf konusudur. Bu bakımdan başvuruyu ilkin olgular açısından ince-lemeyi ve bu babta sırası geldiği zaman bulguda bulunmayı uygun gördük.

Müstedi aslen Mağusa Kazasına bağlı Yeşilköylü olup göçmen olmadığı gibi eşdeğer mal açısından da hak sahibi değildir. 1974 Barış harekâtı esnasında ailesi ile birlikte Gazi Mağusada -kiralık bir evde ikamet ediyordu. Barış Harekâtında müstedinin ikamet ettiği eve bir bomba isabet etti ve oturulmaz hale geldi. Bunun üzerine müstediden bu evin boşaltılması istendi ve ona başvuru konusu ev tahsis edildi. Müstedi de kirasında tuttuğu evi b-oşalttı ve başvuru konusu eve takriben 1974 sonarına doğru yerleşti. Müstedi, kendisine bu ev için bir tahsis belgesi verilmediğini iddia etmişse de böyle bir tahsis belgesi bulunup Mahkemeye ibraz edilmedi. Ancak müstedinin konu eve keyfi bir şekilde girm-ediğini, bu evin ona zamanın ilgililerince gösterildiği ve onların izni ile bu eve yerleştiğini bir gerçek olarak kabul ederiz. Müstedi barış Harekâtı nedeniyle mücahitliğe çağrıldı ve 4.3.1975 tarihinde terhis edildi.

1974'ten önce müstedi ve baldızı müş-tereken Gazi Mağusada bir arsa satın almışlardı. tüstedi ve baldızı müştereken bu arsa üzerine biri zeı-ıin katta, öteki de birinci katta olmak üzere iki ev yaptılar. İnşaat 1979'da başladı ve 1980'de bitti. Bu iki evin birisini müstedi, ötekini de baldı-zı ayrı ayrı kiraya verdiler ve kira gelirlerini de ayrı ayrı aldılar ancak her ev için ayrı birer koçan alamadıkları için her ikisi de iki evde 1/2'şer hisseye sahiptirler.

Müstedi ayrıca 1978 senesinden beri tekstilcilik yapmakta ve bir dizel Mercedes ç-alıştırmaktadır. Kendi şahadetine göre 1981 yılında
aylık net kazancı 15.000-2O.OOOTL. arasında değişirdi. Müstedi kendisine ait haneyi ayda ilkin l0,000TL, Kasım 1982'den sonra da 15,000 TL'ye kiraladı. Şahadete göre müstedinin 31.12.1982 tarihi itibarıyl-e 1.153,989TL. borcu bulunmaktadır.

29.1.1981 tarihinde İnceleme ve Dağıtım Komisyonunun önerisi üzerine zamanın İçişleri ve İskân Bakanı konu evin tahsisini müstedinin isminden iptal etti. Gerekçe olarak da müstedinin daha önce anılan iki hane üzerinde 1-/2'şer hissesi bulunduğu ve konut açısından hak sahibi olmadığı gösterildi. Başvuru bu iptal kararına karşı yapılmıştır.

Başvurunun duruşması esnasında müstedi, (1) 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal yasasının 3. maddesinde yer alan
"Hak sa-hibi" tefsirinin (b) paragrafının "Kıbrıs Türk Federe Devleti bölgesinde kendisinin, eşinin veya velâyeti altındaki çocuklarının ayrı ayrı veya birlikte toplam yarı hisseden fazla koçanlı konutu bulunmayanlar veya yukarıda sıralanan aile fertlerinden herha-ngi birinin sağlık koşullarına ve oturulmaya uygun konutu olmayan" kısmının;

(2) 41/77 sayılı Yasanın 29(1) ve (3). maddelerinin;

(3)41/77 sayılı Yasanın 27/82 sayılı tadil yasasından önceki şekli ile 38(2) maddesinin; ve

(4) 27/82 sayılı Yasa ile deği-ştirlmiş şekli ile 41/77 sayılı Yasanın 38(2) maddesinin l. paragrafının

Anayasarıın Başlangıç Kısmına ve 1, 5, 7, 9(1) ve 39. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü ve bu hususta karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine havale isteminde bulundu. İstem ü-zerine ve anılan havale konusu maddelerin başvurunun bir sonuca bağlanmasında etkisi olabileceği gerçeği karşısında, mesele Anayasa Mahkemesine havale edildi.

23.11.1983 tarihinde kararını veren Anayasa Mahkemesi havalede konu edilen Yasa maddelerinin Ana-yasanın ilgili maddelerine aykırı olmadıklarına bazı yargıçların değişik gerekçeleriyle ve oybirliği ile karar verdi.

Başvurunun duruşması esnasında müstedi ilkin bir iptidai itirazda bulundu. Bu itirazında müstedi, alınan kararın; (a) 1978 İnceleme ve Da-ğıtım Komisyonu Tüzüğünün (R.G. sayısı 30, Ek. III, sayı 83, tarih:l4.4.78) 14. maddesinde belirtilenlere aykırı olarak müstediye İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünce bildirilmediği; (b) gönderilen yazıda konutun tahliy-esinin bir ay içinde yapılmasının istenmediği gerekçesine binaen gönderilen yazının şeklen hatalı olduğunu ve bu bakımdan iptal kararının da geçersiz olduğunu ileri sürdü. Mahkeme o safhada, iptidai itiraz için kararını başvurunun duruşmasının sonunda verm-eği uygun gördü. Dolayısıyle ilkin bu konudaki görüşümüzü açıklamakta yarar vardır.


Olgu olarak iptal kararını müstediye bildiren 3.2.1981 tarihli yazı, Hukuk İşleri Amirliğince değil de, Gazi Mağusa İskân Şube Mü- dürü tarafından gönderildiği ve bu yazı-da konu evin bir ay içerisinde tahliye edilmesinin istenmediği doğrudur. 1978 İnceleme ve Dağıtım Komisyonu Tüzüğünün 14. maddesinin ilgi kısmı ise şöyledir:

"14. (1). . . . . . . . .
(2). . . . . . . . .
(3). . . . . . . . .
(4). . . . . .- . . .


Tahsisler Komisyonun önerisi ve ilgili Bakanın kararı ile iptal
edilir. Bu durum ilgiliye iskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü Hukuk İşleri Şube amirliğince yazılı olarak tebliğ edilerek söz konusu kayanğın en geç 1 ay içinde tahliyesi isteni-r."

Yukarıda özetlenen olgulardan iptal işleminin kendisinde bir kusur olmadığı diğer bir deyimle iptal kararının İnceleme Dağıtım Komisyonunun önerisi ile ilgili Bakan tarafından alındığı açıktır. Şayet ortada bir sakatlık varsa, o da iptal kararının alı-nışının değil de bu kararın müstediye tebliğine ilişkindir. Halbuki başvurunun istem kısmına bakıldığında, iptali istenen husus iptal kararinın tebliği ile ilgili işlem değil de iptal kararının ta kendisidir. Fakat bu bir yana tüzükle belirlenen usule yuka-rıda özeti verilen iki hususta uyulmaması, kararın veya işlemin sair mevzuat açısından sıhhatlı olması halinde, böyle bir karar veya işlemi sakat kılıp kılmadığını incelemeyi uygun bulduk. YİM 18/77 Ahmet Hüse in So er ile Amme Hizmeti Komisyonu başvurusun-da Tüzük veya Yönetme ıkte belirlenen yönteme ilişkin kurallara uyulup uyulmaması konusu incelenmişti. Başvurunun 2 ve 3. sayfalarında Mahkeme bu hususta şunları söylemişti:

"idari Hukukta herhangi bir işlem yapmağa yetkili bir organın yetkileri ve takip -edeceği usul genellikle bir yasa, tüzük veya yönetmelikle düzenlenir. Takip edilecek usul, yasa, tüzük veya yönetmelikle belirlenmediği hallerde genel hukuk ilkeleri ve doğal adalet ilkeleri uygulanır. Takip edilecek usul, tüzük, yasa veya yönetmelikle bel-irlendiği hallerde, böyle bir organın belirlenen usule uyması gerektiği kuşkusuzdur. Yasa, tüzük veya yönetmelikle belirlenen usullere uyulmadığı hallerde yetkili organın verdiği herhangi bir karar İdare Mahkemesi tarafından iptal edilebilir. Usule uyulmay-an hallerde verilen bir kararın iptal edilebilmesi için ihlâl edilen hükmün buyurucu veya kusurun basit bir kusur olmaması ve kusurun işlemin esasına etkili olması gerekir. Usule uymamakla işlenen kusur basit, önemsiz ve işlemin easını etkilemeyen bir kusu-r ise verilen karar iptal edilmez. Usule uyulmamakla işlenen kusurlar idari hukukta asli veya tali kusur olabilirler. Kusur, asli kusur olduğu hallerde karar iptal edilir, tali kusur olduğu hallerde ise karar iptal edilmez. Bazı müelliflere göre ise bu kus-urlar sonucu etkileyen veya etkilemeyen kusurlar olarak isimlendirilirler. İsimlendirme ne olursa olsun işlenen kusur basit, önemsiz ve işlemin esasını etkileyici nitelikte değilse, böyle bir kusurdan dolayı verilen karar iptal _ edilmez. Mangi kusurların -basit, önemsiz ve işlemin esasını etkileyici nitelikte oldukları idare mahkemelerinin verdikleri kararlarla saptanır. Örneğin bazı hallerde kararda tarih konmaması kusuru basit, önemsiz ve işlemin esasını etkileyici nitelikte değildir."
Görülebileceği gibi- yanıtlanması gerken soru tüzükte belirlenen yöntemde yapılan hatalar işlemin esasını etkileyici nitelikte olup olmadığıdır. Şayet yakınma konusu karar veya işlem doğru ise, bu kararın tebliğinde müstediye yazılan yazının özellikle bu yazının içeriği ile h-emfikir olan Hukuk Işleri Amirliğince yazılmaması veya evin bir ay içinde tahliyesinin istendiği ibaresinin yer almaması kararın alınmasında etkileyici nitelikte olamaz. 'Tebliğ ile ilgili bu kusurların kararın alınmasında etkili olmadığı bir yana, böyle k-usurlar dolayısıyle müstedinin olumsuz yönde etkilendiği de düşünülemez. Kanımızca yukarıdaki hususlarda 1978 İnceleme ve Dağıtım Komisyonu Tüzüğünce belirlenen tebliğ Yöntemine uyulmaması başvuru konusu karar açısından basit, önemsiz ve işlemin esasını et-kileyici nitelikte değildir. Bu nedenle iptidai itiraz reddolunur.

Başvurunun esasına gelince; 41/77 sayılı Yasanın 38(2) maddesi herhangi bir konutun bu Yasanın kurallarına aykırı olarak işgal edilmesi halinde bu gibi konutla ilgili tahsisin iptal edilme-sini öngörür. Müstedaaleyhe göre Müstedi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bölgesinde kendisinin 1/2'den fazla koçanlı konutu bulunduğu için 41/77 sayılı Yasanın 38. maddesi ışığında konu konutu 1980'den beri bu Yasaya aykırı olarak işgal etmeğe başlamıştır. Y-akınma konusu yapılan karar 29.1.1981'de alındığında müstedinin kiraya verilmiş bir konutu vardı. Bu durumda müstedaaleyhe göre, ilgili Bakanlık müstedinin thsisini iptal etmekle hata etmiş değildir.
41/77 sayılı Yasanın 3. maddesinde yer alan "Hak sahibi-" ibaresi altında yer alan ve konumuzla ilgili olan konut açısından hak sahipliliğini belirleyen kısmını aynen aktarmakta yarar vardır.
"(b) Konut tahsisi açısından;
Şehit ve hadise kurbanı kişilerin en yakınına; malûl gaziler ile aile reisi durumunda olup- da göçmenlik ve iktisaden güçlendirilecekler tanımına girenlerden Kıbrıs 'Türk Federe Devleti bölgesinde kendisinin, eşinin veya velâyeti altındaki çocuklarının ,ayrı ayrı veya birlikte toplam yarı hisseden fazla koçanlı konutu bulunmayanlar veya yukarıda- sıralanan aile fertlerinden herhangi birinin sağlık koşullarına ve oturulmaya uygun konutu olmayan."
İlkin bir hususa açıklık getirilmesinde yarar vardır. 1974 sonlarına doğru başvuruda konu edilen konut müstediye tahsis edilirken
onun hangi statüye haiz -olduğu belli değildir. 41/77 sayılı Yasa hükümleri açısından da bu konutu hangi sıffatla tasarruf ettiği de belli değildir. Yukarıda alıntısı yapılan "konut tahsisi açısından" altında yapılan tefsire bakılacak olursa onun, şehit ve hadise kurbanının en yak-ını, malûl gazi veya göçmen veya eşdeğer mal açısından dahi hak sahibi olmadığını görürüz. Konu konutu tasarruf edişine en yakın olanı iktisaden güçlendirilecekler sınıfı olabilir. Burada da yasa açıktır. Böyle bir sınıfa mensup bir kişinin bölgemizde 1/2'-den fazla koçanlı bir konutu olması halinde onun bu sınıfa giremeyeceği veya bidayette bu sınıfta ise fakat zamanla koçanlı konut sahibi olmuşsa bu statüyü artık koruyamayacağı açıktır. Kanımızca Yasanın gerek sözü ve gerekse özü tartışma kaldırmayacak kad-ar açıktır.
Müstedinin iki haneli bir binada 1/2'şer olarak koçanlı hissedar olduğu, bunların bir tanesini kendisi kiraya verdiği ve kirayı kendisi aldığı şahadetten ortaya çıkmıştır. Bu durumda onun 1/2 hisseden fazla koçanlı konut sahibi olmadığını söyle-meğe imkân yoktur.
Bu durumda, yakınma konusu iptal kararı alındığında müstedinin konut açısından hak sahibi olabilmek için 41/77 sayılı Yasanın öngördüğü hiçbir statüsü yoktu ve hakkında alınan iptal kararı da hatalı değildir.

Sonuç olarak başvuru reddol-unur.


(SalihS. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay) Yargıç Yargıç Yargıç

9 Mart 1984





- 297 -



Full & Egal Universal Law Academy